YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

4K 433 32
                                    



                      YİRMİ İKİNCİ BÖLÜM

22 MAYIS / 13 YIL ÖNCE / MERSİN

Kadir'in acelesi vardı.Zaten ne zaman evden uzakta olsa, bir an önce geri dönmek için elinden geleni yapardı, ama bugün bunun için önemli bir nedeni daha vardı.Bugün oğlunun, Kerim'inin doğum günüydü.

Genç adam hüzünle gülümsedi, zaman su gibi akıp gitmiş ve oğlu kocaman adam olmuştu.Bir kaç sene sonra Kerim'in okumak için evden ayrılacağını düşündükçe, kalbi şimdiden kaygı ve özlemle sıkışıyordu.Bitanesiyle harika bir evlat yetiştirmişlerdi – akıllı,saygılı, cömert ruhlu ve çalışkan.Kadir karısına ve oğluna tapıyordu.Onları herhangi bir şekilde üzecek, hatta kaygılandıracak her şeyden uzak tutmaya çalışıyordu.İşte bu yüzden de son zamanlarda göğsünde peyda olan sancılar için birkaç gün önce göründüğü doktorun teşhisini Seda'ya anlatmamıştı ve ilaçlarını bile gizli gizli içiyordu.Bunca yıl sonra bu aralarındaki ilk sır olmuştu.Hem zaten hastalığı o kadar da önemli değildi, yorulmaktan ve stresten kaçınması ve ilaçlarını düzenli alması yeterli olacaktı.

Bulutlanan yüzünü toparlayıp, Seda'yla gizlice alıp, yatak odasına sakladıkları doğum günü hediyesine Kerim'in vereceği tepkiyi gözünün önüne getirince, dudakları muzip bir gülümsemeyle kıvrıldı.Çocuğun çoktandır, artık evlerde de yaygınlaşan bilgisayarları merak ettiğini biliyorlardı, ama Kerim bunu asla dile getirmemişti.Bir kaç aydır dikkatlice para biriktirip, oğullarını en çok mutlu edecek hediyeyi alabildiklerini düşünen karı koca, dün kocaman kutuyla gelen sürprizi kamufle ederken, çok eğlenmişlerdi.

Kadir oturdukları sokağa girdi.Adımlarını hızlandırdığında bile aksaması artık neredeyse belli olmuyordu çok şükür.Rastladığı tanıdıklara ve dükkanlarının önünde oturan esnafa selam vere vere ilerledi.Bu muhiti seviyorlardı.Mersin'e geldiklerinde, şu anda oturdukları daireyi ilk önce kiralamışlardı.Annesinin evinin satışından gelen parayı abisiyle bölüşmüşler ve kendisine kalan miktarla tuttukları bu daireyi döşeyip, arta kalanla da çok geçmeden bir kooperatife girmişler ve beş yıl taksit ödemişlerdi.Ama bu arada buraya çok alıştıkları için kooperatif evini satıp, oturdukları daireyi almışlardı.

Kadir gülümsedi.Hiç bir zaman fazla paraları olmasa da, küçük, fakat sevimli evleri yaklaşık on beş yıldır huzur ve mutluluklarına tanıklık etmişti.

Dört katlı binanın önünde durup,demir kapıyı açtı.İkinci kata ulaştığında kendi kapılarının aralık olduğunu görüp usulca güldü.Belli ki Kerim pastanın ve hediyenin hayaliyle sabırsızca içeri dalıp, kapıyı kapatmayı unutmuştu.Gülümsemesi genişledi, hayır, bu gün onu azarlamayacaktı.Doğum günü çocuğunun bu özel gününe en ufak bir gölge düşmesini istemezdi.

Hole girip, evrak çantasını portmantoya bıraktı.İçeriden ağız sulandırıcı kokular geliyordu, ama ev alışılmadık bir şekilde sessizdi.Ne Kerim'in, evde olduğu müddetçe neredeyse sürekli açık olan teybinden müzik sesi, ne de Seda'nın mutfaktaki tıkırtıları geliyordu. Kadir şaşkınlıkla duraklayıp, ayakkabılarını çıkarmaktan vazgeçti ve mutfağa doğru hareketlenerek seslendi:

"Bitanem, ben geldim hayatım!Neden sesiniz..."

Gördüğü manzara karşısında sesi yitti, beyni tanık olduğu dehşeti algılamakta aciz kaldı.Yerde boylu boyunca yüzüstü yatan bir adamın böğrüne bir bıçak saplanmış, yaradan durmadan sızan kan küçük bir göl oluşturmuştu.

Oğlu, kendisine sırtı dönük, donmuş gibi duruyordu ve gergin omuzlarından şokta olduğu anlaşılıyordu.

Ve Bitanesi...Karısının yüzü kan içinde, yer yer morarmaya başlamıştı, ama ondan öte...Allahım yardım et...yine olmasın...

ELA'YA  KARŞI  ELA  ("YÖRÜNGE" SERİSİ  1) (Tamamlandı)Where stories live. Discover now