23. Bölüm: Gözleri mavi olacak güzelim çocuğumuz değil

48 13 35
                                    

"Anıl kalk üstümden!" dedim bağırarak. Neyse ki adam gitmişti. Hızlıca kendini toparlayıp üstümden kalktı. Ne olduğunu hiç bir şekilde anlamamıştım. Sadece hiç olmadığım kadar şaşkındım.

"Özür dilerim ama onun kim olduğunu bilmiyorsun!"
"Öyle mi kimmiş o?"
"Sonra anlatırım"
"Manyak herif!" dedim ve koşarak mutfağa gidip bir şişe suyu kafama diktim. Kalbim... kalbime bir şeyler oluyordu.

"İyi misin sen?"

"Bilmiyorum bu su neden acı? Midemi bulandırdı?"

Daha sonra şişeyi elimden alıp incelemeye başladı.
"Manyak içki bu!"

"Ne!" dedim bağırarak. Ben bir şişe içki mi içmiştim? Kafama dikmiştim. Lütfen sarhoş olup saçmalamayayım. Lütfen...

"Fazla sarhoş olmazsın değil mi? Ne kadarı doluydu? Herhalde şuan boş olduğuna göre azdı içindeki"

"T-Tamamı doluydu!"

"Aman ne güzel! Şimdi bir de senin sarhoş halinle uğraşacağım" dedi sırıtarak.
Daha sonra dönen başım ve ben gidip birlikte koltuğa oturduk. O sırada kapı açıldı. Kim olduğuna bakmak için kafamı hızlıca o yöne doğru çevirdim. Asya ve Ali gelmişti. Hemen yerimden fırlayıp yanlarına gittim.

"Neredesiniz lan siz?

"Sakin olun hava almaya çıktık. İyi misiniz siz?" dedi Ali gayet sakince.

"Biz mi? Valla biz de s-"

"Eee... şey Derin biraz meraklandı sadece bir şey olmadı. Değil mi Derin?" diye araya girdi Anıl. Yok ya!

"Yoo, hiç de öy-" daha sözlerimi bitiremeden Anıl beni omzuna attı. Hiç bir şey anlamıyordum. Bu manyak herif neden beni konuşturmuyordu?

"Bizim uykumuz geldi biz gidiyoruz size iyi geceler" dedi ve yürümeye başladı. Bense sadece geniş omzuna yumruklar atabiliyordum. 

"Yok benim uykum ya indirsene beni!" Ama cevap vermeye bile tenezzül etmiyordu. İşte bu Derin Atacan'a yapılacak hareket değildi. Sırıtarak omzunu ısırdım. 

"Lan manyak! Isırma!"

"Sen de indir beni" durduğunu yeni fark etmiştim. 

"Hatta dur ben pencereyi açayım belki seni düşürürüm yanlışlıkla" dedi ve pencereye doğru ilerdi. Ama bunu yapmayacağını bildiğim için hiç bir tepki vermiyordum. Pencereyi açtığında beni ileri doğru götürdü.

"Niye bağırmıyorsun? 'Anıl korkuyorum gitme' demeyecek misin?"

"Öyle bir şerefsizlik yapmayacağını biliyorum çünkü" dedim ve kucağından inmeyi başardım. Ama gerçekten uykum yoktu. Beni terk etmişti güzel uykum. Zorla da olsa yatağa uzandım. Kollarımı açtım ve gözlerimi tavandaki bir noktaya kilitledim. 

"Kaysana manyak" dedi Anıl gülerek. Çok komik Anıl Karataş ama ben senle aynı yatakta yatmam. 

"Ne münasebet git salonda yat" dedim ve örtüyü kafama çekip gözlerimi kapattım. Sırf gözlerine bakmamak için...

Daha sonra hiç bir cevap gelmedi sanırım gitmişti. Derin bir nefes aldım ve uyumaya çalıştım. Tam o sırada örtünün dışından beni tutan eller hissettim. Sesim hafif çığlıklara karışarak çıkıyordu.

"Lan manyak herif! Gitsene ya! Bırak beni!" 

"O zaman git içeride yat" 

"Çok beklersin!" dedim bağırarak. Sanırım biraz fazla bağırmıştım. Ama hala üstümden kalkmıyordu. Daha sonra en iyi kararın pes etmek olduğuna karar verdim. Ha! Aptal kafam... Şimdi hatırlamıştım. Anıl beni azdırmaya çalışıyordu ve bunu en geç 3 gün içinde yapacağını söylemişti. Of! Bu kadar çabuk işe başlayacağını düşünmemiştim. 

Yakışıklı YalancıWhere stories live. Discover now