Bulletproof: X [BTS+Yoongi] ✔️

By jininnyx

122K 12K 6.6K

Size olayın ne ara bu hale geldiğini anlatamam ama bu hale gelmesini sağlayan ana karakterleri anlatabilirim... More

Karakter Tanıtımı [Okuyun]
1 •Bulletproof:X•
2 •Bulletproof:X•
3 •Bulletproof: X•
4 •Bulletproof: X•
5 •Bulletproof: X•
6 •Bulletproof:X•
7 •Bulletproof: X•
8 •Bulletproof: X•
9 •Bulletproof:X•
10 •Bulletproof:X•
11 •Bulletproof:X•
12 •Bulletproof:X•
13 •Bulletproof:X•
14 •Bulletproof:X•
15 •Bulletproof:X•
16 •Bulletproof:X•
17 •Bulletproof:X•
18 •Bulletproof:X•
19 •Bulletproof:X•
20 •Bulletproof:X•
21 •Bulletproof:X•
22 •Bulletproof:X•
23 •Bulletproof:X•
25 •Bulletproof:X•
26 •Bulletproof:X•
27 •Bulletproof:X•
28•Bulletproof: X•
29 •Bulletproof:X•
30 •Bulletproof:X•
31 •Bulletproof:X•
32 •Bulletproof:X•
33•Bulletproof:X•
34 •Bulletproof:X•
Şifreler ve Teoriler
35 •Bulletproof:X•
36 •Bulletproof:X•
37 •Bulletproof:X•
38 •Bulletproof:X•
39 •Bulletproof:X•
40 •Final•
Şifreler (Açıklama)

24 •Bulletproof:X•

2.4K 306 147
By jininnyx

GIDLE - Hann.

* * *

Eve ulaştığımda NamJoon ve Jimin'in yanı sıra Yoongi ve Taehyung'da bizdeydi. Yoongi'yi görünce sinirlerim yine gerildi, sakin olun sinirlerim şuan saldırı zamanı değil.

"Neredeydin?" Jimin aniden yanımda belirince sıçradım.

"Biraz yürüyüş yapmıştım, panikleme diye söylüyorum tamamen topluma açık ve kalabalık bir yerdeydim."

Çantamı bırakmadan odama geçmek için yanlarından ayrıldım.

Onlar ise salonda kalmış, bir şeyler konuşuyorlardı.

Elimin titremesi, kalp atışımın artması gibi şeyler durduğu içib rahatlayarak evde giydiğim eşofmanlarımı hemen üstüme geçirdim. Telefonuma gelen birkaç mesaj vardı.

Okul etkinliklerinden gelen mesajlara şöyle bir göz attım.

"İntiharı önlemek için yarın saat altıda okul konferans salonumuzda bir seminerimiz vardır. Özel konuğumuz Choi Lena, sizler için orada olacak."

Choi Lena? Choi Lami?

İnternete girip Minho'nun adını yazdım. Altta ailevi bilgiler çıktı. Choi Lena, annesi.

İşte bu, bu kadın yarın seminer için bizim okulumuzda olacaktı. Acaba onunla konuşabilir miyim?

Su almak için salona girdiğimde hala, hepsi buradaydı. Yoongi ile göz göze gelince hemen bakışlarımı çevirdim. Onunla muhatap dahi olmak istemiyorum.

Mutfağa gidip bir su aldım ve Jimin'in yanına oturdum.

"Yani bu kişi bir ekip, hepimizin aynı anda fotoğrafını çekebilmesinin başka açıklaması yok." dedi Taehyung.

Resmen hepimizi diken üzerine dikmişti pislik, pislikler. Her neyse.

"Ben yatmaya gidiyorum," dedim başım ağrırken.

"Sen iyi misin? Solgun gibisin?" dedi NamJoon tepeme dikilerek. Elini alnıma koyup ateşime bakarken Yoongi'nin koltukta merakla bana baktığını gördüm. Beter ol.

"Ateşin var gibi, biraz dinlen." NamJoon beyin emri ile odama gittim. Halsizlikle yatağımın içinde yuvarlanarak güzel bir uyku çektim.

- - -

Doktor bir sürü test vermişti, daha yarısını ancak bitirmiştim.

