⭐JM-32.Bölüm:'Kalk kız evleniyoruz!⭐

8.3K 643 393
                                    


-Hudeentrk happy birthday okuraşkım. Nice birlikte senelere.

Satır satır yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar beybilerim.

*Düzenlendi*

•••

HATIRLATMA:

-Umay-

"Konuşacak mısın artık Berkan?" diye sordum ona bakmamaya özen göstererek. 25 dakika önce beni çağırmıştı. Ne kadar beni çağırdı için sevinmiş olsam da konunun Doğa olduğunu öğrenmemle uzun sürmemişti bu sevinç.

"Tamam tamam. Seni buraya çağırdım çünkü..." tek kaşımı kaldırarak yüzüne baktım. "Çünkü ne?" mavilerini yeşillerime dikerek ellerini birbirine kenetledi. "Yardımına ihtiyacım var." kafamı salladım.

"Hangi konuda?" derin bir nefes alarak konuşmaya başladı. "Hani şu kaza yapmıştım ya ben. Derin ile." kafamı 'hatırladım' dercesine salladım. "İşte o kazadan sonra Doğa'yı görmemiştim. Derin ile sevgili oldular falan." kafamı yine salladım. "İşte o yüzden aklıma bir şey geldi. Doğa'yı üzmemek için."

Kulağıma eğildi ve fısıldadı. Söylediği şey ile gözlerim şaşkınlıkla büyüdü. Ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım. Gayet ciddi duruyordu. Şaka filan yapmıyordu.

•••

-Azra-

"Vay. Demek Çağrı, Gökhan'a kafa attı ha. İdolumsun bebeğim." gözlerimi devirerek Arel'i yerine oturttum. "Kes zevzekliği. Bak Arel sana diyorum. Eğer bu konuştuklarımız, şirkette birinin kulağına giderse." elindeki kaşığı hızla masaya bıraktı. Fazla hızlı bırakmış olacak ki kaşık sekerek yeri boyladı.

"Kız ben dedikoducu muyum? Öyle şeyler diyorsun. Bak kalbimi kırıyorsun Azroş. Hani arkadaşlık? Hani bu kankalık? Yazıklar olsun sana." eline tükürerek yüzünü buruşturdu. Gözlerimi devirdim. Tükürdüğü eline bakarak yüzünü buruşturdu. "Ellerimi daha yeni kremlemiştim."

Kapının açılmasıyla kafamı kapıya doğru çevirdim. "Günaydın biricik kankalarım." gülümseyerek içeriye giren Selin'i görünce gülümsedim. O ise kollarını açarak boynuma doladı. "Günaydın." dedim ayrıca. Selin geriye çekilerek çantasını masaya koydu. Arel ise yüzünü buruşturarak ciddi bir tavır takındı.

Ayaklarını birbir üstüne atarak arkasını döndü bize. "Ay pis şey. Senin günaydınına ihtiyacım yok benim." Selin omuz silkerek bana döndü. "Doğa gelmedi mi?" anlaşılan Arel'i hiç takmıyordu. Peki. "Bilmiyorum. Belki de gelmiştir de, önce bir Derin'e uğrayayım demiştir." göz kırparak söylemiştim bunu. Selin gülerek ellerini birbirine sürttü. "Ay inşallah."

"Kime diyorum kız yelloz ben." Arel, ayağını sertçe yere vurarak söylemişti bunu. Selin yine sallamadı tabi. Parmağını şıklatarak zıpladı. "Sana ve Doğa'ya bomba bir haberim var." gülümsedim. "Ne diyeceksin merak ettim ama önce bir Doğa da gelsin öyle söyle madem." bana hak verircesine kafasını salladı.

Arel yine söyleniyordu tabi. "Kız ben konuşuyorum beni takan yok. Ayol görünmez mi oldum? Galiba ejderhalar beni lanetledi." Selin gözlerini kısarak Arel'e döndü. "Nerde bende o şans. Keşke öyle bir şey olsada yeryüzünden silinsen." Arel o meşhur tiz sesiyle ambulans sireni gibi bir ses çıkarttı. "Sen ne bilirsin be öküz."

Selin kaşlarını çattı. "Öküz mü? Sensin be öküz! Gerizekalı." Arel ayağa kalkarak Selin'in karşına geçti. "Sus kız sen. Yelloz. Ayrıca öküz mü gerizekalı mı karar ver. Ayrıca ve ayrıca da Çağrımlıaşkıma Azraşkım öyle diyordu. Çağrımlıaşkım niye kızmıyorda sen kızıyorsun Seloş?" Selin gözlerini devirerek omuzlarından geriye doğru hafifçe ittirdi Arel'i.

JELİBONLU MUHALLEBİMOnde histórias criam vida. Descubra agora