Sevgiyle Harmanlanmış Bedenle...

By redndyellow

439K 48.2K 23.9K

"Çıkardığı fotoğrafın altına, kalemin kapağını ağzında tutarken, kalemle bir not düştü. "Tutku'yla Harmanlan... More

TANITIM
RÜZGAR DEVRAN Ön Bölüm
ACAR&ELVİN: "Bazı yaralar..."
ADEN LİNA DEVRAN Ön Bölüm
Aden Lina Devran Yayımlandı!
TUNA DEVRAN Ön Bölüm
Rüzgar Devran "Tanıtım" 54 Kelime
TUNA DEVRAN YAYIMLANDI! + Açıklama
Tutku DEVRAN| Başlangıç
1.BÖLÜM: "Eve Dönüş"
2.BÖLÜM: "Kaçış"
3.BÖLÜM: "Elektrik"
4.BÖLÜM: "Uyarı"
5.BÖLÜM: "Yangın"
6.BÖLÜM: "Denge"
7.BÖLÜM: "Unutulmaz"
8.BÖLÜM: "Karanlık Yüz"
9.BÖLÜM: "Şeytanla Dans"
11.BÖLÜM: "Kelebek"
12.BÖLÜM: "İhtiras ve İhtiyaç"
13.BÖLÜM: "Kulak Misafiri"
DUYURU: "SEZON FİNALİ/YENİ BÖLÜM TARİHİ"
14.BÖLÜM: "Yalan"
15.BÖLÜM: "Yanımda Kal."
SEZON FİNALİ/16.BÖLÜM: "Son Bakış"
-Yeni Sezon Alıntı-
17.BÖLÜM: "Öldürmeyen Acı"
18.BÖLÜM/ALINTI
18.BÖLÜM: "Kırık Kanatlar"
19.BÖLÜM: "Yeni Başlangıçlar"
Ekstra Bölüm: "İntikam Ateşi"
-SHB PLAYLIST-
20.BÖLÜM: "Teklif"
21.BÖLÜM: "Plan"
22.BÖLÜM: "Denizatı ve Kelebek"
23.BÖLÜM: "Axel&Basil: Görev"
24.BÖLÜM: "Veda Busesi"
TÜM OKURLARIMA: "Tutku'dan."
25.BÖLÜM: "Koruyucu Melek?!"
26.BÖLÜM: "Randevu?"
27.BÖLÜM: "Belirsizlik"
28.BÖLÜM: "Baştan Çıkarma Operasyonu"
29.BÖLÜM: "İki Sarı"
30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-1)
30.BÖLÜM: "Yenilgi" (PART-2)
31.BÖLÜM: "Sırların Kirli Perdesi"
31.BÖLÜM'ü OKUYANLAR! •BÖLÜM AÇIKLAMASI•
32.BÖLÜM: "Kapı"
33.BÖLÜM: "Hoşgeldin Devran"
34.BÖLÜM: "Zaaf"
35.BÖLÜM: "Öfke"
36.BÖLÜM: "Ağabey"
37.BÖLÜM: "Misafir"
38.BÖLÜM: "Lider"
39.BÖLÜM: "Tutunacak Dal"
40. BÖLÜM: "Kabus"
41.BÖLÜM: "Seni Özledim."
42.BÖLÜM: "Tanışma"
43.BÖLÜM: "Oğulların Affı"
44.BÖLÜM: "Şeytanın Avukatı"
45.BÖLÜM: "Son Bencillik"
46.BÖLÜM: "Davetsiz Konuk"
47.BÖLÜM: "Özgürlük"
48.BÖLÜM: "Dönüm Noktası"
49.BÖLÜM: "Hoşçakal"
50.BÖLÜM: "Dostların Vedası"
51.BÖLÜM: "Parçalanan Ruhun Tılsımı"
52.BÖLÜM: "Bencil Adam"
🗡53.BÖLÜM🗡: "Kara Liste"
54.BÖLÜM: "Özür Dilerim."
55.BÖLÜM: "Merhaba..."
56.BÖLÜM: "Yetim"
57.BÖLÜM: "Yanındayız."
58.BÖLÜM: "Üç Kurşun"
59.BÖLÜM: "Kelebek"

10.BÖLÜM: "8 Saat"

6.8K 632 167
By redndyellow


3.GÖZ

Önündeki notlara kaşlarını çatarak baktı Tutku, Amerika'dan döndüğünden beri bölümüne uyum sağlamak ilk defa bu kadar zor olmuştu. Akademik takvim oradakiyle pek örtüşmüyordu, çok fazla olmasa da açığının büyük bölümünü kolayca kapatmıştı ama küçük bir kısmını bu iki gün sıkı çalışarak telafi etmesi şarttı.

Songül ve Gamze onun son anlattığı gelişmeleri sindirmeye çalışıp, kahvelerini yudumlarken, Gamze notları kendi defterine geçiren, çünkü yazmadan kafası konuya basmayan bir yapıdaydı, kıza sordu.

-Yani siz şuanda da sevgili değilsiniz?" Israrla bunu soracaktı çünkü bir türlü aklı almıyordu. Tutku, ona dik dik, tıpkı gelişim psikolojisi dersindeki adam gibi başını eğip, kemik gözlükleri üzerinden aptalmış gibi bakınca kaşlarını çattı. "Ne bakıyorsunuz ya? Bir ben miyim birbirinize ait olduğunuzu düşünen?" Bu konuda haklıydı aslında. Songül de öyle düşünüyordu, bu yüzden kız kendisine baktığında kaşlarını kaldırdı "haklı" dercesine.

Madem onunla yaptığı seks beynini uçuruyordu, madem onunlayken kendini rahat ve saçma bir şekilde adamın ona karşı hep dürüst olduğunu hissediyordu, neden bunu sadece cinsellikle kısıtlıyorlardı ki?

-Şöyle Gamze'm, benim Alp'e karşı bir sevgim, aşkım, her kızın istediği o boyfriend materials tanımına uyan bir şeylerim yok. İstek belli, durum belli. Bundan fazlası da yok." Gamze, istediğini alamayarak alt dudağını büzerken, Songül direkt olarak sordu.

-Sadece fuck buddy yani?" Böyle söyleyince kulağa çok iğrenç ve soğuk geliyordu ama doğrusu da buydu zaten. Söylenişi kulağa kötü gelse bile, yaşadıkları ortadaydı ve bundan fazlası değildi.

-Evet. Zaten ilişkimiz yok. Neden güzel olan bir ortak arzuyu birlikte gerçekleştirmeyelim? Kaldı ki, ben onunla neden sevgili olmak isteyeyim?" Masaya yaklaşan Alp için onu uyarmak istedi kızlar, ama Tutku bir yandan notları geçiriyor öbür yandan konuşuyordu, onların mimiklerini görmedi. "Adam mı kalmadı ülkede? Odun gibi biri, ben de öyleyim. Birinin sevgi dolu olması gerekmiyor mu ne bileyim? O öyle değil. Egoist, bencil, dengesiz..."

-Tutku..." Songül, Alp'in karışmamaları için kaşlarını kaldırmasına rağmen, arkadaşını uyarmaya çalışırken, Tutku yazdığı yazım yanlışını silgiyle silip, konuşmaya devam etti.

-Ne Gül, yalan mı? Megaloman, alaycı, patavatsız, düşüncesiz..." Arkasında öksüren gence doğru kafasını çevirdi, gözlük camlarını silme ihtiyacı aniden doğarken, bir parça şaşırsa da, asla bozuntuya vermedi. "Çok klişe oldu bu ama." Dedi sanki kadere sitem eder gibi. Ellerini masaya yaslayan genç adam, kulağına eğilirken, yazı yazmaya devam etti kız.

-Klişede iyi versiyonu oluyordu bunun. Söylemediğin başka..." masadaki kızlara baktı hafif bir tebessümle. "Bir iyi özelliğim var mı?" Hevesle kafasını kaldırırken, kalemin ucunu ısırdı Tutku. Gözlerini kısarak düşünür gibi yaparken, mırıldandı.

-Evet. Var." Hemen bulup, açtı gözlerini. "Casusluk. İzinsiz dinlemek böyle özetleniyor sanırım." Yine akıllı ve sinir bozucu cümlelerini kurmaya başlamıştı. Ama hoşuna gittiğini inkar edemezdi, dibine bu kadar girdiğinde beyin hücreleri bu ölçüde sağ kalan ilk kız olabilirdi. Ellerini masadan çekerek doğrulduğunda arkasını dönerek yürümeye başladı. "Nereye?" Kısa bir an duraksayıp, omzu üzerinden kıza çevirdi başını.

-Egomun kafeine ihtiyacı var." Gülle Gamze çaktırmadan ikisine gülerken, Tutku göz devirip ılıklaşmış kahvesinden bir yudum aldı. Notların temize geçtiği kısmını düzenleyip üst üste yerleştirirken, bölümden arkadaşı Su geldi bu esnada yanına.

-Tutku..." kahvelerini onun yeşillerine çeviren kız, elindeki notları uzattı ona.

-Hıh. Su, ben geçirdim bunları çok teşekkürler." Tatlı bir gülümsemeyle fotokopi kağıtları ondan alan kız, omuz silkti önemli olmadığını gösterircesine. Söylemek istediği başka bir şeyler de varmış gibi duruyordu.

-Uğraşmayıp benimkinden çektirseydin kızım ya." aklında bu şekilde kalıyordu ama bunu herkes saçma bulacağı için omuz silkti. Su'da bir kopyasının daha bulunduğuna emindi ama yine de görmüşken vermek istemişti. "Şey ben sana bir şey soracaktım..." ufak kalemliğini çantasına yerleştirirken, eline dolanan kulaklığı masaya attı Tutku.

-Sor tabii..." Masadaki Gülle Gamze'den bir an çekinir gibi oldu ama sonra bir seferde söylemenin daha iyi olacağını düşündü.

-Şu çocukla konuşuyordunuz sanırım da... Numarası sende var mı?" Aldığı kahveleri tepsiye koyan gence doğru kafasını çevirirken, tek kaşını kaldırdı Tutku. Ona sormadan numarasını vermeyi istemiyordu, ama sorarsa da Alp, sesinde olmayan bir anlamı çıkarır mı diye kısa bir an düşündü.

-Yok." Songül, köşeden konuşmaya dahil olurken kızın kafası arkadaşına döndü hemen. Onunla telepatik bir kavganın içine girerken, Songül çaktırmadan omuz silkip kaşlarını kaldırmış kıza döndü gülümsemeyle. "Yok canım. Telefonunun habersiz verilmesini isteyeceğini sanmıyorum."

-Şey..." Su, bu cümlenin üzerine bir parça utandığı için yutkunma ihtiyacı hissetti. "Şimdi konuşmaya biraz çekindim de." Gamze, onun üstüne gitmemesi için Songül'e anlamlı bir bakış yollarken, kız göz devirip arkasına yaslandı.

Tutku, ona bir şeyler söylemek için ağzını açtığı esnada hakkında konuşmalarına rağmen varlığını unuttuğu genç adamın masaya gelmesiyle kapadı dudaklarını.

-Sevgilim, dersin iptaldi di mi?" Alp, masaya gelen kıza aldırmadan elindeki tepkisiyi koyup sandalyeye otururken, Tutku'ya yönelik sorusuyla kısa bir an şaşırdı ve daha çok utandı Su.

-Sevgilin...olduğunu bilmiyordum Tutku." Derken sesindeki mahcubiyeti hissediyordu kız, Su özünde fena birisi değildi ve bu şekilde kendini kötü hissetmesini hiç istemezdi.

-Tutkuyla yakın mısınız?" Alp'in sorduğu soruyla, yine araya giremeyen kız, arkadaşlarına baktığında Gamze'nin gergin, Songül'ün sırıtıyor olduğunu gördü. Kendisi dahil olabilse konuyu kapatacaktı ama olamıyordu ki!

-Arkadaşız. Su ben." Anladığını gösterircesine hafifçe kafa salladı genç adam. Kahvesinden bir yudum alırken, avucunu Tutku'nun masanın üzerinde duran elinin üzerine kapatıp sıktı.

-Alp ben de. Arkadaşıysan, daha sık karşılaşırız." Su, ikisinin birleşen ellerine bakıp zoraki bir şekilde gülümserken, Tutku elini kurtarmaya çalıştı ama çekemedi.

-Tekrar teşekkür ederim notlar için Su, sağ ol." Onun yanaklarının kızardığını görebiliyordu, aslında kendisinin de utanmak gibi bir huyu olmamasına rağmen bu pozisyonda bir parça utandığını inkar edemezdi.

