ODA ARKADAŞIM

By lalgonul

60.1K 6.8K 10.5K

✨Wattpad RomanceTR okuma listesinde. Biraz kendi hayatımı kattım. Biraz yaşayamadıklarımı biraz da yaşamak i... More

GİRİŞ
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
SON | 1
SON
VEDA
ÖZEL BÖLÜM

BÖLÜM 11

1.4K 244 379
By lalgonul


ODA ARKADAŞIM

BÖLÜM 11

~

Günler geçtikçe her şey çok daha güzel oluyordu. Menesse oyundan da olsa hayalini kurduğu yuvaya sahip olmanın, İlgar hasretiyle büyüdüğü aile sıcaklığını bulmanın, Kerim Bey ise eşinin son isteğini yerine getirmiş olmanın mutluluğundaydı. Menesse artık aileden biri gibi hissediyordu kendini. Sanki bu evlilik gerçekmiş ve ömür boyu bu evde yaşayacakmış gibi. İlgar da bu evlilik yapılırken verilen sözleri unutmuş gibiydi. Sürekli ileriye doğru planlar yapıyordu. İkisi de bu evliliğin oyun olduğunu unutmak istiyordu. İkisi de oyun bozanlık yapmak istiyordu.

Akşam yemeğine oturduklarında İlgar hâlâ gelmemişti. Menesse tam soracakken Kerim Bey konuşmaya başladı. "Biz başlayalım İlgar gecikecek." dedi Kerim Bey.

Yemek yedikten sonra salonda otururken Zehra Hanım girdi içeri. "Kerim abi bu gece izin alabilir miyim?" dedi yüzünde anlamsız bir keder vardı.

"Tabii ki Zehra ama kötü bir şey yok değil mi?" dedi Kerim Bey ayağa kalkmış Zehra Hanımın karşında durmuştu.

"Yok yok arkadaşım biraz hastalanmış oraya gideceğim."

"Peki Zehra ama maddi manevi bir ihtiyaç olursa ara. Ve ayrıca şoförle git yalnız gitme."

"Sağ ol Kerim abi Allah razı olsun." dedi Zehra Hanım ceketini giyerek çıktı evden.

Zehra Hanımın çıkmasıyla Menesse de Kerim Beye iyi geceler deyip odasına geçti. Kaç gündür Güneş'le konuşamıyordu tam onu arayacaktı ki telefonu çaldı, Güneş arıyordu.

"Ben de tam seni arayacaktım ya tesadüfe bak."

"Kalplerimiz bir canım. Nasılsın her şey yolunda mı?" diye sordu Güneş ne kadar belli etmemeye çalışsa da sesi endişe doluydu.

"Çok iyiyim, İlgar mükemmel bir insan." dedi Menesse farkında olmasa da gülümsüyordu.

"Allah seni gönlüne göre insanlarla karşılaştırırmış kardeşim."

"Sen nasılsın peki? Fırat'ın tedavisi nasıl gidiyor?"

"Fırat'ın tedavisinde hiçbir gelişme yok. Menesse ben çok korkuyorum. Bu kadar çabanın bu kadar umudun ardından Fırat'ın yıkılmasından çok korkuyorum." dedi Güneş endişesi telefondan hissediliyordu.

"Yapma Güneş aklına kötü şeyler getirme. Ne diyorduk hatırla. 'İnan ki gerçekleşsin.' "

"Güçlü olacağım Menesse. Senin kadar olamasam da güçlü olacağım. Sağ ol Menesse sen de olmasan ben kime açacağım içimi?"

"Bizi bizden başka kim anlayabilir kardeşim?"

"Haklısın Menesse. Bizi en iyi biz anlarız. Canım, doktor çağırıyor şimdi kapatmam gerek sonra görüşürüz." deyip telefonu kapattı Güneş.

Menesse saate baktığında gece yarısı olmuştu. Fakat İlgar henüz gelmemişti. Önce aramayı düşündü ama anında vazgeçti. "Ne o öyle kocasını merak eden kadınlar gibi yok ya ne arayacağım. " Menesse kendi kendine konuşurken İlgar yorgun bir yüz ifadesiyle girdi içeri.

"Hoş geldin İlgar." dedi gülümseyerek Menesse, ayağa kalkmış tam İlgar'ın karşısında durmuştu..

İlgar hüzünle gülümseyerek bakıyordu Menesse'ye. "Çok güzel bir şeymiş." dedi dakikalar sonra kelimeleri bir araya getirebildiğinde.

"Ne? Ne demek istediğini anlamadım İlgar." diye sordu Menesse şaşkın bir halde bakıyordu İlgar'a.

"Eve gelince boş duvarlar değil de seni birinin karşılaması çok güzelmiş." Sağ gözünden akan bir damla yaşı hızla sildi İlgar.

"Baban seni hiç karşılamaz mıydı?"

"Hayır, anlattım sana babam yanı başımdayken onun hasretiyle büyüdüm. Beni görmüyordu sanki. Beni görmesi için hep yaramazlık yapardım ama o görmezdi. Odasında annemin resmiyle geçirdi hayatını. Babamın eve gelip gelmediğimden haberi bile olmazdı ki." Yaşlar gözlerinden çoktan firar etmişti. Artık silmiyordu İlgar madem gözündeki vakitleri dolmuştu o halde gönlüne akabilirlerdi.

"Ama sen bütün bunlara rağmen onun için istemediğin bir evlilik yaptın." dedi Menesse gururla bakıyordu İlgar'a. Seni seven insanlar için fedakarlık yapmak kolaydı ama seni görmeyen insan için fedakarlık yapmak zordu. İlgar herkesin yapamayacağı şeyi yapmıştı.

"Ben babamı istiyordum Menesse. Ne olursa olsun babamı istiyordum."

"İşe yaradı, baban artık gözlerinin içine bakıyor pişman olmuş belli. Eminim zamanla her şey düzelecek İlgar."

"Umarım Menesse. Sen neden uyumadın bu saate kadar peki? Yoksa kocanın yolunu mu gözledin?" dedi İlgar yüzünde çarpık bir gülümsemeyle.

"Ne münasebet, ben şey ben Güneş'le konuştum."

"Peki peki tamam. Ben duş alıp bir şeyler atıştıracağım. İstersen geceliğini giymene yardımcı olayım sonra duşa gireyim."

"Yok ben de sana eşlik edeceğim."

Tek kaşını kaldırıp ima dolu bakışlarla bakarak "Neyde?" diye sordu İlgar.

"Y...em..ek. Yemekte tabi ki yemek yerken." Menesse'nin telaşa kapılması İlgar'ı mutlu ediyordu. Yanaklarının domates gibi kızarması Menesse'ye ayrı bir tatlılık katıyordu.

"Tamam tamam bekle duş alıp geliyorum." dedi İlgar kahakaha atarak banyoya girdi.

İlgar'ın banyoya geçmesiyle Menesse ne zaman tuttuğunu bilmediği nefesini bir solukta verdi. Aşağıya inip lavobaya geçti. Neler oluyordu böyle? Anlam veremediği değişimler yaşıyordu vücudu. Avuç içleri terlemişti. Ne olduğunu bilmiyordu ama güzel şeyler olsa gerekti ki yüzünde aptal bir gülümseme vardı. Su içmek için mutfağa geçmişti ki İlgar da ardından mutfağa girdi.

"Zehra teyze yok mu?" diye sordu İlgar etrafına sanki bir şey arıyormuş gibi bakarken.

"Arkadaşı hastaymış izin aldı."

"Hadi ya ne yiyeceğim şimdi?" eliyle ensesine dokunup sıkıntılı bir nefes verdi İlgar.

"İstersen ben bir şeyler hazırlarım sana." dedi Menesse. İçinden defalarca kez İlgar'ın hayır demesini dileyerek.

Ama öyle olmadı İlgar başına geleceklerden habersiz gayet mutlu bir şekilde "Çok iyi olur vallahi Menesse." dedi.

"Ne istersin peki?" diye korku dolu gözlerle sordu Menesse. Zira hayatında sadece birkaç kez yemek yapmıştı. Onlarda da pek başarılı olduğu söylenemezdi.

"Tavuk sote iyi olur aslında."

"Tavuk sote mi? Şeyy ben tavuk sote yapmayı bilmiyorum." dedi Menesse aslında hiçbir yemeği yapmayı bilmiyordu. Annesi onu sen yapma, Menesse sen yorulma Menesse diyerek mutfağa sokmuyordu.

"Ya yemek konusunda iddialı değilsin yani. Peki peki tamam ben şimdi on numara bir menemen yaparım çayla birlikte yeriz." dedi İlgar mutfak önlüğü eline almıştı ki Menesse'nin sözleriyle durdu.

"Hayır canım tavuk sote sevmiyor olamaz mıyım? Sevmediğim için de öğrenmedim belki. Bence makarna yapayım. Hem ben çok güzel makarna yaparım biliyor musun?" 🍝 dedi Menesse yüzünde kocaman gülümsesiyle.

"Menesse mutfakla gram alakası olmayan babam bile makarna yapabiliyor." dedi İlgar kahakaha atarak.

"İlgar bilirsin bütün kanallarda diziler döner ama reyting savaşında çok azı ayakta durabilir. Herkes makarna yapabiliyor olabilir ama benim makarnamın üstüne tanımam." dedi Menesse nerden geldiğini bilmediği bir özgüvenle.

"Vayyy meydan okuyorsun. Makarna meydan muharebesi." dedi İlgar kahakaha atarak.

"Gül sen gül makarna pişince yemek için yalvaracaksın."

"Tamam tamam sustum. Hadi başlayalım." dedi İlgar elinde tuttuğu önlüğü boynundan geçirmeye çalışırken.

"Hayır hayır sen sadece otur ve izle. Belki bir şeyler öğrenirsin." dedi Menesse İlgar'ın elindeki önlüğü alıp. Neye güvenip meydan okuduğunu kendisi de bilmiyordu.

İlgar'ın yardımıyla dolaptaki tencereyi çıkarıp su doldurdu ve ocağa koydu. Artık hatırladığı kadar yapacaktı. Hem makarna pişirmek çok da zor olmasa gerekti değil mi? Ocağa koyduğu suyun içine göz kararı tuz atıp bir iki dakika karıştırdıktan sonra makarnayı boşalttı.

İlgar telaşla "Ne yapıyorsun Menesse?" dedi ama artık çok geç kalmıştı.

"Ne oldu ya?"

"Suyun kaynamasını beklemen gerekirdi."

Menesse sanki her şey yolundaymış gibi gülerek baktı İlgar'a. "Ya sen karışmasana benim makarnamın farklı olduğunu söyledim."

Makarnayı haşlanmaya doğrusu kaderine terk edip dolaptan çıkardığı domatesleri bir kaba rendeledi. Rendelenmiş domateslerin içine karabiber, tuz, kırmızı toz biber, kimyon, kekik derken İlgar'ın şaşkın bakışları arasında bulduğu her baharattan birazcık kattı Menesse. Sosu iyice karıştırıp ocakta kaynayan makarnanın üzerine döktü. Ardından kapağını kapatıp pişmeye bıraktı.

İlgar karşısında gayet rahat bir şekilde oturan Menesse'ye ve ocakta pişmekte olan makarnadan çok her şeye benzeyen yemeğe baktı. Sonunda dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Menesse her şeyin yolunda olduğuna emin misin?"

"Ya sen rahat ol her şey kontrolüm altında." dedi Menesse kafasını hafifçe eğerek.

Hatırladığı kadar böyleydi işte. Yapması gereken her şeyi yapmıştı. Makarnayı haşlamış, sosunu dökmüştü şimdi tek yapması gereken pişmesini beklemekti. Dakikalar sonra makarnayı ocaktan alıp tabaklara koydu. İlgar önünde duran makarna adı altında tuhaf görüntülü yemeğe korkuyla baktı.

"Menesse keşke kaselere koysaydın. Zira makarna çorbası olmuş." dedi İlgar kahkahasını zorda olsa bastırarak.

Menesse tabaklardaki makarnaya bakınca İlgar'ın pek de haksız olmadığını anladı. Nerde yanlış yapmıştı ki? Neden böyle olmuştu? Son bir umutla çıkıştı Menesse.

"Önemli olan görüntü değil lezzettir. Sanırım suyu biraz fazla oldu o yüzden böyle."

"Suyu biraz fazla mı oldu? Menesse resmen makarnayı süzmedin."

"Ya susup tadına bakar mısın? Az sonra böyle konuştuğun için pişman olacaksın."

"Peki tadalım bakalım." dedi İlgar çatalla olmayacağını anlayıp kaşık alıp oturdu masaya. Kaşığını ağzına götürmeye korkuyordu ki Menesse'nin gözlerini dikmiş umutla kendisine baktığını görünce hayal kırıklığı yaşamasını istemeyip kaşığı ağzına götürdü. Ağzına yayılan iğrenç tada rağmen lokmasını yuttu.

"Ço....k güzel olmuş. Gerçekten harika olmuş Menesse ellerine sağlık." dedi İlgar tabağının yanındaki bir bardak suyu ağzına dikip.

Menesse sevinçle baktı yemeğine. Başarılı olmuştu. Hâlâ inanamıyordu ama başarılı olmuştu. İlgar yarım kaşık makarnanın üzerine beş bardak su içmişti ama ağzındaki kötü tat hâlâ gitmemişti.

Menesse kaşığını doldurup, "Hadi bakalım şu sanat eserinin tadına bakalım." diyerek ağzına aldı. Fakat hayatında hiç bu kadar iğrenç bir tat almamıştı. Ağzındaki lokmayı bile yutamadı. Lokmasını hızla çıkarıp suya saldırdı.


"İlgar bu çok kötü olmuş. Sen nasıl beğendin ki?"

"Tabii ki beğenmedim ama sen öyle umut dolu bakıyordun ki hayal kırıklığı yaşamanı istemedim."

"Sonuç olarak kaybettim İlgar."

"Neyi?"

"Makarna meydan muharebesini." Menesse'nin cümlesini bitmesiyle ikisi de kahkaha atmaya başladı. Geç de olsa zaman yaralara ilaç oluyordu. Menesse'nin güçlü görünmek için takındığı sahte gülümsemelerinin yerini samimi kahakaları almıştı.






•••••

Yorumlarınızı bekliyorum.

⚠️⚠️
Bu arada Menesse' nin makarna tarifini sakın evde
denemeyiniz.🚫😝

🌼
En sevdiğiniz cümleyi benimle paylaşır mısınız?
☀️

Sevin
Sevilin
Ve hep umut edin. 🎈🌼🌈💝

Continue Reading

You'll Also Like

289K 15.9K 38
Caballero España 🌚🌝 Siz: Ben ağlamayayımda kim ağlasın. CRY MOMENT... Görüldü... +34-910-827***: ¿Quién eres? (Kimsiniz?) Siz: ¿? Siz: Derya biliyo...
10.6M 470K 98
"Kaç benden, uzak dur. Ben katilim, Azrail'im. Azrail'in bir insana sunabileceği tek şey ölümdür. Bu yüzden git Beren" "Ben elindeki kandamlaları ile...
29.3K 2.8K 50
Karşılıksız aşk, cüretkâr bir teklif ve çarpık bir intikam oyunu... Sare'nin kalbi çocukluk arkadaşı Emir'e aittir, ancak kaderin başka planları vard...
390K 5.2K 6
Karadenizin suları gibi hırçın ve dalgalı bir adam... Akdenizin suları gibi dingin ve naif bir kadın... Ateşin suyu kaynatamadığı, suyun ateşi söndür...