6- KESKİN

109K 4.7K 1K
                                    

Bu bölüm,

vanta28, AsiRıh11, Bilgecayirci5321, papatyatenli, hayaldi_gelecek, Geceazra1998, Sudefe280 adlı okurlarıma ithafen yazıldı 💗

İthaf isteyenler buraya yorum olarak bıraksın, dağınık olunca herkesi yazamıyorum 🙆🏻‍♀️

Keyifli okumalar 🌸

🦋

Küvete su doldurup içinde ne kadar durduğuma dair hiçbir fikrim yoktu. O kadar uzun bir süre durmuştum ki parmaklarımın uçları buruşmuştu. Su iyice soğuyunca üşümeye başladığımı hissedip havluma sarındım ve banyonun kapısını araladım. Kuzey'in hala odada olup olmadığını merak ediyordum ama çoktan gitmişti.

Kuzey'in gözlerinin önünde geceliğimi çıkardığımda ki yüz ifadesini görebilmeyi gerçekten isterdim. Onu afallatmayı, şaşırtmayı, hayal kırıklığına uğratmayı istiyordum ama o her zaman oyunu benden bir sıfır önde tamamlamayı başarıyordu. Hep bir adım önümde oluyordu. Oda bomboştu ama yatağımın üzerine düzgünce katlanmış olan pijamaları, geceliği, kot pantolonu ve birkaç kazağı gördüğümde şaşırdım. Ufak birde kutu duruyordu giysilerin yanında. Özenli bir şekilde, bir düzine iç çamaşırı yerleştirilmişti. Hepsinin üzerinde etiketleri parlıyordu. Yeni alınmışlardı. Bu alışverişi bana kimin yaptığını merak ettim. Anlaşılan, Kuzey Bozkurt'un paslı zincirlerle kitlenmiş kalbi birazda olsa insafa gelmişti. Kuzey ortalarda gözükmüyordu ama omzumu silktim. Yakında tekrar beni görmeye geleceğini biliyordum.

Saçlarımı havluya dolayıp, pijamalarımı üzerime geçirdim ve yatağıma uzandım. Ateşim düşmüştü ama hala hasta ve halsizdim. Biraz uyumaya karar verdiğim sırada öfkeyle duraksadım. Tam olarak ne yapıyordum?


Normalleşiyordum. Yemek yiyor, duş alıyor, havluyla saçlarımı kuruluyordum. Pijama giyinip, uyku çekmeyi planlıyordum. Burada yaşamaya alışıyordum. Beynim çok yakınımda olan tehlikenin umurunda değilmiş gibi hareket ediyordu. Bu evin içinde beni kaçırarak, özgürlüğümü elimden alan bir adamın varlığını unutuyordu.

Kuzey'in bana ettiği hakaretler canımı yakıyordu.
Aslında bunların hepsini beni Atakan'ın sevgilisi sandığı için yapıyordu ama yine de öfkeleniyordum. Çünkü burada esir tutulan, neredeyse soğuk yüzünden ölümden dönen, her an Kuzey Bozkurt tehlikesiyle yaşayan bendim. Eğer ben olmasaydım ve Kuzey gerçekten Bilge'ye ulaşabilseydi tüm bunları ablamın yaşayacak olması fikrine katlanamıyordum. Buradan ne olursa olsun kurtulmalı ve Atakan'la Bilge'ye ulaşmalıydım. Atakan'ın kaçırılmamla ilgili ne kadar şey bildiğini bilmiyordum. Onun ablamı koruyabileceğinden de emin değildim. Bir şekilde onlara ulaşmanın yolunu bulmam gerekiyordu.

Kapı çalınınca şaşkınlıkla kapının olduğu yöne baktım. Kapımın çalınıyor olması benim için fazlasıyla zarif bir hareketti. Kuzey'in bir anda bu kadar kibarlaşması pek mantıklı gelmedi. Gelenin Mete olduğunu düşünüyordum ama kapının aralanmasıyla farklı biri görüş açıma girdi.

Benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim ve neredeyse benimle aynı vücut ölçülerine sahip bir kız elindeki yemek tepsisiyle içeri girdi. Bana giydirilen geceliğin onun olduğunu anlamıştım. Kısacık, erkek tıraşı, kızıla çalan saçları, iri kahverengi gözleri vardı. Burnunda, kaşında, dudağının hemen üstünde ve kulaklarında piercingler vardı. Vahşi tabiatlı olduğu her halinden belliydi ama yaşamı elinden alınan birinden daha vahşi olamazdı.

Odanın bir köşesinde sessizce bekleyip onu izledim. Tepsiyi yatağın üzerine bıraktı ve cebindeki ilaçları çıkarttı. Sadece birer adet bırakması dikkatimi çekmişti. İntihar etmemem için düşünülmüş bir hareket olduğu belli oluyordu.

AV & AVCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin