48.BÖLÜM.

451 151 23
                                    

Kahveleri alıp masaya oturduktan sonra Rasim dayanamadı " ya Gülşen kusura bakma da senden garip bir koku geliyor, yani senle gittiğimiz heryere bu koku arkamızdan geliyor kızma bana bende senden geldiğini düşünüyorum "

" Hayvan sakatatları var çantamda, "

" Neden? Bir insan neden çantasında sakatat taşır? "

Gülşen, Rasimin burnunun ucuna kadar yaklaştı kafasını sallayarak " sanane, hadi kalk beni kız kardeşimin evine bırak "

" İyi de kardeşin vefat etmedi mi?"

" Evet yeğenime sürpriz bir akşam yemeği hazırlayacağım "

" Ne kadar düşünceli bir kadınsın gerçekten " dedi gülümseyerek.

" Hadi hadi geç kalmamam lazım"

" Tamam hadi gidelim "

Arabaya doğru yürüdüler yürürken hiç konuşmadılar arabaya binince " Bana bak Rasim efendi, bu kadın bu akşam..."

" Tamam tamam o iş bende şimdi seni bırakalım aldırırım ben onu "

Gülşe'nin çatık kaşları normale döndü hafiften gülümsedi " Güzel, iyi haberlerini bekliyorum "

" Tabiki sen hiç merak etme o iş bende "

" İnşallah eline yüzüne bulaştırmazsın, "

" Sen merak etme dedim, rahat ol! Halledeceğim. "

Melisa ve Asya hiçbir şeyden habersiz alışveriş merkezinde yemeklerini yiyorlardı.

Ablasının evinin önüne geldiler, araba yavaşladı, Gülşen kapıyı açacaktı, Rasim " Dur bende geleyim ışıklar da yanmıyor kimse yoksa ben seni gideceğin yere bırakırım "

" Ay saçmalama ben başımın çaresine bakarım git sen git "

" Emin misin? "

Gülşen ters ters bakarak, ses tonunu değiştirerek " Tabiki eminim beş yaşında çocukmuyum ben? Git sen"

" Peki o zaman görüşürüz bende diğer işleri halledeyim."

" Tamam "
Dedi kapıyı hızla çarparak bahçeye girdi. Gerçekten ışıklar yanmıyordu demekki evde kimse yok diye düşündü, hemen büyüyü ve diğer gereçleri çıkardı, bunları bahçeye görecekti, etrafa baktı acaba kürek veya toprağı kazabileceği herhangi bir obje varmı diye yoktu, eliyle kazmaya karar verdi iş başa düşünce, tırnakları da uzundu, hızla kazmaya başladı çok derin olması gerekmiyordu şu zımbırtılar sığsın yeterli diye düşündü. Büyüyü en alta diğerlerini de üstüne koydu şimdi geri kapatıyordu kapattı hızlı bir şekilde. Etrafını son kez kolaçan etti. Koşar adımlarla çıktı bahçeden, evin önünden koşarak 200 metre kadar uzaklaştı. Kimse görmemeliysi. Ellerini diz kapağına koyarak solup alıp veriyordu gerçekten yorulmuştu. Bu kadar baskıya karşı, Gucci marka topuklu ayakkabıları zarar görmemişti. Kafasını kaldırdı taksi geliyordu, eliyle dur işareti yaptı bindi nefes nefeseydi.

Taksici " Abla iyi misin? "

" İyiyim iyi beni Çamlıca sitesine götür."

Kafasını onaylar şekilde salladı.
Telefonuna baktı Cody 'den 47 cevapsız çağrı vardı. Hemen geri aradı " Efendim Cody "

" Sen nerdesin ya? Meraktan öldüm, bak söz veriyorum bir daha vurmayacağım sana gel artık "

" Tamam geliyorum, zaten yarım saate yanındayım, özledik erkeğim seni "

" Bende seni kadınım " kapattılar telefonu taksici ona garip garip bakıyordu"

Gülşen oralı bile olmadı kafasını yola çevirip dışarı izliyordu.

Artık büyü sahibine ulaşmıştı, yerine yerleşti hazırdı, Asya başının dönmeye başladığını hissetti, başını tutuyordu bu normal bir baş dönmesi değildi, "

Melisa " iyi misin, hayatım "

Asya, Melisa'nın sesini değişik bir şekilde duyuyordu " Me - Melisa sesine ne oldu? "

" Ne olmuş ne varki? "

Asya kafasını kaldıramıyordu sanki bir yük vardı üstünde güçlükle Melisaya basabildi, ama göz bebekleri yerinden fırlayacaktı, onu tıpkı bir yaratık gibi görüyordü " Melisa sana ne oldu? "

" bişey yok hayatım yürü doktora gidelim galiba yediklerin dokundu gıda zehirlenmesi olabilir "

Asya onun sesini gerçekten çok değişik duyuyordu, Melisa ya bakmıyordu, o şekilde ayağa kalktı " hadi gidelim "

SANA SOYUNDUM #Wattys2017Where stories live. Discover now