BÖLÜM 25

802 89 94
                                    

Oda Arkadaşım

Bölüm 25

~




Saatlerdir bakışlarını gökyüzüne dikmiş bakıyordu. Masmavi gökyüzü ilk defa huzur veremiyordu kalbine. Bakışlarını gökyüzünden çekip denize çevirdi. Masmavi deniz... Rengini gökyüzünden alan, sonsuz huzurun kaynağı. Deniz ve gökyüzü asla kavuşamayan iki aşık. Deniz öyle çok sevmiş ki gökyüzünü zamanla onun rengiyle kaplanmış her yeri. Gökyüzü öyle çok sevmiş ki denizi hiç düşünmeden canından can koparıp göndermiş renginden denize.

İlgar'a göre aşk tam da böyle bir şeydi. Fedakarlık olmadan aşk olmazdı. Kimse mükemmel değildi ki. İnsanlar birbirini tamamlayabilince anlamı oluyordu evliliklerin. Onların sorunu ne anlaşmaydı ne de Menesse'nin engelli olması. İlgar'a göre onların en büyük sorunu güvendi. Ne yaptıysa bir türlü Menesse'nin güvenini kazanamamıştı. Güven olmadan da hiçbir ilişki yürüyemezdi.

Yüzünü ellerinin arasına alıp derin bir nefes aldı. Menesse'nin ona kırgın olmasına dayanamıyordu. Telefonunu çıkarıp konuşmak istediğini sahilde beklediğini yazdı ve gönderdi. Çok zaman geçmemişti ki yanında bir ağırlık hissetmesiyle kapattığı gözlerini açıp bakışlarını yanına oturan kadına çevirdi.

"İyi misin Menesse?" Nasılsın diye sormaya korkuyordu. Evet demesi için özellikle bu soru kalıbını kullanmıştı İlgar.

"Nasıl olduğumu gayet iyi biliyorsun bence İlgar. Konuşmak istiyorum demişsin dinliyorum."

"Menesse, çok düşündüm sen haklıydın o evden çıkmamalıydık. Sen defalarca yaşadın ama benim için ilkti ne yapmam gerektiğini bilemedim. Üstelik mevzu sendin. Konu sen olunca ayağına takılan taş bile olsa yok etmek istiyorum. Yağmur sana değmesin, rüzgar seni üşütmesin istiyorum. Özür dilerim Menesse seni kırmamak için çabalarken daha çok yaraladım."

"Ben de senden özür dilerim o gün biraz sert konuşmuş olabilirim." Söylemek istediği çok şey vardı aslında Menesse'nin yüreğinde ama yine susuyordu. İstediklerini değil zorunda olduklarını söylüyordu.

"Konuşarak sorunlarımızı halledebiliyormuşuz bak illa ki boşanmaya gerek yokmuş." Dudakları alayla kıvrılsada cümlesi en çok onun kalbini yakmıştı.

Boşanacaklardı...

Kısa bir zaman sonra gözlerinde huzur bulduğu kadın yanında olmayacaktı. Doya doya yaşayamadan hasret kalacaktı sevdalısına.

"İlgar yapma..." Boğazındaki düğüm öyle yakıyordu ki içini iki kelimeyi bile zorla telaffuz etti Menesse.

"Tamam Menesse merak etme ısrar etmeyeceğim bazı şeyler zorla olmaz."

"Yarın sözden sonra her şey bitecek zaman ne kadar hızlı geçiyor değil mi?" Dakikalar süren sessizliği bozan Menesse olmuştu.

"Zaman kavramı çok görecelidir. Elektrik faturası hemen gelir. Ama özlediğin birisinin gelmesi üç gün olsa bile yıllar gibi gelir."

"İlgar benimle evlendiğine pişman mısın?" Menesse gözlerini İlgar'ın gözlerine sabitleyip sordu sorusunu.

"Neden böyle bir şey sormak istedin? Vicdanını rahatlatmak için mi? Ben evet diyeceğim sen de kendi kendine diyeceksin ki 'Haklıyım işte şimdiden pişman oldu.' Ama üzgünüm Menesse vicdanını rahatlatamayacağım bugün yine olsa yine o masaya otururum." dedi İlgar. İşaret parmağını Menesse'ye doğru sallayıp.

"Haksızlık yapıyorsun İlgar böyle bir şey düşünerek sormadım. Eskiden beni anlardın, bana hak verirdin."

"Çünkü zamanla kalbindeki duvarları yıkarım sandım bize bir şans verirsin sandım. Ben seni yine anlıyorum korkularına hak veriyorum. Ama bize bir şans Menesse, tek bir şans bile vermedin. İşte benim bütün kızgınlığım buna."

ODA ARKADAŞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin