AV & AVCI

By AylemGngrd

3.7M 142K 68.4K

!!! Kitap +18 içerik barındıracaktır, rahatsız olanlar lütfen bunu göze alarak kitaba başlasınlar !!!! 🦋 İşt... More

Giriş
1- AV
2 - TUTSAK
3 - HATA
4 - KAÇIŞ
5- KELEBEK
7- KARAR
8- KAN
9- ELBİSE
10- TABLO
11- MÜZAYEDE
12- GÜNIŞIĞI
13- KIRMIZI
14- KAHVE
15- KAZA
16- TERCİH
17- GÜVEN
18- ODA
19- ZİNCİRLER
20- İÇKİ
21- OYUNBOZAN
22- TİCARET
23- BASKIN
ÖZET
24- GÖL
25- KAOS
26- VALS
27- CELLAT
28- PLAN
29-SAHNE
30- İTİRAF
31- EV
32- TRAVMA
33- TELEFON
34- KUM SAATİ
Av Hakkındaki Gelişmeler❤️
AV
AVCI (2.KİTAP) 1.BÖLÜM- TERSYÜZ
Yeni Bölümler Hakkında
Avcı Kitap Kapağı
KUZEY
BESTE
KUZEY
BESTE

6- KESKİN

110K 4.7K 1K
By AylemGngrd

Bu bölüm,

vanta28, AsiRıh11, Bilgecayirci5321, papatyatenli, hayaldi_gelecek, Geceazra1998, Sudefe280 adlı okurlarıma ithafen yazıldı 💗

İthaf isteyenler buraya yorum olarak bıraksın, dağınık olunca herkesi yazamıyorum 🙆🏻‍♀️

Keyifli okumalar 🌸

🦋

Küvete su doldurup içinde ne kadar durduğuma dair hiçbir fikrim yoktu. O kadar uzun bir süre durmuştum ki parmaklarımın uçları buruşmuştu. Su iyice soğuyunca üşümeye başladığımı hissedip havluma sarındım ve banyonun kapısını araladım. Kuzey'in hala odada olup olmadığını merak ediyordum ama çoktan gitmişti.

Kuzey'in gözlerinin önünde geceliğimi çıkardığımda ki yüz ifadesini görebilmeyi gerçekten isterdim. Onu afallatmayı, şaşırtmayı, hayal kırıklığına uğratmayı istiyordum ama o her zaman oyunu benden bir sıfır önde tamamlamayı başarıyordu. Hep bir adım önümde oluyordu. Oda bomboştu ama yatağımın üzerine düzgünce katlanmış olan pijamaları, geceliği, kot pantolonu ve birkaç kazağı gördüğümde şaşırdım. Ufak birde kutu duruyordu giysilerin yanında. Özenli bir şekilde, bir düzine iç çamaşırı yerleştirilmişti. Hepsinin üzerinde etiketleri parlıyordu. Yeni alınmışlardı. Bu alışverişi bana kimin yaptığını merak ettim. Anlaşılan, Kuzey Bozkurt'un paslı zincirlerle kitlenmiş kalbi birazda olsa insafa gelmişti. Kuzey ortalarda gözükmüyordu ama omzumu silktim. Yakında tekrar beni görmeye geleceğini biliyordum.

Saçlarımı havluya dolayıp, pijamalarımı üzerime geçirdim ve yatağıma uzandım. Ateşim düşmüştü ama hala hasta ve halsizdim. Biraz uyumaya karar verdiğim sırada öfkeyle duraksadım. Tam olarak ne yapıyordum?


Normalleşiyordum. Yemek yiyor, duş alıyor, havluyla saçlarımı kuruluyordum. Pijama giyinip, uyku çekmeyi planlıyordum. Burada yaşamaya alışıyordum. Beynim çok yakınımda olan tehlikenin umurunda değilmiş gibi hareket ediyordu. Bu evin içinde beni kaçırarak, özgürlüğümü elimden alan bir adamın varlığını unutuyordu.

Kuzey'in bana ettiği hakaretler canımı yakıyordu.
Aslında bunların hepsini beni Atakan'ın sevgilisi sandığı için yapıyordu ama yine de öfkeleniyordum. Çünkü burada esir tutulan, neredeyse soğuk yüzünden ölümden dönen, her an Kuzey Bozkurt tehlikesiyle yaşayan bendim. Eğer ben olmasaydım ve Kuzey gerçekten Bilge'ye ulaşabilseydi tüm bunları ablamın yaşayacak olması fikrine katlanamıyordum. Buradan ne olursa olsun kurtulmalı ve Atakan'la Bilge'ye ulaşmalıydım. Atakan'ın kaçırılmamla ilgili ne kadar şey bildiğini bilmiyordum. Onun ablamı koruyabileceğinden de emin değildim. Bir şekilde onlara ulaşmanın yolunu bulmam gerekiyordu.

Kapı çalınınca şaşkınlıkla kapının olduğu yöne baktım. Kapımın çalınıyor olması benim için fazlasıyla zarif bir hareketti. Kuzey'in bir anda bu kadar kibarlaşması pek mantıklı gelmedi. Gelenin Mete olduğunu düşünüyordum ama kapının aralanmasıyla farklı biri görüş açıma girdi.

Benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim ve neredeyse benimle aynı vücut ölçülerine sahip bir kız elindeki yemek tepsisiyle içeri girdi. Bana giydirilen geceliğin onun olduğunu anlamıştım. Kısacık, erkek tıraşı, kızıla çalan saçları, iri kahverengi gözleri vardı. Burnunda, kaşında, dudağının hemen üstünde ve kulaklarında piercingler vardı. Vahşi tabiatlı olduğu her halinden belliydi ama yaşamı elinden alınan birinden daha vahşi olamazdı.

Odanın bir köşesinde sessizce bekleyip onu izledim. Tepsiyi yatağın üzerine bıraktı ve cebindeki ilaçları çıkarttı. Sadece birer adet bırakması dikkatimi çekmişti. İntihar etmemem için düşünülmüş bir hareket olduğu belli oluyordu.

"Kuzey misafirperverlikte gelişme gösteriyor," dedim alayla hapları işaret ederek. İfadesiz kalmaya çalışarak söylediğimi duymazdan geldi. Birkaç saniye sonra konuştu.

"Başka bir şeye ihtiyacın varsa söyleyebilirsin."

"Sen kimsin?" dedim tepsiyi kucağıma alırken. Çatal ve bıçağı elime aldım ve tabağımdaki ete uzandım. Bir parça kesip ağzıma attım. "Gerçekten karnım acıkmıştı, teşekkürler."

"Afiyet olsun. Başka bir şey lazım mı?"

"Bu kıyafetleri sen mi aldın?"

"Kuzey ayarladı, bilmiyorum." Bir an önce gitmek istediği tavırlarından belli oluyordu.

"Neredeyiz?"

"Sana bunu söyleyemem."

"Söylesen ne olacak ki?"

"Tepsiyi alırım bir saate. Başka bir şey lazım değilse..."

"Beni neden kaçırdığını biliyorsun değil mi?"

"Başka bir şeye ihtiyacın yok herhalde!" dedi bağırarak. Gevezelik ettiğime sinirlenmiş gözüküyordu.

"Senin Kuzey'le bağlantın ne?" diye sordum bu sorunun cevabını gerçekten merak ederek. Sorularımla onu bezdirmiştim ama aslında amacım onunla sohbet etmek değildi. Sadece onu bir şekilde yanımda tutmaya çalışıyordum. "Hadi ama, günlerdir yalnızım. Konuşacak birine ihtiyacım var."

Gözlerini devirdi. Kapıdan çıkmaya yeltenirken "Dur!" diye bağırdım. Bana arkası dönük bir şekilde durdu. Tepsiyi yatağa koyarken, bu şekilde durduğu için inanılmaz şanslıydım. Sinsice arkasından yaklaştım. "Aslında bir şeye ihtiyacım var. Regl oldum ve..."

"Anladım, tamam geti..." Bana doğru dönerken onu arkadan bir anda kıstırdım ve birkaç saniye içinde bıçağı boğazına dayadım. Ne olduğunu bile anlayamadan onu pençelerimin arasına almayı başarmıştım.

"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye tıslarken bıçağın ucuyla boynunu biraz deldim ve kanamasını sağladım. Ciddi olduğumu anlaması gerekiyordu. "Kes sesini!" diye fısıldadım. "Aşağıda kim var?"

"Seni aptal! Aşağıda tonlarca adam var. İşini bitirirler. Sen daha beni kesmeden vururlar seni."

"Bu işin sonunda Kuzey'in beni öldürmeyeceği ne malum zaten? Beni vurana kadar senin boğazını çoktan kesmiş olurum. Vücudundaki kanın yüzde kırkını saniyeler içinde kaybedip ölürsün. Doğru tampon yaparlarsa seni hastaneye yetiştirip yaşatırlar belki. Ancak çok büyük iki problemin var." Bıçağın ucunu biraz daha bastırarak konuşmaya devam ettim.

"Birincisi hastaneye gitmek için çok az bir vaktin olacak. Dağın başındayız ve etrafımızda bırak hastaneyi, yerleşim yeri bile yok. Bunu gözlerimle gördüğümü herhalde biliyorsundur." Derin bir nefes alarak devam ettim.

"İkincisi hastaneye gitmeyi diyelim başardın, seni kimin öldürmek istediğini araştıracaklar. Polis sizi rahat bırakmayacak. Zaten anladığım kadarıyla kirli işlerle uğraşıyorsunuz. Bu da senin yüzünden Kuzey'in başına bir sürü bela açılması demek. Hoşuna gitmeyeceğinden eminim. Aptallığın pahalıya mal oldu. Sana hapları bile tek tek vermen söylenirken, tepsime bıçak koyman pek zekice değil bence. En kötü ihtimalle onun sana olan güvenini tamamen kaybedeceksin."

Sinirle yerinde sallanarak elimden kurtulmaya çalıştı ama kesik biraz daha artınca durmak zorunda kaldı. "Ne istiyorsun?"

"Aşağıda kim var?" diyerek sorumu tekrarladım.

"Mete ve Kuzey. Çalışma odasındalar. Bahçede onlarca adam var."

"Sen kimsin?"

"Mete'nin sevgilisiyim ben."

"Güzel, yani senin ölmeni istemezler. Şimdi beni iyi dinle. Buraya arabayla geldiğimize göre arabanın anahtarları da buralarda bir yerlerde olmalı. O anahtarı gidip birlikte alacağız ve ben arabaya binene kadar sesini çıkarmayacaksın. Bir de bana silah bulacaksın ve arabayı sen süreceksin."

"Aptallık ediyorsun! Arabaya binip öylece kaçabileceğini mi sanıyorsun? Dışarıdaki adamlar bizi gördüğünde görmezden mi gelecekler? Kuzey'e haber vermeyecekler mi? Beni bırak, bu olayı kimseye anlatmayacağım."

"O zaman beraber arka koltuğa bineceğiz. Bir adamı da arabayı sürmesi için ayarla ve çenesini kapadığından emin ol."

Cevap vermedi ve kapıyı araladı. Bıçağı tam şah damarının üzerinde tutmaya devam ederek birlikte merdivenlerden inmeye başladık. Daha iyi bir plan tasarlayabilirdim ama her şey çok ani geliştiğinden doğru düzgün düşünemiyordum. Anlık planlar tasarlıyordum. Ortalık sessiz gözüküyordu. Mutfağın yanındaki çalışma odasının kapısı kapalıydı. Yavaşça odanın önüne doğru yürümeye devam ettik. Midem kasılıyordu. Korku dolu olduğumu belli etmemeye çalışarak bu şekilde yürümeye devam ettim.

Kız bir anda bana bir tekme savururken, "Kuzey!" diye bağırdı. Kapıdan çıkmaya odaklandığım için bu darbeye hazırlıksız yakalanmışım ama reflekslerim isabetliydi. Kızın boynunu koluma sıkıştırdım ve sırtımı duvara yasladım. Kapıdan dışarı fırlayarak tam karşımda duran Kuzey'le göz göze geldim. Ardından Mete şaşkın bakışlarla dışarı çıktı ve ağız dolusu bir küfür savurdu.

"Yaklaşmayın!" dedim hızlıca. "Yoksa kızın şah damarını keserim ve bu konuda ciddiyim."

Mete anında belindeki silahı çıkartarak bana doğrulttu.

"Onu hemen bırak yoksa seni gebertirim!"

"Hayır," dedim Kuzey'e doğru. "O silahı şimdi beline koymazsa saniyeler içinde boynunu keserim. Gerisini siz düşünürsünüz."

Mete tekrar bir küfür savurdu. Namlunun ucu direkt alnımı hedeflerken, her an tetiği çekebilecekmiş gibi gözüküyordu.

"Sen bilirsin!" dedim Mete'ye ama bir yandan silahı ortadan kaldırması için dua ediyordum. Bu kıza zarar verebileceğimden emin değildim.

"Kaldır silahı," dedi Kuzey, kızdan süzülen kanı gördüğünde.

"Kuzey saçmalama!" diye bağırdı Mete.

"Kaldır," dedi sakince. Bakışlarını bir an olsun benden ayırmıyordu. Alnımdan süzülen ter damlası şakağıma doğru ilerlerken Mete'ye baktım. Mete bir başka küfür savurdu ve başını ellerinin arasına alarak gözlerini kapattı. Ardından seri bir şekilde silahını beline yerleştirdi.

"Güzel," dedim Kuzey'e. "Şimdi kapıyı açın ve önden yürüyün. Biz arka koltukta otururken sizde öne geçip en yakın karakola gideceksiniz. Sizi burada bırakma riskini göze alamam. Kimseyle konuşmadan arabaya binin. Kimse bizi takip etmeyecek. Elinizdeki telefonları da bırakın," dedim Kuzey'in elindeki telefonu işaret ederek. "Bir terslik çıkarsa kızı öldürürüm."

"Tamam," dedi Kuzey sakince ve kapıyı araladı.

"Ne tamam?" dedi Mete. "Böylece gitmesine izin mi vereceksin?"

"İmge'yi öldürmesindense gitmesine izin vereceğim elbette." Fazlasıyla sakin oluşu bende şüphe uyandırsa da sonuçta adının İmge olduğunu öğrendiğim bu kızın ölmesini istememesi için mantıklı sebepleri vardı.

"Bu işin peşini bırakacağımızı mı sanıyorsun?" dedi Mete tükürür gibi. "Atakan'ın sende ne bulduğunu anlıyorum. Masum değilsin sen!"

Mete'nin söyledikleri umurumda bile değildi. Hadi, işe koyulun dercesine kafamı sağa yatırdım ve kapıyı gösterdim. Kuzey'in gözlerinde raks eden eğlenir ifade her ne kadar beni korkutsa da, şansımı denemek zorundaydım.

O sırada Kuzey'in elinde çalan telefon hepimizi irkiltti. Daha önce fark etmemiştim ama telefonu tanıyınca afalladım. Bu telefon bana aitti ve her ne kadar ekranda şifre olsa da, şifreyi çok basit bir şekilde kırabilirlerdi. Sadece basit bir L harfini çizmeleri yeterli olacaktı. Bilge'yle olan resimler, konuşmalar, her şey açığa çıkacaktı. Böylece deşifre olmuştum ya da olmama çok az kalmıştı.

Kuzey yavaşça elindeki telefonu kendine yöneltti. Bakışları bana kaydı ve yüzüme birkaç saniye baktı. Ardından telefon ekranını bana çevirdi ve kimin aradığını gösterdi.

Atakan arıyordu.

Yutkundum ve "Aç," dedim.


"Aç ve hoparlöre al."

🦋

Instagram: aylemgungordu ve yazarkitapligi

🦋

Atakan aradı, sizce ne diyecek? Tahminleri böyle alalım.

ÖNEMLİ BİR NOT 📝

Şimdi "aman efendim bölüm kısaydı, doyamadık" diyenler olacak farkındayım 😊 ben standart 1200-1500 kelime arası ayarlıyorum bölümleri ama sizi de kırmam ben😎

🎁Yılbaşı özel bölüm olacak ☃️🎊🎉🎁

İstediğiniz gibi uzun ve olaylı 🥰

Öpüyorum çok.
🅰️

Continue Reading

You'll Also Like

423K 6.3K 19
''Sen benim kocam değilsin.'' diye bağırmıştım. Alphan ise dibime kadar girmiş gözlerimin içine bakarak'' Ben senin kocanım gerçek bu artık kabullen...
57.8K 1.8K 24
(Tamamlandı!!!) Duyguları anlatmak için yaşamak gerekmez. "Sende hiç yokken bir o kadar vardın ." Eklemdeki Yangın adlı ilk hikâyedir ! Kitap kapağı...
4.5M 336K 58
"Bu kitap babası tarafından sevilmeyen ve hiç bir zaman sevilmeyeceğini düşünen kızlara ithafen yazılmıştır..." (Haziran-Temmuz ayları arasında kitap...
646K 40K 45
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*