Saplantılı Öğrenci

By Sailor_Venus_Minako

137K 5.3K 1K

Daniel Black. Okulu öğrencilere ve öğretmenlere zehir eden yakışıklı ve aşırı zeki bir oğlan. Peki bu oğlan... More

Saplantılı Öğrenci
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
Açıklama ve Tanıtım
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm

18.Bölüm

2.7K 136 28
By Sailor_Venus_Minako

Yeni bölüm 2 hafta sonra geldi arkadaşlarım ^^. Umarım beğenirsiniz.Lütfen ve lütfen okuyanlar yorum da yapsınlar. Yorumlarınızı çok seviyorum çünkü :D

Bu arada bu bölümün sonunda bi şok geçirebilirsiniz. Fakat herşeyin bir açıklaması olacak yakında :D

İyi okumalar ^^

Yorum yapmayı unutmayın lütfen :).

Bu arada Nefis-e isimli arkadaşımızın hikayesini okumanızı mutlaka öneririm :D

Karşımda ki ilginç manzara, hareket etmemi engelliyordu. Derse girmeyip, şu anda karşımda rahat bir şekilde duran Nicole'ye mi sinirlensem, yoksa Daniel'in korkunç bakışlarından mı ürksem? Karar veremediğim bir psikoloji içindeydim. Bu hal bi 40 saniye kadar sürdükten sonra, arkalarından gelen ses sonucu, başlarını çevirdiler. Karşılarında 13 yaşlarında güzel bir kız çocuğu durmaktaydı. Daniel'in yanına gelerek ona bir şeyler dedi. Uzakta kaldığım için ne dediğini duyamıyordum. Daniel onu dinledikten sonra başını sallayarak, göz ucuyla bana bakmaya başladı. Bakışları çok tersti. Hatta o kadar korkunçtu ki; şu anda yalnız olsak beni öldürmeye kalkışabileceğini bile düşünmeye başlamıştım. Bir kaç saniye daha baktıktan sonra, yanında ki kızla beraber aşağıya indiler. Onların inmesini fırsat bilerek, hızlı adımlarla Nicole'nin yanına gittim. Nicole'nin yüzünde bu sefer, gülümseme hakimdi. Yanında dikilerek ona hesap sormaya başladım;

" Nerelerdeydin bakalım", dedim alaylı bir ses tonuyla. Genelde kızgın olduğum zamanlar bağırmak yerine, bu taktiği kullanırdım.

"Buradaydım", dedi Nicole ,benim ses tonumu taklit ederek.

"Anlıyorum. Peki madem sınıfa bu kadar yakındın. Niye derse girmedin?".

"Bu seferlik mazur görsen olmaz mı?"

"Sebebini söylersen belki mazur görebilirim."

"Eve geldiğim de açıklasam olur mu?. Bi de ben okulda göreve kaldım. Dün Matematik öğretmeni bazı kağıtları doldurmam için biraz kalmamı istemişti."

"Peki sonra eve nasıl döneceksin?"

"Merak etme.Ben hallederim. Siz gidin.", dedi yumuşak ve neşeli bir ses tonuyla.İçim onu bu halde bırakmaya hiç sinmese de dediğini yapmaktan başka çarem yoktu. 

"Peki görüşürüz." ,diyerek yanından ayrıldım. Merdivenlerden inerek, öğretmenler odasına vardım. Bayan Willaims'i orada görünce yanına giderek;

"Çıkalım isterseniz.", dedim.

"Benim bir kaç işim var tatlım. Sen gidebilirsin. Carter'da benimle gelecek.", demesi üzerine başımı salladım. El saalayarak öğretmenler odasından çıkarak, arabanın yanına ilerlemeye başladım. Bu esnada arkadamdan Andy gelerek, kolumu çekiştirmeye başladı;

"Ben olmadan gitmiyorsun değil mi ablacığım", dedi imalı bir ses tonuyla.

"Sen olmadan gitmeyi planlıyordum Andy. Nerden çıktın ki sen?", dedim kaşlarımı çatarak. Andy dudaklarını büzerek çevresine bakmaya başladı. Sonra heyecanlı bir şekilde;

"Abla şuraya baksana.", diyerek karşı tarafı işaret etti.

"Orada ki Daniel değil mi? Peki yanında ki bayan kim?", dedi Andy.Gözlerimi kısarak,işaret ettiği yere bakınca tespitin de haklı olduğunu anladım. Daniel'in yanında benden üç dört yaş büyük olabilecek fazlasıyla güzel bir bayan durmaktaydı. Daniel'e gülümseyerek bir şeyler diyordu. Daniel ise kadının yüzüne bile bakmıyordu. Bu manzara karşısında bi hayli şaşkına dönmüştüm. Bayanın kim olduğu merak ediyordum. Daniel'in bakışları falasıyla ters olduğundan, karşısındakinden hoşlanmadığı belli oluyordu. Bir süre daha bu sahneyi izledikten sonra, kendime gelip Andy'i dürttüm. 

"Hadi gidelim Andy.", diyerek arabayı park ettiğimiz yere doğru ilerledik. Andy hala, Daniel'in olduğu yere bakıyordu.

"Andy!!", diyerek ikazda bulununca bakışlarını bana çevirdi.

"Tamam ya", diyerek sitem ederek kollarını birleştirdi. Bu sırada arabanın olduğunu düşündüğüm yere varmıştık. Etrafıma bakıp, bizim eski ve külüstür arabamızı aradım. Göremeyince Andy'e dönerek;

"Arabayı buraya park etmemiş miydik?", diye sordum şaşkın bir sesle.

"Hayır abla. Burada park yeri bulamayıp, şu garip sokağa park ettin ya. Ne çabuk unuttun.", dedi gülümseyerek.

"Öyle miydi?.", dedim saçlarımı okşayarak. Kafam gerçekten çok karışıktı. Sabahtan beri o kadar fazla olay yaşamıştım ki, arabanın park yerini unutmam çok normaldi.

Andy ile beraber sokağın olduğu yere ilerlemeye başladık.Arabanın yanına geldiğimiz de sürücü koltuğuna oturup arabayı çalıştırdım. Andy yanıma oturup, kemerini takarken;

"Nicole gelmiyor mu?", diye sordu.

"Matematik öğretmeni ona görev vermiş. Daha sonra geleceğini söyledi."

"Onu bekleyebilirdik."

"Sidney, akşam üzeri bize uğrayacağını söyledi. O yüzden gitmemiz gerek. Nicole kendi başına gelebilir zaten.", demem üzerine Andy başını sallayarak dediklerimi onayladı. Vitesi bire takıp arabayı kaldırdıktan sonra, hızıma göre vitesi yükselttim.Arabayı çok yavaş sürmeyi sevmezdim. Yavaş süren bayan sürücülere de sinir olduğumdan hiç yapmazdım. Genelde tedbirli ve normal hızda sürmeyi tercih ederdim.

10 dakika sonra eve vardığımızda, annem bizi kapıda karşılayarak Sidney'nin geldiğini söyledi.Odama çıkıp hızlıca üstümü değiştirdikten sonra Sidney'nin yanına gelip onunla selamlaştım.

"Biraz erken geldim Amy. Umarım kızmazsın."

"Yok canım niye kızayım. Asıl ben üzgünüm. Seni bekletmiş oldum." 

"Zaten geleli 20 dakika oldu. Annen ile çok hoş sohbet ettik.", dedi gülümseyerek. Annemin böyle durumlar da yardımcı olacağına hiç şüphem yoktu zaten. Sidney kısa bir sessizlikten sonra;

"Nicole yok mu?", diye sordu.

"Okulda işi olduğundan, geç geleceğini söyledi."

"Peki. Bende o gelene kadar seninle sohbet ederim.Yolda aklıma bir şey takıldı. Sizin şu dava işi ne oldu?", diye sorunca başımı yere eğdim. Henry öldükten sonra, onunla boşanmamış olduğum için soyadım Brock olarak kalmıştı.Mahkeme kararı ile onu değiştirmek istediğim de ise Brock ailesi çok tepki göstermişti. 

"Amy?", dedi Sidney üzgün bir ses tonuyla.

"Hallettik canım. Şu anda ben Amy Miller'ım", dedim üzüntümü saklayarak.

"Çok sevindim. O sıralar yurt dışında olduğum  için pek fazla yanında olamadım.". Bu sefer Sidney üzgün bir hale girmişti.

"Ben senin ne kadar yoğun olduğunu biliyorum. O yüzden canını sıkmana gerek yok.", diyerek omzunu tuttum. Sidney gülümseyerek bana bakarken, içeriye annem girerek, ikimizi de kahve uzattı. Teşekkür ederek , kahvelerimi alıp yudumlamya başladık. 

Aradan 1 saat geçmişti. Bu sırada Sidney, bazı hastalarından bahsetti. Eşi ile küçük bir kavgası için gelenlerin bile olduğunu söyleyince bihayli şaşırmıştım. İnsanların bazısı, gerçekten acı çekmedikleri için en ufak şeyleri kafalarına takar olmuşlardı.

"Abla ben çıkıyorum", diyerek yanımıza gelen Andy'e bakarak;

"Nereye?", diye sordum.

"Carter ile spor salonuna gideceğiz. 1 saate gelirim. Bu arada Nicole hala gelmedi mi?"

"Ben onu arayacağım şimdi."

"Peki.Hadi görüşürüz", diyerek yanımızdan ayrıldı. Gitmesinin hemen akabinde Sidney'den müsaade isteyek mutfağa gittim.Telefonumu çıkararak Nicole'yi aradım fakat telefonuna ulaşılamıyordu. Çekmediğini düşünerek 5 dakika ara ile 2 kere daha aradıktan sonra, pes edip Sidney'in yanına geri döndüm. Sidney, Nicole için gelmişti ama Nicole ortada yoktu.Sidney saatine bakarak;

"Amy benim çıkmam lazım. Akşam eşimle beraber bi yemeğe katılmamız gerek.", diyerek ayağa kalkınca ona çok mahcup olmuştum.

"Peki canım. " ,demekle yetindim. Sidney gülümseyerek ceketini üstüne giyip kapının önüne çıktı. Dolgu topuklu ayakkabılarını giydikten sonra annem de yanımıza gelince;

"Her şey için teşekkür ederim. " ,diyerek önce anneme sonra bana sarıldı. Sonra da "İyi akşamlar", diyerek el salllayarak yanımızdan ayrıldı. Arkasından "Görüşürüz." dedikten sonra kapıyı kapatarak içeriye girdik. Annem içeri girer girmez Nicole'yi sordu. Bende onu endişelendirmemek için telefonuna ulaşamadığımı söylemeyip, okulda işi olduğunu söyleyince annem, gidip almam için ısrar etti. Ne yaptığını merak ettiğim için annemin dediğine uymaya karar verdim. Arabanın anahtarını ve montumu alıp, apartmanın dışına çıktım. Etraf kararmaya başladığı için, içim de hafif bir korku vardı. Arabanın olduğu park yerine ilerlerken, bir kaç metre ötemde bir arabanın durduğunu gördüm. Siyah ve son model Mercedes arabanın içinden Nicole'nin çıktığını görünce, gözlerimi koca koca açarak oraya bakmaya başladım. Sürücü koltuğunda oturan kişiyi tam seçemediğimden, sadece Nicole'ye odaklanmıştım. Nicole gülerek bir şeyler dedikten sonra, sürücü arabayı geri geri sürerek, arka sokaktan yoluna devam etti. Nicole çok neşeli bir şekilde eve doğru ilerlerken yolda beni görünce, yüzünün ifadesi bi anda değişti. Tedirgin bir şekilde bana bakıyordu. Benim ona hesap soracağımı soruyordu ama yanılıyordu. Farklı bir taktik uygulama niyetindeydim.

"Ben de seni almaya gelecektim.", dedim gülümseyerek. 

"Şey... evt ama ben geldim." ,diye cevap verdi.

"Görüyorum. Peki nasıl geldin?",diye sordum yine aynı tebessüm ile. Ona hesap sorar gibi sorsaydım muhtemelen gizlemeye çalışacaktı. Daha çok genç olduğu için üstüne gitmemeye kadar verdim. Tabibu tepkim, onun yaptığını doğru kılmazdı. Çünkü ben onun yaşında iken, hiç bir erkeğin arabası ile okula gidip gelmezdim.

Nicole dudaklarını büzüp, bir süre bana baktıktan sonra;

"Daniel getirdi beni.", dedi. İşte şimdi şok olmuştum. Bunu beklemiyordum. Şaşkınca ona bakarak;

"Ne?", diyebildim. Nicole gülerek tekrar bana bakmaya başladı.

"Niye şaşırdın ki? Daniel, beni eve getiremez mi?", dedi alaycı bir şekilde. Bir şey demeden yüzüne bakakaldım. Sonra Nicole cümlesine devam etti;

"Artık bu duruma alışmalısın. Çünkü biz Daniel ile çıkıyoruz."

Continue Reading

You'll Also Like

267K 7.1K 37
soğuk ve acımasız mafyanın bir kıza aşık olup onu takıntı haline getirmesi ve piskopatlaşması ama bunu kıza yansıtmamaya çalışarak unutulmaz bir aşk...
2.1M 70.1K 45
"Bana kendi isteğinle geliceksin " dedi boğuk bir ses tonuyla. Dilini damağına vurduğunda kulaklarıma doğru sıcak nefesini üfledi. "Ve sana söz veriy...
22.7K 928 25
Mehru Berfin küçüklüğü harabede geçen bir kız... Onu yangından kurtaran Türk askerleri sayesinde hayatı değişti. Gerçek ailesiyle tanışan Mehru çocu...
31.6K 2.6K 17
"Sen hep böyle cevap olarak başını mı sallarsın?!" Başımı salladım. Kaşları çatıldı, o güzel mavi gözlerini gözlerime dikti. "Gıcık mısın Aras?!" Bil...