OTUZ ALTINCI BÖLÜM

3.5K 402 42
                                    



                          OTUZ ALTINCI BÖLÜM

ELA

"Eee Umut!"diye uzattı babam."Umarım artık çocukluğunun tamamen bittiğinin farkındasındır.Bundan sonra yetişkinlerin dünyasında olacak ve bütün sorumluluklarını üstleneceksin.Başında biz olmayacağız diye derslerini savsaklamalar, sağda solda gezmeler ve içki alemleri yapabileceğini düşünme sakın.Gözüm üstünde olacak.Üstün başarı bekliyorum.Ablanın boşaltacağı eve yerleşirsin tabi, ama bak da orayı ahıra çevirme ve zibidileri doldurup durma.Haberim olur,ona göre.Birbirimizi anlıyoruz, değil mi oğlum?"

Masadaki hava buz kesti.Umut'un mezuniyet töreninden çıkıp, kutlamak için yıllardır ara sıra gittiğimiz restoranda erken bir akşam yemeği yiyorduk.Ve babam başarıyla kardeşimin bu mutlu gününü hepimize zehir etmekle meşguldü.Bir insan nasıl bu kadar duyarsız olabilirdi?Göz korkutarak Umut'u teşvik edeceğini düşünecek kadar kör müydü, yoksa bir baba olarak oğluyla kurması gereken normal iletişimden bihaber miydi?

Umut'un yüzü sarardı ve gözle görülür şekilde yutkunduktan sonra:

"Evet baba, ben seni anlıyorum.Yalnız senin anlamadığın bir şey var.Ben sorumluluklarımı her zaman bildim ve sizleri bugüne kadar hiç utandırmadım.Derslerim de daima çok iyi oldu ve bugün de gördüğün gibi okulumu birincilikle bitirdim.Arkadaşlarımın arasında hiç zibidi olmadı, o her ne ise işte.Ve en önemlisi içkiden de sayende nefret ediyorum.İçin rahat etsin, seni bundan sonra da asla utandırmam.Gerçi sen de içip içip bizi utandırmasan artık, süper olurdu.En son konsere bile içkili çıkmışsın.Gördüğün gibi benim de bazı şeylerden haberim oluyor.Neyse. Ben doydum.Arkadaşlarımla buluşacağım.Size afiyet olsun."deyip, ayağa kalktı ve hızlı adımlarla çıkışa yöneldi.

Masaya çöken ölüm sessizliğini sadece etraftan gelen kısık konuşmalar ve çatal kaşık sesleri bozuyordu.Üçümüz de yemeği bırakmış, heykeller gibi donup kalmıştık.Galiba hiç birimiz Umut'tan böyle bir çıkış beklememiştik.Gerçi son zamanlarda babamın kabalıklarından annemi korumaya çalışıyordu, ama böylesi bir başkaldırıyı, böylesine ölçülü bir üslupla gerçekleştireceğini hiç düşünmemiştik.Canım kardeşim gerçekten büyümüş ve olgunlaşmıştı.Usulca babama göz attığımda , suratında yer yer kırmızı lekeler belirdiğini ve ellerinin titrediğini fark ettim.Önündeki kumaş peçeteyle ağzını şöyle bir sildi ve ayağa kalkıp, tek kelime etmeden masayı terk etti.

Annemin yüzü bembeyaz kesilmişti.Görmeyen gözlerini önüne dikmiş,kucağındaki ellerini birbirine sürtüp duruyordu.Sürahiden bir bardak su doldurdum ve ellerini yakalayıp, bardağı titreyen parmaklarının arasına yerleştirdim.

"Anneciğim, şunu iç ve biraz sakin olmaya çalış.Birazdan buradan çıkıp, evde güzelce kahvemizi içeriz.Tamam mı?"

Etrafımızda belli etmediği bir merakla dolanan garsona:

"Hesabı alabilir miyiz lütfen?"diye sakince seslendim ve cüzdanımdan kartımı çıkardım.Ardından telefonda Umut'u tuşladım:

"Abla, neler oldu?"

Kardeşimin bana ulaşan sesi mutsuz ve kırık geliyordu:

"Olay çıkardı mı?Size kızdı mı?Özür dilerim , kendimi tutamadım işte.Bari bugün farklı konuşur sanmıştım."

Sesinden ve sözlerinden yansıyan suçluluk ve pişmanlık içimi dağladı.

"Bir şey demedi Umut.Kalktı, gitti sadece.Biz şimdi annemle eve gidiyoruz.Sen de gel ve güzelce giyin.Baloya ancak yetişirsin.Gitmemeyi düşünme bile.Hayatında kaç defa koleji bitireceksin, üstelik birincilikle?Hadi ablacığım, evde görüşürüz.Anlaştık mı?"deyip kapattım.

ELA'YA  KARŞI  ELA  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin