BARTENDER

By Ece_Elif_Ece

13.2K 1.1K 4.1K

Derin bir nefes çekti içine kız. Acı dolu oldu tabii. Pek sağlam bir akciğeri yoktu. Karşısındaki de nefes al... More

GİRİŞ
(1) Psikolog (1)
(2) Huzur (2)
(3) Annem (3)
(4) Kamp (4)
(5) Tarihi duvarıma kazırım. (5)
(6) Konuşuruz. (6)
(7) Sabırsızsın. (7)
(8) Flört (8)
(9) Seans (9)
(10) Soluklanmak için sigara demiştik. (10)
(11) Deneyeceğim. (11)
(12) Kalp Sesi (12)
(13) Yarıçıplak (13)
(14) Bu gece yalnız kalmamız lazım. (14)
(15) Her fırsatta... (15)
(16) Düzelen ve Bozulan Bir Şeyler (16)
(17) Bağlanmak (17)
(18) Nefes Kesici (18)
(19) Korktum! (19)
(20) Güneşin doğmasına on beş kala. (20)
(21) Birazcık Zaman (21)
(22) Kafalar karışık, duygular dağınık. (22)
(23) Bırakmak istemiyorum. (23)
(24) Buna hazırım. (24)
(25) Eğlenceli olacak. (25)
(27) Dünkünden de uzun... (27)
(28) İlk Konuşma || Borç || İrade (28)
(29) Fotoğraf (29)
(30) Şüphelenmeyeceğim tek konu... (30)
(31) Özür dilerim. (31)
(32) İyi Bir Sebep (32)
(33) Yanındayım. (33)
(34) Uyanış (34)
(35) Daha fazla kavga, daha çok acı... (35)
(36) Birkaç yıldız göz kırpıyordu. (36)
(37) Sevgilim. (37)
(38) Neden bu kadar güzel? (38)
(39) Çoğul mu bir de? (39)
(40) Kuzgun (40)
(41) Her kafadan ayrı bir ses... (41)
(42) Ama ben senin en yakınınım. (42)
(43) ...aşık mıymışım, mavi gözlerine? (43)
(44) Çok güzelsin. (44)
(45) Bunlar benim değil. (45)
1.YILIMIZ KUTLU OLSUN
(46) Bugün çok hızlıydın. (46)
(47) Manzaraya karşı... (47)
(48) Yeni Ev (48)
(49) Güzel Haberler (49)
(50) Yalnız (50)
(51) Mutlu uyanmıştım. (51)
(52) Yorgun (52)
(53) Mavi Kelebek (53)
(54) Ayrılmak mı istiyorsun? (54)
(55) Parçalanmış (55)
(56) Denemek istiyorum. (56)
(57) Düşündüklerinden Daha Fazlası (57)
(58) Kar Küresi (58)
(59) Doğum Günü Hediyesi (59)
(60) "Ben sonra gelirim." (60)
(61) "O zaman ben de yapamam." (61)
(62) Bir şeyler garip. (62)
(63) Yine Bir Sır (63)
(64) "Çözecek bir şey bırakmadım." (64)
(65) "Daha farklı olacak." (65)
(66) En Büyük Zevk (66)
~Ara Bölüm~
(67) Bisküvi (67)
(68) "Kusuruma bakma." (68)
(69) "Ne okuyorsun?" (69)
(70) "Gardırobumda saklı duruyor." (70)
2. YILIMIZ KUTLU OLSUN
(71) "Belki de sadece kendimizi rahatlatma şeklimizdir." (71)
(72) "Tesadüf mü bu?" (72)
(73) "Farkındayım!" (73)
(74) Korkutucu Bir Durum (74)
(75) Byun - Sheila (75)
(76) "Neyin gerginliği?" (76)
(77) "Günaydın canlarım." (77)
(78) "Tabii ki uyurum." (78)

(26) Ben hiç durmam. (26)

289 15 25
By Ece_Elif_Ece

Normalde yapmam ama bölümde smut olduğunu söylemek istiyorum. Normalden daha uzun yazdığım için. Normalde bunu da yapmam ama başıyla sonuna ☆☆☆ koyacağım. Atlayabilirsiniz ama bu bölümün çoğunu atlamak olur. Yine de siz bilirsiniz, rahatsız olan okumasın.

14.02.2020 Cuma - 11.47

Ulrika yanağına değen yumuşak dudaklarla hafifçe gülümserken sevdiği kokuyu içine çekti. Yavaş yavaş kendine gelirken kaşlarını çattı. Evinde uyuyordu, Baek Hyun nerden çıkmıştı? Gözlerini açıp onu gülümseyerek izleyen Baek Hyun'a baktı. Kaşları hâlâ çatılıyken kafasını geri çekti.

"Ne işin var senin burda? Nasıl girdin içeri?"

"Gelirken Eun Ah'dan anahtarı aldım."

"Gece çalışan birini uyandırmak da yani..."

Ulrika şakayla söylerken doğruldu ve yüzünü ovuşturdu. Muhtemelen inanılmaz dağılmış görünüyordu ve Baek Hyun'un bunu görmesi işine gelmemişti. Telefonunu açıp saate baktı.

"Eun Ah sabah dörtten önce geldiğini söyleyince uyandırmakta sorun görmedim. İyi uyumuşsun gibi görünüyor."

"Birkaç kez uyandım ama evet, dinlendim."

"Yine de uyumak istersen kollarım burda."

Baek Hyun gülümserken Ulrika güldü ve kollarının arasına girdi.

"Sarılsam yeter."

"Hmm güzel."

Ulrika başını göğsüne yaslayıp gözlerini kapattı ve kalp atışlarını dinledi. Baek Hyun başını öperken gülümsedi.

"Boşsun değil mi bu hafta sonu?"

"Evet. Geçen hafta söz verdim tüm hafta sonumu sana vereceğime."

"Doğru. O zaman benden habersiz buraya gelmenin bedeli olarak beklemek zorundasın. Duş almak istiyorum, zor bir geceydi."

"Tamam, beklerim. Sana kahvaltı hazırlarım."

"Olur."

Ulrika kalkıp giyeceği kıyafetleri aldı ve banyoya girdi. Hızlıca soyunup suyu ayarladı ve kendini iyice temizlemeye başladı. Suyu kapatıp tıraş jelini aldı ve bacaklarıyla işe başladı. Jileti bacaklarında gezdirmeden önce oturdu. Belini ağrıtmak istemiyordu.

Ulrika bacaklarını alırken sebepsizce heyecanlandığını hissetmişti. Bir ihtimal bu gece Baek Hyun'la olurdu. Özlemişti ve bunu istiyordu. Ama Baek Hyun'un davranışlarına göre hareket edecekti.

Ulrika her yerini temizleyip yıkandıktan sonra kurulanıp kıyafetlerini giydi. Makineyi çalıştırıp saçlarını iyice kuruttu ve tarayıp geçici olarak topladı. Günlük bir makyaj yapıp aynaya baktı. Kulaklarındaki delikleri doldurdu. Saçlarını açtı ve ne yapacağını düşündü. Kendi hallerinde kalsalar daha iyiydi. Kızıllar iyice gitmişti ve dikkatli bakılmadığı sürece görünmüyordu. Ulrika tekrar boyamak istiyordu. Ama bunu sonra düşünebilirdi.

Banyodan çıkıp havlularını kapının arkasındaki askıya astı. Baek Hyun katlanabilir masaya hazırladıklarını koymakla meşguldü. Ulrika'yı gördüğünde durdu. Yanına gitti ve ellerini ince beline yerleştirdi.

"Çok güzelsin."

"Tabii az önceki halimden sonra iki makyaj yapınca, normal."

"Hayır. Alakası yok."

"Hm hm, kesin."

Baek Hyun bir elini çenesine çıkarıp Ulrika'nın gözlerine baktı.

"Süslenip püslendiğinde de çok güzelsin, işini yaparken de çok güzelsin, yeni uyandığında da çok güzelsin, uyurken de çok güzelsin. Bu maviler var ya, ne yaparsan yap seni çok güzel buluyor."

Ulrika nefeslerinin hafiften hızlandığını hissederken gülümsedi. Parmak uçlarında yükselirken Baek Hyun'u da kendine çekti ve gözlerini öptü sırayla. Birbirlerinden gülümseyerek uzaklaştılar ve Baek Hyun, Ulrika'yı masaya çekti. Yan yana oturup beraber yemeye başladılar. Baek Hyun eline aldığı bir lokmayı Ulrika'nın ağzına götürürken Ulrika eline uzandı ama Baek Hyun son anda geri çekip kendi ağzına attı. Ulrika yüzünü buruşturdu.

"Klişeler uzmanı mısın sen?"

Ulrika çubuklarına yemeği sıkıştırıp ağzına götürecekken Baek Hyun onu da kaptığında "Yah!" diye çıkışıp omzuna vurdu. Baek Hyun gülerken omzunu tutmuş boğulmadan çiğnemeye çalışıyordu. Ulrika bu hâline gülüp bir lokma daha aldı ve bu sefer yemeyi başardı. Baek Hyun ağzındakini yutmayı başarıp Ulrika'yı yanağından öptü ve tekrar bir parça alıp Ulrika'ya uzattı. Ulrika kaşlarını çatıp şüpheyle baktı.

"Al hadi."

Ulrika, Baek Hyun'un gözlerine bakmaya devam ederken eğilip aldı. Bir kısmı dökülürken ikisi de gülmüş ve dökülenleri toplamaya başlamıştı.

Yemeyi bitirdikten sonra Baek Hyun masayı toplarken Ulrika, Eun Ah'ın çantalarından birini alıp kendi çantasındakileri içine doldurdu. Zaten üzerindeki kazak da Eun Ah'dandı. Giyeceği paltoyla beraber çantayı kapının yanına koydu ve Baek Hyun'a yardım etti. Masayı da silip kaldırdıktan sonra hazırlardı. Ulrika telefonunu cebine sokup paltoyu giydi ve çantayı omzuna astı. Baek Hyun da siyah paltosunu giyerken onu izledi. Elini tuttu ve evden çıktılar.

Arabaya binip kemerlerini takarken Baek Hyun, Ulrika'ya baktı.

"Yine ince giyinmişsin."

"Bugün hava o kadar soğuk değil ama. Hem paltom kalın."

"Biliyordum böyle yapacağını. Arkada küçük bir battaniye var, indiğimizde üşürsen söyle."

"Söylerim. Nereye gidiyoruz?"

"Sürpriz. Ama yolumuz biraz uzun."

"Olsun."

Baek Hyun arabayı yola çıkarırken Ulrika radyoyu açıp bir frekansta durdurdu. Sevdiği şarkılardan birinin duyurusu yapılıyordu. Taeyeon'un Love You Like Crazy şarkısı çalmaya başlarken Ulrika gülümseyerek arkasına yaslandı. Bir süre sonra istemsizce mırıldanarak şarkıya eşlik etmeye başladı. Baek Hyun duyduğunda hafifçe gülümsedi ve direksiyondaki tuştan sesini kıstı şarkının. Fark etmemesi için yavaş yavaş kısıyordu. Ulrika'nın sesi de artmaya başlamıştı. Baek Hyun daha net duydukça daha çok gülümsüyordu. Ulrika şarkıyı çok güzel söylüyordu. Birazcık eğitim alsa mükemmel olabilirdi.

Ulrika sesli şarkı söylediğini fark ettiğinde bir anda durmuş ve Baek Hyun'u güldürmüştü.

"Yah!"

"Ne var? Ben bir şey yapmadım. Kendin söyledin."

"Sesini kısmışsın ama!"

"Sevgilimi duymak istemem çok normal değil mi?"

Ulrika oflayarak arkasına yaslandı ve çantasından sigara çıkardı. Baek Hyun sigaraya baktığında kaşlarını kaldırdı.

"Benimkinden almışsın."

"Evet. Seninkini içtikten sonra bendekine katlanamıyordum artık."

Baek Hyun başını sallarken kendisine de bir tane istedi. Ulrika ona da yakıp verdi ve aynı anda soludular. Baek Hyun iki camı da biraz indirirken duman anında camlara yönelmişti.

Sohbet ederek geçirdikleri bir saatlik yolculuğun ardından Baek Hyun arabayı park etti ve indiler. Hava rüzgarlı olduğundan Baek Hyun sormadan bagajdaki battaniyeyi alıp Ulrika'nın omzuna bıraktı. Ulrika başta itiraz edecek olsa da vazgeçip uçlarını tuttu ve etrafına sardı.

"Nerdeyiz biz?"

"Yola bakmadın herhalde gelirken."

"Konuşmaya dalmışım."

Önünde durdukları binayı geçtiklerinde deniz görünmüştü. Ulrika sahili gördüğünde mutlulukla gülümseyip adımlarını hızlandırdı.

"Ya! Ne işimiz var burda?"

"Biraz deniz havası alsak güzel olur diye düşündüm."

Ulrika, Baek Hyun'u da hızlandırmak için elini tuttuğunda Baek Hyun gülerek adımlarını hızlandırdı. Beraber kumlarda yürüyüp denize yaklaştılar. Dalgalıydı. Denizin kenarında, sahil boyunca bir süre yürüdüler.

"Yazın gelsek daha mantıklı olurdu sanırım."

"Boş ver. O zaman da kalabalık olur."

Ulrika kumların üzerine oturup ellerini içine soktu. Baek Hyun mutluluğuna gülümseyip yanına oturdu.

"İlk defa sahile geliyor gibisin."

"İlk değil ama çok gelmiyorum. Yüzme bilmiyorum zaten."

"Hmm, öğretiriz o zaman."

"Sen mi öğreteceksin?"

"Yani, neden olmasın? Zaten su seni tutuyor."

Baek Hyun gülerek söylerken Ulrika da güldü ve başını Baek Hyun'un bacağına koyup kuma uzandı.

"Boğulursam kurtaracak mısın?"

"Olmaz."

"Ne? Ölümümü mü izleyeceksin?"

"Boğulan birine yaklaşılmaz. Uzman birini çağırman gerekir."

"Yoksa."

"Koy göte gitsin."

Ulrika gülerken bacağına yumruk attı.

"Pislik."

"Şaka bir yana, yanımda boğulacak olsan öylece durup birini bekleyebileceğimi sanmıyorum. Arkandan yaklaşıp tutmam gerekir en uygun yöntem olarak. Ama sen de şunu unutma, ne kadar çırpınırsan o kadar hızlı batarsın."

Ulrika başını sallayıp Baek Hyun'un elini tuttu ve parmaklarını geçirdi. İşaret parmağını öpüp gözlerini kapattı. Baek Hyun yüzüne bakarken diğer elini saçlarına götürüp okşamaya başladı.

"Saçlarımı boyamak istiyorum."

"Kırmızı mı yine?"

"Hayır daha farklı bir şey. Mor mu yapsam acaba?"

Baek Hyun, Ulrika'da mor saçı hayal ederken nefesinin titrediğini hissetti. Çok yakışırdı.

"Neresini boyayacaksın?"

"Yarısından aşağıyı."

"Güzel."

"Farklı tonlar olur, daha güzel durur. İyi bir kuaför bulmam lazım."

"Kuaförün var zaten."

"Ne?"

"Ben ve Taehyung. İkimiz de birbirimizin saçlarını boyayıp duruyoruz uzun zamandır. Beraber boyarız."

"Güvenmeli miyim?"

Baek Hyun güldü ve telefonunu çıkarıp Taehyung'un eski bir fotoğrafını açtı. Kırmızı tonlarındaki saçı yapmak için uğraşırken saatlerini harcamışlardı. Kafasında karışık her ton vardı. Telefonu Ulrika'ya uzattı.

"Vay canına!"

"Ben yaptım."

"İnanmam."

"Bak ya! Arayıp sorabilirsin. Taehyung'un saçlarını her zaman ben boyuyorum."

"Yok artık! Bu çok güzel! Senin yok mu böyle ilginç renklerin?"

"Bu zamana kadar hiç yapmamıştım."

"İşinden dolayı mı yine?"

"Yani, küçük de olsa o da bir neden. Canım istemedi sadece."

"Maviyi neden yaptın?"

"Sen söylediğinde aklıma yattı. Üç dört hastamla konuştum. Emin olana kadar da bekledim."

"Aramız bozukken emin olman da ironik."

Baek Hyun gülümseyip omuz silkti. Ulrika tekrar tuttuğu elini öperken gözlerini denize çevirdi. Rüzgar esiyor ve büyük dalgalar oluşturuyordu.

"Üşümüyorsun, değil mi?"

"Hayır."

"Bir dahaki doğum gününde sana kışlık kıyafet alacağım. Sen kışın da yazda gibi giyineceksin nerdeyse."

Ulrika gülerken doğrulup Baek Hyun'a sokuldu ve başını göğsüne yasladı.

"Belki bilerek ince giyiyorumdur."

"Hmm..."

"Birinin ısıtmasını istiyorumdur."

"Birinin? Nasıl birinin?"

Ulrika başını kaldırıp Baek Hyun'a baktı.

"Senin. Sadece senin."

Baek Hyun gülümseyip öpmek için eğildiğinde Ulrika sanki zaten kafasını çevirecekmiş gibi denize döndü. Baek Hyun yanağını öperken kaşlarını çatmıştı ama sorgulamadı. Ulrika'nın ise kafasını çevirmesinin tek nedeni dayanamayacak olmasıydı. Bir kere öpüşürlerse kendini tutamayıp üzerine çıkacağını biliyordu çünkü çok özlemişti. Hiç sırası değildi.

Ulrika tekrar başını Baek Hyun'un bedenine yaslarken Baek Hyun kolunu sarıp sıkıca sarıldı. İkisi de sessizce denizi izliyordu. Ulrika derin bir nefes alıp gözlerini kapattı ve dakikalardır aklından söylediği, Oh Land'ın Wolf & I şarkısını söylemeye başladı. Baek Hyun şaşkınlıkla ona bakarken Ulrika kendini rahatlayıp devam etmeye zorladı. Baek Hyun üzerindeki şaşkınlığı atmayı başardığında sessizce dinlemeye başladı. Dudaklarını Ulrika'nın alnına bastırırken gözlerini kapattı. Sesinin onu ele geçirmesine izin verdi. Ulrika söyledikçe kendine biraz daha güveniyor ve daha rahat söylüyordu.

Ulrika şarkıyı bitirdiğinde derin bir nefes verip yüzünü Baek Hyun'un göğsüne gömdü. Baek Hyun gülerek kendini geriye bıraktı ve kumlara uzandı. Ulrika da onun koynundaydı.

"Çok güzeldi Ulrika. Şarkı söylemek sana çok yakışıyor."

Ulrika utanarak biraz daha gömdü kendini Baek Hyun'a. Baek Hyun gülümseyerek saçlarını okşadı.

"Saklama kendini öyle. Benim yanımda söylemeyeceksin de kimin yanında söyleyeceksin?"

Ulrika gülümseyip başını salladı.

"Yalnız telaffuzun çok iyi. İngilizce biliyor musun?"

"Yani, nerdeyse. Yurt dışına çıksam biraz zorlansam da idare ederim herhalde. Lisedeki hocamız iyiydi. Yurt dışında büyümüş biriydi. Onun telaffuzuyla öğrendiğim için iyi olabilir benimki de."

"Şarkıları hep ezberliyor musun böyle?"

"Çok sevdiysem sözlerine bakarak söylüyorum biraz. Kendiliğinden ezberime giriyor."

"Güzel."

Ulrika gözlerini gökyüzüne çevirdi. Günün ilerleyen saatlerinde yağmur yağacak gibi görünüyordu.

"Yağmur yağacak."

Baek Hyun aklını okumuş gibi söylediğinde Ulrika güldü ve başını salladı.

"Ama hemen değil."

"Yine de gitmeliyiz bence. Soğuk olmadı mı?"

"Oldu. Ama burası çok güzel."

"Ben getiririm seni tekrar."

Baek Hyun, Ulrika'yı kolunda tutmaya devam ederken üzerine eğilip dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu. Ulrika gözlerini kapatıp kısa bir süre bekledi. Baek Hyun onu da doğrultarak kalktı ve elini uzattı. Sahilden çıkıp arabaya doğru yürürlerken Baek Hyun saçlarını karıştırıp içine giren kumların yere dökülmesini sağladı. Ulrika da omzundaki battaniyeyi silkeleyerek yürüyordu. Pantolonuna yapışmış kumları silktiğinde olabildiğince temizdi.

Arabaya binip Seul'e dönüş yoluna girdiler. Ulrika, Baek Hyun'un öpücüğünü düşünüyordu. Daha fazlasını istiyordu. Çok daha fazlasını. Kendini tokatlamamak için de zor duruyordu. Güzel bir gün geçirirken bunu düşünmenin sırası mıydı?!

"İyi misin?"

"Hm? Evet, neden?"

"Daldın, gittin."

"İyiyim. İyi olmamak için bir nedenim yok."

Ulrika, Baek Hyun'un boştaki elini tuttuğunda Baek Hyun gülümsedi.

"Sen psikoloğunla ne zaman görüşeceksin?"

"Geçen hafta cuma görüştüm bile. Bu hafta pazartesi de gittim."

"Vaay, hızlısın. Haberim yoktu."

"Senin işin vardı, yapacak bir şey bulamayınca saklandığım yerden çıkmaya karar verdim."

"Adamı sevdin mi? Çok başarılı biridir. Hem okurken hem de sonrasında kendini fazlasıyla geliştirdi ve adını duyurdu."

"İşine hakim olduğu belli oluyor. Bir şey soracağım, mezun olur olmaz şu an yaptığın işi yapabiliyor musunuz?"

"Hayır. Klinik psikolog olmak gerekiyor."

"Ay sormamışım say. Kesin kafa karıştırıcı bir şeyler vardır."

Baek Hyun gülerken ilerdeki ışığa yakalanmamak için gaza bastı. Bu sırada Ulrika da telefonuna gelen bildirimlere bakmaya başladı.

Seul'e geri döndüklerinde acıkmaya başladıklarını fark edip bir restoranda durdular. İçeri girip bir masaya oturdular ve yemeklerini söylediler.

■■■■■■■■■■■■

22.33

Öğleden sonra yedikleri yemekten sonra şehirde yürüyüp eğlenmişler ve akşam da sinemaya girmişlerdi. Filmden çıkar çıkmaz da Baek Hyun'un evine gelmişlerdi.

Baek Hyun, Ulrika'nın esprisine kahkaha atarken evin kapısını açıp Ulrika'yla beraber içeri girdi. Evin tüm ışıkları kapalıydı. Zaten o gece evde kimse olmayacaktı.

Baek Hyun salonun ışıklarını açıp kendini koltuğa bıraktı ve uzandı. Ulrika paltosunu çıkarıp tek kişilik koltuğa bırakırken gülümsedi.

"Öyle boynun ağrır."

"Bir yastığa mı ihtiyacım var yani?"

"Daha iyi bir seçeneğin var."

"Cık, ben yastık istiyorum."

"Bacağımdan daha iyisini bulamazsın."

Ulrika, Baek Hyun'un başını kaldırmasını beklerken Baek Hyun sırıttı.

"Yastık iyidir ya."

"Evdeki tüm yastıkları parçalayıp geleceğim şimdi! Bacağıma mahkumsunuz mavi bey!"

Baek Hyun kahkaha atarken doğruldu. Ulrika da oturup arkasına yaslandı. Baek Hyun başını bacağına koyar koymaz mavi saçlarıyla oynamaya başlamıştı.

"Çok özledim bunu yapmayı."

"Fazla yapma. Saçımla oynanınca mayışıyorum, uyuyakalıyorum."

"Olsun."

"Uyanık kalmak istiyorum."

Ulrika sadece gülümsedi ve saçlarıyla oynadıkça burnuna daha çok gelen kokuyu içine çekti. Bu kokuya daha kaç kez aşık olabilirdi, emin değildi. Biraz Baek Hyun, biraz şampuan ve biraz da sigara kokusu...

"Kokun beni her seferinde daha çok aşık ediyor."

"Her sarılmamızda kokumu içine çekiyorsun, beni görmeyip sadece kokumdan tanıyarak yanında olduğumu anlıyorsun, bir de bunları söylüyorsun. Sorumu cevapla, ben mi kokum mu?"

Baek Hyun şakayla sormuştu ama Ulrika ciddiyetle ve hiç beklemeden "Sen." demişti. Baek Hyun'un bakışları derinleşirken Ulrika elini saçlarından yüzüne indirip yanağını okşadı. Baek Hyun gözlerini kapatıp dokunuşlarına odaklandı. Ulrika baş parmağını bir süre yanağında gezdirdikten sonra hafifçe dudağına dokundu. Bu dudakları özlemişti. Parmağını istemsizce alt dudağının sınırında gezdirirken Baek Hyun'un nefesleri hafiften hızlanmaya başladı. Parmağını dudağına çıkarırken Ulrika da gözlerini kapattı. Kısa bir bekleyişten sonra Baek Hyun elini kaldırıp Ulrika'nın boynuna koydu ve onu kendine çekti. İkisi de aynı anda birbirinin alt dudağını emdiğinde Ulrika karnının kasıldığını hissetti. Az önce dudağında olan eli Baek Hyun'un boğazında duruyordu. Yavaşça öpüşürlerken Baek Hyun dudağını ısırdığında Ulrika hafifçe inledi. Birbirlerine uzun zamandır dokunmuyorlardı. En son bir ay kadar önce sevişmişlerdi.

☆☆☆

Ulrika'nın inlemesinin ardından Baek Hyun hızlı bir hareketle kalktı ve Ulrika'ya döndü. Ulrika da onunla aynı anda oturduğu yerde dizlerinin üzerine çıktı. İkisi de birbirine uzanırken göz göze geldiler. Kısa bir duraksamadan sonra aynı anda birbirlerinin dudaklarına yapıştılar. Sanki hiç zamanları yokmuş gibi bir hızla dudaklarını emerken ikisi de aynı şeyi düşünüyordu, ne kadar özlediklerini.

Birbirlerine biraz daha yaklaşmak için hareketlendiklerinde koltuktan isyan edercesine bir gıcırtı gelmişti ama ikisi de duymamıştı. Baek Hyun'un eli Ulrika'nın beline gitti ve hafifçe kazağını sıyırdı. Ulrika atlet giydiğinden hâlâ direkt tenine değmiyordu ama Ulrika'nın belini kırmasına yetmişti. Ulrika ellerinden birini Baek Hyun'un saçlarına çıkarıp çekiştirdi. Baek Hyun gülümseyerek geri çekildi.

"Şunu yapmadan duramıyorsun."

"Üzerimde nasıl bir etki bırakıyorsun, haberin var mı senin? Ya ensende tırnaklarımı hissedersin ya da saçlarının çekildiğini. Bunun daha az acıtacağını düşünüyorum."

"Yaptığın her şey bana zevk veriyor."

Baek Hyun tekrar konuşmasına izin vermeden dudaklarını birleştirdi. Ulrika, Baek Hyun'u biraz daha kendine çekerken o da belindeki kolunu sıklaştırdı. Ulrika ağlayacakmış gibi hissediyordu. Çok özlemişti.

Baek Hyun büyük bir istekle Ulrika'nın boynuna yönelirken Ulrika başını diğer tarafa eğip ona yardımcı oldu. Ellerini boynundan çekip Baek Hyun'un paltosuna attı ve omuzlarından indirdi. Baek Hyun da kollarını onun belinden çekip paltoyu hızla çıkardı. Ulrika vakit kaybetmeden Baek Hyun'un kazağını ve içindeki siyah tişörtü de çıkardı ve paltonun üzerine bıraktı. Ellerini göğsüne koyarken gözlerini kapattı. Nefeslerini düzenlemeye çalıştı. Baek Hyun elini yanağına koyup okşarken beraber gülümsediler.

"Odama gitsek iyi olacak."

Ulrika gözlerini açtı.

"Neden? Koltukta sevişmek de fena değil bence."

Baek Hyun gülümseyerek Ulrika'yı kendine çekti. Kulağına eğilip fısıldadı.

"Evde tek yaşıyor olsam her köşesinde sevişirdim seninle."

Baek Hyun'un sesi Ulrika'nın içine işlerken Ulrika hafifçe inledi ve başını Baek Hyun'un omzuna bıraktı. Baek Hyun, Ulrika'nın bedenini kavrayıp kaldırırken Ulrika da kollarını ve bacaklarını ona sardı. Baek Hyun odasına yürürken Ulrika boynunu öptü hafifçe. Öptüğü yeri yalarken kalçasını bedenine sürttü. Baek Hyun çenesini sıkarken odasının kapısını açtı. İçeri girip kapatırken Ulrika'nın sırtını kapıya çarptı. Göğsünün açık kalan kısmına dudaklarını bastırdı.

"Kolların ağrıyacak, indir beni."

"Kilo vermişsin. Seni yedirmemiz gerek."

