ODA ARKADAŞIM

By lalgonul

56.2K 6.6K 10.4K

✨Wattpad RomanceTR okuma listesinde. Biraz kendi hayatımı kattım. Biraz yaşayamadıklarımı biraz da yaşamak i... More

GİRİŞ
BÖLÜM 1
BÖLÜM 2
BÖLÜM 3
BÖLÜM 4
BÖLÜM 5
BÖLÜM 7
BÖLÜM 8
BÖLÜM 9
BÖLÜM 10
BÖLÜM 11
BÖLÜM 12
BÖLÜM 13
BÖLÜM 14
BÖLÜM 15
BÖLÜM 16
BÖLÜM 17
BÖLÜM 18
BÖLÜM 19
BÖLÜM 20
BÖLÜM 21
BÖLÜM 22
BÖLÜM 23
BÖLÜM 24
BÖLÜM 25
BÖLÜM 26
BÖLÜM 27
BÖLÜM 28
BÖLÜM 29
BÖLÜM 30
BÖLÜM 31
BÖLÜM 32
BÖLÜM 33
SON | 1
SON
VEDA
ÖZEL BÖLÜM

BÖLÜM 6

2K 302 552
By lalgonul

ODA ARKADAŞIM

BÖLÜM 6

~

Güneş usul usul doğarken, Menesse uykusuz bir şekilde uğurladığı ayın peşindeydi. Sanki dünyanın aydınlanmasını istemiyordu. Belki de ilk defa yaşadığı şeyler canını bu kadar çok yakıyordu. İlk defa günü bu kadar umutsuzluk içinde karşılıyordu. Çalan telefonun sesiyle irkildi. İlgar arıyordu, sanki karşısındaymış gibi gözlerinden akan yaşları hızla silip cevapladı telefonu Menesse.

"Günaydın Menesse ben yine açmazsın sanmıştım." Telefondan bile belli oluyordu İlgar'ın şaşkınlığı.

"Kapatayım ister misin?" dedi Menesse tebessümü çoktan gelip konmuştu dudaklarına.

"Hayır, hayır. Menesse müsaitsen seninle konuşmak istiyorum." Kabul etmeyeceğini bile bile soruyordu İlgar. Vazgeçmeyecekti, babasına verdiği sözü tutuna kadar savaşacaktı.

"Peki tamam."

Telefonu kulağından uzaklaştırıp ekrandaki isme baktı İlgar. Doğruydu, Menesse ile konuşuyordu, hayal görmüyordu. "Tamam mı? İlk kez bir şeye itiraz etmiyorsun Menesse." dedi İlgar hayretini gizleyemeden.

"Ben inatçı değilim İlgar. Sadece siz çok fazla şey istiyordunuz. Bak mâkul şeyler isteyince kabul edebiliyorum."

"Neyse sen vazgeçmeden kapatayım. Saat dokuzda almaya gelirim."

Telefon kapanınca istemsizce gülmeye başladı Menesse. Elindeki telefona bakıp bakıp sırıtıyordu. Ablasının kendisini izlediğinin farkında bile değildi.

"İnanamıyorum Menesse günler sonra seni ilk defa bu kadar mutlu görüyorum."

Menesse yaramazlık yaparken yakalanan çocuklar gibiydi âdeta. Telaştan elindeki telefonu düşürdü. "Hayır mutluluk değil, yani İlgar komik bir şey söyledi de ona gülüyordum."

"Demek İlgar'la konuşuyordun? Hem de sabahın bu kadar erken saatinde. Bence anneme söyleyelim de boşuna bu kadar telaş etmesin. Sen çoktan kendini kaptırmışsın bu çocuğa."

"Ne diyorsun sen abla ya gülmekte mi yasak? Konuşması gereken şeyler varmış görüşmek istedi ben de kabul ettim. Tamam mı? Rahatsız ediyorsa bundan sonra gülmem." Yere düşen telefonunu alıp sinirle sehpanın üzerine fırlattı Menesse. Ablası ona hayretler içerisinde bakarken tekrar yatağına oturdu. Bakışlarını duvardan bir an olsun ayırmıyordu.

"Menesse özür dilerim. Sen beni yanlış anladın. Ben sadece espri yapmak istedim. Gerçekten özür dilerim."

Dakikalar önce gülümseyen Menesse bir anda hıçkırarak ağlamaya başladı. Ablası onu çok iyi tanıyordu. Belli ki yine zihninden geçenler Menesse'nin duygularını mahvetmişti. Dün akşam anne babasının kavgasından sonra Menesse hiçbir şey söylemeden yatağa girmişti. Yağmur bu suskunluğun bir yerde patlayacağını tahmin etmişti.

"Yoruldum abla çok yoruldum. Birilerinin hayatını mahvetmekten yoruldum. Susmaktan yoruldum. İnsan hiç susmaktan yorulur mu? Ben susmaktan yoruldum. Artık içimde yarım kalanlar canımı çok yakıyor. Ne yapacağım ben ne yapacağım?"

Ablası sıkıca sarıldı Menesse'ye. İlk defa bu kadar yıkık görmüştü kardeşini. Şimdi ablası da ağlıyordu. Ne olursa olsun Menesse hep gülümserdi. Yol çıkmaz sokak da olsa o hep bir çıkış yolu bulurdu. Hayat ondan bütün pembe hayallerini almış olmasına rağmen Menesse hep bir yolunu bulur yüreğini mavilere boyardı. Yoksa kardeşi onlardan bir şeyler mi gizliyordu? Aslında yüreğine siyahlar hakimken onlara azınlık olan maviyi mi anlatıyordu?

"Ah be kardeşim neleri sustun kim bilir? Neleri biriktirdin içinde de dışa vurması bu kadar acı oldu. Neden sustun be ablam? Neden açmadın bana içini? Hadi sustuklarını anlat bana."

Ablasından ayrılıp koltuğa geçti Menesse. Zorda olsa gülümseyerek konuştu. "Boş ver ablam ben yaşadıklarımı imtihanımdır deyip taşıyorum. Ama sen taşıyamazsın. Senin yüreğin çok nahif abla kaldıramazsın."

"Yapma Menesse." Doğru tahmin etmişti. Kardeşi acılarını tek başına sırtlanmış, içi kan ağlarken gülümsemişti.

"Abla ben geçmişte ki acılarımı konuşmak istemiyorum."

"Acıların geçmişte mi kaldı, yoksa geçmişini mahvedip geleceğine mi göz koydu?"

"Acılar aynı belki ama ben alıştım abla artık canım yanmıyor." Yine gerçeği gizliyordu Menesse. Acıya alışmak canının yanmaması demek değildir. Alışmak etraftan yardım istemeyi kesmektir. Yaşadığın acıyı tek başına sırtlanabilmektir.

"Küçükken annem elini kesmişti. Oluk oluk kan akarken canım yanmıyor demişti."

Menesse ayağa kalkıp ablasının elini tuttu. Gözlerini ablasının gözleriyle birleştirdi. Anlasın istiyordu, daha fazla uzatmak istemiyordu. "Bırak abla. N'olur bırak da yaralarım sadece benim canımı yaksın. Zaten bıktım artık insanlara acı çektirmekten."

"Ama Menesse…"

"Lütfen abla beni seviyorsan susalım artık." dedi Menesse ablasının sözünü kesip.

"Tamam Menesse sen ne zaman konuşmak için hazır hissedersen ablan burada. Peki gerçekten evlenecek misin? Yoksa bir planın mı var?"

"Plan falan yok abla evleneceğim."

"Sen ne yaptığının farkında mısın Menesse? Tanımadığın adamla nasıl evlenirsin?"

'Başka çarem mi var?' diye içinden geçirdi Menesse. Çaresiz kalmıştı. Ailesi için bu evliliği yapmak zorundaydı. Sıra ona gelmişti, vakit vefa borcunu ödeme vaktiydi.

"İlgar çok iyi birisi. Bence çok güzel bir birlikteliğimiz olacak. Abla bunları sonra konuşalım mı? Bak saat dokuz olmak üzere. Hadi yardımcı ol da hazırlanayım." dedi Menesse elinden geldiğince inandırıcı olmaya çalışarak.

"Benden kaçamazsın ama dönüşte konuşacağız." işaret parmağını Menesse'ye doğru sallayarak konuştu Yağmur.

"Tamam tamam söz."

Menesse ablasının yardımıyla hazırlanmıştı ki kapı çaldı. Ablasını düşünceleriyle odada yalnız bırakıp kapıyı açmaya gitti. Kapının açılmasıyla İlgar nefesinin kesildiğini hissetti. İlk günden beri Menesse'yi her gördüğünde nefesi kesiliyor, aklı hükmü kalbe bırakıyordu. Bir şeyler vardı bu kızda, anlam veremiyordu ama kalbini hızlandıran bir şeyler vardı. Öyle çokta şık giyinmemişti. Yüzünde makyaj bile yoktu ama gözlerini bir türlü Menesse'den alamıyordu. Bilmiyordu ama aslında Menesse'ye bakan gözleri değil kalbiydi.

"İllgar iyi misin?" diye sordu Menesse eliyle İlgar'ın omzuna dokunup.

"İyiyim. Ne oldu ki?"

"Bir saattir sana sesleniyorum. Bir sorun mu var?"

"Yok ben sana… Yani öyle dalmışım sadece." Eliyle ensesine dokunup gözlerini hızla başka yöne çevirdi İlgar.

"Tamam ben hazırım çıkalım istersen." dedi Menesse tebessüm ederek.

Aslında bunu yapmasa her şey çok daha kolay olurdu İlgar için. Çünkü Menesse her gülümsediğinde İlgar'ın gözleri istemsizce Menesse'nin harelerine takılıyor aklı başından uçup gidiyordu. Bakışlarını bir an olsun Menesse'nin gözlerinden ayırmadan konuştu İlgar. "Nereye?"

"Nasıl yani unuttun mu?" diye hayretle sordu Menesse. Ne yani iki dakika içinde unutmuş muydu? Yoksa kendisiyle alay mı ediyordu? Neler oluyordu bu adama? Gözleri neden bu kadar başka bakıyordu ki?

"Yok canım şaka yaptım sadece hadi çıkalım." dedi İlgar durumu kurtarmaya çalışırak.

İlgar şehri pek bilmediği için Menesse'nin tarif ettiği çay bahçesine gittiler. Bahçeye girer girmez çeşit çeşit çiçekler karşıladı onları. Masalar bembeyaz örtülerle kaplanmıştı. Baktıkça huzur doluyordu insanın içi.

"Burası muhteşem bir yer Menesse." dedi İlgar, masaya otururken hâlâ hayranlıkla izliyordu etrafını.

"Beğenmene çok sevindim. Öyle şık resteronlar boğuyor beni rahat edemiyorum. Çok fazla dışarı çıkmazdım gerçi ama Güneş ve Demir ile her fırsatta buraya gelirdik. İkisini de çok özledim."

"Demir kim?" kendi engel olamamış, cümle bir anda çıkmıştı dudaklarından. Ne yani iki gündür tanıdığı kişiyi kıskanıyor olamazdı değil mi? Kendi kendine yandan gülümseyip 'Sadece çok meraklıyım.' diye fısıldadı İlgar.

"Yani Demir ve Güneş kim? Bahsederken gözlerin doldu da."

"Kuzenlerim aynı zamanda da en yakın dostlarım. Demir yurt dışında yaşıyor. Güneş iki yıl önce evlendi Ankara'ya taşındı. Bu hayattaki tek sırdaşlarım, birbirimizin her şeyini biliriz." Menesse bir anda susup kendisini izleyen İlgar'a baktı. Çok mu konuşmuştu acaba? Kesin bunalmıştı. Neden orta yolu bilmiyordu ki? Ya hiç konuşmuyor ya da başladı mı susmuyordu.

"Neden sustun Menesse?"

"Çok konuştum ya sıkıldın sen. Kusura bakma açıldım mı susmayı bilmiyorum."

"Hayır yani ben hiç sıkılmadım. Neden sıkılayım ki ne güzel konuşuyordun. Ben yalnız büyüdüm. Amcalarım var ama hiç öyle yakın değillermiş babamla. Zaten annem öldükten sonra babam dünyayla bağlantısını kesince birden kopmuşlar birbirlerinden. Böyle güçlü aile bağlarına hep özenmişimdir."

"Artık yalnız olmayacaksın İlgar." deyip sustu Menesse. İlgar cümlenin devamını duymak için kendisine heyecanla bakıyordu. İçinden her zor anında yaptığı gibi "Allah'ım..." diye fısıldadı Menesse. Çok zor bir yola çıktığını biliyordu. Özellikle de kendisi için her şey çok daha zor olacaktı. Ama sonucu güzel olacaktı. Babası mutlu olacak, Kerim Bey mutlu olacak, kendisi bir yıl da olsa hastanelerden, prangalarından uzak bir hayat yaşayacaktı. Ailesi bir yıl da olsa onun mutluluğuyla mutlu olacaktı.

Kalbi korkuyla dolu olsa da yaşayacağı tüm zorlukları göze alarak konuşmaya başladı Menesse. "Evet İlgar. Oda Arkadaşın olmayı kabul ediyorum."

"En doğrusunu yaptın Menesse." Heyecandan deliye dönmüştü İlgar. Hızla ayağa kalkıp Menesse'nin yanına giderek sarıldı. Ciğerlerine dolan İlgar'ın kokusuyla Menesse hayretler içinde kalakalmışken İlgar çoktan yerine geçip oturmuştu bile.

"Bana güven her şey çok güzel olacak. Hayatıma hoş geldin Oda Arkadaşım." dedi İlgar gülümseyerek. Sıradan bir evlilik değildi İlgar için. Babasını kazanmak anlamına geliyordu. Artık bir aile olabilecekleri anlamına geliyordu. Yıllardır hasret kaldığı baba sevgisine kavuşacağı anlamına geliyordu. Annesinin son isteğini yerine getirebilecekti. İlgar'ın mutluluğunu tarif edebilecek bir kelime yoktu.

"Ben evlilik hazırlıklarının çok uzatılmasını istemiyorum Menesse. Neticede gerçek bir evlilik değil en kısa zamanda evlenelim. Sen ne düşünüyorsun?"

"Haklısın en kısa zamanda evlenelim ki bir yıl da hemen geçsin. Herkes kendi hayatına bakabilsin. Yalnız İlgar bir sorun var. Babam halledeceğim dedi ama annem razı olmuyor."

"Neden peki?"

"Senin beni üzebileceğini düşünüyor. Ben engelliyım sen sağlamsın ya denk olmadığımızı düşünüyor." Dolan gözlerini hızla kapatıp gözyaşlarını içine akıttı Menesse.

Annesi bile böyle düşünüyorsa? Yaşadıklarına şahit olan annesi bile böyle düşünüyorsa dışardaki insanlarının acımasızlığına şaşırmaması gerekiyordu. Engelli bir bireyi yalnızca engelli birisiyle evlenebilir veya hiç evlenemez. İnsanların düşüncesi böyledir. Engelli olmak yalnızca bedeninde olan bir yara değildir. Engelli olmak ruhunda açılan kocaman bir yaradır. Halbuki engelli olmak bir eksiklik değildir. Neden herkes onu farklı görüyordu ki? Sırf bedeninde ki farlılık yüzünden mi? Bunlar değişmeliydi artık. Daldığı derin düşüncelerden İlgar'ın sözüyle ayrılabildi Menesse.

"Böyle bir şey nasıl olabilir ki? Annen nasıl böyle düşünebilir? Senin benden ne farkın var Menesse. Bu hayatta herkesin yarası vardır. Seninki dışında benimki içimde belki ama herkesin bir yarası vardır."

"İlgar senin ne kadar güzel bir kalbin var. Annem bile böyle düşünürken... Çok teşekkür ederim. Dünyanın senin gibi insanlara ihtiyacı var."

"Öyle söyleme Menesse. Ben enterasan bir şey söylemedim ki gerçekler bunlar."

Yüreğini ne kadar da temiz tutmuştu. Belli ki dünyanın kötülüklerinden habersizdi. O da yaralıydı, o da hayattan darbe yemişti ama güzel bir yerden bakıyordu dünyaya. Bir zamanlar Menesse'nin baktığı gibi ama ne yazık ki Menesse'nin güzelliklere baktığı tüm pencereler yerle bir olmuştu. 

"Boş ver bunları biraz dolaşalım mı?" diye sordu Menesse hem konuyu değiştirmek istiyordu hemde hava almak, az da olsa ona iyi gelecekti. Biraz dolaştıktan sonra eve döndüler. Bugün için İlgar'a teşekkür etti Menesse. Günler sonra ilk defa mutlu olmuştu.

Akşama kadar odasından çıkmadı Menesse. Biraz olsun anne babasının sakinleşmesini bekliyordu. Yeni bir kavgayı daha kaldırabilecek güçte değildi. Akşam yemeğinin hazır olmasıyla masaya geçtiler. Aslıhan Hanım çok mutlu gözüküyordu. Masadaki herkes şok içinde onun bu anlamsız mutluluğuna bakarken elindeki su bardağından bir yudum alıp masaya indirdi.

Ellerini masanın üzerinde birleştirip bakışlarını eşine çevirdi. "Ben artık bu evliliğe karşı değilim."

"Anne ne oldu da kararını değiştirdin?" şaşkınlıkla annesine bakarken dayanamayıp konuşmuştu Menesse.

"Düşündüm ve doğru olanın bu olduğuna karar verdim." dedi Aslıhan Hanım. Dünün aksine gayet keyifli ve rahat gözüküyordu.

"Kızım kurcalama boş ver. Ben hemen Kerim'e haber vereyim." deyip masadan sevinçle kalktı Mehmet Bey. Kısa bir konuşma yaptıktan sonra masaya tekrar döndü.

"En yakın zamanda düğünü yapalım diyor Kerim. Bugün İlgar Menesse'yle konuştu Menesse kabul etti dedi Kerim. Adamlar da haklı sonuçta koca şirketi bırakıp geldiler. Ama ben aceleye gelsin istemiyorum. Birbirinizi tanıyın istiyorum."

"Ben İlgar'ı tanıdım baba. Bir insanı tanımak için yıllara ihtiyaç yoktur. Bazen bir bakış bir sohbet sayesinde karşındakini çözersin. Doğru söylüyor Kerim amca bugün konuştuk ve olabilecek en yakın tarihte yapmaya karar verdik düğünü." dedi Menesse rolünün hakkını vermek istercesine de gülümsemeyi ihmal etmedi.

Hayat ne kadar garipti. Daha birkaç gün öncesine kadar asla evlenmeyeceğim diyordu ama şimdi bir aya kalmaz evli olacaktı Menesse. "Allah' ım sen beni doğru yoldan şaşırtma. Hakkımda hayırlısını nasip et. Girdiğim bu yolda beni yalnız bırakma Allah' ım. " diye dua etti içinden Menesse.












•••

Bir bölümün daha sonundayız. Umarım severek okursunuz. ♥

Yorumlarınızı eksik etmeyin🥳

Sizleri çok ama çok seviyorum🤩🌺


En sevdiğiniz cümleyi benimle paylaşmayı unutmayın.❣️

Continue Reading

You'll Also Like

449K 18.2K 26
İplikçi ailesiyle aksiyon IMDB 9.4 ------------ Bu tür kitaplar okumayı sevdiğim için yazmak istedim umarım fazla klasikleştirmemişimdir🙈 #1 İplikç...
12.9K 371 2
Beni kendine çekip başımın göğsünde yaslanmasına sebep oldu. Elleriyle saçlarımı okşarken ben ise hiçbir şey yapamıyordum. Ne sarılmasına karşılık ve...
Haz By 🍀

Romance

310K 4.3K 18
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...
1.6M 70.4K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...