9| Can i sleep next to you?

3.6K 369 305
                                    

"Sevgilim, ruhumun seninki için acı çektiğini biliyorsun. Doğduğundan beri bu boşluğu dolduruyorsun. Çünkü sen benim kadere inanma sebebimsin, cennetimsin. Ve senin aşkın ya da kurbanın olmak için her şeyi yaparım."

Hayatımın son altı yılını korunmadaki bir omega olarak geçirmenin gerçek olduğundan bile şüpheliydim, asla tetikte değildim ama içten içe biliyordum ki bir yerden patlak verecekti. Çünkü ne olursa olsun kırılmış bir testiyi yapıştırsanız bile içine koyduğunuz su, bir delik bulup dışarı çıkmasını bilirdi. Benim hayatımınsa kırılıp yapıştırılmış bir testiden farkı yoktu ve ben o testiye asla su doldurmamıştım. Şimdiyse o testi doluydu hem de ağzına kadar ve isteyerek yapmamıştım. Yoongi... Onun yüzünden dolmuştu ve ben sadece izlemiştim, suyun sızmasını bile bile izin vermiştim. Bilemezdim ve bilemedim bunların olacağını, ona çekileceğimi, kurdumun delireceğini ve babamın bunu bir fırsata çevireceğini. Neden o olmak zorundaydı ki...

Başımı öne eğip dokunuşlarının bende yarattığı yıkımdan kurtulmak için çabalasam da kokusu o kadar baskındı ki ödüm kopuyordu, ödüm kopuyordu ve buna engel olamamaktan nefret ediyordum. Ama sonunda beni bundan kurtarıp sadece iğrenç gülüşüne maruz bıraktı. Benden istediği şey onu öylesine şenlendirmişti ki çocuk gibiydi karşımda.

"Bu bir kader Jiminie. O çocuk benim son şansım ve seninse tek kurtuluşun."

Yutkundum o ise yeniden gülerek ellerini yana açtı ve etrafında tam tur döndü.

"Şimdi anladın mı neden bu kadar süre beklediğimi?"

"Sen hastasın. Ruhun hasta, kurdun delirmiş." dedim bir cesaretle ama bu çok uzun sürmedi, gözlerinin öfkeden yeşile dönüşünü görmemle bana doğru atılmasını geri geri giderek karşıladım fakat çenemi sıkıca tutup bana engel oldu. Gözlerim ıslanarak görümü kaybettiğimde dokunuşu canımı değil de ruhumu yaktı.

"Bazen sadece baban değil bir delta olduğumu unutuyorsan bunu sana bunu yine laboratuvarda anlatabilirim, ister misin? Korunmada olmanın beni engellediğini düşünüyorsan yanılıyorsun, Jiminie." diğer elini kalçama doğru götürdüğünde sanki yeniden, defalarca oradaki kesiğe kanül takılmış gibi hissederek onu ittirdim ve kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Bana yaptıkları dün gibiydi, annemin o laboratuvarda kanlar içinde can verişi dün gibiydi ve onun öldüğü sedyede benim defalarca ölüme yakın olduğum durumlar... Bağlı olduğum dönemler... Hala dün gibiydi. Ne bir eksik ne bir fazla hiçbir şey geçip gitmemişti her şey tam kafamda, tam bedenimde tam da kurdumun yara almış ruhundaydı.

Ben öylece korkuyla yere çömelmiş yüzümü diz kapaklarıma saklamış vaziyette ağlarken devam etmişti konuşmasına "İşte böyle, hatırlamak karar vermene yardımcı olacaktır."

Dudaklarım titreyerek hıçkırdım. Kötü bir insandı o ama en kötüsü muhtaç olduğu omegalardı, işte bu yüzdendi tüm hırsı, öfkesi bağımlılığı... Ama benim elimde de koz vardı, sadece ben kullanmak için en azından ona karşı kullanmak için fazla zayıftım çünkü ölesiye korkuyordum ondan. Yine de denedim, bilsin diye, sadece bilsin diye ağlak ses tonumla "Bana yaptığın her şeyin sağlık raporları elimde." diye fısıldadım

"Yani? Ne olmuş? Bende de Hoseok var?"

Aptal kafam. Düşünemiyordum işte. O kadar salaktım ki mantık adına tek bir kırıntı yoktu bende. Ona karşı yaptığım tek mantıklı hareket 15'imin sonlarında o laboratuvardan kaçabilme cesaretiydi.

"Sen yalnız kalamazsın Jiminie, çünkü o laboratuvarda kurdunla o kadar yalnızdın ki... Bu yüzden..." durdu ve üzerime eğilerek gülümsedi "Aklını kullan, bedenin ve kurdun güçlü olabilir ama seni sen yapan insanları kaybedersen tüm bunların önemi kalmaz."

Counterclockwise | YoonminWhere stories live. Discover now