45.BÖLÜM

545 170 41
                                    

Melehat Gülşe'nin bir adım gerisinde duruyordu ve onun koluna sıkı sıkı sarılmıştı. Melehat titremekten konuşamıyordu. Gülşen hemen kendine çeki düzen verdi, " Gülbeyaz hanım bune böyle insanın karşısına pat diye çıkılır mı?"

Gülbeyaz sadece sırıtıyordu, hiç konuşmuyordu,

Gülşen " Afedersiniz, dilimizi biliyor musunuz? "

Melehat " Kız manyak mısın? kadın ne biçim olmuş görmüyor musun? "

" Bak burayı arada havalandır sağlık açısından önemli "

Gülbeyaz " Benle konuşurken gözlerimin içine direk bakma, sakın! Geçin içeri "

Gülşen " Ben bu kokan yerde bir dakika daha durmam dışarı çıkıyorum " bir adım attı, kapı direk kapandı.

Gülbeyaz " Onları kızdırıyorsun içeri geçin dedim "

" kimleri? "

Melehat " Gülbeyaz hanım siz onun kusuruna bakmayın biz oturuyoruz içeri hemen "

Gülşeni zorla içeri oturttu, kapıdan baktı Gülbeyaz mutfaktaydı. " Yahu sen canına mı susadın, "

" Ya bu kadın kaçığın teki, üçler beşler hepsi hikaye "

Gülbeyaz birden içeri girdi, ses tonu garipleşmişti, yüzünü Gülşene döndü " Sdn geçen hafta ablanı öldürdün, merdivenden aşağı ittirdin acımadan, seni adi yosma senin de sonun kahrolası ablan gibi olmasını istemiyorsan uslu ol ve bizler kızdırma sakın!"
Gülşen'in içine şimdi bir korku girmişti, Gerçekten bu sırrı Melehat bile bilmiyordu ve o ses tonu gerçekten ürkütmüştü. Gülbeyaz normale dönmüştü " Evet ne istiyorsunuz? "

Gülşen " Birine büyü yaptırmak istiyorum "

" ne büyüsü? "

" Delirtme büyüsü "

" 3000 lira nakit istiyorum "

" Yok artık "

Gülbeyaz yaklaştı fısıldayarak " Eğer bu evden sağ salim çıkmak istiyorsan dediklerimi uygula yoksa seni kocamın elinden ben bile alamam " gülmeye başlamıştı kıkır kıkır gülüyordu?"

Gülşen şaşırmıştı " Kocan bir şeymiş...."

" Şşş sessiz ol çok soru sorma, ver parayı hemen! "

Gülşen çantasından paranın hepsini çıkarıp verdi. Melehat hiç konuşmuyordu. Demek ablanı sen öldürdün ha diyerek içinden konuşuyordu.

Gülbeyaz " Kime yapılacak bu büyü"

" Ablamın kızına "

" Adı Asya sanırım, annesi de Sertap "

Hızlı hızlı kağıda birşeyler yazıyordu, gözlerini açtı ve duraksadı " Delirme derecesi ve süresi ne kadar olsun? "

" Yani en çubuğu me zamana olur? "

" Kişinin direncine bağlı ama istersen ona Yakaza kabilesinden olan cinleri musallat edebilirim. "

" Et et kafayı yesin, korkusunlar hergün azap gibi yaşasın."

" Tamam tamam orası bende hatun, kırk yıllık hocaya işini öğretme "

" özür dilerim Gülbeyaz bacı"

" işte bunu al, sana dana sakatatları ile beraber bu kızın evinin bahçesine göm, işlem tamamdır "

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

" işte bunu al, sana dana sakatatları ile beraber bu kızın evinin bahçesine göm, işlem tamamdır "

" nerden bulayım sakatat şimdi? "

" Ben veriyorum sana, hepsini şu poşete koydum. "

" Sağol Gülbeyaz bacı "

" şimdi ikinizde alın şu muskaları "

" Bunlar ne için? "

" şimdi buraya arabayla geldiniz, bu kara büyü böyle bir büyüyle eve sağlam varacağınızı düşünüyor musunuz? Asyadan önce size bulaşmasın diye bu muskalar"

Gülşen " İnşallah tutar bu büyü "

" Tutmak ne kelime, gözlerinin önünde delirişini izleyeceksin, gencecik bir kızın hayatını nasıl bitirdiğini canlı canlı seyredeceksin "

" sdn böyle söyleyince sanki kötü birşey yapıyormuşum gibi hissettim "

" Yeter! Gidin artık o rahatsız oluyor susun arkanıza sakın bakmayın hemen gidin burdan hemen "

Melehat " Hadi kızım kadını duydun yürü "

Gülşen kalktı, arabaya doğru ilerlediler, arkalarına hiç bakmıyorlardı ne kadar merak etseler de. Melehat hemen arabayı çalıştırdı yola çıktılar, Gülşen arkasına bakacaktı sanki arkadan biri onları takip ediyormuş gibi hissetti. Dikiz aynasından ankaraya baktı ve gördüğü şeyle birlikte göz bebekleri yerinden fırlayacaktı ilkkez yutkunuştu, bu rahat hiçbirşeyi umursamaz kadının içine korku girmişti.

Hiç konuşmadan Melehatı dürttü "ne var kız ne oldu?"

Gülşen eliyle dikiz aynasını işaret etti, Melehat dikiz aynasına bakmasıyla çığlık atması bir oldu, " Aman Allâh'ım o şeyde ne öyle "

Gülşen " Mu... Muskayı sakın çıkarma tamam mı? Hatırladın mı? Sanırım bu büyünün etkisi "

Melehat ağlamaya başlamıştı " Allâh'ım affet bizi koru lütfen lütfen."

Elleri korkudan o kadar titriyordu ki neredeyse direksiyon hakimiyetini kaybedecekti, " Gülşen bak orda bir kadın duruyor ondan yardım isteyelim mi? "

" Saçmalama böyle bir köy yerindeyiz kadın simsiyah giyinmiş ve sırtı bize dönük hiç mantıklı değil durma devam et"

Melehat kadının yanına yaklaşınca yavaşladı camı indirdi, Gülşe'nin tarafını açmıştı ürkek bir sesle " Hanımefendi acaba bize yol tarafi verebilir misiniz?

Kadın yüzünü onlara döndü

Melehatın gözleri fal taşı gibi açılmıştı, Gülşen " Bas gaza bas! "

Melehat resmen tekerden ateş çıkarmıştı, sadece yokuş aşağı gidiyordu garip olan şeyse geldiklerinden beri hiç insan görmemişlerdi köy yeri sonuçta hiçmi insan olmaz? " Gülşen Allâh seni kahretsin senin yüzünden ne hallere düştüm " ağlıyordu.

Gülşen " Sen daha önce bu bu kadının yanına gelmedin mi? geldin "

" Ama böyle şeyler yaşamamıştım,"

" Bak tatlım, sakinliğimizi korumak zorundayız lütfen ".

SANA SOYUNDUM #Wattys2017Where stories live. Discover now