ODA ARKADAŞIM

By lalgonul

57.3K 6.6K 10.5K

✨Wattpad RomanceTR okuma listesinde. Biraz kendi hayatımı kattım. Biraz yaşayamadıklarımı biraz da yaşamak i... More

GİRİŞ
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 6
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
SON | 1
SON
VEDA
ÖZEL BÖLÜM

BÖLÜM 9

1.4K 245 352
By lalgonul

ODA ARKADAŞIM

BÖLÜM 9
~

Her takvim yaprağı yırtıldığında, güneş her sabah doğduğunda yeni günün umutları sarar içimizi. Önümüzde yirmi dört saat vardır, kalan ömrümüze güzel anılar armağan edebilmemiz için.

Menesse yatağında otururken gözü duvarda asılı olan takvime takıldı. Zaman çok çabuk geçiyordu bütün hazırlıklar tamamlanmıştı artık düğüne sadece bir gün vardı. Geçen zaman içerisinde İlgar'la bir çok şeyi konuşmuştu ama hâlâ korkuyordu Menesse. Kafasını yatağın başlığına dayayıp derin bir nefes aldı. Gözlerini kapatıp tüm yüreğiyle inanarak "Her şey çok güzel olacak." diye fısıldadı.

Düğün mevzusunda aileleriyle çakışsalarda şükür ki İlgar da onunla aynı fikirdeydi ve neticede Menesse ve İlgar'ın istediği olmuş düğün yerine sade bir nikah töreni yapmayı kabul etmişlerdi.

Gözleri hâlâ kapalı düşüncelere dalmışken odanın kapısı gürültüyle açılınca korkuyla yerinden sıçradı Menesse. "Sürpriz!" diye bağırarak içeri girdi Güneş.

"Gelemeyeceğim demiştin?" Yataktan inip Güneş'in karşısında durdu Menesse. Hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu.

Güneş iki elini havaya kaldırıp "Beyaz yalan." dedi gülümseyerek ve sıkıca sarıldı Menesse'ye.

Güneş ve Fırat iki yıl önce evlenmişlerdi. Birçok zorlukla mücadele etmişlerdi ama şimdi çok mutluydular. Fırat henüz on yaşındayken geçirdiği bir trafik kazası sonucunda gözlerini kaybetmişti. Ama o kadar güzel yüreği vardı ki görmek için gözlere ihtiyacı yoktu. Güneş onun karanlık dünyasına ışık olmuştu. Evlendikten iki ay sonra doktor gözlerinin açılması için bir umut olduğunu ve bu konuda uzman doktorun Ankara'da olduğunu söyleyince hiç vakit kaybetmeden taşınmışlardı Ankara'ya. Ama iki yıl geçmesine rağmen Fırat tedaviye cevap vermemişti.

"Fırat nerede? Nasıl oldu?" dye merakla sordu Menesse.

"Salonda, Mehmet amcamlarla oturuyor. Maalesef ki değişen hiçbir şey yok. Fırat hâlâ umutlu ama olmuyor."

"Umudunu kaybetmemesi çok güzel değil mi Güneş? Belki de bir gün o umutlar meyvesini verir sen de umudunu kaybetme." dedi Menesse şimdi ikisi de yatağa oturmuştu.

"Evet umut etmek güzeldir. Ama sen de bilirsin umut ve hırs dozunda güzeldir. Fazlası insanı yakar, bitirir. Korkuyorum Menesse bu umudun Fırat'ı yakmasından korkuyorum."

"Bir tanem hayatta hiçbir şey kolay değildir. Benim neler yaşadığıma sen şahitsin ama bak sonunda birçok şeyi atlattım. Sende inan Fırat'a. Bu yolda onun yanında ol. İnsan böyle zamanlarda yalnızca sevdiklerinin desteğiyle ayakta durabiliyor."

"Söz veriyorum deneyeceğim yitirdiğim umudumu tekrar kazanmayı deneyeceğim. Tamam yeter artık hadi senin düğününü konuşalım."

Menesse yarın nikahta gelinlik giyemeyeceği için belli etmesede çok üzgündü. Kimse bu detayı düşünmemiş onu terziye götürmemişti. Evliliği yalan olduğu için kendisi de utanmış ne İlgar'a ne de bir başkasına bir şey söylememişti.

Güneş dostunun gözlerinden ne düşündüğünü anlayabiliyordu. "Merak etme dünyanın en güzel gelini sen olacaksın."

"Dünyanın en güzel gelini olmak istemiyorum ki sadece... Sadece dünyada gelinlik giymeyen tek gelin olmasaydım yeterdi." dedi Menesse dolan gözleriyle.

"Merak etme her şey çok güzel olacak." dedi Güneş tebessüm ederek.

Ardından ikisi de salona geçmişti. Menesse Fırat'la selamlaşıp sohbet ettikten sonra saat baya geç olmuştu herkes odasına çekildi. Menesse yatağında yarın ki nikahı düşünürken birden kapısı açıldı annesi gelmişti. Aslıhan Hanım Menesse'nin yanına oturup konuşmaya başladı.

"Şimdi seninle biraz konuşmamız lazım."

"Anne gerçekten gerek yok. Ben sizin sayenizde muhteşem bir evlilik nasıl olur öğrendim zaten." Annesinin evlilik hakkında nasihat vereceğini anlamıştı Menesse ama oyundan bir evlilik için nasihatlere hiç gerek yoktu.

"Menesse itiraz etme de dinle. Bak kızım biz seni pamuklara sarıp büyüttük. Hep üstüne titredik. Bu yaşa geldin hâlâ gece kalkıp üstün açık mı diye kontrol ediyorum. Ama herkes aynı olmayabilir. Kerim abi mükemmel bir insan fakat bazen herkes öfkesine yenik düşebilir. O da öfkelenip sesini yükseltirse sana sakın üzülme ve saygını bozma kızım. Onu baban bil tamam mı bir tanem?"

"Tamam annem." dedi Menesse nedense gözleri dolmuştu.

"'Yavrum, 'İyi bir koca sağır, iyi bir kadında kör olmalıdır.' derdi annem. Bazen bazı şeylere gözlerini kapatman gerekiyor. Sabırlı olacaksın kızım. İyi bir evlilik yapmak istiyorsan en ufak problemleri büyütmeyeceksin. Eşinle aranızda olan sadece sizi ilgilendirir. Sakın aranıza üçüncü bir kişi sokma. Evlilik ancak tahammül edebilmekle sonsuza kadar sürer. Birbirinizin ayıbını örtecek ve her zaman ne kadar çok sevdiğinizi hatırlatacaksınız. Son olarak da burda her zaman bir evin olduğunu unutmayacaksın." dedi Aslıhan Hanım akan gözyaşlarına mani olmamıştı.

"Çok teşekkür ederim annem. İyi ki benim annemsin iyi ki. Anne bugün birlikte uyusak olur mu?" diye sordu Menesse annesinin hayır diyeceğine emindi ama yine de şansını denemek istemişti.

"Biliyor musun neden yasakladım benimle uyumanızı?"

"Neden anne?" diye merakla sordu Menesse. Çünkü bu yaşına kadar annesi bir kez bile birlikte uyumamıştı onlarla.

"Küçüklüğümde her gece ben uyuyana kadar deden kalırdı yanımda. Ama henüz on altı yaşımdayken kaybettim onu. O günden sonra günlerce uyuyamadım biiliyor musun? Bazı geceler hâlâ onun kokusunu özlüyorum. Benim yaşadığımı yaşamayın istedim. Ama bu gecelik yasağı çiğneyebiliriz." dedi Aslıhan Hanım.

Menesse annesinin gözlerinden akan yaşları parmağıyla silip tebessüm etti. "Dedem gökyüzünde bir yerlerde senin anneliğini izleyip seninle gurur duyuyordur eminim." dedi yüzüne huzur dolu tebessümünü kondurup.

"Canım kızım benim annesinin kadersizi sonunda hayat sana da güldü. Karşına harika bir adam çıktı. Ömrün baharlar gibi geçsin yavrum." dedi Aslıhan Hanım. Anne kız sıkıca sarılıp uykuya teslim oldular.

Annesinin koynunda huzurla uyurken koridordan gelen şarkı sesiyle gözlerini açtı Menesse. Aslıhan Hanım yatakta oturur pozisyona geçip gülerek Menesse'ye bakınca ikisi aynı anda konuştu "Güneş!"

Güneş odanın kapısını her zaman ki gibi çalmadan açıp içeri girdi. "Oh maşallah maşallah gelin olursun inşallah..." Şarkısını oynayarak söylüyordu. Şarkının bitmesiyle "Hadi uykucular kalkın bugün düğün var." dedi neşeyle.

Nikah kıyıldıktan sonra eve gelecek akşam da İstanbul'a döneceklerdi. Bugün her şeyin başlangıcı olacaktı. Güneş şarkı söyleye söyleye tüm evi uyandırdı.

Menesse kahvaltıdan sonra ablası ve Güneş'le birlikte nikaha hazırlanmak için odaya çıktı. Dün akşam giyeceği kıyafetleri Güneş ve ablasıyla birlikte hazırlamışlardı. Birlikte hazırlamak demek doğru olmazdı aslında çünkü ilk gösterdiği elbiseye tamam demişlerdi. Neden bilmiyordu ama ablası da Güneş de ilgisiz davranmıştı.

Önde kendisi arkasından ablası ve Güneş odasına girdiler. Gelinlik konusunu o kadar kafayı takmıştı ki hayal görüyor olmalıydı. Gözlerini kapatıp tekrardan açtı ama gördüğü şey değişmedi. Karşısında duran manzaraya hayranlık ve şaşkınlık dolu bakışlarla baktı. Yatağının üzerinde hayallerini süsleyen gelinlik duruyordu. Kim düşünmüştü ki bunu? Üstelik tüm detaylar bir zamanlar hayallerini yakmadan önce kurduğu gelinlikle örtüşüyordu.

"Umarım beğenirsin Menesse." arkasında duyduğu ses İlgar'dan başkasının sesi değildi.

Menesse yatağın üzerinde ki gelinliğin yanına gidip dokundu. Tıpkı hayallerindeki gibi sade bir gelinlikti. Eteği kabarık ve kelebek motifleriyle doluydu. Her şeyden önce bembeyazdı, sanki dünyanın hiçbir kötülüğü dokunamamıştı ona.

Gelinliğin yanında da bir damatlık duruyordu siyah ceketinin cebinde ki küçük beyaz balon detayı gözünden kaçmadı Menesse'nin. Hâlâ inanamıyordu bu onun muydu gerçekten? Peki İlgar bu kadar detayı nereden öğrenmişti? "Ama nasıl?" dedi Menesse şaşkınlığını hâlâ üzerinden atamamıştı.

"Nişanda kıyafet konusunda güçlük çektiğini öğrenince ben de gelinliği diktirelim dedim. Annen ve ablan ölçü konusunda yardımcı oldular. Ablan her şeyini Güneş'le paylaştığını söyleyince onu arayıp model konusanda fikir alışverişi yaptık." dedi İlgar Menesse ona hâlâ şaşkınlıkla bakıyordu.

"Fakat buradaki terziler yetişmez deyince ben de İskender'una götürdüm. Yetişmeme ihtimali olduğu için de sana söylemedik. Ha birde gelinliğini hayal ederken hep eşinin damatlığında kendinden bir parça taşısın istemişsin. Ben seni görünce aklıma hep gökyüzünde özgürce uçuşan rengarenk balonlar geliyor. O yüzden damatlıkta balon detayı var. Umarım beğenirsin." dedi İlgar her şeyin oyun olduğunu bildiği halde bu oyunu kendi kurduğu halde çok heyecanlıydı.

"Çok beğendim İlgar her şey kusursuz denecek şekilde muhteşem. Özellikle balon detayı çok güzel düşünmüşsün." dedi Menesse gözünden akan yaşlara mani olamamıştı. Bu kez mutluluktan akıyordu yaşlar. Balonlar ona çocuk Menesse'yi hatırlatmıştı, hayallerine siyah bulaşmamış Menesse'yi. Her şeyin güzel olacağına inanan Menesse'yi...

"Çok mutlu oldum İlgar ne söyleyeceğimi bilmiyorum." dedi mutluluğu gözlerinden okunuyordu.

İki adım atarak aralarındaki mesafeyi kapattı İlgar. Serçe parmağıyla Menesse'nin gözlerinden akan yaşları silip geri çekildi. Yakınlık ona iyi gelse de kalbine iyi gelmiyordu. Ritmi bir anda bozuluyor, nefes almayı unutuyordu. "Nikah masasında evet de yeter." dedi İlgar gülümseyerek.

"Hadi artık damat bey sizi dışarı alalım." kapıda bekleyen Yağmur'dan başkası değildi konuşan.

İlgar'ın çıkmasıyla kızların yardımıyla hazırlandı Menesse. Aynanın karşısında kendine bakarken hala inanamıyordu. Gelinlik... Her genç kızın hayali olan gelinlik onun için ise hayal etmesi bile yasak olan bir şeydi.

Aslıhan Hanım kızının yanında durup bir kez daha hayranlıkla baktı kızına. "Kuğu gibi olmuş benim kızım. Umarım İlgar seni görünce bayılmaz."

"Anne yaa..." dedi Menesse gözleri dolu dolu olsa da gülümsüyordu.

"Hadi bakalım aşağıda herkes bizi bekliyor." dedi Güneş Menesse önde onlar arkada çıktılar odadan.

Merdivenlerden inerken bir çift göze takıldı Menesse'nin gözleri. Takım elbisesiyle, bakışıyla, gülüşüyle içini yakan adam birazdan Oda Arkadaşı olacaktı. Bir yıl sürecek oyundan bir evlilik için bu heyecan fazlaydı. Heyecandan ayakları bile titremeye başlamıştı elini hızla trabzana atıp destek aldı.

İlgar Mehmet Beyle sohbet ederken birden merdivenlerden ağır ağır inen Menesse'ye takılı kaldı bakışları. Kalbinin ritimleri yine bozulmuştu bayılacak gibi hissediyordu. Bu gördüğü gerçek olamayacak kadar güzeldi. Bu evlilik oyundu ama kalbine güvenemiyordu İlgar. Çünkü Menesse çok güzel bakıyordu. Çünkü Menesse çok güzel gülüyordu.

Gözlerini kapatıp "Kendine gel İlgar birazdan bu oyun başlayacak ve bir yıl sonra da bitecek." diye fısıldadı kalbine bu evliliğin oyun olduğunu unutmamalıydı.

"Vallahi ben dedim oğlan bayılacak diye."

Yakınında duyduğu sesle gerçek dünyaya dönebildi İlgar. Gözlerini açıp Aslıhan Hanıma doğru dönüp konuştu. "Efendim? Kim? Ne zaman? Ne oldu? Nerede?" Birbirinden tamamen anlamsız kelimeleri aynı cümlede söylemesiyle herkes gülmeye başladı.

"Hadi bakalım bu kadar eğlence yeter nikahı kaçıracağız." dedi Mehmet Bey İlgar'ın imdadına hızır gibi yetişmişti.

Nikah salonuna geldiklerinde Menesse Güneş ve Yağmur'la birlikte gelin odasına geçti. Diğerleri de misafirleri karşılamak için salona geçti. Davetlilerin gelmesiyle İlgar'ı Menesse'yi alması için gelin odasına gönderdiler. İlgar gelin odasına girince Yağmur ve Güneş çıktı.

"Hazır mısın?" diye sordu İlgar gözlerini Menesse'nin gözlerinden ayırmadan.

Menesse içinden "Sakin ol her şey çok güzel olacak her şey çok güzel olacak" dedikten sonra gülümseyip "Hazırım." dedi.

"Bunu söylemesem içimde kalırdı. Çok güzel olmuşsun Menesse. Bahar ayında açan çiçekler kadar. Kışın ortasında doğan güneş kadar ve gerçek olamayacak güzel olmuşsun Menesse."

"Teşekkür ederim İlgar. Ama bunda senin payın büyük. Masaldan kaçan kahramansın sanki. O kadar iyisin ki bazen gerçek olmadığını düşünüyorum. İyi ki tanımışım seni."

İlgar Menesse'nin elini tutup gözlerini gözleriyle birleştirdi "Sen keşke bir de kendi yüreğini görebilsen Menesse." dedi tebessüm ederek. Gelin odasından çıkarken "Her şey çok güzel olacak Menesse, buna inan." diye fısıldadı.

Nikah salonuna girdiklerinde büyük bir alkış koptu. Tüm gözler onların üzerindeydi. Menesse her ortamda gözlerin üzerinde olmasına alışkındı ama bu defa farklı bakıyorlardı. Bu defa acıyarak değil hayranlıkla bakıyorlardı. Nikah masanına oturduklarında ikisi de biliyordu ki bugünden sonra artık ikisinin de hayatı değişecekti. Menesse tam imzayı atarken "İnanıyorum İlgar her şey çok güzel olacak." diye fısıldadı. İlgar Menesse'yi duymasıyla gülümsedi.

Menesse ona inanmıştı.....









••••••
Bir yeni bölüm sonunda daha birlikteyiz ♥️

En sevdiğiniz cümleyi benimle paylaşır mısınız?🌟

Sosyal medya hesaplarımda aktifim beni etiketleyip hislerinizi paylaşırsanız mutlu olurum 👇
Instagram: lalgonul
Twitter: lalgonul_

Continue Reading

You'll Also Like

19.2K 2.4K 22
Savaşın ve aşkın gerçekte ne anlama geldiğini en iyi onlar biliyordu. Bütün engellere, yıkımlara, kayıplara ve ayrılıklara rağmen direnmeyi seçtiler...
1.6M 87.7K 55
Öğrenciliği ve garsonluğu eş güdümlü olarak yürütmeye çalışan Nazlı, kendi halinde tek başına yaşayıp giden bir kızdır. En yakın arkadaşı Engin ve uz...
6K 804 22
arkadaşı zoruyla bir tane uygulama yükler seungmin, ve cevap vermeyeceğini bile bile gözüne çarpan adama yazar. peki adam binlerce kişi arasından kü...
328K 21.2K 35
Güçlü ve kararlı bir komiser... Hayatını, çocukluğundan kalma acıların telafisi için şekillendirmiş, güçlü, cesur ve bir o kadar zeki bir kadın. Haya...