58. [Final 1]

8K 484 173
                                    

Umarım seversiniz benim çok içime sindi. 💜

Ayrıca bu bölüm @ramazanatan9 a ithaf edilmiştir. :)
[07.03.21]

🌈

Baran kapıyı açtığında zile uzanan adamla karşılaştı. Kehribar gözlü adamın gözleri onu bulduğunda dudakları kıvrılmıştı.

"Baran?" Başını salladı Baran. Şu an kelimeleri dökecek kadar iyi hissetmiyordu kendisini. Nasıl olacak, ne yapacaktı gram fikri yoktu. Titreyen elleriyle sıkı sıkıya tutuğu çantası alan adama kaş çattı. "Erkan ben, seni almaya geldim."

"Ne? Neden?" Erkan elindeki zarfı uzattığında oğlanın gözleri zarfa kaydı. 

"Ortak bir dostumuz var. Gerçeği..." Cümlesi odadan çıkan yaşlı adamla yarıda kalmıştı. "Neyse gidelim. Bir süre bende kalacaksın."

"Gerek yok!" Ters bir ifadeyle zarfı ittirmiş ardından ise merdivenlere yönelmişti. Erkan, yaşlı adama küçük bir selam vermiş Baran'ın aksine asansöre ilerlemişti.

Asansör giriş katına indiğinde Baran merdivenden iniyordu. "Her şey yolunda bunu biliyorsun değil mi? Sadece sabırlı olman gerekiyor."

"Uzak dur benden!" Ona bakmadan kapıya ilerlediğinde Erkan göz devirmişti. Tufan'ın ballandıra ballandıra anlattığı adamın bu olduğuna emin olamadı bir an. 

"Hadi ama bu kadar inatçı olmada gidelim." Baran olduğu yerde durup Erkan'a döndü. "Neden buradasın? Seninle gelmeyeceğim."

"Birine seni koruyacağıma dair söz verdim ve bunu yapacağım." Baran'a ilerleyip elini omuzuna attı. Yürürken oğlanı da kendisiyle sürükledi. Baran'ın az önce almadığı zarfı uzattı. "Alsan iyi edersin? İstediğin her şey içinde."

Baran zarfı omuzuna attığı çantanın içine attı sessizlikle. Erkan'ın kolunun altından çıkıp ondan uzaklaştı. Ağlaması durmuş, yerini öfke almıştı.

"Ne zaman peki?" Gülümseyen kehribar gözlü oğlana kaş çattı. Bu kadar sıcak davranması hoşuna gitmemişti.

"Ne zaman istersen." Omuz silkip Baran'ın yanından geçip gitmişti. Okyanusları her zaman taşıdığı o parlaklığı kaybetmiş, yüzü kararmıştı.

Omuzlarını dikleştiremeye çalıştı ama zordu onun için. "Amcaların seni öldürmese ben öldüreceğim Tufan." Öfkeyle mırıldanıp kapıdan çıktı. Erkan, Tufan'ın arabasının önünde onu bekliyordu.

"Atla, acıktım yemek yemeye gidelim." Bu adam neden bu kadar rahattı?

Derin bir nefes alıp arabaya ilerledi. Şu an da herkesi yakabilirdi ama sessizdi. Ve bu sessizliği iyiye işaret değildi. Tufan. Onu düşündükçe göğsünde oluşan acı yüzünden öleceğini düşünüyordu. Terk edilmişti, geri de bırakılmıştı. Ümit verilmiş, verilen ümüt kül edip avuçlarına bırakılmıştı. 

Tufan içinde yaşadığı, büyüdüğü şehri yakıp gitmişti sanki. her yer yanıyor, küle dönüyordu ve onun n kaçmaya ne de çıkmaya gücü vardı. Sessiz hıçkırığı yankılandı arabanın içinde. Gözlerinden ardı arkası kesilmeyen yaşlar aktıkça ağlaması daha da şiddetlendi. Yanında oturan adam tek bir kelime etmemiş ya da ona doğru bakmamıştı.

Dakikalar sonra araba bir restorandın önünde durduğunda ağlaması iç çekişlere döndü. Arabada sevdiği adamın kokusunu almak kaşlarının çatılmasına neden olmuştu. Gözlerindeki yaşları sildi elinin tersiyle, bulduğu mendille burunu silerken yanındaki adamın konuşması doldurdu kulaklarını.

"Bu kadar suratsız olma, enerjimi düşürüyorsun."

"Kimse yanımda olman için yalvarmadı."

"Tufan yalvardı." Sırıtıp Baran'a baktı. "Şaka yapıyorum, seni şu anda anlamam imkânsız ama bir süre benim yanımda olacaksan birbirimize alışmalıyız."

𝐓𝐔𝐅𝐀𝐍| 𝐁𝐱𝐁Where stories live. Discover now