Yüzleşme

23 1 0
                                    

Daiki Evans, Tabağındaki zeytini çatal batırıp, ağzında evirip çevirip duruyordu, genç adamın huysuz hali babası George'un dikkatini çekti. Daiki annesi gibi hırslı kişiliğe sahipti kaybetmekten hoşlanmıyordu. Daiki küçük bir çocukken annesinin trajedi ölümüne şahit olmuştu, Eleanor ikinci sınıf aşkı uğruna, George'un aşkını hiçe sayıp aşağılık adamla kaçarken at arabası kazası sonucu hayatını kaybetmişti.

Daiki fiziki özelliklerini babasından alsa da yüz şeklinde ve gözlerinde annesini taşıyordu. George'un büyükbabası ayakashi olduğundan geni torunu Daiki'ye geçmişti. Oğlu ejder ruhuna sahip olduğundan, güneş diyarına gelmemeleri kaçınılmazdı. Eleanor buraya gelmemek için elinden gelen her şeyi yapmış ve sonu ölüm bile olsa istediğini elde etmişti.

Daiki de her çocuk gibi annesini severdi, onu uyuturken anlattığı masallara bayılırdı. Her bir karakteri farklı ses tonunda anlatır Daiki'nin hayal etmesini sağlardı. Babasına göre annesi onları hiç sevmemişti, sevse her zaman onların yanında olmayı isterdi. Başka bir adamla kaçmayı değil.

Daiki bazen babası ile kaderlerinin aynı olduğunu düşünürdü, o da bir kadını sevmiş ama onun bedenine sahip olsa da ruhuna asla sahip olmamıştı.

Annesi öldüğünde babası tüm gerçekleri bilmesine rağmen eşini sevmekten vazgeçmemiş, yıllarca onun yasını tutarak başka kadınlara elini bile değdirmemişti. Babasının Daiki'ye göre tek şansı eşi onu sevmemesine rağmen onu bir şekilde sahip oluşuydu, Daiki için bu durum tam tersiydi. Evet Muziki geçmişte onu seçmişti fakat genç adam, kızın ne kalbine ne de bedenine sahip olabilmişti. Daiki'nin bu durumda babasıyla eşit olabilmesi için tek bir şansı olmasına rağmen onu da kaçırmıştı.

Muziki'nin Kyoto da ondan hoşlandığını bilemesine rağmen ağırdan alarak hayatındaki en büyük aptallığı yapmıştı. Hayır aptallık değildi, Daiki genç kızın onu gerçekten sevmesini beklemişti. Gerçek bir aşk, sabah uyandığında yanında yatan kişinin sıcaklığını hissederek gözlerini açmak ve o yanında diye şükretmek. Genç adam çok mu şey istemişti bu hayattan, sadece tek bir şey dilemişti, o da kaderinde yoktu. Şimdi her şey eskiye dönmüştü, Takeo mutlu mesut sevdiği kadın ile sarayında keyif çatarken o da kabuğuna çekilip onların aşklarını elbette izlemeyecekti. Daiki Evans, bu aşkın hakkından bir kere geldiğine göre bunu tekrar yapabilirdi. Sevdiği kızı geri alacaktı, Güneş diyarı yerle bir olsa bile, kadere karşı koysa bile, Daiki bunu başaracaktı.

George, oğlunun yüzüne baktığında kararlı gülümsemesini görünce içi rahatladı ancak Daiki'nin gülümsemesi yaraları sarmak için değil, tekrar açmak içindi.

Genç adam yavaşça masadan kalktı "Babacığım, bugün önemli toplantım olacak, gemi raporları üzerinde liman da çalışacağım, akşam yemeğinde sana yetişmeyi planlıyorum" dedi tüm içtenliğiyle gülümsedi.

George, onaylarcasına hafifçe başını eğerek oğlunu uğurladı. Daiki'nin yüz ifadesinden limana gitmeyeceğini anladı. O da masadan kalkıp pencereye gitti, bir süre bekledikten sonra Daiki bahçeye doğru ilerlerken, oğlunun at arabasına binip gitmesini izledi, derin bir iç çekerek "Oğlum benim... başkasının mutluluğu ile mutlu olunmuyor" dedikten sonra elini açarak cama dokundu. Boğuk sesle "benim yaptığım hataları yapmamanı dilerim, kendin için..."

Daiki yaklaşık iki saat atı Rose ile ilerledikten sonra Kami'nin sarayına gelmişti. At arabası ile evden çıkmasına rağmen, arabacıyı limana yollayıp onu orada beklemesini emretmişti. Rose'u ahırdan şakayık yoluna getirilmesini planlamıştı. Kami ona, özel her girişleri açan anahtar vermişti, istediği zaman geçitleri rahatça açabiliyordu. Kami'nin sarayındaki her şey kuruyken artık bahçedeki çimenler dahil canlanmıştı, Madoko'nun sayesinde. Kami, Daiki'yi uzaktan gördüğünde bahçedeki çardağında oturmuş çay içiyordu. Daiki hafifçe başını öne eğerek onu selamladı. Kami de selamını memnuniyetle alıp karışlığını verdi. Genç adam gözlüklü tıknaz adamın karşısındaki sandalyeye geçip otururdu. Kami ona da çay servisi yapmalarını istedi.

ArisWhere stories live. Discover now