Son birkaç gündür olanlar yüzünden bir hastaneye gelme kararı aldım. Jimin'in ya da bir başkasının haberi yoktu. Bir şeyim çıkmazsa, umarım çıkmaz, insanları yine telaşa atmış olacaktım.

En azından kendi içimi rahatlatırım düşüncesiyle sabahtan beri elli test yaptırdım.

Son testin bitmesiyle toparlanıp okula geçtim.

Derslerin birazını kaçırdığım için diğer yarısına girme hevesim de yoktu. Ben de kütüphaneye gidip yaklaşan sınavlarım için kafa patlattım. Gerçi akıllıyım, dersi derste dinlerim, belli etmesem de sinsi sinsi çalışırım. Mükemmel de olsam ders çalışmam lazım mottosu ile kitaplara gömüldüm. Saat altıya gelirken seminer salonuna gitmek için hemen kütüphaneden çıktım.

En önlerde bulduğum bir yere kuruldum. Salon yavaş bir şekilde doldu, genel olarak büyük kişiler vardı. Herhangi bir öğrenci, deli olmadığı sürece böyle bir şeye gelmez. Ben deliyim, o yüzden geldim.

Alan tamamen dolduğunda arkamı dönüp şöyle bir tanıdık yüzlere baktım. Taeyong ve Jaehyun'u gördüğümde elimi kaldırıp dikkatlerini çektim. Jaehyun böyle şeylere çok ilgili bir insandı, sanırım fazla duyarlı olması ile alakalı.

Işıklar kapandı ve tüm gözler sahneye döndü. Sahnede önce topuklu sesi, ardından bir kadın görüntüsü belirdi. Orta yaşlarda, sapsarı saçları, uzun boyuyla güzel bir kadındı. Choi Lena.

Fotoğraflardan daha güzeldi. Lami'nin güzelliğini kimden aldığı apaçık ortada.

"Merhaba, ben Choi Lena. Geçen yıl intihar eden Lami'nin annesiyim..." kadın kendini tanıtarak girdiği konuşmada gayet güzel bir devam getirdi. Net, bazen inip bazen alçalan sesiyle gerçek bir yöneticiydi.

"Lami... Sizin gibi sıradan birisiydi, intihar edebileceğini asla düşünmedim."

Etmedi zaten, öldürüldü diye bağırmak istedim.

"Ama oldu. Benim güzel Lami'im bile kendine kıyabildi. Depresyon..." gerçekleri bilmesem, sahnede acılı bir anne olduğunu düşünür üzülürdüm.

Ama kendi kızının vahşice öldürülmesini gizlemiş, tüm suçu kızına atmıştı. Sanki Lami suçlu gibi gösterilmişti. Kendi canına kıyan bir kız.

"Sorusu olan var mı?" kadının sesiyle kendime geldim. Salondan çıt çıkmıyordu. Gayet rahat bir şekilde elimi kaldırdım. Birkaç sınıf arkadaşımın "Yine Yeon, bu kız deli," diye mırıldandıklarını duydum. Haklısınız arkadaşlar.

"Evet, sorunuzu alayım."

Oturduğum yerden kalktım. Böyle şeylerde üzerime bir özgüven biniyordu.

"Sorum şu. Eğer Lami intihar etmeseydi, öldürülseydi. Yine aynı acıyı yaşar mıydınız? Sonuçta birisinde kızınız kendi canına kıyıyor, bilerek yapıyor. Diğerinde elinde olmadan gidiyor."

Sorduğum soru ile Lena'nın otoritesi birkaç saniye sarsıldı.

"Aynı üzüntü olur mu bilmem. Evet, sonuç olarak ikisinde de kızımı kaybetmiş oluyorum. Ama birinde... Bunu isteyerek yapıyor. Diğerinde elinde değil. Objektif bakarsam, ilki daha çok üzer. Kızımın beni kendi isteğiyle bırakması. Başka sorunuz var mı?"

Kafamı hayır anlamında sallayıp, yerime oturdum.

Sormak istediğim diğer sorular, bu ortama uygun değildi. Ama hakkını verirsek, kesinlikle profesyonel bir kadındı. Yalancı.

Seminer biter bitmez sahne arkasına gittim. Benim dışımda birkaç profesör ve koruma falan vardı. Elbette geçmeme izin vermediler.

"Sormam gereken şeyler var ama!" dedim ayağımı yere vurarak, bir yandan elimdeki defteri gösteriyordum.

"Seminer bitti." dedi güvenlik görevlisi.

"İyi ama ben bir öğrenciyim, merak ettiklerim olabilir. Sormak hakkım."

"Kızı gönderin lütfen." Bayan Lena'nın sesi ile hepimiz o tarafa döndük. Soyunma odasından çıkmış, bana bakıyordu. Güvenlik geçmeme izin verince, saçlarımı savurarak yanlarından ayrıldım.

Birlikte kendi odasına geçtik.

"Baya dişli bir kızsın, bana soru soran tek kişisin!" dedi gülerek. Sahte kadın seni.

"Ee sormak istediklerin varmış, otur bakalım."

Gösterdiği yere oturdum.

"Öncelikle kaybınız için üzgünüm. Lami sınıf arkadaşımdı. Ayrıca oğlunuzun şirketinde çalışıyorum." söylediklerim karşısında şaşırmış gibiydi. Ya da sadece numara yapıyor.

"Ne kadar güzel, Minho ile hiç tanıştınız mı?"

"Evet, gerçekten çok iyi biri. Bence herkesin onun gibi bir patronu olmalı."

O oyuncuysa, ben Oscarlık oyuncuyum.

Planım buydu, Bayan Lena'ya kendini göster. Seni tanısın. Böylece evlerine bile girebilirdim.

"Aslında yalan söyledim, sormak istediğim pek bir şey yok." dediğimde Bayan Lena'nın kaşları çatıldı, hemen devam ettim "Şöyleki aradığım bir rol modelsiniz. Sahnede ki duruşunuza hayran oldum. Sadece tanışmak istemiştim, üzgünüm."

Bayan Lena birden kahkaha attı.

"Senin gibi dürüst ve atılgan gençler, her istediğini alır. Bana gençliğimi hatırlattın."

Ardından beş dakika kadar kısa bir sohbet oldu. Derslerden konuştuk, arada Lami ile ilgili şeyler öğrendim.

"Lami'nin yakın arkadaşı, o öldükten sonra bir daha onu görmedim. İnsanlar Lami'yi sorunlu olarak gördü." dedi düşünceli bir şekilde.

"Yakın arkadaşı mı? Bizim okulda mıydı?" normal davranak konuştum.

"Hayır yan komşumuzdu, çok iyi anlaşırlardı. Ama o da sırt çevirdi,-" konuşmasını bir telefon kesti. Ardından toparlanıp gitmek zorunda kaldı.

Ben de çok önemli bir bilgi ile arkasından baktım, Lami'nin bir arkadaşı vardı.

- - -

İki gün sonra hastaneden tüm testlerimin çıktığına dair bir mesaj aldım.

Doktorun odasının önünde gergince bekliyorum ama doktor yok!

Acil bir hastaya bakıyormuş, on beş dakikaya gelirmiş. Ben de burada panikten öleceğim.

Elim yine uyuşmaya başlamıştı, iki gündür iyiyken yine aynısı oldu.

Ayağımı sallandırarak boş koridorda beklemeye başladım.

"Yeon!" adımın seslenilmesiyle kapattığım gözlerimi açtım. Koridorun başından bana doğru gelen Yoongi'ye ağzım açık bakıyordum.

Giydiği kot pantolon, sade tişört ve kot ceketin içinde mükemmel olduğu için değil. Burada olduğu için!

Oturduğum yerden hızla kalktım "Senin ne işin var burada?" dedim panikle. Birazdan doktor gelecekti, gitse iyi olur.

Ama o telefonunu çıkarıp bir şey açtı. Kan verirken ki resmim. Altına ise bugün saat kaçta hastanede olacağım yazılmıştı, X tarafından. Küçük şipici, seni bulduğumda parçalayacağım!

"Ne işin var burada? Niye kan verdin?"

Sorguya çeker tavrına sadece güldüm.

"Sanane?"

Derin bir nefes bıraktı "Abini aramamı ister misin? Bilmediğine eminim."

Ona şaşkınlıkla baktım. Beni tehdit mi ediyordu ben mi yanlış duydum?

Elim yine uyuşmaya başlamıştı, kalp atışlarım hızlanırken aynı anda midem de bulanmaya başladı.

"Arama, önemli bir şey yok." dedim zar zor konuşarak. Gerilmiştim, başım dönüyordu, kolumun uyuşukluğu yine bacağıma doğru ilerlerken bu sefer nefesim de hafiften kesilmeye başlamıştı.

"Söylemezsen abini arayacağım dedim, bana yalan söyleme!"

Sesini yükseltip bana baktı. Onu zar zor görüyordum. Telefon ekranını açtığını gördüm "Tamam, arıyorum."

Titreyen diğer elimi telefona uzattım. Çünkü diğeri işlevini yitirmişti.

Yoongi muhtemelen elimin titrediğini gördü ama eş zamanlı olarak bacağımdaki güç tamamen gittiği için öne doğru düştüm. Yumuşak bir şey beni tuttu.

"Kahretsin! Doktor yok mu? Siktiğimin hastanesinde bir doktor bulun!" etrafta hafif bir koşuşturmaca vardı. Sanki onlar koştukça benim nefesimi alıyorlard.

"Abimi arama," zar zor konuştuğumda Yoongi bir küfür daha savurdu.

Gözlerimi yavaşça kapattım ama sonra geri açıldılar. Bu sefer yerden havalanmıştım. Burnuma dolan aloe vera kokusu sadece ona ait olabilirdi, Yoongi.

Yavaşça ağlamaya başladım.

Ölüyorum galiba.

"Ağlama, bir şeyin yok." Yoongi panikle benimle konuşuyordu. Sonra bir yere yatırıldım. Ağzıma bir şey taktılar.

"Doktoru nerede?" Yoongi'nin kükreyen sesi diğer tüm sesleri bastırıyordu.

Ağzımdaki şey bana nefes veriyordu. Nefeslerim düzene girerken, kolumdaki uyuşmada hafif düzelmeye başladı.

Birimin başımı ovduğunu hissettim "Bir şey yok, iyisin, bir şeyin yok." Yoongi'nin ninni gibi sesi beni sakinleştiriyordu ama aynı zamanda mideme bir kramp sokuyordu.

"Doktoru benim," içeri birisi girdi. Yarım yamalak görüyordum.

Beni hızlıca muayene ederken, ben hafiften kendime gelmiştim. Ağzımdaki maskeyi çıkardım.

"Şimdi nasılsın?" dedi doktor.

"İyiyim, biraz halsizim."

"Sonuçlarınızı şimdi inceledim, az önce gösterdiğiniz belirtilere bakarsak... Panik atağınız var."

Kaşlarım çatılırken, kalbim yine sıkıştı.

"Son zamanlarda stresli bir yaşantınız var mı?"

Bir Yoongi'ye bir doktora baktım ve kafamla onayladım.

"Stresiniz birikmiş, en son spor yaparken ortaya çıktı demiştiniz. Spora başladığınızda, panik atağınız ortaya çıkmış. Spor anında zorlandığınız için, vücudunuz panik atağa dönüyor. Sizi psikiyatri servisine nakledeceğim. Ama şimdilik dinlenin." doktor odadan çıktığında göz yaşlarımı tuttum.

"Benim yüzümden olmuş," Yoongi'nin odada olduğunu bile konuştuğunda fark ettim.

Bana döndüğünde yüzünde tarifsiz bir acı vardı "Seni ben zorladım, anlayışsız davrandım," cümlesi yarıda kaldı. Kafasını yukarı kaldırdı. Ağlıyor muydu o? Tekrar bana döndüğünde gözleri dolmuştu, dudaklarını yaladı "Üzgünüm."

X X X

Arkadaşlar bolca oy istesem? Bölümü bir sürü kişi okuyor oy verenler hep aynı :')

Ayrıca şimdiden bayramınız mübarek olsun, sevdiklerinizle güzel bir bayram geçirmeniz dileğiyle, kendinize iyi bakın bolca kalp.

Şifre: Katil yakında.

Continue Reading

You'll Also Like

148K 9K 48
O kalbinin şifresini bana kendiliğinden vermişti ama benimkini hacklemek zorunda kalmıştı... Ben zaten bir sekilde acılarımı icimde yaşardım. Belli e...
92.9K 7.4K 37
liskook,, nochu: nefesimi kesiyorsun, lalisa bunu kabullenmem zor oldu, seni sevdiğimi belki de siktiğimin gururunu bir kenara bırakabilseydim karşın...
158K 16.7K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
193K 12K 37
Namjoon sadece bana sarılabilir misin? *AU, Het* mi series | kim namjoon