8|Don't...

3.6K 383 331
                                    

"Aşık, avcı, dost ve düşman. Her zaman bunların her biri olacaksın. Hayatta, aşkta bu sefer kaybetmeyi göze alamam. Biri için, hepsi için, yapmam gerekeni yapacağım."

Telefonumu sessizce alıp arka cebime sıkıştırdığımda Jungkook ve Taehyung'ı oldukça merak ediyordum. Ya ölümüne tartışıp birbirlerini parçalarcasına kavga ediyorlardı ya da ayrı kaldıkları 1 hafta süreyi barışma seksiyle çözeceklerdi. Ki bence ikincisi daha mantıklıydı çünkü Jungkook'un kızgınlığa girmek üzere olan kokusu oldukça baskınken o alfalardan birinin dudaklarını ensesindeki mühür yerine bastırması Taehyung için kabul edilemezdi. Zorlu mücadeleler sonucu bir araya geldikleri için de bu ekstra önemliydi onlar için. Ben de olsam ben de kabul etmezdim, omegamı biriyle paylaşma düşüncesi bile kurdumun dişlerini göstererek hırlamasına sebep oluyordu. Birinin Jimin'in kokusunu içine çekip dudaklarını mühür yerine bastırması... Ne saçmalıyordum ben Tanrı aşkına. İyice bu iş çığırından çıkmaya başlamıştı.

Kaşlarımı çattım ve taksinin içinde kaşınıp duran boynumdaki doğum lekemi sıkıntıyla tırnakladım sonra da camı açıp içeriye temiz hava dolmasını sağladım. Aniden yandığımı hissetmiştim, kızgınlığımın yaklaşan göstergeleri gibi dursa da içimdeki huzursuzluğun nedenini anlayamadığımdan bu durum daha da canımı sıkmaya başlamıştı. Bu bir süre devam etse de ben evime varana kadar yavaş yavaş azalmış sonra ise yerini daha hafif bir huzursuzluğa bırakmıştı. Yine de rahatsız ediciydi, kurdum bile sesini çıkarmadan bekliyordu.

En sonunda vardığımda parayı uzatıp önce markete girdim sonra rezidansa döndüm ve asansöre ulaşıp düğmeye bastım. Sabırsızca beklediğim o anlarda tanıdık bir kokunun hafifçe ciğerlerime doluşmasına karşılık burnumu kırıştırıp bu hissi def etmeye çalıştım. Uzunca bir süredir hissedemediğim kurdumun ayaklanması ise pek de hayırlı bir olay değildi, zaten bu kadar sessiz kalmasından anlamalıydım, birazdan benimle deli gibi inatlaşacağını.

Mhhh...

Havayı tıpkı Jimin'in şarap içtiği bardağı koklar gibi yine koklarken buldum kendimi. Etrafıma bakınsam da kimseyi görememek biraz hayal kırıklığı yaşamamı sağlasa da bir miktar da öfkelenmeme neden olmuştu. Aptal kurdum hayalindeki kokudan bile nasıl bu kadar etkilenip beni de çıldırtıyordu anlayamıyordum. Hem kurdumun hem de Jimin'in istediği şeyi yapmıştım işte, kabullenmiştim kokusunun beni çektiğini. Çekmekten ziyade çıldırttığını ama sıçtığımın kurdu olur olmadık yerlerde bana onu hatırlatıp daha ne kadar delirebileceğimi mi sınıyordu anlamıyorum. Hayır, cidden dayanılacak gibi değildi kokusunu bir kez solumam. Bir alfa olarak içimdeki o baskılayıcı, boyun eğdirici karakteri yerle bir etmesini, güçsüzleştirip kendi lehine kullanmasını kabullenemiyordum. Kontrol altın almam gerektiğini bilsem de engel olamamak deliceydi.

Bir soluk daha doldu burnuma ve gözlerim hemen sol tarafa, yangın merdiveninin olduğu bina boşluğa çevrildi. Kurdum konuşmasa da hiç burada olduğunu anlamıştım çünkü ardından gelen sesin sahibi kendini belli etmişti.

Oraya adımladım ve kapının kolunu yavaşça ittirip aralayarak volta atmakta olan Jimin'i görüş alanıma aldım. Üzerinde siyah, satenden bir atletle oldukça bolca gelen bir beyaz gömlek vardı ve altında da siyah yırtık bir pantolon. Saat neredeyse sabah 10'agelirken bile nasıl böyle ışıldayabiliyordu, anlamış değildim.

"Kes artık şu sesini."

Elini şakaklarına götürüp kocaman sıkıntılı bir oflama bıraktığında kurduyla içten içe ters düştüğünü anladım. Demek ki tek mücadele veren ben değildim bu konuda, o da aynı durumdaydı ve çıldırmak üzereydi.

Sanki beni fark etmiş gibi dönüp kapıya baktığında göz göze gelmemiz karşısında duraksadı. Bedeninden yayılan feromonlardaki karma karışık duyguları hissetmek beni bile germişti ama onu burada yeniden görmüş olmanın düşüncesiyle dudaklarımın yukarı kalkmasına engel olamamıştım. Burada yeninden bulunmasının sebebinin içten içe yine kokum olduğunu bildiğimdendi bu çünkü bir omeganın kokum için muhtaç hale gelmesi beni adice gülümsemeye zorluyordu. Bu içimde vardı, bayılıyordum onunla eğlenmeye, öfkelendiğinde bana kafa tutuşuna ve sonunda beni kokusuyla mest edişine, edepsizce bana bakışlarına. Evet, belki çözülmesi gereken milyon tane sorun vardı bununla ilgili ama hepsinin elimin tersiyle itmeme neden oluyordu Jimin.

Counterclockwise | YoonminWhere stories live. Discover now