08.02.2020 Cumartesi - 19.30
Ulrika evin kapısını açıp kendini içeri attı. Dışarısı buz gibiydi. Elektrikli sobanın yanına gidip ellerini ısıtmaya başladı.
"Ben bu gece gelmezsin sanıyordum."
"Baek Hyun'un işi var. Fazla takılamadık zaten."
"Ne taşınmakmış be! Bir hafta oldu, hâlâ bitiremedi."
"Hazır dosyalar ortaya saçılmışken düzenleyerek kaldırmak istiyor. Gereksiz kağıtları atıyor falan."
"Yani gidip çöplerini karıştırırsam hastaları hakkında bilgi alabilir miyim?"
Ulrika, Eun Ah'a bakıp güldü.
"Hayır çünkü önce kağıt öğütücüye atıyor."
"Ne gerek vardı?"
"Gizlilik önemli."
"Kağıtlara yazık olmuş."
"Yani evet. Ama fazla bir şey atacak gibi görünmüyor zaten."
"Aman bana ne zaten. Ama sana birkaç saat ayıramaması sinirimi bozdu."
Ulrika montunu çıkarırken başını iki yana salladı.
"Sanki her zaman böyle. Şu an garip görecek bir şey yok. Taşınıyor ve işleri var. Pazartesiye de yetiştirmek istiyor ki rahat rahat seanslara başlasın."
"İyi, tamam."
Ulrika üzerini değiştirip kendini koltuğa bıraktı.
"Eun Ah, para biriktirip taşınsak mı acaba?"
"E sen evini seviyordun?"
"Seviyorum da ikimize küçük."
"Gayet güzel yaşıyoruz işte, iş çıkarma şimdi. Ayrıca ben para biriktiriyorum zaten."
"Yani ben de küçük küçük atıyorum bir kenara ama..."
Ulrika tavana bakmaya devam ederken Eun Ah kalkıp kendine kahve hazırladı. Tezgaha yaslanıp kahvesini yudumladı.
"Bir şey soracağım."
"Hm?"
"Yoon Gi ne yaptı?"
Ulrika kafasını kaldırıp Eun Ah'a baktı.
"Ne? Niye öyle bakıyorsun?"
"Sen niye merak ediyorsun?"
"Bilmem. Aklıma geldi işte."
"Doğru söyle. Dökül."
Kapı çaldığında Ulrika suratını astı. Daha cevabını alamamıştı. Koltukta dizlerinin üstüne çıkıp camdan dışarı baktı. Yoon Gi kapının önünde bekliyordu. Eun Ah'a dönüp güldü. "Hissettin herhalde." dedikten sonra kapıya gidip açtı.
"Hoş geldin. Gir."
Ev soğumadan kapıyı kapatmak istiyordu. Yoon Gi ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi ve Eun Ah'a göz kırpıp koltuğa oturdu.
"Kıyafetlerin parasını getirdim."
"Ne gerek vardı?"
"Üç kazak, üç pantolon ucuza gelmiyor Ulrika Hanım. Asıl sizin söke söke almanız gerekiyordu parayı."
"E hem rahat hem de dışarıda giymelik bir şeyler alayım dedim işte. Sen nerden buldun hemen parayı?"
Ulrika üst üste duran yatakların üzerine bıraktı kendini. Yoon Gi hemen karşısındaydı.
"O binayı boşuna mı sattık?"
"Doğru ya. Zenginsindir sen şimdi."
"O para uçar gider. Girdiğim evin kirası da var. İşe girmem lazım."
"Küçük bir eve girmişsindir umarım."(Eun Ah)
Yoon Gi, Eun Ah'a bir bakış atıp tekrar önüne döndü.
"Bir şey içer misin?"
"Soda var mı?"
Ulrika ayağa kalkacakken Eun Ah buz dolabına yöneldi. Yoon Gi gözlerini ona çevirip baştan aşağı süzerken Ulrika da onu izliyordu. Yoon Gi'nin bakışlarına sırıttı.
"Söylesene, sevgilin var mı?"
"Yok. Hiç uzun süreli ilişkim de olmadı zaten."
"Hadi ya! Yakışıklı çocuksun."
"Yani işte takılıyoruz arada birileriyle."
"Bir şey soracağım, yıllar önce bir erkekle sevişmenin nasıl bir şey olduğunu merak ettiğini söylemiştin. Denedin mi?"
"Evet. Eşcinsel biriyle takılmıştım."
Eun Ah sodayı açıp Yoon Gi'ye uzattı ve verdikten sonra yanına oturdu.
"Ee?"
"Yani tamam zevkli falan da..."
"Sevişiyorsun sonuçta, bir zahmet."(Eun Ah)
"Kadınlarla daha mutluyum."
"Anladım."
"Siz? Bir kadınla beraber oldunuz mu hiç?"
"Evet."
"Neee?! Nasıl bahsetmezsin?!"
"İki yıl falan oldu. Oturup niye bahsedeyim? Ama Yoon Gi gibi düşünüyorum. Kız çok seksiydi, güzel de sevişiyordu ama ben de erkeklerle daha mutluyum."
"Ben bir kadınla beraber olmadım hiç. Zaten sizin kadar seks hayatım da yoktu, malum stajyerlik insanı bayağı kısıtlıyor."
Eun Ah omzunu silkip söylerken Yoon Gi aklına gelenle Ulrika'ya döndü.
"Sevgilinle aranı düzelttin mi sen?"
"Evet."
"O gün bana, beni öldürecekmiş gibi bakıyordu."
"Aslında bana sinirliydi. Her neyse, benim sigara içesim var. Dışardayım ben."
Ulrika üzerine bir ceket ve sigarasıyla çakmağını alıp çıkarken Eun Ah ona çıkmaması için kaş göz işareti yapıyordu ama işe yaramamıştı. Ulrika kapıyı kapattığında küçücük evde koca bir sessizlik oluştu. Yoon Gi sodasını yudumlayıp arkasına yaslandı ve sırıttı.
"Demek fazla seks hayatın yok."
"Evet."
"En son ne zaman beraber oldun biriyle?"
"Sana ne bundan?"
"Üf konuşuyoruz işte! Amma ters kızsın sen de, iki konuşamıyoruz."
"Gereksiz bir konu."
Yoon Gi başını sallayıp bir süre sessiz kaldı. Ardından sırıtıp koluna vurdu hafifçe.
"Hadi, söyle."
"Ayh! Birkaç ay oldu."
"Hmm... Şimdi anlaşıldı geçen gün neden o kadar tahrik olduğun."
"Ne tahrik olması be? Alakası yok. Hem sen kendini ne sanıyorsun?"
"Yalanını sevsinler."
Yoon Gi dalga geçercesine gülümserken sodasını yudumladı tekrar. Eun Ah gözlerini devirip koltuktan kalktı ve kıyafetlerine doğru yürüdü. Montunu alıp giyerken Yoon Gi kaşlarını çattı.
"Nereye gidiyorsun?"
"Ulrika'nın yanına."
"Ne ev sahibi ama!"
"Böyle misafire böyle ev sahibi."
Eun Ah çıkıp Ulrika'nın yanına gitti. Yoon Gi ise sırıtarak arkasından bakıyordu.
"Eğlenceli olacak."
■■■■■■■■■■■■
09.02.2020 Pazar - 13.14
Ulrika bahçe kapısının önünde durup zile basarken kapının kenarına asılmış yazıya baktı.
Liberté Psikolojik Danışma Merkezi
Byun Baek Hyun
Baek Hyun daha önce Liberté'nin anlamının özgürlük olduğunu söylemişti. Böyle bir yere uyan bir anlamdı.
Kyung Soo kapıyı açtığında Ulrika gülümseyerek selam verdi.
"Hoş geldin. Gel. Elindekileri-"
"Gerek yok. Taşırım içeri."
Ulrika bahçeye girip Kyung Soo ile beraber eve doğru yürüdü.
"Sen herkes için kapıyı açacak mısın böyle?"
"Bahçe kapısı açık olacak. Kapının karşısında oturacağım için kapıya yakın olacağım, o kadarını yaparım. Diğer tarafta da açıyordum zaten."
Ulrika başını sallarken içeri girdi ve salona yöneldi. Baek Hyun kapının biraz ilerisinde durmuş, odadaki eşyaların yerlerini tartıyordu kafasında. Emin olamamıştı güzel olduğundan.
"Vay canına! Burası mükemmel olmuş. Çok ferah ve güzel görünüyor."
Baek Hyun şaşkınlıkla arkasını dönerken Kyung Soo başını salladı.
"Ben de diyorum ama Baek Hyun bir türlü emin olamadı."
"Neresinden emin olamadın? Çok güzel. Dediğim gibi, çok ferah olmuş. Rahatlatıcı."
Baek Hyun tekrar salona baktı ve gülümseyerek döndü sevgilisine.
"Sen?"
"Size yemek getirdim."
Ulrika ellerindekileri havaya kaldırıp söyledikten sonra masaya koydu. Kyung Soo hazırlayacağını söyleyip poşetleri alarak mutfağa yönelirken Baek Hyun ellerini sevgilisinin beline koyup onu kendine çekti.
"Teşekkür ederim."
Ulrika gülümseyip sarıldı ve ensesindeki saçları okşadı.
"Yorgun görünüyorsun Baek Hyun."
"Bu akşama bitecek işler. Güzel bir uyku çekip yarın dinç başlayacağım."
Ulrika geri çekilip elini yanağına koydu.
"Güzel. Akşam ben işe gitmeden önce bir şeyler yapar mıyız?"
"Bilmiyorum Ulrika. Yukarda hâlâ biraz işim var ve bugün bitmesini istiyorsam..."
Ulrika yüzünü asarken elini yanağından çekti. Bu sefer Baek Hyun onun yanağını okşadı.
"Asma suratını. Düzene oturuyor işte. Haftaya tüm hafta sonum senin olsun."
Ulrika başını sallarken Kyung Soo hazırladıklarını içeri getirdi. Masaya beraber geçtiler ama Ulrika yemiyordu.
"Sen de yesene."
"Aç değilim ben."
"İnanayım mı?"
Ulrika gülümseyip başını salladı.
"İnan. Eun Ah işe gitmeden önce beraber yedik."
"İşe gitmeden önce, sabah mı yani?"
"Hayır. Eun Ah pazar günleri öğleden sonra çalışıyor."
"Tamam o zaman."
"Bizi yerken izlemeye mi geldin o zaman?"(KS)
"Yani. Belki bir şeylere yardım ederim diye de düşündüm."
"Dünden beri bulaşıkları makineye koymuyoruz. Ne dersin?"
Kyung Soo sevimli sevimli gülümserken Ulrika güldü. Kyung Soo genelde ciddi görünürdü.
"Hallederim de ne kadar birikmiş olabilir?"
"Dün gece burda kaldık."
"Bu hafta dinlenmeyi denediniz mi acaba hiç?!"
"Yetiştirmemiz gerekiyordu."
"E seanslar falan derken yine yoğun olacak. Bu ev sürekli kirlenir bir de. Kyung Soo da sürekli temizlikle uğraşacak herhalde. Ne zaman dinleneceksiniz?"
"Temizlikle uğraşmayacağım. Her pazartesi sabahı ve perşembe akşamüzeri biri gelecek ve halledecek o işi."
"İyi bari."
"Ben de seansları azalttım. Bazıları artık gelmeyecek."
"E bu hafta harcadıklarınızı nasıl karşılayacaksınız?"
"Bazılarının ücreti artırıldı zaten. Şu sıralar her şeye zam geldiği için kimse anormal karşılamadı neyse ki. Bir de Yixing'in çalıştığı hastaneyle anlaştık. İhtiyacı olan bazı hastaları bize yönlendirecekler."
"Vay be! Her şeyi düşünmüşsünüz. Boş konuşuyorum resmen."
Baek Hyun gülümseyip ağzına bir lokma daha atarken Ulrika arkasına yaslandı ve bir süre sevgilisini izledi. Araları sandığından daha çabuk düzelmişti. Bir de beraber zaman geçirebilirlerse her şey harika olacaktı.
__________________
Evet, kısa bir bölümdü. Böyle minnak bir geçiş yaptık. Yakında 26.bölümü de atıp kendimi Son Tehlike'ye odaklayacağım. O yüzden 26'dan sonra bir süre bölüm gelmeyebilir. Şimdiden haber veriyorum, sonra sövmeyin. :)
Sizi seviyorum, kendinize dikkat edin.
~EEP
~01.11.2020~