Baek Hyun dudaklarını indirip biraz daha aşağıyı öptü.

"Yedirmek istediğin ilk şey yemek gibi durmuyor."

Baek Hyun dudaklarını çekmeden sırıttığında Ulrika da sırıttı.

"Şu an onun için sabrım yok. Belki ikinci turda."

Baek Hyun, Ulrika'yı çekip yatağa götürdü ve bir anda bıraktı. Ulrika yatağa düşerken güldü ve Baek Hyun'u kendine çekti. Dudakları tekrar birleşirken Baek Hyun ellerini Ulrika'nın kazağına götürdü. Hiç beklemeden kazağı ve atleti çekip çıkardı ve Ulrika'yı yatağa yatırdı. Bir bacağını Ulrika'nın bacaklarının arasına koyup üzerine eğildi. Sütyenin üzerindeki bölgeyi hafif dokunuşlarla öperken Ulrika yorganı tutup sıktı. Baek Hyun'un yavaşlığı onu çıldırtıyordu ve bir aydır sevişmiyor olmaları da cabasıydı. Baek Hyun bu durumu fark ettiğinde dudaklarını teninden çekmeden sırıttı.

"Sen çok fenası-AH!"

Baek Hyun memesinin üstünü ısırmış ve gülmüştü. Dudaklarını yüzüne çıkarıp Ulrika'nınkileri emdi ve hemen ardından boynuna indi. Ulrika hafif inlemelerle mırıldanırken Baek Hyun bacağını yukarı çıkardı ve vajinasına bastırdı. Ulrika, nefesi titrerken bir eliyle Baek Hyun'un koluna tutundu. Baek Hyun boynunu emmeye devam ederken istemsizce kalçasını hareket ettiriyor ve bacağına sürtünüyordu.

Ulrika dayanamadığını hissettiğinde hızlı bir hareketle doğruldu ve Baek Hyun'u da kaldırdı. Ellerini Baek Hyun'un boynuna koyup dudaklarını birleştirirken onun ellerini de belinde hissetti. Hızlı ve şehvetli bir şekilde öpüşürlerken Ulrika ellerini indirerek Baek Hyun'un çıplak göğsüne getirdi. Baş parmaklarını meme uçlarına sürtüp ellerini sırtına doğru kaydırdığında dudağının ısırıldığını hissetti. Baek Hyun ısırdığı dudağı çekiştirerek geri çekildi ve Ulrika'nın yüz ifadesine baktı. Bunu yapmayı seviyordu. Ulrika hızlı davranıp eğildi ve Baek Hyun'un göğsünü öperek aşağı doğru indi. Karnına geldiğinde gülümseyip durdu.

"E kasların gitmiş. Zaten yavaş yavaş azalıyordu da..."

"Hmm öyle mi? Bu kadar meraklıysanız tekrar yaparız hanımefendi!"

Baek Hyun, Ulrika'yı kucağına alarak sırt üstü yattı ve kasıklarına oturttu. Göz bebekleri titrerken kollarından tutup üzerine çekti. Ulrika gülüp Baek Hyun'un kulağına eğildi ve fısıldadı.

"Birileri aceleci mi davransa yavaş yavaş mı gitse karar veremiyor sanki."

Ulrika konuşmasına izin vermeden kulak memesini ısırıp kulağının altından başlayarak dilini teninde gezdirdi ve köprücük kemiğine indi. Baek Hyun hafifçe inlemiş, kızın kalçasını kendininkine bastırmıştı. Ulrika aşağı inmeye devam edip sürtündü ve aynı anda Baek Hyun'un meme ucunu ağzına alıp dilini dokundurdu. Baek Hyun'un inlemesi odaya yayılırken Ulrika ağzını memesinde biraz daha gezdirdi. Baek Hyun ellerini Ulrika'nın belinden geçirerek yukarı doğru çıkardı. Sütyenin kopçasına ulaştığında kopçayı hızlı hareketlerle açtı. Ellerini omuzlarına götürüp askıları indirirken Ulrika da hâlâ meme ucuyla ilgileniyor ve çıldırmasına neden oluyordu.

Baek Hyun çıkardığı sütyeni vücutlarının arasından çekip fırlatırken Ulrika da doğruldu. Baek Hyun, Ulrika'ya bakarken bir elini başının altına koydu.

"Bu manzarayı özlemişim."

"Durup öylece izlemene izin vermeyeceğim."

Ulrika yavaş bir hareketle Baek Hyun'a sürtündüğünde Baek Hyun'un gülümsemesi dağıldı, gözleri kapandı. Ulrika birkaç kez daha aynısını yaparken Baek Hyun gözlerini açıp Ulrika'ya baktı. O üzerinde hareket ettikçe sallanan memeleri daha da tahrik ediyordu. Hızla doğrulup Ulrika'yı sırtından tuttu ve hiç beklemeden memesini ağzına alıp dilini sürttü. Ulrika mavi saçları çekiştirirken inlemiş ve Baek Hyun'un memesini ısırmasına neden olmuştu. Baek Hyun sabırsızca meme ucunu emerken Ulrika başını geriye atmış, gözlerini kapatmış, inliyordu. Vajinası sabırsızca kasılıyordu ve Ulrika bir an önce Baek Hyun'un oraya dokunmasını istiyordu. Ama acele etmeyecekti. Acele zevki azaltırdı.

Baek Hyun, artık iyice kızarmış meme ucunu ısırarak çekiştirirken Ulrika'nın ağzından çığlığımsı bir inleme çıkmış ve Baek Hyun'un da inlemesine neden olmuştu. Baek Hyun geri çekilir çekilmez Ulrika yüzünü tutup dudaklarını birleştirdi tekrar. Az önce memesine yaptıklarının intikamını almak ister gibi dudaklarını ısırıyordu. Baek Hyun yataktan güç alarak kalktı ve Ulrika'yı altına alarak yatırdı. Pantolonunu zorlamaya başlayan penisini Ulrika'ya bastırırken ayırmadıkları dudaklarına inledi. Dilini bir süre ağzında gezdirdikten sonra dudaklarını kaydırıp kulağına doğru ıslak öpücükler bırakarak ilerledi. Tam kulak memesini ağzına alırken Ulrika kalçasını sıkınca Ulrika'nın kulağına inledi. Ulrika duyduğu mükemmel sesle ağlayacak gibi hissetmiş, nefesi kesilmişti. Baek Hyun boynunda iz bırakıp aşağı doğru ıslak dokunuşlar bırakarak inerken kızarttığı memesine yumuşak bir öpücük bırakmayı es geçmemişti. Karnındaki piercing'e birkaç dil darbesi indirirken Ulrika belini kırıp inlediğinde Baek Hyun delirecek gibi hissetmişti. Pantolon kemerinin hemen üzerini ısırırken elini düğmeye atıp hızlı bir hareketle açtı. Ulrika dudağını ısırırken dikkatle Baek Hyun'un hareketlerini izliyor, dakikalar sonra olacaklar için heyecanlanmamaya çalışıyordu. İlk defa sevişmiyorlardı ki, nerden geliyordu bu heyecan?

Baek Hyun normalde yaptığının aksine pantolonu yavaş yavaş indiriyor ve çıplak kalan bacaklarına öpücükler konduruyordu. Dilinin de dudaklarından geri kalır yanı yoktu. Baek Hyun pantolonu çıkardığında ayak bileğine bir öpücük kondururken pantolonu yataktan aşağı bıraktı.

"Tam o öptüğün yere bir dövme yaptırmayı planlıyorum."

Baek Hyun doğrulurken tek kaşını kaldırdı. Elini Ulrika'nın bacağında yukarı doğru hafifçe sürterken üzerine eğildi.

"Ne yaptıracaksın?"

"Küçük bir şey." dedi Ulrika kıvranırken. Baek Hyun'un uzun parmakları küloduna ulaştığında Ulrika titrek bir nefes aldı. Baek Hyun dudağını ısırırken eğilip külodun sınırında dilini gezdirdi. Ulrika yorgana tutunurken Baek Hyun Ulrika'nın bacaklarını ayırdı. Eğilip iç kısımlarını yalarken Ulrika'nın kıvranması ve onun adını sayıklıyor olması onu daha da hırslandırıyordu. Dudaklarını yukarı doğru çıkarıp külodunun üzerinden bir öpücük kondurdu.

"Hızlan artık!"

Baek Hyun gülerken bunu sen istedin dercesine külodu yırttığında Ulrika dudağını ısırdı. Gereksiz bir kumaş haline gelmiş külot yerle buluşurken Baek Hyun daha da işkence çektirmek ister gibi tekrar yüzüne eğildi.

"İnanılmaz güzel görünüyorsun."

"Baek Hyun, kıvrandırma beni. Hızlan artık."

"Böyle daha eğlenceli."

"Acısını çok kötü çekeceksin."

"Her şeye razıyım."

Baek Hyun elini Ulrika'nın yüzüne koyup dudağını okşadığında Ulrika hafifçe sırıtıp elini tuttu ve işaret parmağıyla orta parmağını ağzına alırken Baek Hyun'un mavilerinden gözlerini ayırmadı. Dilini ve dişlerini parmaklarına sürterken Baek Hyun inlemiş ve kasıklarını Ulrika'nın bacağına sürtmüştü. Hâlâ pantolonunu çıkarmamıştı ama şimdilik bekleyebilirdi. Ulrika parmaklarını dakikalarca ağzından çıkarmamış ve aynı zamanda dizini kırıp bacağını kaldırarak Baek Hyun'un kasıklarına sürtmüştü. Baek Hyun'un gözleri kapanırken başı da Ulrika'nın omzuna düşmüştü. Ulrika parmaklarını ağzından çıkarıp Baek Hyun'un kulağına fısıldadı.

"Bu güzel parmakları farklı şekillerde de hissetmek istiyorum."

"Bu saatten sonra bundan kaçamazsın zaten."

Baek Hyun elini indirip az önce emdiği bacakta gezdirdikten sonra vajinasına getirdi. Dokunduğunda Ulrika dudağını ısırmış ve inlemişti. Baek Hyun kafasını kaldırıp Ulrika'ya baktı. Yüz ifadelerini izlemek istiyordu. Parmaklarını deliğine konumlandırıp bir anda içine gönderdiğinde Ulrika derin bir inleme sunmuştu. Baek Hyun parmaklarını içinde hareket ettirirken Ulrika kafasını geriye atmış, ağzı aralık inliyordu. Baek Hyun gözlerini Ulrika'dan ayırmadan yüzük parmağını da soktuğunda Ulrika daha yüksek sesle inlemiş ve tırnaklarını Baek Hyun'un koluna geçirmişti. Baek Hyun kolunun acısıyla parmaklarını hızlandırıp Ulrika'yı daha da zevke getirirken kendisi de bu güzelliğe dudağını ısırıp inleyerek tepki veriyordu.

Dakikalar sonra Baek Hyun, penisi onu zorlamaya başladığında parmaklarını yavaşça geri çekti. Ulrika düştüğü boşluk hissiyle gözlerini açtı ve kaşlarını çatarak Baek Hyun'a baktı. Baek Hyun'un zorlandığını fark ettiğinde gülümseyip doğruldu ve Baek Hyun'u omzundan itip sırtüstü yatırdı. Dudaklarını emerken bir bacağını üzerinden atıp kasıklarına oturdu. Baek Hyun penisinin üzerindeki baskıyla inlerken Ulrika sürtündüğünde ellerini beline koyup onu kendine biraz daha bastırdı. Ulrika boğazına bir öpücük kondurup kendini aşağı kaydırdı ellerini pantolonun kemerine koydu. Bir eliyle düğmeyi açarken diğer elini biraz daha aşağı götürüp penisinin üzerinde gezdirdi. Baek Hyun inlemesini odaya bırakırken Ulrika pantolonu ve iç çamaşırını aynı anda aşağı çekti. Baek Hyun kalçasını kaldırıp çıkarmasına yardım etti. Ulrika, Baek Hyun'un aksine pantolondan hızlı kurtuldu. Elini, Baek Hyun'un bacağının iç tarafına sürterek yukarı çıkarırken Baek Hyun'a baktı.

"Bunun için ikinci turu falan beklemeyeceğim."

Ulrika bir anda eğilip penisini ağzına aldığında Baek Hyun'un gözleri açılmış, boğazından yüksek sesli bir inleme kopmuştu. Ulrika hem ağzını hem elini kullanıyor, Baek Hyun'un inlemeleriyle hareketlerini hızlandırıyordu. Dişlerini her sürtüşünde Baek Hyun yorganı çekiştiriyordu. Ulrika boştaki elini uzatıp Baek Hyun'un eliyle kenetlerken dilini sürterek geri çekildi. Gülümseyerek yüzünü Baek Hyun'unkine yaklaştırırken penisindeki elini hâlâ çekmemiş ve hareket ettiriyordu. Baek Hyun'un aralanmış dudaklarını ısırıp alınlarını birleştirdi ve vajinasını penisine değdirdi. İçine almadan sürtündüğünde aynı anda inlediler. Ulrika aynı şeyi tekrarlarken ikisi de kenetlenmiş parmaklarını sıkıyor, gözleri kapalı birbirlerinin ağızlarına inliyorlardı. Baek Hyun yorganı tuttuğu elini çekip Ulrika'nın memesini sıktığında Ulrika aniden gelen zevkle Baek Hyun'u içine aldı. İkisi de bağırarak inlerken Ulrika üzerinde hareket etmeye başladı. Nefesleri hızlanırken kalçasını da hızlandırdı. Baek Hyun inlerken gözlerini Ulrika'da gezdiriyor, yüz ifadesiyle daha da zevke gelirken memelerinin sallanışı daha da inlemesine neden oluyordu.

İnlemeri ve vücutlarının birbirine çarpma sesi odayı doldururken Baek Hyun, Ulrika'nın yorulmaya başladığını fark etti ve içinden çıkmadan yerlerini değiştirdi. Üste geçer geçmez kendini içine ittiğinde Ulrika'nın G noktasını bulmuş ve çığlık atmasına neden olmuştu. Baek Hyun inleyerek aynı noktaya vururken Ulrika'nın tırnaklarının kollarına battığını hissetti.

Uzun sayılabilecek bir sürenin ardından ikisi de birbirinin kulağına inleyerek boşalmış ve Baek Hyun nefes nefese kendini Ulrika'nın üzerine bırakmıştı. Kalçasını kaldırıp penisini geri çekti ve ağırlığını yatağa verecek şekilde Ulrika'nın üzerinde kaldı. İkisi de terlemişti, saç dipleri sırılsıklamdı ve çok hızlı nefes alıp veriyorlardı.

☆☆☆

"Bir daha... benden bir aya varacak kadar uzak kalırsan seni mahvederim Byun Baek Hyun."

"Ama fena olmuyor sanki."

Baek Hyun sırıtarak konuştuğunda Ulrika gülmekle yetinmiş ve gözlerini kapatmıştı. Baek Hyun üzerinden çekilip yanına yattığında yüzüstü dönüp kollarını yastığın altına soktu ve kafasını Baek Hyun'a çevirdi. Baek Hyun başını eline yaslayarak ona bakarken elini sırtına koyup gezdirmeye başladı. Ulrika huylanmayla karışık zevk vücuduna yayılırken gülümseyerek gözlerini kapattı yine. Baek Hyun bir süre elini sırtında gezdirdikten sonra aklına gelen soruyu sordu.

"Benden önce..."

"Evet?"

"Farklı farklı kişilerle birlikte oluyordun ya..."

"Geçmişinden rahatsız oluyorum demeyeceksin herhalde."

"Hayır. Şeyi merak ettim, hiç korkmadın mı cinsel yolla bulaşan bir hastalıktan?"

"Kondom kullanıyordum ilişkilerimde. Birkaç kez de kontrole gittim hastaneye."

"Bana hap kullandığını söylemiştin korunmadığımızı fark ettiğimde."

"Baktım ilişkimiz uzun sürecek, kondomla uğraşmak istemedim."

"Ya ben bulaştırsaydım?"

"Bir hastalığın olsaydı söylerdin. Bunun farkındaydım."

"Çok güvenmişsin."

"Hah, istemiyorsan hemen bırakabilirim güvenmeyi. Ayrıca sen de bana sormadığına göre sen de bana güvendin."

Baek Hyun gülümserken sırtında gezdirdiği elini aşağı indirdi. Ulrika belini bükerken dudağını ısırdı.

"Asla rahat durmuyorsun."

"Durmam."

Ulrika doğrulup Baek Hyun'u sırtüstü yatırdı ve kucağına otururken kulağına fısıldadı.

"Ben hiç durmam."

__________________

Heeoooyyy güzellerim! Nasılsınız? O kısa bölümden sonra bööööyle uzun uzun yazdım. Güzel, tatlı bir bölüm. 😈 Umarım sevmişsinizdir.

Sizi çooook seviyorum ve aşağıya biraz Baek Hyun koyacağım. Hazırlayın kendinizi. ;)

~02.11.2020~

Continue Reading

You'll Also Like

484K 56.2K 39
çapkın bir omega olan kim taehyung, kızgınlıklarını geçirmek için gözüne alfa jeon jungkook'u kestirir
141K 13.5K 26
010 ***: hamileyim jungkook: sen kimsin
704K 59.3K 12
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar taekook
107K 13.3K 58
Seungmin ve Chan eski sevgililerdir. Chan'ın yeni sevgilisi Seungmin'e "saçma" mesajlar atınca Seungmin Chan'a yazar.