Sevgiyle Harmanlanmış Bedenle...

Bởi redndyellow

439K 48.2K 23.9K

"Çıkardığı fotoğrafın altına, kalemin kapağını ağzında tutarken, kalemle bir not düştü. "Tutku'yla Harmanlan... Xem Thêm

TANITIM
RÜZGAR DEVRAN Ön Bölüm
ACAR&ELVİN: "Bazı yaralar..."
ADEN LİNA DEVRAN Ön Bölüm
Aden Lina Devran Yayımlandı!
TUNA DEVRAN Ön Bölüm
Rüzgar Devran "Tanıtım" 54 Kelime
TUNA DEVRAN YAYIMLANDI! + Açıklama
Tutku DEVRAN| Başlangıç
1.BÖLÜM: "Eve Dönüş"
2.BÖLÜM: "Kaçış"
3.BÖLÜM: "Elektrik"
4.BÖLÜM: "Uyarı"
5.BÖLÜM: "Yangın"
6.BÖLÜM: "Denge"
7.BÖLÜM: "Unutulmaz"
8.BÖLÜM: "Karanlık Yüz"
9.BÖLÜM: "Şeytanla Dans"
10.BÖLÜM: "8 Saat"
11.BÖLÜM: "Kelebek"
12.BÖLÜM: "İhtiras ve İhtiyaç"
13.BÖLÜM: "Kulak Misafiri"
DUYURU: "SEZON FİNALİ/YENİ BÖLÜM TARİHİ"
14.BÖLÜM: "Yalan"
15.BÖLÜM: "Yanımda Kal."
SEZON FİNALİ/16.BÖLÜM: "Son Bakış"
-Yeni Sezon Alıntı-
17.BÖLÜM: "Öldürmeyen Acı"
18.BÖLÜM/ALINTI
18.BÖLÜM: "Kırık Kanatlar"
19.BÖLÜM: "Yeni Başlangıçlar"
Ekstra Bölüm: "İntikam Ateşi"
-SHB PLAYLIST-
20.BÖLÜM: "Teklif"
21.BÖLÜM: "Plan"
22.BÖLÜM: "Denizatı ve Kelebek"
23.BÖLÜM: "Axel&Basil: Görev"
24.BÖLÜM: "Veda Busesi"
TÜM OKURLARIMA: "Tutku'dan."
25.BÖLÜM: "Koruyucu Melek?!"
26.BÖLÜM: "Randevu?"
27.BÖLÜM: "Belirsizlik"
28.BÖLÜM: "Baştan Çıkarma Operasyonu"
29.BÖLÜM: "İki Sarı"
30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-2)
31.BÖLÜM: "Sırların Kirli Perdesi"
31.BÖLÜM'ü OKUYANLAR! •BÖLÜM AÇIKLAMASI•
32.BÖLÜM: "Kapı"
33.BÖLÜM: "Hoşgeldin Devran"
34.BÖLÜM: "Zaaf"
35.BÖLÜM: "Öfke"
36.BÖLÜM: "Ağabey"
37.BÖLÜM: "Misafir"
38.BÖLÜM: "Lider"
39.BÖLÜM: "Tutunacak Dal"
40. BÖLÜM: "Kabus"
41.BÖLÜM: "Seni Özledim."
42.BÖLÜM: "Tanışma"
43.BÖLÜM: "Oğulların Affı"
44.BÖLÜM: "Şeytanın Avukatı"
45.BÖLÜM: "Son Bencillik"
46.BÖLÜM: "Davetsiz Konuk"
47.BÖLÜM: "Özgürlük"
48.BÖLÜM: "Dönüm Noktası"
49.BÖLÜM: "Hoşçakal"
50.BÖLÜM: "Dostların Vedası"
51.BÖLÜM: "Parçalanan Ruhun Tılsımı"
52.BÖLÜM: "Bencil Adam"
🗡53.BÖLÜM🗡: "Kara Liste"
54.BÖLÜM: "Özür Dilerim."
55.BÖLÜM: "Merhaba..."
56.BÖLÜM: "Yetim"
57.BÖLÜM: "Yanındayız."
58.BÖLÜM: "Üç Kurşun"
59.BÖLÜM: "Kelebek"

30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-1)

4.6K 706 484
Bởi redndyellow



Bu bölüm,

@CigdemBecet3

@Demelenere

@bilgnnn

@sehir_kusu35

@birgariphatun_

@enslove44

Okurlarıma ithaf edilmiştir. Desteğiniz ve yorumlarınız için çok teşekkür ederim! ❤️ İsmini göremeyen üzülmesin çünkü daha çok yolumuz var! Keyifli okumalar...


3.GÖZ

Tutku, gülmemeye çalışırken dudaklarını birbirine sıkıca bastırdı ama ağzına soktuğu koca hamburger lokması onu zorluyordu. Elvinle birlikte en sevdiği fast food yerinin önündeki masalardan birindelerdi ve kadın kendi ranch sosunu kızının önüne doğru itekledi patateslerini yemeye başlarken.

Tutku da aynı annesi gibi, her zaman önce hamburgeri sonra patatesleri yerdi. Aslında yemeği hızlı bitirirdi ama Elvin onun bıçak açmayan ağzını öyle bir açmıştı ki, konuşmaktan anca hamburgerinin yarısını yiyebilmişti kadın bitirdiği halde.

-Anne ya, senin yüzünden tıkandım..." yemek yerken konuşmayı bu yüzden sevmiyordu çünkü konuşmak onu tıkıyordu. Elvin, birinde patates olan ellerini havaya kaldırdı.

-Pardon Tutku Hanım, ama hayatınızdaki gelişmeleri merak etmiştim..." onunla aralarındaki bu ilişki çok başkaydı. Tutku, Elvin'in tam olarak "arkadaş anne" tipinde olduğunu söyleyemezdi. Çünkü onunla tam olarak arkadaş değildi, aralarında her zaman saygı bulunurdu. Mesela ona "şu çocukla deliler gibi öpüştük" diyemezdi, demezdi asla ama "bu gece babamı ekip bisikletle çıkacağım." derdi ve hatta annesi de bazen katılırdı.

Ona çok saygı duyuyordu Tutku. Öyle ki Elvin Duru Devran, onun için bir idoldü. Asla olamayacağı bir idol...

Annesi güçlüydü, kendisine rol model bir anne olmasa bile harika bir anne olmayı becermişti. Sevecendi, kararlıydı, asla kimseye boyun eğmiyordu. Amcasının, halasının ve rahmetli babaannesinin yüzlerce kez söylediği gibi, çapkın babasını bile alt etmişti. Çünkü Acar'ın gözlerinde, ona baktığı zamanlarda gördüğü zaman emin olduğu duygu aşktı.

Bu nasıl mümkün olurdu bilmiyordu Tutku. Bir insan karşısındakini kendine nasıl yıllarca aşık edebilirdi? Erkeklere o malum olaydan sonra güvenmediği lise yılında babasının üzerine çok gitmişti genç kız. Bunun için hala utanıyordu ama bir ajan gibi çalışmıştı..

Sürekli onu didiklemiş, şirketine gitmiş, çaktırmadan arada telefonuna bakmıştı. Ama hayır. Ne pis bir video görmüştü telefonunda, ne şirkette biriyle yakın olduğunu ne de gizli iş çevirdiğini... Madem bu amcası ve babası gibi harika erkekler eskide kalmıştı, kendisi ne bok yiyecekti acaba?

Çünkü o, sadece küçükken, bir kez evlenme hayali kurmuştu ve o da Rüzgarlaydı. Ağabeyiyle evlenemeyeceği gerçeği beynine balyoz yemiş etkisi verince de bu sevdaya bir selam çakıp uzaklaşmıştı.

Tuna gibi manyak biri bile aşık olmuştu! O kız düşkünü ağabeyi bile...

Tutku asla bağımlı birisi olmamıştı. Sigaraya bile. Sadece canı çektiğinde içerdi. Ama bir gerçek vardı ki, yapayalnız ölmek istemiyordu. Tamam evlilik hayali kurmadığı barizdi, ama en azından en erken elli yaşında kafa dengi biriyle evlenemez miydi? Hem beraber ölürlerdi hem de elli senede yaşadıklarını birbirilerine anlatırlardı.

Aşkı bulamayacağı kesindi çünkü, Alple olan duygu her neyse ona zerre mutluluk vermemişti. Ve aşık olanlara bakıyordu da... Sorunları olsa bile mutlulardı.

Annesi kızının kafasından ışık hızıyla geçen duyguları hissetmiş gibi, patatesi gözünün önünde salladı.

-Heey! Leyla, daldın gittin?" Dalmıştı dalmasına ama annesinin söylediği ismin ne demek olduğunu anlamayacak kadar değil. Kirpiklerini kırpıştırırken, Elvin keyifle ballı hardala daldırdı patatesini. "Hayda, sanırım üstüne bastım. Birini mi düşünüyordun?" Tatlı bir tebessümle ağzına attığı patatesi çiğnerken ona göz devirmek istedi Tutku ama yapamadı. Çok sevimli görünüyordu çünkü, babasının da bazen kızamayıp bunu söylemesini böyle zamanlarda anlıyordu işte.

-Hayır ya, kimi düşüneceğim..." hamburgerinden iri bir ısırık aldı, yetmedi koca bir son ısırık daha aldı. Dudaklarını zor kapatıp lokmasını çiğnerken, Elvin gözlerini kısarak baktı ona.

-Benim var aklımda biri ama... Bakalım, çıkar yakında." Tutku, yemeğin boğazına kaçmaması için ekstra bir çaba sarfetti. Blöf mü yapıyor diye yokladı ama hayır. Oldukça ciddi, içten ve anlayışlı gözlerle bakıyordu kendisine.

Sormak istedi. Ondan duymak. Ama buna cesaret edemedi.

Çünkü içinden bir ses annesinin doğruyu bildiğini avaz avaz haykırıyordu.

Fark etmiş olabilir miydi? Olabilirdi! O Elvindi!

-Bunu korkman için söylemedim Tutku..." lokması midesine otururken, elindeki boş hamburger paketini düşürdü tepsiye. Annesi uzanıp parmak uçlarını tutmuştu. "İçinden ne geliyorsa yaşa diye söyledim. Bazen herkesin doğru sandığı, aslında doğru olmayabilir. Biz ebeveynlerin bile. Kendi doğrunu yaşamaktan asla çekinme..."

Siktirler cumhuriyeti.

Annesi de biliyordu! Allah'ım! Hayatında ilk defa yanakları kulaklarına kadar kızardı Tutku'nun. O kadar komik ve sevimli görünüyordu ki, Alp görse hem dalga geçer hem de...aşık olurdu belki!

-Bu..Bunun doğru olup olmadığını nasıl anlarım?" Dedi ismini söylememeye özen göstererek. Dilinin ucuna kadar gelen A harfini yutmuştu. "Onun...Doğru olduğunu yani."

-Yaşayarak." Omuzlarını kaldırırken söylediği tek kelimelik yargı, Tutku'nun gözlerini kaçırmasına neden oldu. "Ve kim seni yargılıyorsa kendine söylemen gerekeni sakın unutma." Aynı anda ikisi söyledi. "Siktir eeet." Tutku yanakları kızarmasına rağmen gülerek, başını öne eğdi. Annesi her zaman bunu öğütlerdi.

Yalan yok. Tutku umursamaz görünürdü, ama gün sonunda onun da umursadığı şeyler vardı. Yastığının altında onu bekleyen binlerce soru..

Amcası ya da deli ağabeyi, Alp'in Rüzgar'ı vurduğunu öğrenirse...

Alple aralarında yaşananları aileleri öğrenirse...

O kadar emindi ki yargılanacaklarına... Bir tek Rüzgar yargılamazdı. Yalnız Rüzgar...

Elvin de bir anneydi ve Rüzgar durumunu öğrenirse bu hayal kırıklığı Alp'i yargılamasına yol açacaktı.

Ama sonuna kadar haklıydı. Tutku'ya ne olursa olsun yargılara baş kaldırmayı öğretmişti.

Eğer biri sizi çok yargılıyorsa, bu kişi büyüklerinizse sizin için en iyisini bildiğini sandıkları ve kendilerini yerinize koymadıkları içindi, eğer yaşıtlarınız ya da küçüklerse... Size hayranlık duyduğu ve kendinde eksik olanı gördüğü içindi.

Tutku, bunlara kırılsa ve sabretse de, gerçekleri bilir ve mutlaka gün ya da günler sonra "siktir etmesini" öğrenirdi. Annesinin dediği gibi, yaşayarak görecekti.

Bunun için onun hala gizini koruyan sırlarını da bilmeliydi, kendisi için sahiplendiği kediyi de evine sokmalıydı. Her anı yaşamalıydı.

-Babanın gelmemesi iyi oldu. Patateslerin kalmazdı." Kız kıkırdayarak patateslerin bir kısmını eline alırken annesine bakmaya başladı. Ani bir kararla omuzlarında kestirdiği simsiyaha boyanmış saçlar, beyaz ay gibi teniyle kusursuz bir uyum içindeydi... Gözlerinin kenarındaki ufak kaz ayakları bile, kusursuzluğuna gölge düşüremiyodu.

Acar Devran'ın neden elaları parlayarak ona baktığını anlamak hiç zor değildi. O sevilmeyi dünya üzerinde en çok hak eden en güzel kadınlardan biriydi ve Tutku yine onu hayranlıkla izlerken, asla onun gibi olamayacağının bilincindeydi.

Bunu annesine daha küçükken, sadece 5 yaşındayken söylediğinde, annesi kendisine benzemesine gerek olmadığını, çünkü çoktan kusursuz olduğunu söylemişti. Ve Tutku buna inanan annesi için, kendine hep çok değer vermişti. Başkalarının değer vermesi umrunda bile değildi.

Oysa şimdi... Alp'in o kızla öpüşmesini affedememesindeki neden, kendisine tıpkı Amerika'da olduğu gibi değersiz hissettirilmesi değil miydi?

İstediği gibi istediği insanla sevişmek onu değersiz yapmıyordu. Elbette erkeklerde bu durumu normal bulan ama kızlar için doğru bulmayan vardı, olacaktı da. Fakat bu onun kararıydı ve hiç kimseyi bağlamazdı. Alple seviştiği için pişman değildi. Alp'e güvendiği için pişmandı. Çünkü o kızla öpüşüp sonra öyle konuşarak Tutku'ya değersiz hissettirmişti.

Hayatta ona böyle hissettiren ikinci kişiydi. John'u affetmemiş ondan gelen hiçbir şeyi kabul de etmemişti. Ama Alple bu durum neden farklıydı? Düşünmek istemedi. Zamana bırakacak ve yaşayacaktı.

-Seni çok seviyorum." Dedi kadına aniden, Elvin ise bu cümleyi sanki ilk kez duymuş gibi kalakalıyordu hep. Oysa Acar başta olmak üzere, çok sık duyuyordu bunu ama yine duymak duraksamasına neden olmuştu.

Derin bir nefes alırken, kızının karşısında gözlerinin dolmaması için çaba sarf etti.

İyi bir anneydi. En azından çocuklarına kalırsa dünyanın en iyi annesiydi. Ve belki de dünya üzerinde en övündüğü şey bu olabilirdi Elvin'in. Çünkü kendisi annesiz büyümüştü ve sevgisini onlara verememekten hep ölesiye korkmuştu.

Ama bu cümleyi özellikle Tutku kadar asi ve ketum birinden duymak bile...

Yeniden bir nefes alıp "Ben de seni..." demek için dudakları aralandığında, Tutku kafasına şaklatan el yüzünden neredeyse tepsiye yapışacaktı.

-Sevicen len tabiii!" Tunaydı. Gözlerini devirerek havaya kalkan saçlarını omuzlarından geriye ittirip ona ölümcül bakışlar atan kıza aldırmadı delikanlı. Annesinin sağ omzuna elini sarıp, kadının sol yanağına uzun bir süre dudaklarını gömüp sulu bir öpücük koparttı. Ve daha geleli on saniye olmadan, Tutku'nun patateslerinden beşini tek seferde alıp ağzına attı. "Alışverişe çıkmasak haberim olmayacak! Niye söylemiyonuz?" Elvin, kendini tutamayıp gülerken Tutku tıslar gibi konuştu.

-Gelmeni istesek söylerdik diye düşünüyorum, ağabey." Tuna cevap vermeden ağzını "vivivi" gibisinden oynattı ve tepsideki diğer patateslerden de biraz aldı. Yüzsüzlüğü, sadece ailesi söz konusuyken hat safhada oluyordu.

-Neden çıktın ki, sen alışverişi sevmezsin?" Elvin daha soruyu bitirdiği anda diğer yanağına da uzun bir nefes çekilerek öpücük konduruldu. Dövmeli kolları göğüslerinin üzerinde birleşince ve görüşüne simsiyah saçlar girince anladı. Rüzgardı.

-Bu ibnenin resim için alacakları vardı." Kaymasını söylemeden kalçasıyla Tutku'yu kenara kaydırdı ve koltuğa, kızın yanına oturdu Tuna. "Ben de Ece'ye hediye almaya geldim." Tutku, gözlerini devirerek patateslerini yerken, silmediği yağlı dudaklarıyla kızın sağ yanağını, yanına gelen ağabeyi Rüzgar da kızın sol yanağını öptü aynı anda.

Rüzgar aldıklarını masanın boş kalan kısmına koysa da, Elvin'in yanına geçmemişti.

-Hadi Tuna, rahatsız etme gidelim." Tuna, bugünü ikisinin özel geçireceğini biliyordu. Annesi bunu onlarla da sık sık yapardı ama huysuzluk ederek omuz silkti.

-Sen çok sıkıcısın ya artist artist konuşuyorsun..." Rüzgar, kafasını sağa sola "sen adam olmazsın" gibisinden sallarken, Tutku bitirdiği patateslerinden sonra ıslak mendille ellerini sildiğinde sataşmaktan alıkoyamadı kendini.

-Eminim o artist olmasa Ece ablaya hediye almak da aklına gelmezdi." Aslında genelde bu söylediği doğruydu çünkü Tuna romantizm konusunda Rüzgar'ın ekmeğini çok yemişti. Ama bu seferkinin onunla alakası bile yoktu.

-Hayır küçük cadı, ben akıl ettim. Ee tabii sen sap olduğun için, tuhaf geliyor böyle romantizmler..." kızın yanağından gıcık bir makas alırken telefonu çaldı ve ekrandaki "Bebek🔥" yazısını çevirdi onlara. "İzninizle, nişanlım arıyo..." yerinden kalktığında bunu fırsat bilen Rüzgar da masadaki torbaları aldı ve onun arkasından yürümek için masanın etrafından dolandı.

-Kaçtık biz, akşama görüşürüz.." daha onlar görüşürüz bile diyemeden, Rüzgar Tuna'ya yetişmiş onu zorla kendi istediği yöne çekiştirmişti telefonda olmasını leyhine kullanarak.

Tutku sonunda gülmekten alıkoyamadı kendini ve aniden ayaklanan annesine, yüzündeki bu şapşal gülümsemeyle baktı.

-Nereye?" Bir şey demeden, kol çantasını omzuna takmıştı Elvin. Ama kız onunla beraber ayağa kalktığında, gözlerini kısarak baktı.

Sürpriz bakışı. Bir sürpriz yapacaktı... Ne zaman sürpriz yapacak olsa böyle bakardı çünkü çocuklara.

-Önce harika bir tatlı yemeye, sonra da şu Marvel filmini izlemeye.." biletler daha film vizyona girer girmez bittiği için Tutku bugün olmasını umursamamıştı ama şimdi annesinin elinde tutuyor olduğu iki biletle önce şaşırdı sonra sırıttı. "Ne dersin?"

-Elvin derim Duru Devran derim..." kadının yanına gidip sıkıca sarılırken, onunla başbaşa zaman geçirmeyi ne kadar özlediğini fark etti Elvin. Tutku mutluydu o anda, gerisi önemli değildi.

Alple aralarında olan şeyi ikisinin düşe kalka da olsa çözeceğini biliyordu. Zaten aşk buydu. Uğrunda mücadele verdiğin ve bu mücadeleyle kamçılanan bir duyguydu.

Tutku'ya ise çok güveniyordu. Ve bir anne olarak, bundan başka yapacak bir şeyi yoktu. Onun hatalar yapmasına büyümesine izin verecekti. Kızı, açıklamaya hazır olduğunda zaten kendisine gelecekti çünkü.

Ve o, ölmediği sürece hepsi için gün sonunda orada bekleyecekti.

•••

Annesiyle kahkahalar atarak eve giden sokağın köşesini döndüklerinde, Tutku günlerdir ilk defa bu kadar rahat olduğunu düşündü. Evet Badeyle devam eden seansları da çok hoştu ve yengesi deli dolu olsa da, tıpkı kendisinin imreneceği, olmak isteyeceği türden başarılı bir psikologtu ama annesiyle dolu dolu geçirdiği gün boyunca ne Alp'i ne onun karanlık sırlarını ne de Demir'in uyarısını düşünmüştü.

Ve uzun zamandan sonra gelen bu düşüncesiz hâl, onu mutlu etmişti.

Tam demir kapıya geldikleri ve annesi Receple sohbet etmeye başladığı anda, gözünün takıldığı yerdeki detayla duraksadı kız.

Mutluluğu sekteye uğramasa olmuyordu çünkü...

Biri...Parka yakın, kendilerine oldukça uzak bir yerde, büyük çöp kovasının yanındaki ağacın arkasında onlara bakıyordu. Kirpiklerini kırpıştırırken, kimsenin panik yapmaması için oldukça doğal bir yüz ifadesiyle döndü ve içeri giren annesine seslendi.

-Anne!" Omzu üzerinden başını çeviren kadına yalan söylemeyi istemese de, bu kuruntunun altını deşmeden ona evham yaptıramazdı. Koyu kahvelere, gözünü kırpmadan bakarken düz bir tonla konuştu. "Ben kızlarla bir tatlı yiyeyim mi? Oradadırlar hala büyük ihtimal." Gerçekten de Songülle Gamze onu aramış ve evlerine yakın sayılabilecek pastaneye geldiklerini söylemişti yarım saat evvel.

Tutku yorgun olduğu için hayır dese de, şimdi aniden gitmek için bir nedene ihtiyacı vardı. Hava kararsa ve akşam yemeği saati yaklaşsa da, babasının yokluğuna laf etmeyeceğini bildiği birilerini ortaya sürmesi lazımdı.

-Olur kuzum, dikkat et kendine." Elvin onun yanağına bir öpücük kondurup Recep'in arkasından içeri girerken, tatlı tebessümle uğurladı onu kız ve anında arkasına döndü.

Hızla koşarak karşı yol kenarında, villanın önündeki bodur yeşilliklerin yanına çömeldi ve bekledi. 1 dakika sonra gri saçlı genç ağacın arkasından çıkmış, etrafına bakınmıştı.

Uzun boylu, oldukça ince bir yapısı vardı. Öyle ki boy avantajı olmasa, Tutku onu indirebileceğini düşünebilirdi. Ama yine de uzaktan asla rakibini yorumlamaz, kesin konuşmazdı. Bu yüzden sessizce durmaya devam etti.

Genç adam, bir sigara yakıp yalıya son kez bakarak yürümeye başladığında, üzerindeki ceketin kapüşonunu başına çekti Tutku. Neyse ki bu sokaklarda yürüyüş yapan yaşlı insanlar olurdu da, çocuğun arkasından yürümesi dikkat çekmeyecekti.

Dikkatli bir şekilde onun izini temkinli adımlarla sürerken, neden kendisini izlediğini merak ediyordu.

Bir an nedendir bilinmez Demir'i arama ihtiyacı hissetti, ona haber vermeli miydi? Ama bunu aklından daha soruyu sorduğu an çıkardı, birine ihtiyaç duyacak değildi. Bu gizemi kendisi çözebilirdi! Hem Demir'in bu herifin kim olduğunu öğrendiğinde de kendisinden gizleyeceğine dair bir his doğmuştu içine.

Taksi durağına geldiği anda şansı ilk defa ondan yana gülmüş olacak ki, gri saçlı çocuk da birkaç metre öteye park ettiği arabasının kapılarını açmıştı. Simsiyah ve oldukça lüks spor arabanın plakasına gözlerini kısarak baktı. Aptal değildi, elbette Songüllere mesaj atacak, onu idare etmelerini eğer bir buçuk saat içinde onları aramazsa Rüzgar'a gitmelerini belirtecekti.

En arkadaki boş taksiye bindiği anda, sigarasını camdan atmaya yeltenen taksiciyi durdurdu.

-Yok ağabey, içmeye devam et. Sorun yok." Kendisi de çok ama çok nadir de olsa bazen içerdi. Ailesi spor yaptığı için bu konuda sık sık uyarsa bile bunda da kendi kararını almıştı. Yanlış ve vücudu için zehirli olduğunu bilse de. (Siz kullanmayabilirsiniz saygı duyarım. Ben de kullanmıyorum ama Tutku karakteri&Reva karakteri kullanıyor. Binlerce insan gibi. Onaylasak da onaylamasak da.)

-Nereye gidiyoruz kardeşim?" Bu civarlarda her kadına "hanımefendi" demeye de camdan sigarasını hızla atmak kadar alışıktı, ama burada sık sık gördüğü Tutku'nun candanlığı ve umursamazlığı adamı rahatlatmıştı.

-Klişe olacak ama...Öndeki siyah spor aracı takip et, ağabey." Taksici, omzu üzerinden bir bakış attı. Emin misin, diye soruyordu adeta. "Evet, o aracı edeceğiz, eminim."

Sorgulamadan gaza basan adamın takip ettiği aracın içindeki gri saçlı genç, biri mavi diğeri yeşil olan gözünü aynasına dikti.

Gerçekten de bir taksiye binip onu takip ediyordu.

-Arı kovanına gel, küçük kız." Diye mırıldanırken, yüzünde keyifli bir tebessüm oluştu.

Tutku Devran'a bilerek yakalanmıştı, çünkü ona elini bile sürmeden öldürebileceği en mantıklı plan buydu.


•••

Bölüm Sonu. 😘😘😘

*Neler düşünüyorsunuz? Tutku nereye gidiyor??

*YILDIZA BASMAYI/Yorumlamayı UNUTMAYIN. Ne kadar özlediğinizi/sevdiğinizi görmek istiyorum... Gördüğüm takdirde..ki göreceğim bence... Diğer part hemen yarın gelecektir.

*Umarım sevdiniz. Yorum yapmayı hiç ama hiç unutmayın :)


Alıntılar, bilgilendirmeler ve daha fazlası için,
INSTAGRAM; tutkudevran


Kendinize çok çok iyi bakın, aşkla kalın. Herkese hayırlı, bol bereketli ramazanlar diliyorum!! Unutmadan, bolca çokça,






Sevin, sevilin. ❤️❤️❤️

Đọc tiếp

Bạn Cũng Sẽ Thích

800K 52.9K 33
O bir zengin. O bir prenses. O bir güzellik abidesi. O fazla zeki. O kim mi? Tabi ki benim. Ben kim miyim? Tanıştırayım sizi kendimle. Ben Mine VUSLA...
10.5M 366K 69
Küçük bir kasaba da kasabanın güzeli olarak tanınan Esra, görücü usulü evlendirilecekti. Evleneceği kişinin, sert sinirli ve hiç kimseye benzemeyen t...
1.2M 49.9K 44
0545* Sizi "MAFYA" adlı gruba ekledi #Romantizm kategorisinde 1.Sıra✨ #3Ay kategorisinde 1.Sıra✨ #Siyah kategorisinde 1.Sıra✨ #Esir kategorisinde 1.S...