5. Bölüm: Ben artık eminim

91 21 27
                                    

Bunu duymayı beklemiyordum. Ağzımı geri kapatamıyordum. Kalbim deli gibi atıyor ve vücudumdaki yerini değiştirmek istiyordu. Başım dönüyordu ve ayakta durmakta güçlük çekiyordum. Sonra Anıl'ın belime dolanan kollarını hissettim. 

"Tamam. Tutma beni. İyiyim" dedim ve belimdeki elini ittirmeye çalıştım. Ama beni o kadar sıkıyordu ki elini itmem mümkün değilmiş gibiydi.

"Boşuna uğraşma. Elimi itebilecek güce sahip değilsin"

"Beni neden bırakmıyorsun?"

"Çünkü iyi değilsin ve ayakta duramıyorsun"

"Bu kadar mı?"

"Hayır değil. Bir de çok güzelsin" 

"Kes şunu. Bayılmamı mı istiyorsun?"

"Belki de bırakmak istemiyorumdur ne dersin?" dedi sırıtarak. Daha sonra hafiften gözlerim kapandı ve yeniden açtığımda Anıl beni dışarı çıkarmıştı ve ben onun kucağındaydım. 

"S-Sen ne zaman çıktın dışarı?"

"Çok olmadı merak etme. Güzel miydi?" 

"Hıı, çok mükemmeldi senin beni kucağına alman için ölüyordum. Bir dakika senin ceketin nerede?" dedim merakla. Çünkü ceketi olduğunu fark edebilecek kadar detaylı bakmıştım. Sonra güldü ve gözleriyle belimi işaret etti. Şaşkınlıkla kafamı aşağı eğip belime baktım. Ceketini belime bağlamıştı. Bu hareketi beni resmen sarhoş etmişti. Daha sonra ceketi çözdüm ve Anıl'a verdim. Kafasıyla ön tarafı işaret ederek içeri girmemi söyledi. Ben de yavaşça içeri girdim. Daha önce buraya gelmemiştim. İçerisi oldukça parlaktı ve ileride doğru yürüdüğümüzde bizi kocaman bir sahne karşılıyordu. Arka taraftaki masaların hemen yan tarafında bir kapı daha vardı. Sanırım doğum gününü burada kutlayacaktık. Daha sonra yanımıza benden birkaç yaş büyük bir adam geldi.

"Selam güzellik ne işin var burada?"

"Sana ne lan!" bunu söyleyen ben bile değildim Anıl'dı. Ama adam Anıl'ı umursamayarak konuşmaya devam etti ve telefonu bana uzattı.

"Numaranı vermek ister misin?"

"Bence sen direk 112'yi ara kardeşim çünkü birazdan ihtiyacın olacak" dedi Anıl ve adama doğru bir adım attı. Buraya geldiğim anda atılmak istemiyordum ve bu yüzden Anıl'ın bileğini tuttum. Sonra adamı kolundan tutup dışarı çıkardım. Artık beni kimse durduramazdı. Çünkü dışardaydım ve durmayı da düşünmüyordum. 

"Çok hızlısın"

"Daha tam gaza basmadım. Gel önce numaramı vereyim. Yaklaş biraz" dedim ve adam bana yaklaşırken gözlerim kapının önüne gelen Anıl'a kaydı. Elimle orada durmasını söyledim ve omzunu kapıya yaslayıp bize bakmaya başladı. Adam bana iyice yaklaştığında derin bir nefes aldım ve suratının ortasına sert bir kafa geçirdim. 

"Bak bu 5'ti. Sırada 0 var" dedim ve yumruğumu yüzüne geçirdim. Daha sonra kanayan burnunu tutarak yanımdan uzaklaştı ve bende Anıl'ın yanına döndüm. 

"Hadi gidelim" dedim ve içeri girdim. Bu sefer önlere değil arkalara oturmak istiyordum. Arka masalardan birine geçtim.

"Beğendin mi?" dedi Anıl yanıma oturarak.

"Pek benlik bir ortam değil. Ama beğendim. Pastayı nasıl alacağız?"

"Pastayı arka kapıya getirecekler ve bizde oradan gizlice alacağız"

"Saçmalama"

"Saçmalatma o zaman" Neden böyle söylemişti ki? Çok saçma ve alakasızdı. Daha sonra mekan dolmaya başladı ve o sırada kapıdan giren Asya, Ali ve Fiko'yu gördüm. Hepsi gelip yanımıza oturdu. 

Yakışıklı YalancıWhere stories live. Discover now