Albus'un Ağızından
Bugün o kadar heyecanlıydım ki Scorpius'tan önce uyanıp hazırlanmıştım. Scorp kendi alarmının sesiyle uyanıp beni karşısında görünce dönüp tekrar saatine baktı. "Sanırım benim alarmım bozulmuş Al." dediğinde gülmeden duramadım. "Hayır dostum, alarmın gayet iyi. Ben erken kalktım." dediğimde hala şaşkınca bana bakıyordu. "Erken kelimesi ve sen yan yana çok komik duruyor Al." dediğinde ofladım. "Ne var, ben erken kalkamaz mıyım?" diye çıkıştığımda yatağında doğrulmuş bana bakıyordu. "Tabii ki kalkarsın ama anneni burada göremiyorum." dediğinde yatağımdaki yastığı alıp ona fırlattım. "Kapa çeneni sarı kafa! Bugün quidditch seçmemiz olduğu için erken kalktım." dediğimde anında yatağından fırlamıştı. Banyoya doğru koşarken zar zor "Hazırlanmam lazım." diyen sesini duymuştum. Bana göre bir asır ona göre iki dakikalık bir süre sonra banyodan çıkmıştı. Hemen üzerini değiştirdi ve birlikte odadan çıktık.
Ortak salonda ilk gördüğümüz kişi Richard olmuştu. Bize doğru gelip gülümsedi. "Günaydın çocuklar. Seçmeleri unutmadınız değil mi?" diye sorduğunda hızla başımı olumsuzca salladım. "Tabii ki unutmadık." dediğimde tekrar gülümseyip arkadaşlarının yanına döndü. Scorp bana dönüp "Hadi kahvaltıya çıkalım, acıktım." dediğinde muzipçe sırıttım. "Sen şuna Rose'u görmek istiyorum desene." dediğimde sert bir dirsek yedim ama bu konuda konuşmakta ısrarcıydım, o yüzden devam ettim. "Dün geceki astronomi dersinde tam olarak ne oldu?" diye sorduğumda büyük salonun önüne gelmiştik bile.
Elini alnına koyup ofladı. "Bilmiyorum, yani emin değilim." "İkinize de aşk çıktı." diye direttiğimde bana bakıp sırıtmaya başladı. "Evet." dediğinde bende sırıtmadan edemedim, dostum için mutluydum. Ama aklıma gelen şey beni geriyordu. Ben daha konuşamadan Scorp benden önce davrandı. "Ne diyeceğini biliyorum. İkimize de aşk çıktı ama ikimiz birbirimize çıkmamış olabiliriz." dediğinde yüzü düşmüştü. "Üzgünüm dostum." dediğimde anında düşmüş yüzünü gülümseyerek toparladı. "Sorun yok. Hem bu sadece bir varsayım. Birbirimize çıkma ihtimalimiz de var." deyip göz kırptığında gülümsemeden edemedim. Bayan Malfoy'un iyimserliğine sahipti.
Tam birlikte büyük salona girecekken bize seslenen Pandora ve Rose yüzünden durup onları bekledik. İkisi yanımıza gelip "Günaydın çocuklar." dediklerinde gülümseyip "Günaydın." dedim. Scorp ise Rose'a bakmakla meşguldü. Bir dirsek atıp kendine gelmesini sağladığımda o da "Günaydın." dedi. Pandora "Sizi bu erken saatte kahvaltıya indiren neden nedir?" diye sorduğunda şaşkınca ona bakıyordum. "Bir neden olduğunu nereden anladın?" diye sorduğumda "Erken kalkmışsın." demesiyle ofladım. Scorp ve Rose ise ben oflayınca gülmeye başlamıştı. Pandora'ya dönüp "Öğlen quidditch seçmelerimiz var." dediğimde Rose gülümseyerek bana bakıyordu. "Demek bu seneki rakiplerim sizsiniz." dediğinde "Umarım." demiştim. Scorp ise hala aval aval Rose'a bakıyordu. Aklıma gelen fikirla haince gülümsedim. "Öğlen sahaya gelip bizi izlemeye ne dersiniz?" diye sorduğumda Scorp "Ne?" kızlar ise "Olur." demişlerdi.
Kızlar bize el sallayıp büyük salona geçerken Scorp hışımla bana döndü. "Senin derdin ne? Neden kızları çağırdın?" "Neden çağırmayayım ki? Onlar bizim çocukluk arkadaşlarımız, bize destek olurlar. Hem Rose'a rakibinin marifetlerini göstermek istemez misin?" deyip göz kırptığımda öfkeyle bana bakıyordu. "İstemem. Çünkü o beni izlerken bırak marifetlerimi göstermeyi süpürgenin üzerinde duramam. Quiddtich kariyerim başlamadan bitti." dediğinde elimi omuzuna koyup onu büyük salona ilerletmeye başladım. "Bu kadar karamsar olma." dediğimde kaşlarını çatmıştı. "Hadi kahvaltı yapalım." dediğimde öfkeyle bana döndü. "İştahım kaçtı. Ve şunu da söylemeliyim ki sevdiğin olduğunda bu yaptıklarını burnundan fitil fitil getireceğim." dediğinde yutkundum. Gerçekten yapardı.
***
Sabahki dersler bitip öğlen olduğunda Scorpius ile birlikte koşarak şatodan çıktık ve quidditch sahasına geldik. Richard sahanın ortasında topların olduğu sandığı açarken bizi fark etti ve ayağa kalkıp yanımıza geldi. "Tam vaktinde. Hadi kenardan birer tane süpürge kapıp gelin." dediğinde dediğini yapıp birer süpürge aldık ve tekrar Richard'ın yanına geçtik. "Hey!" deyip el sallayan Pandora'nın sesiyle tribünlere döndüğümde kızların geldiğini görüp gülümsedim ve bende onlara el salladım. Rose "İyi şanslar!" diye seslendiğinde Scorp "Teşekkürler." deyip ölümcül bakışlarını bana çevirdi. Richard "Onlar sevgilileriniz mi?" diye sorduğunda ikimiz de "Keşke" demiştik. Richard bize gülerken Scorpius şaşkınca bana bakıyordu. Tam bir şey söyleyecekken Richard konuşmaya başlamıştı.
"İlk önce vuruş gücünüze bakacağız." dedi ve Scorpius'a döndü. "Sen kaleye geç Albus'ta marifetlerini göstersin." dediğinde Scorp bana son bir bakış atıp süpürgesine atladı ve direklerin önüne geçti. Bende süpürgeme atlayıp karşısına geçtim. Yerdeki Richard bana bakıp "Üç hakkın var." dedi ve quaffleı bana fırlattı. Quaffleı yakalayıp Scorp'a döndüm. Ardından tribünlerdeki kızlara baktım. Neden 'keşke' demiştim ki? Richard başlama düdüğünü çaldığında bu düşünceleri kafamı sallayarak uzaklaştırmaya çalıştım ve quaffleı üçüncü halkaya fırlattım. Ne yazık ki Scorp topu yakalayıp bana geri fırlattı. Richard "Son iki." dedi ve tekrar düdüğünü çaldı. Quaffleı bu sefer ikinci direğe attım ama Scorp yine yakaladı. "Lanet olsun." derken Scorp "Üzgünüm dostum." demişti. Richard "Son atış." dedi ve Scorp topu bana attı. O sırada Rose "Hadi Al!" diye bağırdı. Ona dönüp gülümsediğim sırada Pandora "Sen yaparsın Sev!" diye bağırmıştı.
Ben ona bakarken Richard düdüğünü çaldı. Topu ikinci halkaya nişanladım ve var gücümle attım. Tam giriyordu ki Scorp onu yakaladı. Richard "Sıra Scorpius'ta." dediğinde Scorp yanıma geldi. "Üzgünüm Al." dediğinde "Sorun değil." dedim. Halkaların yanına giderken Pandora'nın yanına gittim. "Yapamadım." dediğimde gülümsedi. "Daha hiç bir şey belli değil." dediğinde gülümsedim ve halkaların önüne geçtim. Richard düdüğünü çaldığında Scorp atışını yaptı ve ben tutamadım, top ikinci halkadan geçti. Kızlar neşeyle alkışlarken Scorp gülümseyerek Rose'a bakıyordu. Richard "Güzel, son iki atış." dedi ve topu Scorp'a atıp düdüğünü çaldı. Scorp topu attığında üçüncü direğe doğru uçtum ama yetişemedim. Top üçüncü halkadan geçtiğinde kızlar yine alkışlamaya başlamıştı. Richard "Bu kadar yeterli Scorpius. Hadi aşağıya inin." dediğinde ikimizde onun yanına indik.
Richard Scorp'a dönüp "Gayet iyidin Scorpius." dedi ve sandığa eğilip içindeki gözden altın snitchi çıkarttı. "Şimdi ikinizde sırayla süpürgelerinize bineceksiniz ve ben snitchi salacağım. En hızlı kim yakalarsa arayıcı o olur. İlk Scorpius." Scorp süpürgesine bindiğinde Richard "Hazır, ve başla!" dedi ve snitchi serbest bıraktı. Ardından saatiyle süre tutmaya başladı. Küçük snitch anında yükseldi ve hızla uçmaya başladı. Scorp aynı hızla onu kovalarken kızlar tezahürat yapıyorlardı. Scorp sağa doğru manevra yapan topu son anda uzanıp yakaladı ve yere indi. Richard saatini durdurup bize gösterdi. "İki dakika on yedi saniye. Gayet iyiydin Scorpius. Sıra Albus'ta." dediğinde süpürgeme bindim ve beklemeye başladım.
Richard "Hazır, ve başla!" deyip tekrar snitchi serbest bıraktığında anında havalandım. Küçük top hızla uzaklaşırken hızımı arttırdım ve bir anda topun soluna geçip çevik bir hareketle yakaladım. Hızla aşağıya inip Richard'ın önünde durduğumda bana kocaman gülümseyerek bakıyordu. Kızlar arkamdaki tribünde tezahürat yaparken Richard bana saatini gösterdi. "Bir elli beş saniye Albus. Harry amca gibi bir arayıcı olacağını biliyordum." dediğinde şaşkınca ona bakıyordum. "Seçildim mi yani?" diye sorduğumda beni başıyla onayladı. "Bu süre bir rekor, tabii ki seçildin. İkiniz de seçildiniz." dediğinde Scorp neşeyle "Evet, işte budur!" diye bağırmıştı.
Kızlar koşarak yanımıza gelince koşup Pandora'ya sarıldım. Ben onu döndürürken o gülüyordu. "Sana yaparsın demiştim." dediğinde onu yere bıraktım. Scorp muzipçe gülümserken Rose'un yanına gelmesiyle donup kaldı. "Tebrikler Scorp, sonunda dişime göre bir rakibim oldu." dediğinde Scorp gülümsemekle yetindi. Rose Pandora'nın koluna girip "Biz artık gidelim, öğle yemeğine yetişmek istiyorum. Derste görüşürüz." dedi ve quiddicth sahasını terk ettiler.
Scorp anında bana dönüp "Pandora?" dediğinde ne dediğini anlamamışım gibi ona bakıyordum. "Ondan hoşlanıyorsun?" dediğinde ofladım. "Ne? Hayır! Tabii ki hoşlanmıyorum!" dediğimde bana imalı imalı bakıyordu. "Hadi ama dostum, benden mi saklıyorsun?" dediğinde ofladım. "Ben Pandora'dan hoşlanmıyorum!" diye bağırdığımda ellerini kaldırıp geriledi. Alaycı sesiyle "Sen nasıl diyorsan." dediğinde onu omuzundan ittim. "Hadi yemeğe gidelim, acıktım." dediğimde "Sen şuna Pandora'yı görmek istiyorum desene." diyerek sabahki konuşmamızı hatırlattığında bir an donup kaldım.
Ben Pandora'dan mı hoşlanıyordum? O güzeldi. Sap sarı saçları, mas mavi gözleri ve güzel bir yüzü vardı. Çok iyi biriydi, herkese yardım eder ve haksızlığa asla gelemezdi. Ama ondan hoşlanmıyordum. Yani sanırım. Bunları aklıma soktuğu için öfkeyle Scorpius'a döndüm. "Kaç!" dediğimde hemen koşmaya başladı. Bende onu şatoya, hatta büyük salona kadar kovaladım. Taaki yakalayıp o çok özenerek yaptığı sarı saçlarını bozana kadar. İşte intikam böyle alınır.
*Merhaba canım okurlarım.
Nasılsınız? Tatiliniz güzel geçiyor mu? Yoksa sizde benim gibi yatıyor musunuz? :) :) :)
Bu bölüm kısa oldu biliyorum ama elimden bir şey gelmiyor. Bu seferlik böyle olsun. Lütfen kızmayın.
Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Yorum atıp beni sevindirmeyi unutmayın.
Bu arada medyadaki çok güzel bir şarkı, dinlemenizi tavsiye ederim.
Sizi seviyorum. Bir sonraki bölümde görüşürüz.
Keyifli okumalar.*