6|Scent

4K 406 292
                                    

"Yeniden inşa etmek için hala çok geç değil, çünkü milyonda bir şans... Hala bir şans... Ve ben o oranı kabul edeceğim."

...

"Kokun yüzünden... Kokun için."

Beklenmedik diğer şeyler arasına yenileri eklenirken ve ben hala daha burada ne sikim aradığını anlayıp atlatamamışken kafamı daha da karıştırmaktan başka bir halt yapmıyordu.

"Bunun bir oyun olmadığını söylemiştin." gözlerimi kısmış ona bakmaya devam ediyordum "Oynamak istiyorsan-" fakat dışarı bakan gözlerini bana döndürdüğünde istemsizce sesimi kesmek zorunda kalmıştım. Örtüye sarınışını sıkılaştırıp gecenin tüm yıldızlarını içinde barındıran parlak gözleri aşağıdan bana bakarken konuşmak pek kolay değildi. Kokusu dikkat dağıtıcı derece kızgınlık kokmasının yanında hissettiği karışık duyguları da aynı şekilde bana yansıtıyordu.

Öp onu.

Kurdumu geri itmeye çalıştım. Geceden beri tüm kontrolü bana bırakması artık canına tak etmişti ama bu önemli bir konuşmaydı. En azından yaşadığımız şu durumu göz önüne alırsak kurduma ciddi anlamda karşı çıkmam gerekiyordu hem de oldukça kuvvetle.

Yarım kalan konuşmamı tamamlamak için devam edecekken benden önce davranıp gözlerimin tam içine, en içine bakarak "Şaşırtıcı, değil mi?" dedi ve dikkatle ayağa kalktı. Şimdi ona yukarıdan değil de karşıdan bakıyordum "Bundan nefret ediyorum, bütün benliğimle ama kurdum yüzünden, kontrol edemiyorum. Sen ve senin siktiğimin kokun..." Sarındığı çarşaftan elini çıkartıp beni göğsümden ittirdi "Siktiğimin kurdu. Siktiğimin kızgınlığı ve siktiğimin kokusu!" Ağlamıyordu, aksine öfkeyle tepki veriyordu. Ağlayan tek şey, kokusuydu. Teninden yükselen feromonlarını kontrolsüzce etrafına saçarken kızgınlığı haricindeki en yoğun kokusu gözlerinden akmayan yaşların hissiydi.

Daha önce hiç birinin feromonlarıyla ağladığını görmemiştim... Eğer gerçekten böyle bir şey varsa, etkileyiciydi. Arkasına saklandığı o duvarların aniden saydamlaştığını görmüştüm. Karşımda açık bir kitaptan farkı yoktu.

"Tatmin oldun mu şimdi? O çok değer verdiğin kurdun, eminim postunu sana sürtüyordur keyifle. Sikik herif."

Dediğim gibi, bana kafa tutan insanlara kafa tutmaya bayılıyordum ve Park Jimin beni en çok zorlayan insanlardan biriydi. Ağzından çıkanlarla feromonlarındakiler bir olmasa da ben yine bana kafa tutan tarafına odaklanıyordum. Bu da ona olan hareketlerimin fevri ve öfke dolu olmasını sağlıyordu. Yani yine, onun hareketlerine göre hareket ediyordum.

"Park Jimin." dedim sesini bastırmak için yüksek sesle ve feromonlarımı kullanarak da kokumu baskınlaştırdım. Buna karşılık gözlerinde ve kokusunda bir geri çekilişi görmüştüm, ne kadar diklense de omega oluşu bir alfa karşısında onu güçsüz kılıyordu. Tabii bu baskınlığa karşılık kızgınlığı yeniden harekete geçmişti. Kokusunu içime çekip keskince devam ettim sözlerime "Kızgınlıkta olduğunu unutup evimde bana kafa tuttuğunu hatırlatırım. Kelimelerine dikkat etmezsen, kıçında olan tek şey benim yerime koymaya çalışacağın parmakların olur." sırıttım ve onu daha fazla deli etmeye devam ettim "Eh, parmakların da kısa olduğu için pek tatmin edici olacağını sanmıyorum."

Hırladı ve hırçın bir şekilde bana baktı. Yüzüne bakmaktan kendimi çektiğimdeyse kurdumun kendinden geçmesini sağlayan sağlam bir koku salgıladı. Yemin ederim ki kendimin kızgınlıkta olduğunu sanabilirdim kokusuyla. Jimin de bunu fark etmiş olmalı ki tıpkı benim gibi, deli eder gibi sırıttı karşımda. Sarındığı örtünün altındaki elini yukarı kaldırıp parmaklarını boynuma, boğazımdaki iki çizgi şeklindeki doğum lekemin üzerinde gezdirdi. Titrediğimi hissettim, sanki en narin yerime dokunmuş gibiydi ama aynı zamanda beni delirtecek kadar iyi bir histi de.

Counterclockwise | YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin