21|'Shuushi'

2.4K 264 142
                                    

"Geçmiş durağan, gelecek ona koşuyor, geçmişe varan geçmiş oluyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


"Geçmiş durağan, gelecek ona koşuyor, geçmişe varan geçmiş oluyor.Geçmiş kara delik olmuş, her şeyi yutuyor."

1830, Goryeo ve Joseon Bölge Krallıkları

Daegu'da her şey hala aynıydı. Hava yazın bitimi olduğundan az da olsa serin ve iç titreten hislere sahipti fakat komutanın odasında birbirine sarılmış bedenler için geçerli değildi bu durum. Onlar, kürklerin içerisinde adeta kendi dünyalarında alev alev yanıyorlardı, hiçbir sonbahar, hiçbir kışın onlara soğuk gelemeyeceğini düşünmeden edememişti ikisi de.

Omega, sanki daha fazla yapabilirmiş gibi komutanın geniş göğsüne doğru baygın baygın sokulduğunda komutan, onu sardığı tek kolunu sıkılaştırıp ince belini daha sıkı kavradı. Omeganın onun bu tutuşuna karşı içi öyle bir titredi ki komutanın bunu anlaması için illa çiçeklerinin açmış olmasına ihtiyacı yoktu çünkü elinin altında yaprak misali titreyen omeganın feromonları bütün duygularını belli edercesine odanın içini kaplamıştı.

Komutan, onun üzerinde dün gece çok fazla feromon harcamış olsa da kokusu haricinde tenindeki o güzel esansın gitmediğini biliyordu çünkü elinin altındaki teninden burnuna sürekli doluyordu tatlı bir tarçın kokusu. Joseon'un bolca tarçın ağaçlarına sahip olmasındandır belki de diye düşündü ama daha önce birkaç tane Joseon'lu omega görmüştü ve onlardan hiç böyle bir koku almamıştı. Sanırım bu koku sadece omegasına has bir ten kokusuydu.

Her şey bir yana ikisinin de aklı oldukça karışıktı. Özellikle de omeganın çünkü hissettiği bu şeyler ona daha önce kendi bölgelerindeki yasakları hatırlatıyordu. Babası yüzünden pek fazla ortalıkta görünmezdi ki zaten bu istediği bir şey değildi fakat kısıtlanmak onu kötü hissettiriyordu. Şimdiyse onu tutan zincirler yokken geçirdiği olağanüstü olarak adlandırabileceği geceydi yaşadığı. Alfalar yüzünden defalarca kısıtlanmış, sadece onların zevki için kullanılmıştı önceleri ama şu an ona sarılan bu alfa bütün alfalardan farklı yaklaşmıştı ona. Ona dokunmasına izin vermiş, omega onu öperken dudaklarının ne kadar güzel hissettirdiğini defalarca tekrarlamıştı alfa. Ama her şeyden daha önemlisi birbirleriyle ilk seviştiklerinde çıkan çiçekleriydi onları farklı kılan. Bunu anlamamak için kör olmak gerekirdi, birbirlerinin yanlarından geçip giderlerken bile kokuları kurtlarının ilgisini çekip duraksamışlardı.

Alfa, koynunda yatan omegasının kafa karışıklığını bütün benliğinde hissettiğinde omeganın şakalarına uzanan çiçeklerin göğsüne değmesi boğazlarındaki çiçekleri alev alev yakıyordu. Ülke boyunca savaştan savaşa koştururken bir an olsun bir ruh eşi olacağını düşünmemişti. Her zaman bir zayıflık olarak görmüş bu durumu ama tam kollarının arasındaki omega, tüm düşüncelerini yıkmak için vardı sanki. İnsanların gözlerine bakmaktan hatta yatağına bile girmekten korktuğu birisiyken omegası kollarını ona dolamış güzelce dinleniyordu. Hiçbir çekincesi yoktu, hiçbir korkusu da yoktu. Sadece biraz karışıktı, tıpkı kendisi gibi.

Counterclockwise | YoonminWhere stories live. Discover now