-Önemli değil. Görüşürüz Tutku." Ona bu tuhaf durumun içinde atılabilecek en sevimli gülümsemeyi atarken, kız masadan uzaklaşır uzaklaşmaz elini tüm gücüyle kendine çekerek kurtuldu iri elden. Hiçbir şey olmamış gibi getirdiği kahveleri Songül'ün, Gamze'nin ve en son onun önüne koyan genç adama uzun uzun bakarken, sonunda göz göze geldi Alple.

-Cevap alamadım?" Rahat bir tavırla kıza soru yöneltirken, yazısını inceledi kısa bir an. Güzel ve iri bir yazı stili olsa da, notları düzensiz almıştı.

-Ne?" Kızın kaşları çatılmış yüzüne baktı yeniden, gözleriyle önündeki kağıtları gösterirken, bir kez daha sordu.

-Dersin iptal değil mi kesin? Cevap vermedin." Telefondan yazışmışlardı ve Tutku işi başından aşkın olduğu için onu biraz geçiştirmişti ama şimdi cevabını almak için buraya gelmesine bakılırsa bunu yapmak pek iyi bir çözüm değildi.

-Niye öyle dedin Su'nun yanında?" Diye sordu ona cevap vermeyi umursamadan, açıkçası kızla yakın olmasa bile onu böyle bir yalanla karşı karşıya bırakıp, mahçup etmek hoşuna gitmemişti.

-Numaramı istemedi mi?" Alp'in sorduğu soruyla bir şey söyleyemedi Tutku, onun bu cevapsızlığından da cevabını almıştı böylece sarışın. "İlk kez olmuyor. Yılışık kızlardan hoşlanmam." Bu egolu hali kızın gözlerini devirmesine neden oldu. Kahvesini sessizce içip onu görmezden gelirken, açık kahve gözlerini üzerinde hissediyordu.

Gerçekten de tüm dikkatini ona vermişti Alp. Onda bulduğu, vücudunun arzuladığı şeyi merak ediyordu çünkü. Tutkuyla, onun tanıdıkları dolu bir ortama girse emindi ki herkes şaşırırdı. Daha barbie tadında kızlarla takılmıştı şimdiye dek, hepsinin "sülün" diye tabir edilen vücudu, uzun biçimli bacakları, masmavi gözleri gibi belirgin özellikleri vardı. Dış görünüşlerine daima dikkat ederdi ve hayatına karışmamaları için Alp adına bu özellikler yeterliydi. Şimdiye kadar.

Üzerine kareli siyah gömlek giymişti kız, içindeki dar bluzdan bir kısmı gözüken göğüslerinin farkında gibi durmuyordu. Altında dar bir siyah kot vardı, yüzündeki iki ürün kapatıcı ve kan kırmızı renginde bir rujdu. Koyu saçları tepesinde bir kurşun kalemle tutturulmuştu ve kemik gözlükleri burnunun üstünde kızarık bir iz bırakmıştı. Zaman zaman onun lens yerine gözlük taktığını biliyordu Alp.

Onu lenslerini aşırı yakından gördüğü ilk anı düşündü. Amerika'da.

John'un kollarından çekip alırken, onu göğsünden ittiren ve kaşlarını çatarak yakıcı bir öfkeyle bakan kızın yüzünü hatırladı.

Bu karşı koyuşu, umursamazlığı ve görünüşü hakkında duymadığı kaygı Alp'i çeken bir zıtlıktı belki. Şuana kadar uysal olan karşı cinse beslediği arzu, bu hatuna gelince tamamen yön değiştirmişti.

Tutku'nun da en az kendisi kadar etkilendiğini biliyordu. O anda bile kahvesini içip notlarını okuyormuş gibi yaparken ara ara boynunda gezdirdiği eli, bunun ispatıydı. Bir ayağı yerde rahatsız biçimde ritim tutuyordu.

Onu varlığıyla etkiliyordu.

Bunun o kadar bilincindeydi ki, arkadaşları masada olmasa Tutku'ya bulunacağı ufak bir temasla bile kanıtlayabilirdi bunu.

-Sevdim onu." Dedi Songül Alp'e yönelik keyifli bir şekilde, egosu biraz belli olsa da, oldukça açık sözlü birisine benziyordu ve Tutkuyla da gerçekten yakıştırmıştı. Çünkü arkadaşı kadar özü sözü bir olan insan tanımamıştı şimdiye dek. Şimdi de Alp'i tanıyordu işte.

Genç adam arkadaşına sevimli bir şekilde göz kırparken, Gamze heyecanla lafa girdi.

-Bu arada ders iptal evet, Tutku da eve geçecekti hatta." Kızın ölümcül bakışlarından olabildiğince kaçarak, Alp'e gülümserken genç adam, dizini bilinçli bir şekilde değdirdi Tutku'ya.

-Demek öyle?" Gözlerinde gezinen parıltılar, Tutku'nun gözlerine yansıdı. Dudağının bir kenarını sinsice kıvırmıştı, onu biraz inceledi kız.

Ne zaman tenine değse onu huylandıran hafif çıkmış sakalları yüzüne çok yakışıyordu. Kendi mor göz altlarının aksine, onunkiler uykusunu tam almış olduğunu kanıtlarcasına yüzüyle aynı renkti. Düz orta saçları, kendi saçlarından daha parlaktı. Üzerindeki siyah deri ceket, kumrallığına o kadar tezat ve hoş duruyordu ki, bu giyimi ona yakıştırdığını inkar edemezdi.

Sanki görünmez ipler, onların çevresini sarıyor, ikisini sadece ikisine ait olan bir dünyanın kıyısına bağlıyordu. Başkalarının bile, yalnızca dikkatli olduklarında, görebilecekleri bu uyumun fark edilmemesi için yine bakışlarını çeken taraftı Tutku.

-Evet. Biraz yorgundum. Eve geçmeyi düşünüyorum hala." Büyük kol çantasına notlarını sıkıştırırken, Songül Gamze'ye yaptığı mimikle birlikte ayaklandı.

-Biz zaten gidecektik, hadi Gamze." Kısa bir an Gamze'nin gözleri anlamsızca ona bakarken, geç de olsa anladı yapmak istediği şeyi. "Görüşürüz sonra." Çantasını alan Gül'ün koluna girdi Gamze, Tutku onlara gözlerini iri iri açmış bakarken, göz teması kurmamaya çalıştı çünkü bir parça tırsmıştı.

-Görüşürüüüz, Alp yine gel." Dedi el sallayarak, onlar masadan uzaklaştıklarında arkadaşlarının arkasından, somurtkan yüzüyle bir süre baktı Tutku.

-Kaldık baş başa." Kulağının dibinde fısıldayan gence doğru çevirdi başını yavaşça. Dudakları arasında santimler vardı ve gözleri istemsizce kaydığında Alp'in bunu fark edip gülümsediğini gördü. "Eve bırakayım seni." Çenesini kavrayan el, başparmağıyla yanağını okşarken, başını öne eğerek çantasını tamamen toplamaya odaklandı Tutku.

-Gerek yok aslında." İşaret parmağı çenesinin altına baskı yaparak onun yüzünü kaldırken, fermuarı çekip koyu gözlerini ona çevirdi kız. Sandalyesi iyice yakınına gelmiş, Alp'in sıcaklığı bedenini şimdiden sarmıştı.

-Göstermek istediğim bir yer var. Yol üstünde." Dedi neredeyse fısıltı gibi bir sesle, işaret parmağıyla kızın yüzüne düşen saç tutamınını kulağının arkasına sıkıştırırken gözleriyle takip etti ve nadiren görünen, dudak kenarındaki gamzelerinden birini, usulca okşadı. "Çok vaktini almaz."

-Peki. Uğrayalım." Masadan aniden kalkan delikanlının yanında yürürken, kendini tuhaf hissediyordu. El ele değillerdi, olmaları saçma olurdu, elini omzuna da atmamıştı, çünkü okul içinde bu yakınlığı kendisinin sevip sevmeyeceğini kestirememişti büyük ihtimalle, ama bu mesafe de ona çok garip geliyordu.

Sanki bedenlerinin birbirine yapışması, ellerinin birbirileri üzerinden ayrılmaması çok normal bir şeymiş gibi!

Ona kısa bir an bakarken, okul koridorlarında ve afiş panolarında göz gezdirirken, dudaklarını büzerek ıslık çaldığını gördü.

Gerçekten de birkaç bakıştan anlaşılacağı üzere oldukça yakışıklı bir adamdı. Anlam verilemeyen bir enerjiye sahipti ve etrafına yaydığı elektriğe kapılmamak gerçekten mümkün değildi.

Yatakta o kadar kolay uyum sağlamışlardı ki, normalde nasıl sinir bozucu bir egoya sahip olabildiğini unutmuştu Tutku. Sanki seviştiği adam, Alp değil de bir başkası gibiydi.

Onun kollarında kendisi de Tutku muydu bilmiyordu, kontrolü eline aldığında ya da herkesin bahsedip durduğu, yalnızca çok az insanın ulaştığı o galaksiye çok yaklaşmışlarken, onun gözlerine baktığında olduğu insan şimdikiyle aynı mıydı?

Sanki onu her anlamda zincirleyebilecek kudrete sahip bir kadın gibi hissediyordu. Onun kollarında 19 yaşında sıradan biri gibi değil, dünyanın en çekici hatunu gibi hissediyordu.

Onunla yaşadığı anlar aklına kare kare geldiğinde, önüne aniden çıkan gence çarpmak üzereyken Alp hızla çekti kızı kendisine.

-Pardon." Onun dalgınlığını kendi hatası sanıp elini özür diler gibi kaldırarak giden gence bilinçsizce baş sallarken, onu göğsüne yapıştıran delikanlıya kaldırdı kafasını yavaşça Tutku.

-İyi misin?" Kızın yüzündeki boşluk o kadar büyüktü ki, kendine gelmesi için yüzüne dokundu Kıvanç.

Kahveler bilinçsizce etrafına bakındı bir an, ne zaman otoparka gelmişlerdi?

-Hıhı." Diye mırıldandı, rahatça yürümek için ondan kopmaya çalıştı ama genç buna izin vermedi. Onu aksine göğsüne daha çok çekti ve arabanın kapılarını anahtarla açarken, parmaklarını sardığı omzu sıktı.

-Kal böyle." Yürüyemeyecek kadar dalgın durmak istemedi Tutku, hem içinde tanımlayamadığı hislerle sarılmışken ve kafasında canlanan şeyler onu bu kadar kendine bağlamışken, Alp'e bu kadar temas etmek iyi fikir değildi.

-Yok, iyiyim." Kendi koltuğuna geçmek için kapıyı açacaktı ki, iri el buna engel oldu. Mecburen vücudunu ona çeviren genç kız, otoparkta bir iki kişi haricinde pek kimsenin olmadığını fark etmemişti.

-Özledin mi beni?" Aniden gelen bu soru normalde kaşlarının kıvrılmasını sağlayabilirdi ama o anda o kadar kendiyle iç savaş halindeydi ki, cümleyi anlaması bile zor olmuştu. Belki de eve gidip uyuyunca, biraz toparlanır, Alp'in bu hissettirdiklerinin arzunun getirisi bir dengesizlik olduğunu fark eder, bir antrenmandan sonra da özüne dönerdi.

-Sana sorardım ama..." etrafını gösterdi ellerini iki yana açarak. "Geldiğine göre." Evet, aslında özüne dönmüştü böylece. Onunla her zaman normal Tutku ve Alp modunda tartışabilirdi, ama aralarındaki o yoğun bulutlar bazen ruhunun sis kaplamasına neden oluyordu işte.

-Özlemedim demedim." Kızın önüne düşen saçlarını geri iterken, ona bir adım attı Alp. Arabayla kendisi arasında sıkışan bedene alt dudağını ıslatarak bakarken, mırıldandı belli belirsiz. "Oldukça özledim." Güler gibi nefes veren kız, onu göğsünden ittirdi ve arabanın kapısını açarak koltuğa yerleşti.

Kemerini takıp, çantasını ayak ucuna koyarken Alp anca binmişti arabaya. Elbette o "özlem"in neye duyulduğu ortadaydı, hiçbir şey söylemeden o şekilde baksa bile anlardı kız.

Yolculuk sessiz bir şekilde başlarken, kollarını göğsünde kavuşturup, başını cama yasladı Tutku. Oldukça sinsi bir uyku göz kapaklarına sızmaya başlamıştı. Ama buna rağmen tabeladaki aksi yönü gördüğü anda, başını çevirdi dudağını kıvıran Alp'e.

-Nereye gidiyoruz? Yol üstü demiştin." Sonunda o duygusuz perdeyi üstünden atıp, merakla kendisine çevrilen kahveler keyfini yerine getirmişti delikanlının.

-Yolun nereye olduğunu söylemedim." Saçları arasında parmaklarını gezdirirken, nereye gittiklerini tahmin etmeye çalıştı kız ama aklına hiçbir yer gelmemişti.

Bu düpedüz adam kaçırmaktı, öyle değil mi?

-Alp, eve sür." Dedi başka bir eyleme katiyen izin vermeyen ses tonuyla. Bu "patron benim" edası, Alp'i feci durumlara sokuyordu ama o anda bununla uğraşamazdı. Kızın, çenesine dokundu başını yoldan kısa bir an ona çevirirken.

-Bebeğim, eve gideceksin. Ama sekiz saat sonra." Yüzünü onun uzun parmaklarından kurtardı Tutku. Ağzından çıkanlar düşünülmemiş cümlelerden ibaretken, gözleri ne aradığını bilemez bir şekilde yola çevrildi.

-Ne yapacağız ki sekiz saat?" Neyse ki birkaç saatti ve evine döneceği kesindi, çünkü yalan uyduramazdı. En azından yatıya kalma yalanı. Akşam yemeği için bir şeyler söylemesi bu durumda gerekecekti ne yazık ki.

-Benim aklımda var bir şeyler." Eli kızın bileğine kelepçe gibi sarılırken, kırmızı ışıkta durdu ve derin bir nefes alarak baktı kendisinden koyu kahvelere. "Sorma daha fazlasını."

Ona güveniyor muydu, bilmiyordu Tutku.

Ama gözlerindeki meydan okuma açıktı.

Tek kaşı havaya kalkarken, bileğini okşayan parmağın sahibine başını salladı.

Sekiz saat.

Teklifi kabul etmişti.

Alp, yeşil ışık yanar yanmaz hızlandı.

•••

Bölüm Sonu 😘😘😘

Umarım sevdiniz.

*Alp-Tutku? Neler düşünüyorsunuz?

*Alp neden 8 saat Tutku'yu kaçırmak istedi?

*Tutku'yu ne bekliyor? Gittiğine pişman olacak mı?

*Sizce hissettikleri ne? Alp'e, Alp öyle hissetmese de, arzudan daha fazlasını besliyor mu? Yoksa tam tersi Alp için mi öyle?

*Gelecek bölümden karakterlerden beklentileriniz var mı? Varsa neler? Şuana kadar beklentilerinizi karşıladı mı? Hikaye sardı mı? Ben THB heyecanıyla yazdığımı söylemek istiyorum.

*6 bölüm sonra ara verilecek. Rüzgar finalinden sonra hikaye devam edecektir.

*Beğendiyseniz MUTLAKA yorum yapmayı, çok sevdiyseniz YILDIZlamayı unutmayın. 🌟



•Alıntılar, bilgilendirmeler ve daha fazlası için,
INSTAGRAM; tutkudevran


Kendinize çok çok iyi bakın, aşkla kalın. Bana ne zaman isterseniz mesaj atın, her konuda yazın. (wattpad mesajları biriktiği için donuyor, takip etmeseniz bile instagramdan atarsanız dönüşüm açısından daha hızlı olur.) unutmadaaaan, bolca çokça,



Sevin,sevilin.❤️❤️❤️

Continue Reading

You'll Also Like

3.4M 126K 70
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum... "1 yıl, sadece 1 yıl sonra burdan herkesin seni bir ölü olarak...
12.9K 1.4K 18
Seni nasıl sevdiğimi kimse bilemez.. Öyle bak ki bana ben bile kendime aşık olayım..
5.4M 289K 30
Sarhoş olduğu gece bir adamla birlikte olan Kayra, sabah uyandığında kendini tanımadığı bir adamla bulur. Evden apar topar kaçan Kayra, birlikte old...
35.1K 1.1K 19
Dünyanın en çok okunan kitaplarından biri olan Küçük Prens isimli başyapıttan güzel sözler