Aris

By sezen16

333 39 100

Muziki salı sabahına gözlerini açtığında, dünya da aldığı nefesin bile yabancı olduğunu hatırlatacak gizemli... More

Tohum
Güneş Diyarı
Ayakashi
Festival
Meşe Ağacı
Kara Bekçi
Kaçış
Siyah Güller
Güneş Ejderhası
Soğuk
Su Ejderhası
Girdap
İyi Geceler Öpücüğü
Aşk
Balo
Beklenmeyen
Sabah Kokusu
Unutulan Ses

Yüzleşme

23 1 0
By sezen16

Daiki Evans, Tabağındaki zeytini çatal batırıp, ağzında evirip çevirip duruyordu, genç adamın huysuz hali babası George'un dikkatini çekti. Daiki annesi gibi hırslı kişiliğe sahipti kaybetmekten hoşlanmıyordu. Daiki küçük bir çocukken annesinin trajedi ölümüne şahit olmuştu, Eleanor ikinci sınıf aşkı uğruna, George'un aşkını hiçe sayıp aşağılık adamla kaçarken at arabası kazası sonucu hayatını kaybetmişti.

Daiki fiziki özelliklerini babasından alsa da yüz şeklinde ve gözlerinde annesini taşıyordu. George'un büyükbabası ayakashi olduğundan geni torunu Daiki'ye geçmişti. Oğlu ejder ruhuna sahip olduğundan, güneş diyarına gelmemeleri kaçınılmazdı. Eleanor buraya gelmemek için elinden gelen her şeyi yapmış ve sonu ölüm bile olsa istediğini elde etmişti.

Daiki de her çocuk gibi annesini severdi, onu uyuturken anlattığı masallara bayılırdı. Her bir karakteri farklı ses tonunda anlatır Daiki'nin hayal etmesini sağlardı. Babasına göre annesi onları hiç sevmemişti, sevse her zaman onların yanında olmayı isterdi. Başka bir adamla kaçmayı değil.

Daiki bazen babası ile kaderlerinin aynı olduğunu düşünürdü, o da bir kadını sevmiş ama onun bedenine sahip olsa da ruhuna asla sahip olmamıştı.

Annesi öldüğünde babası tüm gerçekleri bilmesine rağmen eşini sevmekten vazgeçmemiş, yıllarca onun yasını tutarak başka kadınlara elini bile değdirmemişti. Babasının Daiki'ye göre tek şansı eşi onu sevmemesine rağmen onu bir şekilde sahip oluşuydu, Daiki için bu durum tam tersiydi. Evet Muziki geçmişte onu seçmişti fakat genç adam, kızın ne kalbine ne de bedenine sahip olabilmişti. Daiki'nin bu durumda babasıyla eşit olabilmesi için tek bir şansı olmasına rağmen onu da kaçırmıştı.

Muziki'nin Kyoto da ondan hoşlandığını bilemesine rağmen ağırdan alarak hayatındaki en büyük aptallığı yapmıştı. Hayır aptallık değildi, Daiki genç kızın onu gerçekten sevmesini beklemişti. Gerçek bir aşk, sabah uyandığında yanında yatan kişinin sıcaklığını hissederek gözlerini açmak ve o yanında diye şükretmek. Genç adam çok mu şey istemişti bu hayattan, sadece tek bir şey dilemişti, o da kaderinde yoktu. Şimdi her şey eskiye dönmüştü, Takeo mutlu mesut sevdiği kadın ile sarayında keyif çatarken o da kabuğuna çekilip onların aşklarını elbette izlemeyecekti. Daiki Evans, bu aşkın hakkından bir kere geldiğine göre bunu tekrar yapabilirdi. Sevdiği kızı geri alacaktı, Güneş diyarı yerle bir olsa bile, kadere karşı koysa bile, Daiki bunu başaracaktı.

George, oğlunun yüzüne baktığında kararlı gülümsemesini görünce içi rahatladı ancak Daiki'nin gülümsemesi yaraları sarmak için değil, tekrar açmak içindi.

Genç adam yavaşça masadan kalktı "Babacığım, bugün önemli toplantım olacak, gemi raporları üzerinde liman da çalışacağım, akşam yemeğinde sana yetişmeyi planlıyorum" dedi tüm içtenliğiyle gülümsedi.

George, onaylarcasına hafifçe başını eğerek oğlunu uğurladı. Daiki'nin yüz ifadesinden limana gitmeyeceğini anladı. O da masadan kalkıp pencereye gitti, bir süre bekledikten sonra Daiki bahçeye doğru ilerlerken, oğlunun at arabasına binip gitmesini izledi, derin bir iç çekerek "Oğlum benim... başkasının mutluluğu ile mutlu olunmuyor" dedikten sonra elini açarak cama dokundu. Boğuk sesle "benim yaptığım hataları yapmamanı dilerim, kendin için..."

Daiki yaklaşık iki saat atı Rose ile ilerledikten sonra Kami'nin sarayına gelmişti. At arabası ile evden çıkmasına rağmen, arabacıyı limana yollayıp onu orada beklemesini emretmişti. Rose'u ahırdan şakayık yoluna getirilmesini planlamıştı. Kami ona, özel her girişleri açan anahtar vermişti, istediği zaman geçitleri rahatça açabiliyordu. Kami'nin sarayındaki her şey kuruyken artık bahçedeki çimenler dahil canlanmıştı, Madoko'nun sayesinde. Kami, Daiki'yi uzaktan gördüğünde bahçedeki çardağında oturmuş çay içiyordu. Daiki hafifçe başını öne eğerek onu selamladı. Kami de selamını memnuniyetle alıp karışlığını verdi. Genç adam gözlüklü tıknaz adamın karşısındaki sandalyeye geçip otururdu. Kami ona da çay servisi yapmalarını istedi.

"Daiki, ben ve ayakashilerim savaşa hazırız, her şey planladığımız gibi ilerliyor. Dünya da yaşayan ayakashileri de diyara getirtiyorum, yaklaşık yirmi bin kişi olacağız.

Daiki, bu sayıyı duyunca sırıttı, bu kadar kişiyi duyunca Takeo'nun yüzünü görmeyi ip ile çekiyordu.

Savaş hakkında konuştukları sırada, içeri Kami'nin kızı Karen girdi. Genç kız göz alıcı bir güzelliğe sahipti. Gözleri mavi yeşil karışımı, saçları başak sarısı renginde dalgalanarak beline kadar geliyordu. Daiki, Karen'in göz rengini kimse de görmediğini anımsadı.

Karen'in duru sakin bir güzelliği vardı ve hep bu sadeliğe uygun kıyafet seçimi yapardı. İçeri girdiğinde üzerinde zümrüt yeşili elbisesi ile göz kamaştırıcıydı. Babasından izin alarak içeri girdi, yürüyüşü kuğu gibi narindi.

Kibar ses tonuyla, 'Daiki, seni burada görmek ne güzel" dedi.

Daiki yavaşça ayağa kalkarak onu selamladı. "Seni görmek de güzel Karen özellikle de bu diyarda".

Genç kız çoğunlukla annesinin yanında Londra da yaşıyordu. Kami, ayakashi ve insan evliliği yapmıştı. Bu evliliği yaptığından dolayı ayakashi kanunlarına göre en yüksek mertebeyi elde etmişti. Kami'nin eşi Maria Baker, İngiliz bir fırıncının asil ruhlu kızıydı. Londra da babasından kalan fırının işlerini yürütmeye devam ediyordu. Karen on beş yaşına geldiğinde ona babasının özel biri olduğu güzelce izah edilmişti. Küçüklüğünde, babasının uzak yol kaptanı olduğunu biliyordu çünkü babası evden dört ya da beş aylığına uzaklaştığında, ebeveynleri ona sefere çıktığını söylemişti. Genç kız da balkondan uzaklara bakarak, babasının en sevdiği şarkıyı söylüyor ve onun gelmesini bekliyordu. Babasının gerçek kimliğini öğrendiğinde çok şaşırmıştı. Karen bir tanrı çocuğuydu, Yunan mitolojisindeki herkül gibi.

Kami, çeşitli insan şekillerine bürünebilirdi, en son Muziki'nin tıknaz öğretmenin kılığına girmişti ama Karen onu her zaman yakışıklı, zarif bir kaptan olarak görmüştü. Kami'nin genel insan şekli genç kızın babası görünümünde, kahve rengi saç ve gözlere sahip uzun boylu, gözlüklü bir adamdı. İsmi James Fujimoto.

Karen, babasının ayakashi kanını taşıdığından rahatça toprak diyarına girip çıkabiliyordu. Ayakashi gücünü daha ortaya çıkaramamıştı, bunu yapmak da istemiyordu. Babası kızına karşı her zaman sevgi dolu bir ebeveyn olmuştu. Karen bu diyara gelirken aklında Daiki vardı. On beş yaşında bu diyara geldiğinde ilk ayakashi düğününe katıldığında damat Daiki idi. Yanında güzel gelini Muziki duruyor etrafına kızıl bir ışık saçıyordu. Birbirlerine çok yakıştıklarını düşünse de o an Karen, Daiki'ye âşık olmuştu. Gelin ve damadın ilk dans ettiklerini şu an yaşamış gibi anımsıyordu, Daiki nasıl da sevgi dolu bakıyordu Muziki'ye, Genç adamın bir gün kendisi ile dans edeceği umudu hep vardı. Özellikle de Muziki'nin ölümünden sonra bu düşüncesi artmıştı. Bazen suçluluk hissetse de gerçekleri değiştiremezdi.

Karen'in Daiki'nin sözünden sonra yanakları hafifçe kızardı. Sabah, annesinin tarifine uygun çilek marmelatlı kurabiye yapmıştı. Tabağı yavaşça masaya bıraktı.

"Karen, bize katılmak ister misin" diye sordu Daiki, genç kız hemen başını babasına çevirdi, Kami de olumlu anlamda başını yavaşça salladı. Karen, Daiki'nin karşısında duran sandalyeye oturdu. Uşakları ona da çay servisi açtı. Daiki, göz ucuyla onu izliyordu. Tabağına genç kızın yaptığı kurabiyeden aldı, tatlı ile arası pek hoş olmamasına rağmen kızın hatırı için tadına bakacaktı. Ağzına küçük bir lokma aldığında Daiki çilekli kurabiyeyi sevdi. Tadı bayıcı değildi, hatta az şekerliydi. Daiki ikinci kurabiyeye uzandığında kızla göz göze geldiler. Genç adam ona gülümseyerek "tadı benim sevdiğim gibi olmuş Karen, az şekerli." Karen bunu duyduğuna mutlu oldu. "Tatlı sevmediğini biliyorum" derken yüzü hafifçe kızardı.

Daiki kız ile konuşmaya devam etti. "Okul nasıl gidiyor, bu yıl üniversiteden mezun oluyorsun değil mi"

Karen, Daiki'nin onun hakkında bilgi sahibi olduğundan içi kıpır kıpır oldu. Evet anlamda başını salladı.

"Okul bitince Londra da kalmayı düşünüyor musun"

Karen olumsuz anlamda başını salladı, gözlerini Daiki de sabitleyerek "sanırım burada yaşayacağım"

Daiki o sıra da çayını yudumluyordu, boğazını temizleme ihtiyacı duydu. "Demek toprak diyarına yerleşeceksin, ayakashi diyarına öyle mi bu sandığın kadar olmayabilir Karen" dedi.

Genç kızın bunu duyduğunda kalbi sızladı, ne yani onu bu diyarda görmek istemiyor muydu, tek istediği ne de olsa Muziki idi. Karen kararlı ses tonuyla "burada yaşamak istiyorum Daiki, bu diyara güzel bir fırın açıp, Ayakashilere güzel yemekler sunacağım" dedi.

Daiki'nin kızın kararlığı hoşuna gitti. "Madem buraya yerleşmeye niyetlisin, babanda izin verirse seni cuma akşamı güneş diyarında düzenlenecek olan balo da bana eşlik etmeni istesem..." sözünü tamamlayamadan genç kız heyecanla "Evet...!" diye sesi yüksek çıkınca babası ve genç adam kahkahaya attı.

Daiki, gülümseye devam etti, "balo da ayakashilerin asil diye adlandırdıkları grup olacak, onlar ile tanışıp fikir alış verişi yapabilirsin" dedi.

Karen "teşekkür ederim Daiki, bana her zaman bu diyarda yardımcı olduğu için."

Daiki tebessüm etti.

Karen'in içine güneş doğdu, belki baloda onunla dans edebilirdi. Nihayet rüyaları gerçekleşiyordu.

Daiki, genç kıza dönerek "Balo'nun teması **edo dönemi olacak, ona göre kıyafet seçmeni öneririm" dedi.

(** Edo dönemi: Japonya da 1603-1868 yıllarını kapsayan dönemdir.)

Karen yavaşça ayağa kalktı, "izinizle gidip balo için uygun kıyafet bulmam lazım" dedikten sonra Daiki'yi selamladı, babasının yanağına küçük bir öpücük kondurdu.

Continue Reading

You'll Also Like

7.7M 452K 85
Fantastik #1 Siz hiç bir ruha aşık oldunuz mu? Gülüşünden bihaberken ya da öfkelendiginde nasıl baktığı bilemeden sonsuz bir melankoninin içine düştü...
921K 20.9K 56
"Madem çok ısrar ettiniz, o zaman artık bey diyebilirim." deyip gülümsedim, bandı yapıştırdıktan sonra yutkundu. "Boşver beyi." deyip dudaklarıma yap...
2.5M 77.8K 54
Babasının borcu yüzünden genç kızı alı koyan Karahan başına büyük ama tatlı bela alır... Genç kız Karahandan küçük olmasına rağmen yalnız adama eş ol...
41.2K 2.8K 31
Biyoloji öğretmeni Kim Taehyung, öğrencisi Jeon Jeongguk'a ödev verir.