kusursuz | texting

Par bendenizs

941K 68.8K 30.3K

Bilinmeyen Numara: Seni yakaladım, kalbime sakladım. Bilinmeyen Numara: Şimdi geldim güzelim. Bilinmeyen Nu... Plus

önemli duyuru
bir
iki
üç
dört
beş
altı
sekiz
dokuz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
final
100K özel bölüm
200K özel bölüm

yedi

29.4K 2.3K 937
Par bendenizs

Bol yorum rica ediyorum...

Hikayem 200 vote sayısına ulaştı.

Çok teşekkür ederim :')

(02.49)

"Neden?" Bacaklarımı biraz daha kendime çekip sayıkladım. "Neden ki?" Sümükle dolan burnumun akmasını ve gözyaşlarımla karışmasını umursamadan oturduğum salıncaktan kalktım.

Güçsüz bacaklarım titriyordu. Acıdan sarhoş gibi olmuştum, bedenim sağa sola yalpalıyordu. Hasta olduğumda veya çok ani duygular da sarhoş gibi olurdum. Bu da onlardan biriydi.

"İnsan sevdiğini engellemez." diye mırıldandım burukça. Defalarca yutkunmak istedim ama boğazımda ki yumru buna izin vermiyordu.

Işık kirliliğinden görünmeyen ama orada olduğunu bildiğim yıldızlara baktım. "Salağım." söylenecek başka söz kalmamıştı. Birisine hiçbir neden olmadan güvenmiştim.

Hak etmiyorsun...

Babamın sesi kulaklarıma dolduğunda acıyla inleyip yere düştüm. "Yeter artık. Yeter." En sonunda yol ortasında yatıp, kollarımı ve bacaklarımı açtım. Belki bir yıldıza benzersem beni aralarına alırlardı.

Bulutlanmaya başlayan gökyüzü kısa sürede yağmur damlaları ve şimşeklere ev sahipliği yapmaya başladı. Ne olduğunu anlamadan sırılsıklam olmuştum.

Kalbimdeki acıya bir türlü anlam veremiyordum. Bilinmeyenden hoşlanıyor muydum?

Aniden ayağa kalkıp kafamı sağa sola sallamaya başladım. "Saçmalık." yerde oturup, durdum. Sadece öylece durdum. Yanımdan bir adam geçti. "Abi gecenin üçünde ben nereden bulayım fıstıklı baklava." diye bağırıyordu. İnsanların güzel dertleri vardı. Aşerme telaşı, işe yetişme telaşı, eve gitme telaşı.

"Kimse benim kadar yalnız değil." Burnumu iyice çekip yüzümü buruşturdum.

"Ayşe?" Birden önümde beliren kişiyle irkildim. Mavi gözlü, sarı çocuk bana bakıyordu. "Taha?" Evet, onunla ilk karşılıklı konuşmamamız böylelikle gerçekleşmişti sanırım. Aynı okulda olmamıza rağmen bayıldığım günden beridir yüzünü görmüyordum.

Ona cevap vermeme mi yoksa bu halde beni görmesine mi şaşırmıştı anlamıyordum. Tekrar burnumu çektim.

"Hadi seni evine bırakalım." cevap vermeyip beni kolumdan tutup kaldırmasına izin verdim. Üzerime eğilip yüzüme yaklaştığında kaşlarımı çattım.

"Alkolde kokmuyorsun ki." diye mırıldandı. Gözlerimi devirip arkama döndüm. Siyah bir araba duruyordu. Ne zaman arkamda durmuştu ne zaman inip yanıma gelmişti anlamamıştım.

Ön kapıyı açıp  sol elini uzatıp diğer eliyle reverans yaptığında hiç düşünmeden elini tuttum ve arabaya bindim. Belki yanlıştı, tehlikeliydi. Ama kimin umurundaydı?

Hem arabasına bindiğim kişi Tahaydı. Okulda prens olarak anılan, kibar ve yardımsever çocuk. Gereksiz kuruntu yapıyordum.

"Evinin yolunu tarif edebilir misin?"

"Edemem." Yorgundum ve bilincim kapanmak üzereydi. Her şeyden ben suçluymuş ve sorumluymuş gibi hissediyordum. Kaba konuştuğum için özür dilemek istedim. Annemden de babamdan da Bilinmeyenden de ve en önemlisi kendimden.

Tahaya döndüğümde duygularını açıkça belli edecek şekilde mavi gözlerini bana dikmişti. Endişe, korku, şaşkınlık ve belki de merhametle bakıyordu.

"Keşke Bilinmeyen sen olsaydın." diye mırıldandım. Ve söylediğim şeyin saçmalığıyla ikimizde ağzımız açık birbirimize bakmaya başladık. Dediğim şeye pişman olacaktım belki ama artık çok geçti.

Şaşkınla açılan gözleri ve ağzından çıkan hayret nidaları dediğime eşlik ederken gözlerimi kapadım. Fazlaca salaktım. Bilinmeyen olsaydı ne diyecektim ki? Ona o kadar kötü davrandıktan sonra hiçbir şey demeye hakkım yoktu.

"Belki Bilinmeyen değilim ama senin bir arkadaşınım?" diye bir soru yönelttiğinde kapalı olan gözlerimi aniden açtım. Benim neden haberim yoktu arkadaş olduğumuzdan? Şaşkınla hiçbir şey demeden öylece durunca güldü. Güzel gülüyordu.

"Hadi GPS'e adresini hatırladığın kadar gir ve seni eve bırakayım." Dediğini yapıp sıcak arabanın deri koltuğuna iyice yayıldım. Arabanın çalışan motoru eşliğinde yorgun gözlerimi kapadım.

-

Gözlerimi araladığımda tanıdık bakkalı ve Taha'nın yolda olan mavi gözlerini gördüm. Yavaşça yerimde doğruldum ve gözleri hareketimle kısa bir an bana döndü.

"Günaydın uyuyan güzel." Tekrar güldüğünde okulda bu kadar gülmediğini fark ettim. Kısa bir süre daha gittikten sonra araba durdu. Üzerime ne zaman serdiğini anlamadığım siyah ceketini alıp doğruldum. Sanırım veda vaktiydi.

"Görüşürüz, iyi akşamlar." söylediği veda cümleleri beni tatmin etmemişti. Normal ben olsam hiçbir şey söylemeden eve girerdim ama neyse ki bugün normal değildim.

"Arkadaş mıyız cidden?" Söylemek istediğim çok şey vardı ama en başında bu geliyordu.

Mavi gözlerini kısıp başını arkaya yasladı ve keyifle güldü. "Arkadaşız." diye mırıldandı. Bana yabancı olan bu kelime önüme sunulduğunda ne yapacağımı şaşırdım ve aniden kapıyı açıp arabadan çıktım ve eve doğru koşmaya başladım.

"İyi geceler arkadaşım!" Güneşin kendini gösterdiği saatlerde duyuldu sesi. Güldüm, küçük bir sevinçti. Acılarımın üstüne serpilmiş küçük bir andı ama güzeldi.

Hızla odama girip üzerimi değiştim ve karışıklığı topladım. Güneşin doğuşunu izlemek için balkona çıktım. Okula uyumadan gitmem gerekiyordu sanırım. Benim için sorun değildi zaten iki üç gün üst üste uyumadan okula gitmeye alışkındım.

Bacaklarımı balkon demirlerinin arasından geçirip salladım ve alnımı da demirlere yasladım. Huzurlu bir gündü ve umarım böyle devam ederdi.
___

"Mola!" Yorgunlukla antrenmanı bitirip soluklandım. Belki ben onlar kadar koşmamıştım ama bu kadar fazla konuşmak bile beni yoruyordu.

Yere serilmiş soluklananlara önceden doldurduğum suları getirmek için ayaklanıp sahadan çıktım. Buzluğa doğru hantal adımlarla yürümeye başladım. Cidden hep böyle yorucu olursa sanırım en kısa zamanda ölürdüm.

"Ayşe." Bileğime sarılan ellerle olduğum yerde sıçradım. Taha yüzündeki gözalıcı gülümsemesiyle bana bakıyordu. Sence de fazla dikkat çekmiyor muyuz sarı çocuk?

Beklentiyle kırptığı gözleri şaşırmama neden olmuştu. Anlaşılan bu arkadaşlık olayına alışamayacaktım.

"Ne yapıyorsun?" Hiçç seni seven kız sürüsünün öldürücü bakışlarına rağmen yaşamaya çalışıyorum Tahacım.

"Basketbol kulübü ile çalışma saatlerindeyiz." dedim. Hoş hemen bitmesini istiyordum ama neyse.

"Çalışma bitin-" Sertçe kapatılan metal kapakla sözü yarıda kesilmiş ve yerimizde sıçramıştık. Sinirle bu gereksiz gürültünün sahibine döndüm.

Çağan buz yeşili gözlerini Tahaya dikmiş öylece duruyordu. Bakışlarının odağı olmak istemezdim.

Buzluktan aldığı suyun kapağını yavaş hareketlerle açıp bize doğru adımladı. Yüzünde normalde takındığı sırıtışının aksine ciddi bir ifade vardı.

Hiçbir şey demeden öylece durdu ve kolunu boynuma dolayıp bedenimi geri çekti. "Ne-" Uzun parmaklı elini ağzıma kapadığında nefesimi tuttum.

Yeşil gözlerini duygu selinin içinde kaybolmamı ister gibi bana dikti. "Herkes su bekliyor. Kaçamağın sırası değil." Sıcak nefesi midemin büzülmesine neden olmuştu. 

Açıklamama izin vermeden ve Taha'yı aldırmadan arkasına döndü ve beni de omzunun altında sürüklemeye başladı.

En sonunda bedenimi serbest bıraktığında buzluktan suları alıp salona doğru yürümeye başladık. Hala konuşamıyordum. Adeta afallamıştım.

Salonun kapısını açacakken bedenini bana doğru eğdi. Sanırım daha fazlasını kalbim kaldıramayacaktı.

"Bir daha olmasın. Yoksa..." Sinirle nefes alıp verdi. Ne diyeceğini bilemez gibi bir hali vardı.

"Koça söylerim." kapıyı açıp içeri girdi ve beni öylece şaşkın halimde ortada bırakıp gitti.
____

(00.00)

Bilinmeyen Numara: Engellediğim için üzgünüm.

Bilinmeyen Numara: Birkaç şeyden emin olmalıydım

Ayşe: Olabildin mi?

Bilinmeyen Numara: Evet, oldum

Bilinmeyen Numara: Sen beni sevmesende seni sevmeye devam edeceğim kusursuz

Bilinmeyen Numara: Ve artık seni yalnız bırakmayacağım

Bilinmeyen Numara: Hep çevrende olacağım.








Continuer la Lecture

Vous Aimerez Aussi

916 421 16
Ne olduğunu anlamadığım bir boşluktayım. Ama iyiki bu boşluktayım çünkü herkesin gerçek yüzünü görebiliyorum.
Kitaplardan Satırlar Par D'

Roman pour Adolescents

7K 853 23
Nehir: Beni tanımak zordur. Çok kendimi göstermem. Bora: Ben de tahmin yürütürüm o zaman. Bora: Mesela çok çabuk utanıyorsun, yanakların hemen kızarı...
685K 51.5K 67
hazar biraz duyarsız, biraz da sinir bozucu birisi boyxboy ve texting
1.1K 286 61
200 yıl önce insanlarla elfler arasında büyük bir savaş olmuştu ve elflerin 3 yüce büyücüsü yüzünden insanların devasa orduları büyük bir farkla yeni...