4 - KAÇIŞ

127K 5.8K 1.3K
                                    

Instagram: aylemgungordu

Lütfen yoruma hikayeyi sevebileceğini düşündüğünüz iki arkadaşınızı etiketleyin! İthaf için yorum bekliyorum ancak yorumda hikaye için düşündüklerinizi, beklentilerinizi de belirtin lütfen:)

Bu bölüm,
Can dostum iremgelincek'e ❤️

Başta değerli yorumlarından dolayı sdfsmyr2344 olmak üzere; aysel595, Flower_on_the_Mars, ipekzemzem, kasmira_kasmira, alasu12, missvampirella, ecem2891 adlı kişilere ithafen yazılmıştır ❤️

Keyifli okumalar!

4.BÖLÜM "KAÇIŞ"

Odama çıktığımdan beri saatlerdir kimse gelmemişti. Kuzey beni düşüncelerimle baş başa bırakıyordu. Tutsak olmanın en iyi yanı da buydu galiba. Kimseyle iletişim kuramazken ve bir odaya hapsedilmişken düşünmek için çok fazla zaman vardı. Yataktan kalktım ve pencereye yöneldim. Gündüz, nöbetini geceye teslim ederken, gökyüzü bir ressamın siyaha boyamadan önce tuvaline attığı bir parça kızıl renk gibiydi. Bakışlarımı aşağı indirdim. Adamlar penceremin önünde nöbet tutmaya devam ediyordu. Buradan nasıl kaçacağıma dair fikirler üretmeye devam ederken, bir yandan da bu meselenin ne olduğunu çözmeye çalışıyordum.

Kafamdaki taşlar yerli yerine oturmaya başlamıştı.

Kuzey ve Atakan arasındaki bu ölümcül meselenin ne olduğuna dair hiçbir fikrim olmasa da bu konunun onunla hiçbir ilgisi yoktu.

Ablam, Bilge Güngördü ile.

Kuzey'in asıl aradığı kişi Bilge'ydi ama her nasılsa beni o sanıyordu.

Ona Bilge diyordum çünkü aramızda sadece iki yaş vardı. Ailemizi kaybettiğimizden beri birbirimizin en yakını, kardeşi, ailesi olmuştuk. Daha sonra Bilge, çalıştığı barda Atakan ile tanışınca, Atakan benim hayatıma bir kâbus gibi çökmüştü. Birbirimizi sevmiyorduk. En başından beri yıldızımız barışmamıştı. Bir süre sonra ikimizde rol yapmayı bıraktık. Beni sevmediğini göstermekten çekinmezdi. Bilge beni sevse de bu duruma kayıtsız kalıyordu.

Anıları pas geçip, son günleri hatırladım... Bir gariplik olduğu ortadaydı. Atakan her zamankinden biraz farklı davranıyordu ama ucunun bana dokunacağı hiç aklıma gelmezdi. Nasıl olduğunu anlamadığım şekilde iki yıllık işimden olmuştum ve Atakan kötü günlerimde yanımda olacağını söylüyordu. Zaten onlar Bilge'yle biraz uzun bir tatile çıkacaklardı ve onlar dönene kadar Bilge'nin yerine çalışarak para kazanabilirdim. Yani bana söylediği buydu. Tek başıma da kalacaksam paraya ihtiyacım olacaktı. O yüzden hiç düşünmeden kabul etmiştim.

Tabii son bir şey daha vardı: Asla ama asla başımı belaya sokmamam gerekiyordu.

Göz önünde bulunmamam, dikkat çekmemem en iyisiydi. Hiç kimseyle kavga etmeyecek ve ne olursa olsun polislerden uzak duracaktım. Ne de olsa barlar tekin yerler değildi ve o kıçımı toplamak için buralarda olmayacaktı. Başımın çaresine bakmam gerekiyordu.

Son cümlesinin anlamını biliyordum. Atakan'ın pis işler çevirdiğini de tahmin ediyordum. Bir şekilde başım belaya girebilirdi ve tetikte olmalıydım ama şimdi Atakan'ın ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Beni bir 'av' haline getirmişti. Beni Bilge gibi göstermek için elinden geleni yapmıştı. Bilge'yle dış görünüşümüzdeki benzerlik ortadaydı. Birbirimize neredeyse tek yumurta ikizleri kadar benziyorduk. Ancak bizi çok yakından tanıyan birisi aramızdaki farkı görebilirdi. Yine de anlayamadığım bazı noktalar vardı. Konu Kuzey olunca hiçbirini çözmek mümkün değildi.

AV & AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin