Hogwarts Aşıkları (Dramione R...

By Aylak17

268K 12.3K 19.1K

Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı? Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikay... More

1.Bölüm -6.Sınıf-
2.Bölüm -Tren-
3.Bölüm -Kompartımanlar-
4.Bölüm-Hogwarts-
5.Bölüm-Kıskanç-
6.Bölüm-''Benden Uzak Dur!''
7.Bölüm-Amortentia-
8.Bölüm-Banyo-
9.Bölüm-Beklenmedik Öpücük-
10.Bölüm-Arkadaşlık Anlaşması-
11.Bölüm-Cadılar Bayramı Balosu-
12.Bölüm-''Seni Senelerdir Seviyor.''
13.Bölüm-''Ben Başka Birinden Hoşlanıyorum.''
14.Bölüm-''Beni Bırakma.''
15.Bölüm-İtiraf-
16.Bölüm-Sohbet,Muhabbet,Kız Dedikodusu
17.Bölüm-İksir-
18.Bölüm-''Kısacası O Çok Güzeldi.''
19.Bölüm- Zindanlar
20.Bölüm-Ağır Yaralı-
21.Bölüm-''Her Şeyi Yanlış Anlamıştı.''
22.Bölüm-Doğruluk Mu? Cesaret Mi?-
23.Bölüm-Dostluk Balosu-
24.Bölüm-Noel Hediyeleri-
25.Bölüm-Parşömendeki Not-
Yazar Hakkında Bilgiler
26.Bölüm-"Ağladım, Sarıldık, Uyuduk, Kitap Okuduk."-
27.Bölüm-"Aradığımız Maskeli Kızı Bulduk."
28.Bölüm-Yaz Tatili-
29.Bölüm-Weasley Büyücü Şakaları-
30.Bölüm- Kıskanç Doğum Günü Çocuğu-
31.Bölüm-7.Sınıf-
32.Bölüm-Sirius'un Planı-
Bölüm Değil, Üzgünüm.
33.Bölüm-İhtiyaç Odası-
34.Bölüm-Hogwarts Ordusu-
35.Bölüm-Yasak Öpücük-
36.Bölüm- "Acil Durum Kaba Çocuk."
37.Bölüm-Dişi Aslan-
Bölüm Değil, Üzgünüm 2.
39.Bölüm-Regulus'un Ölümü-
40.Bölüm-Sihir Bakanlığı-
41.Bölüm-Gryffindor Kılıcı-
42.Bölüm-Kovuk'taki Toplantı-
43. Bölüm-Gringotts Büyücü Bankası-
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN RAFİNE TUZ!
44.Bölüm-Helena Ravenclaw-
45.Bölüm-Savaş Arefesi-
46.Bölüm-Son Savaş-
47.Bölüm-...bulmuş olabilirim-
48.Bölüm-Crabbe'i Bulduk-
49.Bölüm-"O zaten burada."-
50.Bölüm-En Güzel Gün-
51.Bölüm-Yemin-
52.Bölüm-Granger'lar-
53.Bölüm-Godric's Hollow-
54.Bölüm-20 Yıl Sonra-
55.Bölüm-Yeni Nesil-
56.Bölüm-Quidditch Seçmeleri-
57.Bölüm-Kitapçı-
58.Bölüm-Kalplerdeki Filizler-
59.Bölüm-Malfoy Malikanesi-
60.Bölüm-Soğuk Gece-
61.Bölüm-Gerçek Aşk-
62.Bölüm-Binalar Arası Düello-
63.Bölüm-Olaylı Quidditch Maçı-
64.Bölüm-Sahildeki Kulübe-
65.Bölüm-En Güzel Yaz-
66.Bölüm-Mutlu Bir Son (Final)-
-Epilog-

38.Bölüm-Grimmauld Meydanı-

2.7K 147 156
By Aylak17

Harry'nin Ağızından

Sabah uykumdan Ron'un beni dürtmesi  sonucu uyanmıştım. Ron'un beni dürtmesi mi? Ron benden önce mi uyanmıştı? Yataktan hızla kalkıp komodinin üzerindeki gözlüğüme uzandım ve alıp gözüme taktım. "Şükürler olsun ki uyandın Harry. Herkes seni bekliyor. Kalk ve hazırlan." Ben sabah uyuşukluğu yeni üzerimden atıp yataktan kalktığımda gerçekler beni buldu. Dumbedore'un odası, hortkuluklar ve yolculuk. Asamı toplanması için yatağıma doğrultup banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkayıp odaya geri döndüm. Hızla pijamalarımı günlük kıyafetlerimle değiştirdim ve sırt çantamı alıp yedek kıyafetlerle doldurmaya başladım. Ardından çekmeceme uzanıp açtım ve babamdan bana kalan görünmezlik pelerinini de alıp çantama koydum. Sanırım gerekli olan her şeyi almıştım. Çantamı sırtıma atıp odaya son bir bakış attım. Her senenin sonunda bu bakışı atardım çünkü bir daha geri gerebileceğim hiç bir zaman kesin olmazdı. Şimdi yuvam dediğim Hogwarts'dan daha erken ayrılmak zorunda kalıyordum. Çantamı omzumda düzeltip odadan çıktım. Umarım bu sefer de geri dönebilirim. Ortak salona indiğimde kırmızı koltuğa bir bakış atıp salondan çıktım ve büyük salona ilerledim.

Bizimkiler Gryffindor masasında oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Masaya ilerleyip güzel sevgilimin yanına oturdum ve yanağına bir öpücük kondurdum. O da bana dönüp gülümsedi ve saçlarımı karıştırdı. Ona gülümseyip diğerlerine döndüm. "Günaydın çocuklar." Hepsi bana döndü ve burukça gülümseyip "Günaydın." dediler ve çatallarıyla kahvaltılarına işkence etmeye geri döndüler. Ginny ellerini sertçe masaya vurup ayağa kalktığında hepimiz ona döndük. "Sizin derdiniz ne? Neden suratınız bu kadar asık?" dediğinde Ron oflayıp ona döndü. "Nedeni belli değil mi Ginny? Birbirimizden ayrılacağız ve bir daha birbirimizi göremeyebiliriz!" Ron'un sözlerindeki gerçeklik bizi çarptığında uzunca bir süre sessiz kaldık. Ginny başını iki yana sallayıp "Hayır." dedi. "Hayır böyle olmayacak! Biz dostuz aptal! Birbirimizden ayrılmayız. Ayrılamayız! Biz hortkulukları yok edip geleceğiz ve bu aptal savaş bitecek! Biraz inancın olsun!" deyip yanıma çöktüğünde ona sıkıca sarıldım. 

"Bayan Weasley haklı Bay Weasley." Sesin geldiği yöne dönünce bize gülümseyerek bakan Dumbledore ile karşılaştık. Yanımıza gelip bizi izlemeye başladı. "Korkuyu sadece tek bir şey yener çocuklar. Umut. Eğer umudunuzu kaybederseniz zaten bu savaşı baştan kaybedersiniz. O yüzden hepinizden içinizdeki umuda sıkıca sarılmanız istiyorum." dediğinde hepimiz onu başımızla onayladık. Dumbledore gülümseyip masaya yaklaştı ve elindeki çantayı Herm'e uzattı. "Bu çantada yeterince Basilisk dişi ve çok özlü iksir var." dedi ve tekrar masaya döndü. "Herkes kahvaltısını yaptığına göre artık hazırsınız. Hogsmead'e gidip orada cisimleneceksiniz. Bende size köye kadar eşlik edeceğim." dediğinde onu başımızla onayladık ve masadan kalktık. Ron hızla koşup bana sarıldı. "Seni özleyeceğim dostum." Bende ona sarıldım. "Bende seni özleyeceğim Ronald." dedim ve birbirimizden ayrıldık. Ardından sırayla Pansy, Neville ve Luna ile de sarıldım.

Hepimiz birbirimizle vedalaştıktan sonra şatonun büyük kapılarından çıkıp Hogsmead'e ilerlemeye başladık. Kısa bir yürüyüşün ardından köye varmıştık. Biz sabah sessizliğindeki köyü incelerken Dumbledore bize döndü. "Sizden çok zor bir göreve çıkmanızı istediğimi biliyorum. Ama başaramayacağınızı düşünseydim asla istemezdim. Umarım Bayan Weasley'nin umudu hepinize yeter." dediğinde Ginny profesöre bakıp içtenlikle gülümsedi. Profesörde ona gülümseyerek karşılık verip bana döndü. "Harry, sanırım ilk önce Grimmauld Meydanı'na gitmeniz daha iyi olur. Orada güvende olursunuz ve nereden başlayacağınızı rahatça düşünebilirsiniz." dediğinde onu başımla onaylayıp Ginny'nin elini tuttum. O da Herm'inkini ve o da Draco'nunkini. Grimmauld Meydanı'nı düşünüp cisimlenirken son duyduğum ses "İyi şanslar çocuklar." diyen Dumbledore'un sesiydi.

Ani sıkışma hissinden sonra nihayet evin önündeydik. Herm ilerleyip kapıya yaklaştı ve bir şeyler mırıldandı. Bina ikiye bölünürken sessizce bekledik. Ardından yeni beliren kapıya ilerleyip içeriye girdik. Draco "Burası da neresi?" diye sorunca ona döndüm. "Vaftiz babamın evi." dediğimde oflayıp Herm'e döndü. "Yani Sirius'un." dediğinde Herm gözlerini devirdi. "Aynı zamanda yoldaşlığın karargahı." dediğinde Draco omuzlarını silkip çantasını yere bıraktı. Tam da bu sırada bir pop sesiyle Kreacher önünde belirdi. Draco korkuyla bir adım gerileyip "Hay..." derken elimi omuzuna koydum. "Sakin ol. Bu Sirius'un ev cini Kreacher." dediğimde nefesini dışarı verdi. "Lanet ev cini aklımı çıkardı." dediğinde Herm onun omuzuna vurdu. "Ona düzgün hitap et Draco!"  Onlar tartışırken bende Kreacher'a döndüm. "Evde kimse var mı Kreacher?" "Hayır efendi Potter." "Tamam. Senden odalarımızı temizlemeni ve yemek hazırlamanı istiyorum." Herm'in delici bakışlarını fark edince "Lütfen." diye de ekledim. Kreacher "Tabii efendi Potter." dedi ve yine bir pop sesiyle gözden kayboldu. 

Bizde çantalarımızı hole bırakıp salona geçtik ve koltuklara kurulduk. Ginny "Şimdi ne yapacağız?" diye sorduğunda hepimiz Herm'e döndük. Herm bunu bekliyormuş gibi koltuğunda dikleşip ciddi bir tonla konuşmaya başladı. "İlk önce birkaç araştırma yapacağız. Hortkulukların neler olabileceği hakkında. Ve birde Sirius'a mektup göndermem gerekiyor." "Neden Sirius'a mektup gönderecekmişsin ki?"Draco'nun bu sitemli sorusu Herm'in yine gözlerini devirmesine neden olmuştu. "Kıskançlığı kes! Sirius'un kardeşi Regulus bir ölüm yiyendi. Belki hortkuluklar hakkında bir şeyler biliyordu. Belki Sirius'da biliyordur." dediğinde ona döndüm. "Sirius bana Regulus gittiğinden beri kimsenin odasına dokunmadığını söylemişti. Belki odasında bir şeyler bulabiliriz." dediğimde hepimizi bir heyecan ve merak  dalgası kaplamıştı. Bu hortkulukları arama yolunda attığımız ilk adım olabilirdi. Ginny "Hadi odaya bakalım." dediğinde hepimiz oturduğumuz yerden kalkıp merdivenlere ilerledik. 

Eski ve çürük tahta merdivenleri hızla tırmanıp ikinci kata çıktık. Odaların önünden hızla geçtim ve kapısında RAB yazılı olanın önünde durdum. Hepsi kapıya bakıp "RAB." dediğinde onlara döndüm. "Regulus Arcturus Black." Ardından kapıyı açtım. Kapı gıcırdayarak geriye doğru savruldu. Herm asasını odaya doğrultup "Accio hortkuluk." dedi. Ama hiç bir şey olmadı. Draco "Denemeye değerdi." dedi ve odayı aramaya başladı. Bizde ona katıldık. Ginny "Tam olarak ne arıyoruz?" dediğinde onu Herm yanıtladı. "Bilmiyorum. Herhangi bir belge olabilir. Eğer bir hortkuluk varsa kara büyü yayıyordur. Yani size şüpheli gelen şeyleri bir kenara ayırın." dediğinde onu başımızla onaylayıp aramaya devam ettik. Yaklaşık dört saattir odayı arıyorduk ama tek bir şey bile bulamamıştık. Sonunda bir şey olmadığını kabullenip aramayı bıraktık. 

"Peki şimdine yapacağız?" "Bilmiyorum Draco. En iyisi aşağıya inip araştırma yapalım." dediğimde hepsi beni onayladı. Tam odadan çıkarken ayağım sert bir şeye takıldı ve yere  kapaklandım. "Harry! İyi misin?" Başımda endişeyle bana bakan Ginny'ye gülümseyip ayağa kalktım. "İyiyim, sadece bir şeye takıldım." dedim ve dönüp düştüğüm yere baktım. Döşemedeki bir tahtaya takılmıştım. Herm yere eğilip tahtayı yerinden çıkardı ve gülümsedi. "Bingo!" Elini oyuğa sokup koyu yeşil deri bir defter çıkardı. "O ne Herm?" Ginny merakla deftere bakarken sormuştu. Herm defterin sayfalarına şöyle bir göz attı ve ardından tek kaşı havaya kalktı. "Artık bize de gösterecek misin?" Draco'nun sorusuyla Herm defterden başını kaldırıp bize  döndü. "Bu sanırım Regulus'un günlüğü." dediğine hepimiz merakla günlüğün başına toplandık. Sayfalara sadece karışık bir şekilde yazılmış nokta ve çizgiler vardı. 

Draco "Bunun günlük olduğunu sanmıyorum." dediğinde Ginny'de onu başıyla onayladı. Herm ise bana bakıyordu. "Regulus'un mugglelara karşı olduğunu sanıyordum Harry." "Bende." "Ama bu..." "Bilmiyorum Herm." Konuşmamızı Draco bölmüştü. "Siz ikiniz neyden bahsediyorsunuz?"  diye sorduğunda Draco'ya dönüp aynı anda "Mors kodu." dedik. İkisi de şaşkınca bize bakıyordu. "Mors kodu da ne?" diye sorduğunda Ginny'ye döndüm. "Mors kodu bir şifreli dil. Ve mugglelara ait bir dil. Bizi şaşırtan Regulus'un bunu nereden bildiği." Draco "Belki günlük Regulus'un değildir." dediğinde Herm günlüğü kapatıp arkasındaki gümüş yazıyı gösterdi. 'RAB'ye aittir.'  Draco "Tamam günlük onun. Peki bu şifreyi nasıl çözeceğiz?" diye sorduğunda Herm gülümsedi. "Ben çözebilirim. Tek sorun bu çok vakit alır. Hortkulukları araştırma görevi size kalır." dediğinde hepimiz onu onayladık. 

Sonra bir pop sesi ve Kreacher yine Draco'nun dibinde. "Lanet cin, bırak peşimi!" "Draco!" "Ama Herm, sürekli benim dibimde. Ne yapayım?" dediğinde güldüm ve Kreacher'a döndüm. "Önemli bir şey mi var Kreacher?" "Odalarınızı temizleyip toparladım efendim. Yemek de hazır. İstediğiniz zaman servis edebilirim. Başka bir arzunuz?" "Şimdilik hayır. Sağ ol Kreacher." dediğimde önümde eğilip tekrar bir pop sesiyle kayboldu. Bende diğerlerine dönüp gülümsedim. "Gelin size odalarınızı göstereyim." Onlarda bana gülümseyince birlikte odadan çıktık ve en üst kata çıktık. Merdivenin başındaki oda benimdi. Onun yanındakine gelince Ginny'ye döndüm. "Burası senin odan sevgilim." Bana gülümseyip odasına bir bakış attı. Onun yanındakine gelince Herm'e döndüm. "Burasıda senin odan Herm. Yanındaki de Draco'nun." dediğimde Draco oflamıştı. