Sevgiyle Harmanlanmış Bedenle...

By redndyellow

439K 48.2K 23.9K

"Çıkardığı fotoğrafın altına, kalemin kapağını ağzında tutarken, kalemle bir not düştü. "Tutku'yla Harmanlan... More

TANITIM
RÜZGAR DEVRAN Ön Bölüm
ACAR&ELVİN: "Bazı yaralar..."
ADEN LİNA DEVRAN Ön Bölüm
Aden Lina Devran Yayımlandı!
TUNA DEVRAN Ön Bölüm
Rüzgar Devran "Tanıtım" 54 Kelime
TUNA DEVRAN YAYIMLANDI! + Açıklama
Tutku DEVRAN| Başlangıç
1.BÖLÜM: "Eve Dönüş"
2.BÖLÜM: "Kaçış"
3.BÖLÜM: "Elektrik"
4.BÖLÜM: "Uyarı"
5.BÖLÜM: "Yangın"
6.BÖLÜM: "Denge"
7.BÖLÜM: "Unutulmaz"
8.BÖLÜM: "Karanlık Yüz"
9.BÖLÜM: "Şeytanla Dans"
10.BÖLÜM: "8 Saat"
11.BÖLÜM: "Kelebek"
12.BÖLÜM: "İhtiras ve İhtiyaç"
DUYURU: "SEZON FİNALİ/YENİ BÖLÜM TARİHİ"
14.BÖLÜM: "Yalan"
15.BÖLÜM: "Yanımda Kal."
SEZON FİNALİ/16.BÖLÜM: "Son Bakış"
-Yeni Sezon Alıntı-
17.BÖLÜM: "Öldürmeyen Acı"
18.BÖLÜM/ALINTI
18.BÖLÜM: "Kırık Kanatlar"
19.BÖLÜM: "Yeni Başlangıçlar"
Ekstra Bölüm: "İntikam Ateşi"
-SHB PLAYLIST-
20.BÖLÜM: "Teklif"
21.BÖLÜM: "Plan"
22.BÖLÜM: "Denizatı ve Kelebek"
23.BÖLÜM: "Axel&Basil: Görev"
24.BÖLÜM: "Veda Busesi"
TÜM OKURLARIMA: "Tutku'dan."
25.BÖLÜM: "Koruyucu Melek?!"
26.BÖLÜM: "Randevu?"
27.BÖLÜM: "Belirsizlik"
28.BÖLÜM: "Baştan Çıkarma Operasyonu"
29.BÖLÜM: "İki Sarı"
30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-1)
30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-2)
31.BÖLÜM: "Sırların Kirli Perdesi"
31.BÖLÜM'ü OKUYANLAR! •BÖLÜM AÇIKLAMASI•
32.BÖLÜM: "Kapı"
33.BÖLÜM: "Hoşgeldin Devran"
34.BÖLÜM: "Zaaf"
35.BÖLÜM: "Öfke"
36.BÖLÜM: "Ağabey"
37.BÖLÜM: "Misafir"
38.BÖLÜM: "Lider"
39.BÖLÜM: "Tutunacak Dal"
40. BÖLÜM: "Kabus"
41.BÖLÜM: "Seni Özledim."
42.BÖLÜM: "Tanışma"
43.BÖLÜM: "Oğulların Affı"
44.BÖLÜM: "Şeytanın Avukatı"
45.BÖLÜM: "Son Bencillik"
46.BÖLÜM: "Davetsiz Konuk"
47.BÖLÜM: "Özgürlük"
48.BÖLÜM: "Dönüm Noktası"
49.BÖLÜM: "Hoşçakal"
50.BÖLÜM: "Dostların Vedası"
51.BÖLÜM: "Parçalanan Ruhun Tılsımı"
52.BÖLÜM: "Bencil Adam"
🗡53.BÖLÜM🗡: "Kara Liste"
54.BÖLÜM: "Özür Dilerim."
55.BÖLÜM: "Merhaba..."
56.BÖLÜM: "Yetim"
57.BÖLÜM: "Yanındayız."
58.BÖLÜM: "Üç Kurşun"
59.BÖLÜM: "Kelebek"

13.BÖLÜM: "Kulak Misafiri"

6K 631 251
By redndyellow

Sevgiyle Harmanlanmış Bedenler

13.Bölüm: "Kulak Misafiri"

3.GÖZ

Tutku, ısınma hareketlerini çoktan yapmaya başlamışken kaşlarını çatarak parmak uçlarına dokunmayı bıraktı. Yeterince esnemişti ve on dakika sonra başlayacak maç için etrafı kolaçan ederken hala bir kişi eksik olduğunu görüyordu. Mini şortunun arka cebindeki telefonu çıkarıp, mesaj bölümüne girdi.

Gönderilen: A.
"Neredesin?"

Tuşa basıp telefonu kapatacaktı ki, cevapla ışıldadı ekran.

Gönderen: A.
"Arkana bak :)"

Amcası gibi emojiyi klavyeden yollamıştı, başını arkasına çevirdi ve elinde telefonla sahanın yanına gelen delikanlıyla gözleri birleşti. Ekrana bir süre daha bakan Alp, Sarp'ın hem geç kalma hem de kaşındaki kanama üzerine azarını dinlemeye başladı, üzerine sporcu şortunu geçirmiş, sıfır kol bir tişörtle dövmesini ve kaslarını gözler önüne sermişti.

-Selaaaam!" Selinle Özgür sahaya atlarken, kız bir an Tutku'ya gidecek oldu ama Özgür'ün son anda müdahalesiyle durdu. Tutkuyla tanıştıklarını belli etmemelilerdi. "Biz izlemeye geldik!" El salladığı Petek'ten karşılık alırken, kadın onları da davet etmesine rağmen büyük tribünün en önündeki kırmızı koltuklardan birine geçip oturdular.

Onlara aldırmamış gibi yaparken -yabancılara böyleydi genelde- dizini karnına çekip, ellerini bacağına sardı ve iyice gerdi Tutku. Herkes hemen hemen hazırdı maça, hatta Savaşla Bade kağıtları hazırlamış, torbaya koyuyorlardı.

-Esnediniz mi küçük hanım?" Alp'in kulağına söylediği cümleyle, sol bacağına geçerken kafasını ona çevirdi Tutku. Gülümseyerek kıza bakıyor, dirseğini başının yanına kaldırarak kolunu esnetiyordu.

-Esnedim." Gözleriyle etrafı kolaçan ederken yüzünde sinir bozucu bir gülümsemeyle bir adım attı sarı. Bu ufaklığı tüm gözler ikisinin üzerindeymiş gibi hissettiği zaman bile süzmeden edememişti.

-Esnetebilirim biraz daha..." koyu kahveleriyle sağına soluna baktı Tutku da. Bacaklarını dümdüz hale getirip parmak uçlarına esnemeye çalışırken, gülüşünü gizledi. Gerçekten bu herif hem dövülesi hem de sevilesi biriydi.

-Bak bak, nasıl yakışıyorlar..." Özgür'ün kolunu vurarak çürüten Selin, iç çekti. "İnşallah içine sıçmazsın Alp." Söylediği cümle o kadar doğruydu ki genç endişeli yeşilleriyle ikiliyi süzerken bir şey diyemedi. "Savaş Devran şu di mi? Ay Özgür... Nasıl yakışıklı şuna bak." Bade'nin saçlarıyla gıcık etmek için uğraşan adama hayranlıkla bakan kızdan kolunu çekerken göz devirdi genç.

-Delirtme adamı...Ayrıca..abartılacak kadar değil." Gözlerini kocaman açıp ona bakmaya başladı Selin, bu şapşal kıskanmış olabilir miydi?

-Kör müsün Özgür şuna bak! Spor yapıyor hala herhalde." Yeşiller artık kendisine dik dik bakınca kıkırdadı. "Bilmem kaç yaşında adamı mı kıskandın? Sen de bi alemsin be..."

-Kaçsa kaç. Ben gidip şu kızı kesiyor muyum?" Ece'yi gösterirken, gerçekten de onun çok güzel bir vücudu olduğunu fark etmesi uzun sürmedi Selin'in. Tamam, belki Devran ailesini araştırırken Savaş Devran'ı ve hayatını, kadın hakları için kuruluşlara bağışlarını ve onun hakkındaki "katil" dedikodularını okuyunca her kadında olan o "gizemli adam" sevdasına azıcık tutulmuş olabilirdi ama bu herifin cazibesiyle alakalıydı. Mesela Acar'a bakamıyordu bile çünkü Elvin denen kadının bu yaşında Tutkuyla boy ölçüşen esnekliğinden korkmuştu. Ama Ece'ye bakmak da neydi?!

-Hop!" Tuna, Ece denen kızı belinden kavrayıp boynuna bir öpücük kondururken, Selin gözlerini kıstı sinsi sinsi.

-Çok kesme canım, şu çocuk seni kesmeden!" Özgür göz devirdi, bu sarışın cadıyla baş etmek ilişkileri ciddiye bindiğinden beri daha da zorlaşmıştı.

-Bakmıyordum bile, sen başlattın." Onun ağzını taklit edip yüzünü değişik hallere sokan kız, Savaş'ın gözüne ilişti. Güçlü bir ıslık çalarak Selin'in bakışlarını yine üstüne çekerken, Özgür sabır çekti içinden.

-İkili! Gelin buraya, kaptanları seçeceksiniz!" Bağırarak ikisini çağırdığında, Selin, Ece olayı üzerine ayağa kalkıp inadına saçını savurdu.

-Savaş Beeeeey bana mı seslendiniz?" Bade'yi kolu altına alırken, kafasını salladı adam elindeki torbayla.

-Evet, ikiniz! Gelsenize." Özgür yerinden kıpırdamazken gülerek onun elinden çekti Selin.

-Şaka yaptık şaka! 10 Savaş Devran da gelse, ben seni seçerim." Tek kaşını kaldırarak bakan genç adamla kahkaha patlattı, böyle şeyleri ikisi de pek ipine takmazlardı ne ara bu kadar ufak durumlara takılır olmuşlardı? İlişki harbiden sorundu. "Yemin ederim! Hadi kalk!"

Onu çekiştirerek sahaya sürüklemeye çalışırken, Tutku amcasının herkesi ortaya çağırmasıyla bir adım atmıştı ki kolunu tuttu Alp.

-Ne düşünüyorum biliyor musun?" Aden'in baktığını görünce kolunu kızın omzuna sarıp, yürümeye başladı. Yaptığı hareket çok doğaldı hatta hiç kimse tuhaf karşılamazdı, ama yine de gerginlik Tutku'nun tüm vücudunu sardı. "Üzerinde sadece bu kolyeler varken..." dedi sadece sözcüğüne vurgu yaparak. "Seninle sevişmeyi. Tabii kazandıktan sonra." Savaşla aralarında çok az mesafe kalmıştı ki gözlerini kısarak ona baktı cadı.

-Ben ne düşünüyorum biliyor musun?" Amcasının yanına zıpladı kolunun altından çıkarken. "Karşı takımlarda olup, kazanarak seni morartmayı." Cümlesi sesliydi, Tunayla Aras ıslık çalarken, Selin elindeki torbayı salladı. O erkeklerden, Özgür de kızlardan birer kaptan seçecekti.

Onlar katılmamayı ve izleyerek keyfini çıkarmayı isteseler de, hamile kızın bile katıldığını görünce neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Ama o kız... Aden Linaydı. Gayet normaldi.

-Çekiyoruuum..." tombala gibi torbadan çektiği kağıdı açtı ve ismi okuduğu an alt dudağını ısırarak etrafındakilere baktı sarışın. "Savaş..."

-Şaşırmadık." Özgür'ün mırıldanarak söylediği şeye "n'apiyim" dercesine omuz silkerken, enerjisinin adamın ismini çıkarmasına da şaşırmıştı aslında. Parmakları arasındaki kağıdı açtı ve manikürünü inceleyen hamile kızla gözleri buluştu genç adamın. "Aden Lina."

-Ayy harbi mi? Bakiiim!" Elinden kağıdı çekip, ismini gören Aden deli deli kahkaha attı. "Bebişler uğurlu geldi!" Arkadan kollarını uzatan Ediz, kızın karnında ellerini birleştirirken başına öpücük kondurdu.

-Hayırlı olsun Aden Hanım." Savaş elini centilmenlik örneği yaparak uzatırken, kız yutkunmamak için ekstra çaba sarf etti. Yeşillerde bariz bir meydan okuma vardı çünkü.

-Seni yenmek zevkli olacak Savaş Devran." Birkaç kişi ıslık çalarken, çoğu gülmüştü. Kızın elini diğer eliyle de tuttu adam. Oynamaması için ısrar etse de Aden inatçı bir kızdı ve koşmayacaksa bile sahada olmak istemişti. Şimdi bir de takım kaptanı olmuştu.

-Yeğenime bak seen." Dedi oyuncu bir edayla. Sonrasında elleri ayrılınca kızın yanağını okşadı. "Başım üstüne güzelim." Takımlar da kurayla seçilecekti ve Selin Özgürle çimlere otururken, genç adama lafını yapıştırmayı unutmadı.

-Bak, senden duymuyoruz böyle şeyler."

Adenle Savaş'ın ismini çimlerin üzerine iki ayrı şekilde koydular. Bir erkek bir kız çekerek başlayacaklardı ve Lina şimdiden Rüzgar'ı kapmak için dua ediyordu. Herif 2 metreydi neredeyse kale kadar vardı. Üstelik olağanüstü bir şekilde oynuyordu. Kaleciyken bile. Edizde de bariz bir futbol yeteneği vardı, maçlarını izlemeye gittiği zamanı dün gibi hatırlıyordu.

10 dakika sonunda takımı onu kısmen mutlu etmişti. En azından Acar ve Tutku ondaydı! Kaybeden takım, senenin ilk dondurmalarını ısmarlayacaktı herkese.
Takımlar şu şekildeydi:

Savaş'ın Takımı
Rüzgar
Kavin
Ediz
Elvin
Alp
İnci
Aras
Eva
Ece
Petek

Aden'in Takımı
Acar
Tutku
Tuna
Bade
Ali
Asu
Sarp
Reva
Arda
Alex

Rüzgar boynunu kütleterek, kaleci eldivenlerini giyerken onu süzen Eva'nın önüne geçti Savaş.

-Aşkı bir kenara bırakın. Onları yenmemiz lazım." Son cümlesini söylerken karşı takımda gülücükler saçan Bade'ye bakmıştı. Böyle şirin durması bir yana, maçta kadının her yolu mübah göreceğine hiç şüphesi yoktu!

-Aye aye captain!" Kavin, bunu söyleyerek Eva'yı kendi yanına çekerken, Alp saçlarını açıp düzgünce toplayan kızı izledi çaktırmadan. Kahveler onunkiyle buluştuğunda göz kırparken, gözlerini irice açarak, önüne dönmesini adeta sesli söylemiş kadar oldu Tutku.

Aden ise sırf takımdakileri, halkını, ideal bir kaptan olarak yalnız bırakmamak için oyuna dahildi. Yoksa karnı burnundayken Ronaldo gibi hareketler yapması beklenemezdi! Hoş hamile olmasa da harika değildi ya futbolda, neyse.

Maç düdüğünü Özgür'ün çalmasıyla birlikte, herkes aldığı pozisyonu bozdu. Çünkü top Savaştaydı. Ediz'e topu yollarken, koşturarak Acar'ın önüne geçti. Çünkü kardeşi de onun kadar iyiydi, hatta bir tık daha hızlanıyordu söz konusu rekabet olunca.

-Ay Ediz insan bir pas atar!" Genç adam, kıza gülmeden edemedi. Bir de önüne geçmiş, top almasını engelleyecekti hatun güya!

-Aden biz aynı takımda mıyız? Niye pas atayım sana kızım?" Gelen topu, kız onun almasını engellemek istedi ama kolay bir bilek hareketiyle topu Savaş'a geri yolladı Ediz. Kız ellerini beline koyarken, ona dönerek kaşlarını çatmıştı.

-Öyle mi? Aynı takımda değil miyiz? Bunu söylediğin iyi oldu!" Saçını atarak giderken, yaptığı ima adamın kafasındaki ampülleri yandırdı ve gelen topa kafayı çakar çakmaz, kızın arkasından gitti.

-Ya yavrum öyle mi dedik şimdi! Dur!" Karnını ovalaya ovalaya, kendi takımındakilerin çoğunlukta olduğu yere geçti Lina. Öyle ya, ne işi vardı karnındaki bebenin babası hainle, kaptan olup yönetecekti takımını!

-Tutku, al şu topu be!" Kız, Kavin'den topu güç bela da olsa kaparken, eliyle saçını savurdu. "Vallahi Fatih Terim gibiyim he!" Ediz'in güldüğünü görünce ona ölümcül bakışlarını atmayı ihmal etmemişti.

-Tutku yolla!" Bunu söyleyen Bade'ye kısa bir an bakarken, onun önüne geçen annesi kesinlikle o topu almasına izin vermezdi. Bu yüzden verilebilecek en mantıklı kararı alıp, tek başına top sürerken kızı bir avcı gibi takip etti Alp.

Kavin'in çalımından kurtulmuş, bileğinde kıvırdığı topu bacağının diğer tarafına geçirerek Eva'dan da kaçırmayı başarmıştı. Arkasında hissettiği bedenle duraksarken, bunun Alp olduğunu daha bakmadan biliyordu.

Kalçasını ona doğru yaslarken, topu ondan da kaçırmaya çalıştı ama bu çok zordu çünkü en ufak hareketinde bir bilek hareketiyle alacak kadar yakındı.

-Abi!" Seslendiği Tuna'ya hızlı bir şekilde pas verirken genç adam Rüzgar'ın üzerine doğru hızla gitmeye başladı. Alp, kızın bu beklenmedik pasını gülümseyerek karşılarken kaleye doğru yaklaşmak için koşan kızı takip etti.

-Nice move..." ona gülmeden edemedi Tutku.

Elbette Rüzgar da, Tuna'nın şaşırtmalı yolladığı topu kurtarmış, Elvin'e yollamıştı ve maç son hız devam ediyordu. Aden cuk cuk suyunu içerken, önüne gelen topa "Su içene yılan bile dokunmaz ya!!" Diye carlamadan evvel rastgele bir tekme yolladı ve top tam da Tutku'nun ayağına geldi. Gerçekten büyük bir hamile şansı olacak ki Tuna hayranlıkla söylendi.

-Yuh! Ben de hamile kalıcam lan!" Ediz onun kafasına kibarca patlatırken, elini kaldırıp söylendi. Bu oyuncu halleriyle diğerlerinin dikkatini dağıtıp topu almaya çalışıyordu ve yalan yok başarılıydı da. Şimdi basketbolu daha çok sevdiğini bir kez daha fark ediyordu. "Faul! Kafama vurdu!"

-Ağlayacaksanız oynamayalım." Alp, ne ara geldiğini anlamayacağı bir şekilde topu ondan bu sözle çalarken, Tutku dirseğiyle onu ekarte edip hamlesini yaptı. Top artık ondaydı.

-Dedi gözyaşları içinde." Söylediğine Tuna ve birkaç kişi gülerken, kaleye başarıyla koşan, amcasına bile topu kaptırmayan Tutku neredeyse takımda en iyi oynayan oyuncuydu.

Tam golü atacakken, Eva Rüzgar'ın kaledeki boşluğunu kapatıp topu Kavin'e yolladığında kız koşarak kaleye en yakın isme, Aras'a, pas attı. Ve birkaç saniye geçmişti ki, top fileyle buluştu.

Gol atmışlardı.

Alp hemen arkasında diğerleri gibi bağırırken göz devirip formasını yelledi Tutku. Kolyeler göğsüne çarpıp dururken, yedikleri gol onu hırslandırmıştı.

Koşarak topu Ece'den kaptı ve onunla cilveleşmeyi Tuna'ya bırakarak, topu sürdü. Önüne gelen herkesi faul ya da değil umursamadan atlatırken, kalenin yanındaki Acar'a pas attı ve bingo!

İlk gol yemelerinin üzerinden sadece 4 dakika geçmişken 1-1 yapmışlardı. Acarla beraber avuçlarını birbirine kuvvetle vururlarken, Aden sahanın ucundan matarasını sallayarak bağırdı.

-AYY AFFERİM CANLARIM AFFERİM!" Aslında Aden'in oynayamayacak olmasının açığını, onlarda olan fazladan bir erkekle kapatmaya çalışmışlardı. Çünkü karşı takımda olan İnciyle Eva'nın o kadar da iyi olmadığı zaten ortadaydı.

Gerçi Eva daha deminki golü Rüzgar'a yardım ederek çok güzel engel olmuştu ya...

Reva, Arda'nın yolladığı topu, Savaş'ın gazabından kurtararak kaptı fakat yeşiller elbette toptan ayrılmıyor kızı takip ediyordu.

İstediği her şeyi elde etmekte üstüne yoktu.

Ama Revayla iki yeşil kapışırlarken, Tuna araya girip Savaş'ı çarpraz ateşe sokmuş oldu ve topu kaptı.

-Pardon bebişler..." önünü kesen Alp onu sıkıntıya sokarken Tutku'nun uzakta olduğunu fark etti. Ne yapacağını bilemeyip kısa bir an sarıyla kovalamaca oynarlarken Alex sıkılarak onların yanına geldi ve topu aldı.

Birkaç saniye içinde Rüzgar'a koşarken, genç adamın boy avantajına rağmen Aras tarafından kaçırılmak için havalandırılan topa, çaktığı bir kafayla gol attı.

-Rakip biliyorum ama..." Kavin'in mırıldanarak Alp'e söylediği cümlenin devamını genç adam az çok tahmin edebiliyordu. Nefes nefese bir şekilde kafa salladı.

-Şerefsiz aslında iyiymiş." O dakikadan sonra Alex Tutku kadar performansı sergilemekten hiç çekinmezken -hırstan olsa gerek- Elvin,Kavin, Savaş üçlüsü onlara zorluk çıkarıyordu.

Acar'ın dikkatini dağıtan Elvin topu ondan kolaylıkla alıp durumu eşitledi, maçın durumu artık 2-2 olmuştu.

Yaklaşık seksen dakika sonunda durum hala aynıydı. Asu, ayağına gelen topu şaşılacak biçimde iyi sürerken Savaş'tan zar zor kaçtı. İki öküz ağabeyle büyümüştü, ilk 80 dakikada gösteremediği performansı bir dakikada gösteriyorken, Ece topu ondan kaptı.

-Aaaa! Çırpı! Kız gel buraya!" Ece, Tuna arkasından geldiği için İnci'ye pas atmaya çalışmak gibi bir hata yaparken Arda topu ele geçirmişti.

-Sağ ol Ece." Ece kaşlarını çatıp Arda'nın gülerek ettiği lafı üzerine Tuna'ya öldürecekmiş gibi bakarken, ellerini havaya kaldırarak suçsuzmuş gibi davrandı genç adam.

-Sen sağ ol yavru." Alp, kardeşinden kolaylıkla topu bu cümle eşliğinde aldı ve birkaç adımda kaleye giderken Alex'e çarparak topu fileye yolladı. Ali'nin kaleciliği iyiydi, Rüzgar kadar olamasa da gelen topları çıkarmıştı ama Alp'in attığı gol beklenmedikti.

Gözü saate kaydı Tutku'nun.

Maçın bitmesine 5 dakika kalmıştı.

3-2 ydi durum.

Savaş artık kendisinden beklenmedik derecede sırıtmaya, takım arkadaşlarına ara ara sarılmaya başlamıştı, Aden ise yanında getirdiği, bebişlerin çok sevdiği çilekli pudingi kaşıklıyordu. İki takım kaptanının farkı, göz yaşartıcıydı.

Dudaklarını içe büzerek göğsüne doğru hava üfleyen Tutku ter içindeydi. Babasıyla göz göze geldiğinde, aralarında telepatik bir konuşma geçmeye başladı.

Acar: Kırmızı kod. Yeniliyoruz, beş dakikada bir gol.

Tutku: Biliyorum, topa en yakın Reva..." Acar tek kaşını kaldırdı "duyuyon mu lan?" Dercesine, ama Tutku açık gökyüzüne bakıp sabır diler gibi yapınca dikkatini verdi kızına. "Eğer sana pas atarsa..."

Acar: Ananı nasıl kontrol edicem?" Elvin'i, kahve gözleri hemen buldu Tutku'nun. Ediz'in atacağı topu bir şahin gibi kolluyordu.

Tutku: Alex'e hızlı bir pas atacaksın. Ya ben ya o, birimiz beraberliği sağlamak zorundayız." Kaşlarını kaldırıp onay beklerken, başını salladı Acar. Kızına katılıyordu. Tuna bu bakışmaya uzaktan bakarken, konuşmaya dahil olmak istedi ama kafasında sadece dün sokaktan geçen arabanın çaldığı müziğin sözleri geçiyordu. O şarkıyı bulabilecek miydi acaba? Neyse.

Elvin, tahmin edildiği gibi topu kaparken, Acar Reva'ya işaret verdi ve kadının sırtına yasladı bedenini tamamen. Onu, varlığıyla engellerken, dirsek atmaya çalıştı Elvin.

-Acar çekilsene!" Sağ sol yaparak kurtulmaya uğraştı ama imkansızdı, her hareketinde kuyruk sokumuna değen bir varlığı hissediyordu ve sporla ısınan vücudu, bu adamla daha da ısınmıştı.

-Oldu güzelim, başka?" Ayağını kadının iki bacağı arasından geçirerek topu Alex'e yolladı. Alex topu sürmeye başlarken, kaşlarını çattı Elvin.

-Bu hiç etik değil Devran!" Kollarını göğsünde kavuşturup zaten maçı kazanacak olmalarının verdiği rahatlıkla onunla tartışırken kaşları havalandı Acar'ın.

-Sen demin kalçanı dayarken iyiydi, benim bazı uzuvlarım da onu etik bulmuyor!" Kadın ona göz devirip topun kimde olduğuna baktığında, Alex'in Alple Ediz arasında kaldığı yetmiyormuş gibi bir de Savaş'ın bu gruba eklendiğini gördü.

Gülerek onun ne yapacağını izlerken, mavi gözler Savaş'ın arkasındaki Tutku'yu buldu. Hiç çaktırmadan kendisi topu sürüyormuş gibi giderek, aniden geri geri yürüyüp topu kıza yolladı.

Tam bir poker surattı, hiç çaktırmamıştı.

Kollarını iki yana açmış Rüzgar'a doğru son sürat giden Tutku, kısa bir an Eva'ya çarparak sendelese de topu yolladı ve düşen sarışına hamle yapan Rüzgar kalenin bir kısmını savunmasız bırakınca, havada dönen top fileyle buluştu.

Durum 3-3 tü. Maç bitmişti.

Selin, Acar'a vuran Elvin'e gülerken, Özgür ayağa kalkıp herkesin bildiği sonucu bağırdı.

-BERABERE!" Ediz, Eva'nın düşürülmesinin faul olduğunu söyleyip golün kabul edilmemesinde ısrarcı olurken, Adenle aynı yatağı paylaşma olasılığını düşürüyordu. Haberi yoktu!

-Ya sana ne Allah Allah! Sen ayı gibi oynayıp beni ittirirken iyi, Tutku Eva'ya yanlışlıkla çarpınca mı kötü?" Ediz, hayretle karısına baktı. Bir kutu çilekli pudingini çoktan yemiş, yapay çime oturmuştu.

-Kızım nerede ittirdim seni ben?" Kaşları kısa bir an çatıldı kızın, sanki o anı bulmaya çalışıyor gibiydi ama omuz silkti.

-Bilmem, ittirirdin yani, bana hiç top gelmedi ki!" İkinci kutu pudingi çantasından çıkarırken, terli formasını çıkartıp çıplak göğsüyle yanına yattı kızın Ediz. Aden, çaktırmadan çıplak tenini izlerken pudingi ona sürüp yalamamak için kendini zor tuttu. "Ediz, eve mi gitsek?" Onun bakışlarından hissettiklerini anlarken, herkesin sahaya oturup dinlendiğini gören genç dirsekleri üstünde doğruldu. Kolları kasılınca Aden'in gözlerinin oraya kaydığını elbette fark etmişti.

-Neden? Aklından neler geçiyor?" Gülümseyerek onun göğsüne yüzük takılı elini koydu genç kız.

-Hiç. Biraz..." yaklaştı ona elindeki pudingi çime koyarak. "Özledim sanki seni." Bu hareketleri Ediz'i daha da delirtiyordu, aniden doğrulup yüzünü kıza yaklaştırdı.

-Diyosun..." Aden'in kızaran yanaklarına dokunurken, iyice sokuldu ona. "Kızarma şöyle." Aniden aklına gelen şeyle onun elini ittirip ayaklandı kız.

-Ayy! TUTKUUUUUUUU!" Ablası bas bas ona bağırırken, Alple, Özgürlerle ve ağabeyleriyle birlikte konuşan Tutku başını ona çevirdi. Futbolla çok arası olmadığını söyleyen adamın -Alp'in- performansı hiç de buna inandırmıyordu ya onu, neyse! Nefes nefese yanına gelen Lina'ya "n'oldu?" Gibisinden baktı. "Sana söylediğim kırmızı elbise geldi bugün, onu dene de yarın sabah kadına düzelttiricem tam olmazsa."

-Of abla... Ben de n'oldu dedim." Alp kaşlarını anlamadığı için çatarken, Aden duruma açıklık getirdi.

-Ya bu siyah bir elbise giymek istiyor Hulki Bey'in davetine, tamam o da çok güzel, çok cici... Ama bir elbise var elimde..." ıslık çaldı abartıyla. "Görmeniz lazım."

-Dondurmaları alalım, görürüz." Alp'in söylediği cümle çok normaldi ama o görürüz kelimesindeki vurguyu anlayan kızın ensesinden tuhaf bir ürperti geçti. İkisinin gözleri uzun bir süre birbirine takılı kalırken, bu kimse tarafından fark edilmemiş gibiydi.

Bir kişi hariç.

•••

Yalının bahçesinde yerlere atılan puflara oturmuştu herkes, ellerindeki cam dondurma kaselerindeki dondurmaları çoktan bitirmişlerdi. Hatta Acar, Tuna ve Aras üçlüsü aldıkları kağıt helva arasına koydukları dondurmayla üçüncü turu dönüyorlardı bile. Evet, üçüncü.

Selinle Özgür'ü sorguya alan Asu, ilişkileri hakkında hiç çekinmeden sorular sorarken -yalıda birlikte dondurma yemeleri için en çok ısrarı eden de oydu- Aden ıslık çaldı.

-Vay vay vay! Ablasının güzeli!" Tutku, üzerindeki kırmızı saten dekolteli elbiseyle yanlarına gelirken Selin de bu ıslığa eşlik etti.

-Ov yakıyorsun beybi!" Adenle el çakarlarken, başkası onun çok cana yakın biri olduğunu düşünebilirdi ama Tutku'ya, beraber geçirdikleri yolculukla beraber iyice yakın hissettiği için iltifat etmişti.

-Bilemedim ya..." ona bakanlar içinde en çok bir çift göz adeta her yerini eşeliyordu ve bunu tahmin etmek zor değildi. Kendine fıstıklı dondurmadan biraz daha koyarken, iltifatını esirgemedi sarı.

-Fıstık gibi olmuşsun." Arda, ağabeyinin omzuna eliyle vurdu.

-Bence de abi. Afet-i Devran!" Söylediği şeyle diğerlerini güldürürken, elbiseden emin olamayarak dudağını içten ısırdı Tutku.

-Tamaam, belki fena fikir olmayabilir. Kabul." Bunu söylemesi bile bir şeydi, bu yüzden elini göğsüne koyarak gökyüzüne baktı Aden şükreder gibi. Kız elbiseyi çıkarmak için -çünkü ablasının sabaha terziye götürme ısrarıyla zorla giymişti- eve giderken, Lina annesine baktı.

-Terziye gerek kalmadı, biraz uzun ama topukluyla halledilir." Alp, çikolatalı dondurma kalmadı bahanesiyle kızın arkasından eve giderken hanımların Tutku'nun elbisesi, erkeklerin maç hakkındaki sohbeti sayesinde sıvışmıştı ortamdan.

Aynanın karşısında, yalının en alt katındaki banyoda elbisenin gizli fermuarını yavaşça indiren Tutku kapının açılmasıyla başını çevirdi arkasına. Sarıydı gelen.

-Sen miydin?" Bunu söylese de yarıladığı fermuarı geri çekti yukarı. "Neden geldin?" Gergin görünüyordu. Öyleydi de zaten, herkes bahçedeydi ve birinin gelmesi an meselesiydi. Ne diyecekti yakalansa? Tuvaletleri karıştırdım mı? Evi karış karış biliyordu sonuçta.

-Çıkarmadan bir daha görmek istedim." Alp, kıza iki adımda yaklaşıp ellerini kalçalarına kaydırırken, göz devirdi Tutku.

-Başka zamana artık. Çık hadi." Onun itirazına aldırmadan dudaklarına yapışırken, kendini geri çekemedi genç kız. Ama öpüşmeleri derinlik kazandıkça, Alp rahat durmuyor elbisenin bacak dekoltesini fırsat bilerek yırtmacı çekiştiriyor, saten kumaşı sıyırıyordu. "Alp... Rahat dur." Nefes nefese söylediği cümleye odaklanması çok zordu gencin. Maç sonrası aldıkları duştan dolayı nemli olan koyu sarı saçları, boynuna eğildiği kızın tenini gıdıkladı.

-Durmak istemiyorum." Dişleri arasına kızın etini sıkıştırırken, duyduğunu sandığı sesle onu ittirdi Tutku. Boynunu kızartması değildi sorun, bunu kaşlarının çatılmasından anladı genç adam. "Paranoya yapıyorsun." Diye mırıldandı kıza. Çok rahat ve umursamaz görünüyordu kendisi.

-Olsun, yine de çık sen. Hadii!" Onun ısrarcı olduğunu görünce pes ederek ellerini kaldırdı Alp, ama kapıdan çıkmadan önce aklına bir şey gelmiş gibi durup omzu üzerinden başını çevirdi.

-Benim için giy bunu." Siyah elbise umrunda değildi, kırmızı bir kadında görmekten hoşlandığı bir renkti özellikle o kadın Tutkuysa...

Fantezileri bambaşka bir boyut kazanıyordu.

Mutfağa geçip gerçekten de dondurma almaya gittiğinde arkasından gelen Bade'ye gülümseyerek dondurma tabağını alıyordu ki, kadının yeşillerindeki donuk, şok ifadesiyle duraksadı.

Tutku, yanlış duymamıştı.

Oydu.

Bade, kulak misafiri olduğu küçük konuşma ve yakınlaşmalarında, ikisini öğrenmişti.

•••

Bölüm Sonu 😘😘😘

Sezon finaline son 3! Heyecan var mı heyecan? Bölümler uzun olacak!

Umarım sevdiniz!

*Sizce Bade'nin tepkisi ne olur? Alp'te de ne zeka var dediğinizi duyar gibiyim, gözünden kaçar mı hiç?

*Peki Bade... Birine söyler mi? Bildiğini belli eder mi?

*Sadece o mu biliyor? Bilen başka biri var mı?

*İşler ne yönde gidecek Alp ve Tutku için? Zorlaşacak mı?

*Davette neler yaşanacak?

Sezon finalinden sonra bu hikayede çok kısa bir ara olacak. Çünkü Rüzgar'ın finaline oldukça yaklaştık! Evet... Maalesef... Sonra geri döneceğim buraya, ama maksimum 3-4 haftalık bir ara. Yani sezon finali dediğime bakmayın. O kadar bile sürmeyebilir hatta!


•Alıntılar, bilgilendirmeler ve daha fazlası için,
INSTAGRAM; tutkudevran


Kendinize çok çok iyi bakın, aşkla kalın. Reklamını yapmadım ama Ateşin Gölgesinde kitabıma göz atabilirsiniz! Çok ilginç olaylar dönecek, ne diye sormayın! Sadece okuyun...

Ne zaman isterseniz bana, panoma mesaj atın! Unutmadaaaan, bolca çokça







Sevin,sevilin.❤️❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

35.1K 1.1K 19
Dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olan Küçük Prens isimli başyapıttan güzel sözler
Düş By IkiArkadas

Historical Fiction

104K 6.6K 28
"Seni seviyorum, seni seviyorum. Beni duyuyor musun? Alice Princeton, seni seviyorum." Üzerine eğilen Robert kısık sesi ile dudaklarına sokulara...
4M 113K 73
Lamia: Ayrılık ay dönümümüz kutlu olsun. Mirza: Lamia şaka mısın? Mirza: Sen terkettin beni.
3.8K 729 6
GATA'da işine başarılı bir doktor olan Kuzey Ataman, aşk, aile, kadınlar ve güven ile ilgili hiçbir şeye inanmıyordur. Onun için aşk yoktur, sevgi...