12.BÖLÜM

71.5K 2.1K 140
                                    

                  EVET YENİ BÖLÜM GELDİ....lÜTFEN BENDEN YORUMLARINIZI ESİRGEMEYİN...BİRDE SİZE YAZAR BİR ARAKADAŞIMIZI TAVSİYE EDECEĞİM @CepDefteri EFENDİM İYİ YAZARLARDAN BİRİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM:) VAKİT AYIRIP BAKMANIZI TAVSİYE EDERİM. BEN HİKAYELERİNİ BÜYÜK BİR ZEVKLE OKUYORUM :) DİYORUM VE SİZİ BÖLÜMLE BAŞ BAŞA BIRAKIYORUM.....ALEX

................................................................................................................................................................................

    Genç adam, saman balyalarının üzerine yatmış ellerini başının altına koyup, kafasındaki kasketi gözlerine indirmiş ve yarı uyuma pozisyonunu almıştı. Üzerinde sadece bir pantolon ve şu beş gündür  çalışırken giymeye alıştığı lastik çizmeler vardı. Esen rüzgarın sesi,çiçeklerin misk kokusu, kuşların cıvıltısı,hayvanların tatlı telaşı ve en önemliside her gece koynunda kokusunu duyarak uyuttuğu minik kadının kıkırtıları dolduruyordu dört bir tarafını. Gülümsedi Kemal. Huzuru burada bulacağını bilse Dolunayı ilk gördüğü anda kolundan tuttuğu gibi sürükleyip buraya getirirdi. Beş gündür dünyası değişmişti. Sorun yoktu, dert yoktu, geçmiş yoktu, sanki zaman bir daha hiç başalamacasına durmuştu. Mutluydu Kemal huzurluydu bu küçük yaramaz oyunbaz kadınla mutluydu.’ Tanrım diye’ düşündü Kemal. Deli etmişti onu. Kızıp sinirlendiği zaman en azından bir nebze olsun rahat duruyordu. Ona bağırıp kızmak istemiyordu ama Kemalin her an onun yaptıkları ile ağzına gelen yüreğinin bir nebze olsun ferahlaması için yapmak zorundaydı. Yaramaz çocuklar gibi etrafta koşturması, gizli gizli ata binmesi- ki sanki saklaya bilirmiş gibi- süt sağmak için ahıra girip inekle konuşması, her şeyi herşeyi onu deli gibi mutlu ediyordu. Ama bunları yaparken yaralanması işten bile olmadığı için Kemal, onu dizginlemek için sert maskesini takınıp ona bağırıp çağırıyordu. Onun o gözleri fırtınalı hava gibi dolduğunda Kemal kendine küfür ederek ona sarılırken buluyordu kendisini. Onun ağlamasından nefret ediyordu Kemal. Sadece ağlaması mı? Hayır  o güzel gözlerine çöken hüzünde Kemali mahvediyordu. Onu hep güldürmek mutlu etmek istiyordu. Şen kahkahaları havada uçuşsun, cıvıl cıvıl konuşması kulaklarına dolsun, teninin kokusu dört bir tarafını sarsın istiyordu.

     İç çekti Kemal ve bir anda rüzgar genç kızın kokusunu doldurdu burnuna daha sonrada samanların üzerinde gezinen hafif ayak sesleri geldi kulağına. Kemal yüzünü uyku pozisyonuna soktu ve hafifçe horlamaya başaldı. Btün iç güdüleri ayağa kalkmış bir aslan gibi avının kendisine yaklaşmasını bekliyordu. Hafif adımlar tam yanında sn bulmuştu ve Kemal onu kucağına çekmek için uygun anın gelmesini bekliyordu. Hızla alınan soluklar ve göğsünden kaçan kıkırdamaları duyuyor ve bu Kemalin içini mutlulukla dolduruyordu. Sağ kulağında hafif bir temas hissetti önce ve Dolunaya sezdirmeden hafifçe irkildi. Kulağı kaşınmaya başlayınca başını homurdanarak diğer tarafa çevirdi ve bu hareket dolunaydan ona bir kıkırdama kazandırdı. Sonra aynı teması burnunda hissetti ve burnunu sağa sola kırıştırdı Kemal. Sonra yüzüne doğru geldi o kaşındırıcı şey ve Kemal birden atılıp Dolunayın kolunu tuttu hızla kendisine çekti ve yan dönüp altına aldı. Başını kaldırıp kasketi çıkardı yüzünü kaşıdı ve dolunaya baktı. Güzel gözleri fal taı gibi açılmış kendisine bakıyordu. Kaşları hafifçe çatıldı ve alnı kırıştı. Kemal onun bir anda nasıl bu hale geldiğini anlamaya çalıştığını biliyordu ve onun yüz ifadesiyle muhteşem şaşkınlığına bakıp göğsünden yükselen kahkahayı tutamadı ve başını geriye atıp gülmeye başladı.

       Dolunay şaşkınca karşında kahkahalara boğulan adama bakıyordu. Ne olduğunu anlamadan bir anda kendisini onun altında bulmuştu. Oysaki daha birkaç saniye önce uyuyordu. Uyuyordu değilmi. Gözleri beyninin algıladığıyla büyüdü ve  Kemalin göğsüne bir şaplak attı “ Hayin” diye tısladı sinirle.

HUZUR (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin