Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı?
Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikayemi yazmaya karar verdim.
Wattpad' de ki en iyi Dramione'leri okudum ve hepsi bana ilham verdi.
Umarım benim hikayem de size ilham verir.
...
Hermione ve Draco evleneli iki hafta, Luna ve Neville evleneli bir ay ve Pansy ve Ron evleneli bir buçuk ay olmuştu. Ben ve Harry nişanlanalı ise dört aydan fazla. Neden bizde diğerleri gibi evlenememiştik bir türlü anlayamıyorum. Harry'nin elini tutmuş Pansy'lere giderken aklımdan bunlar geçiyordu. Bugün hepimiz onlara misafirdik. Evin önüne geldiğimizde Harry boştaki eliyle zili çaldı, on saniye sonra kapı açılmıştı. Ron "Nihayet geldiniz. Yolda başınıza bir şey geldi sandım." derken arkadan Pansy'nin sesi duyuldu. "Kim geldi Ron?" "Harry'ler geldi tatlım!" Ron yana kayarak bize yol verirken ben onlara imrenerek oflamıştım. Harry anlamamış bir şekilde bana bakarken Ron "Herkes sizi bekliyor." diyerek bizi içeriye aldı ve kapıyı kapattı. Onlar Harry ile birbirlerine sarılırken Pansy koşarak yanıma geldiğinde bende ona sarıldım. "Tanrım! Sizi çok özlemişiz çocuklar." "Bizde sizi özledik Pansy." dediğimde benden ayrıldı ve ceketimi alıp holdeki askıya astı. Ardından birlikte salona geçtik.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Salona girdiğimizde bana ilk sarılan koşarak üzerime gelen Luna oldu. "Ginny! Seni çok özledim!" "Bende seni Luna!" Biz o kadar uzun sarılmıştık ki Harry herkesle sarılıp yerine geçmişti bile. Herm aramıza girip "Artık sıra bende." dediğinde herkes gülmüştü. Ona da sıkıca sarılıp ardından Neville ve Draco'ya da sarıldıktan sonra Harry'nin yanına geçtim. Ron ve Pansy hariç hepimiz çift kişilik koltuklarda oturuyorduk. Onlar ise yan yana duran tekli koltuklarda oturmuş el ele tutuşuyorlardı. Kıskanmamak elde değildi. Herm "Neden bu kadar geç kaldınız?" diye sorduğunda onu ben yanıtladım. "Biz sizler gibi aynı evde yaşamıyoruz, hazırlanıp buluşmamız uzun sürüyor." dediğimde Herm kızarmıştı. Sesim biraz sitemli çıkmıştı ama bu sitemim ona değildi. Her yakın arkadaşın yaptığı gibi gözlerimle konuşarak özür diledim. Bana gülümsemekle yetinmiş ve Pansy'nin büyüyle servis ettiği fincanını almıştı. Harry'nin meraklı bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Herkes sırayla servis edilen fincanlarını alırken sessizliği Luna'nın sorusu böldü.
"Ron? Bill ve Fleur'un bir çocuklarının olduğunu duydum, doğru mu?" dediğinde Ron ona dönüp gülümsedi. "Evet doğru. Adı da Victoria. Fleur gibi güzel ve Bill'in gözlerine sahip." dediğinde Pansy öfkeyle ona bakıyordu. "'Fleur gibi güzel.' derken? Dördüncü senemizde o kızdan hoşlandığını duymadığımı zannetme Ronald!" dediğinde Ron kızarmıştı. Diğer herkes ise kahkahalarla gülüyordu. "Dediğin gibi sadece bir hoşlantıydı Pansy. Ayrıca o abimin eşi ve yeğenimin annesi." dediğinde Pansy bütün bedenini ona çevirmiş öfkeyle bakıyordu. "Yani abinin eşi olmasa onunla çıkardın, öyle mi?" Ron iyice kızarırken Draco ve Harry'nin kahkahaları iyice artmıştı. Pansy kalkıp mutfağa giderken Ron öfkeyle Draco ve Harry'ye bakıyordu. "Kesin sesinizi aptallar!" dedi ve Pansy'nin peşinden mutfağa girdi.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
