900 vote, 2K yorum teşekkürler
____
Arda'nın ağzından...
Odada bir sağa bir sola doğru yürüyordum. Resmen meraktan delirmek üzereydim. En son bizi Berrayla sarılırken görmüştü ve öylece gitmişti.
"Olum bumerang gibi dönüp durmasana, başım döndü." diye bağıran Fatihi önemsemedim. Yüzümü iki elimin arasına alıp, saçlarımı çekiştirdim.
"Kıskanmış mıdır lan?" diye sorduğumda Tahada Fatihte telefonuyla uğraşıyordu. Cidden kara gün dostları diye düşünüp yatağımın üstüne zıpladım. Yataktan aldığım yastıkları sertçe kafalarına fırlattım. Taha tek eliyle yastığı tutarken, Fatih küçük bir tekmeyle geçiştirmişti. Sıkıntıyla ofladım.
Neden, o kadar sinirli bakmıştı bize? Alt tarafı sarılmıştık. Kızması için hiçbir neden yoktu, belki de ben anlamıyordum.
"Kusursuzdan bahsediyoruz." diye mırıldandım. Beni kıskanması için hiçbir neden yoktu ki. Kesin kendine göre nedenleri vardı.
"Kesin yeni bayılan birinin sarılması iyi bir şey değildir." dediğimde odada ki tüm bakışlar bana dönmüştü.
"Sen ne tür bir gerizekalısın?" dedi Taha.
"Ne?"
"Hala anlamadın mı lan? Hiçbir şeye tepki vermeyen Ayşe, kıskançlığından kudurmuş." diye tamamladı Fatih. Gözlerim sonuna kadar açılırken, dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Hadi canım..." diye mırıldandığımda ellerinde ki telefonları indirdiler.
Odanın kapısı çaldığında gelen kişinin kim olduğunu tahmin etmek güç değildi. Fatih aniden kalkıp kapıyı açmaya koştuğunda kaşlarımı çattım.
"Ehe." diye bir gülme sesi duyulduğunda kahkaha atmamak için kendimi zor tutmuştum. Fatih kapıyı açmış ve kenara çekilmiyordu.
"Set mi çekeceksin kardeşim? Çekilsene." dediğimde Fatih ancak çekilmeyi akıl edebilmişti. Berra sonunda bıkkınca nefes verip odaya adımladı ve tam önümde durup kollarını birbirine bağladı.
"Neden beni çağırdın?" dediğinde stresten dudağımı dişlemeye başladım.
"Ayşe bir şey dedi mi?" Sesim titremişti. Beklentiyle kasılan kalbim nefes almamı engelliyordu. Derin nefesler alıp verdim.
Berra kaşlarını çatıp, dudaklarını büzdü. "Hayır." dediğinde ise hiçbir şey diyemedim. Sadece üzülmüştüm ve bu kadar beklentiye girdiğim için kendime sinrlenmiştim.
Uzun bir sessizlik oldu ve ardından Fatih "Yalan söylüyor." dediğinde ise hepimiz ona döndük.
"Nereden çıkardın bunu?" diye sorduğumda Berra yanıma oturmuştu.
"Normalde ciddi konularda bu kadar rahat olmaz. Yalanını gizlemek için rahat davranıyor." dediğinde hepimiz şaşkınlıkla ona bakmaya başlamıştık. Berra ise sadece somurtmuş ve hiçbir şey demeden ayağa kalkıp gitmek için yeltenmişti.
"Bana mı güveneceksin, ona mı abi?"
"Kaçınma stratejisi."
"Sussana sen!"
"Zor anlarında abi dersin."
"Delireceğim ya!" Berra ayağa kalkıp gittiğinde laf dalaşını kaybetmişti. Kapıyı sertçe kapattığında yerimde sıçradım. Fatih sırıtıp yatağa yayıldığında yüzümü iki elimin arasına aldım.
"Neye inanacağımı bilmiyorum artık." diye mırıldandığımda cebimdeki telefon titredi. Telefonu elime aldım ve asla beklemediğim kişinin atmış olduğu mesajla kaşlarımı iyice çattım.
Ayşe: Akşam ki şişe çevirme oyununa geliyor musun?
Ardacım: Maybe
Ayşe: Gel bence eğlenirsin
Ardacım: Kendimi hala göstermeyi düşünmüyorum ;)
Ayşe: Bu sadece senin karar vereceğin bir şey değil
Ayşe: Belki de seni bulurum
Ardacım: Gayretin gözlerimi yaşartıyor güzelim
Ayşe: Neys
Ayşe: Gel
Ardacım: Oynayan yirmi kişi olacağız biliyorsun değil mi?
Ayşe: Beni mi kıracaksın?
Ardacım: Tehlikeli oynuyorsun.
Ayşe: Geliyorsun.
Ardacım: Geliyorum.
Ayşe: Çok eğlenceli olacak
Ardacım: Ya ne demezsin
_____
Sonunda üzerime siyah pantolonumu ve siyah tişörtümü geçirdiğimde hazırdım. Aynada kendime bakmayı kesip banyodan çıktım. Ağır erkek parfümü kokusuyla öksürdüm.
Fatih bana doğru koşup üstüme parfüm sıkmaya başladığında üzerime gelmesin diye uğraşıyordum ama nafileydi.
"Ananı..." dediğimde durup şaşırmış yapar gibi elini kalbinin üzerine koydu. "Üzüyorsun beni şekerim." dediğinde hala parfümü üzerimden atmak için debeleniyordum.
"Ağzıma kaçtı anasını satayım ya." dediğimde Fatih gülüp parfümü kenara attı ve saçlarıyla ilgilenmeye başladı. "Ne güzel işte abi, kız sana sarılınca güzel kokarsın." dedi gülerek. Dudaklarımı büzüp odadan çıktım. Arkamdan Taha ve Fatihte çıktığında hazırdık.
Kamp alanına büyük küfürler eşliğinde gittiğimizde gördüğüm şeyle kaşlarım çatılırken ağzım açılmıştı. Fatih yanımda" Bu ney lann? "diye mırıldandığında bende aynısını düşünüyordum. Ayşe ve Berranın çevresinde üç erkek onlarla konuşup gülüşüyordu.
"Bu gece menüde üç yavvşak var." diye bağıran Fatih öne doğru atlayıp hızlı adımlarla yürüdüğünde bizde onu takip ettik.
Fatih yanlarına gittiğimiz sırada "Birader hayırdır?" diye başladı. Ayşeye baktığımda ise bana ve diğerlerine en ifadesiz şekilde bakıyordu. Berraya baktığımda ise yüzünde ki siniri çok rahat görebilmiştim.
Karşımızda ki sarışın "Tatlı bayanlarla tanışıyorduk, siz gelmeseydiniz daha güzel gidebilirdi." dediğinde başımı uysalca havaya kaldırdım ve derin bir nefes alıp verdim. Sinirden tüm kaslarım gerildiğinde ellerimi açıp kapadım.
Tanışma kısmına değilde, "tatlı bayanlar" kısmına Ayşeyi de eklemiş olması sinirimi bozuyordu.
Fatih "Biliyor musunuz, ben basketbol haricinde başka sporlarla da ilgilenirim." dedi. Herkes ona soran gözlerle baktığında devam etti. "Mesela atlamak, zıplamak, kırmak, çıkarmak, öldürmek." dediğinde başımı olumsuzca salladım.
Kıskandığında kendini gerçekten tutamıyordu. Bedenini öne doğru atacağı sırada kolunu sıkaca tutup bekledim. Önümdeki kıvırcık saçlı çocuğa sadece bakıp bakışlarımı
Ayşeye döndürdüm ve" Seni bekliyorum."diye mırıldanıp oyun için toplanılan alana yürümeye başladım. İç sesim" sen nasıl bir malsın? "diye bağırırken dudağımı ısırdım. Gereksiz şov mu yapmıştım?
Kısa süre sonra yanımda hissettiğim küçük bedenle bakışlarımı soluma çevirdim. Ayşe ellerini arkasına bağlamış yanımda yürüyordu. Beyaz teni ve koyu kahve gözüyle her zaman ki gibi göz kamaştırıyordu.
Yüzünde ki keyifli ifadeyi görünce kaşlarımı çattım. Dudaklarındaki tebessüm büyüdüğünde resmen sinirden düşüp bayılacaktım. Çocuk bir şey mi demişti?
"Hoşuna gitti bakıyorum." dediğimde aniden "Çok hoştu." dediğinde olduğum yerde kala kaldım. Nefesim kesilirken neye hoş dediğini anlamıyordum. Ayşe durduğumu fark edip bana döndüğünde yüzündeki gülümseme solmuştu. Yanıma gelip omzumu tuttu. "İyi misin? Bembeyaz oldun. " diye mırıldandığında gözlerimi gözlerine sabitledim.
"Ne hoştu?"
"Ne?"
"Ne hoştu?"
"Neden bunu-"
"Ne hoştu ku-"
Ayşe tek kaşını kaldırdığında gözlerimi yumup ağzımı kapadım. Neredeyse Kusursuz diyecektim.
"Bizi oradan almanız, çok hoştu." dediğinde başımı uysalca salladım ve gözlerimi açtım. Küçük bir oh çektiğimde beni izliyordu. Başını sallayıp önüne döndü ve yürümeye başladı.
Bende onu takip ettim.
____
Resmen yazamıyorum...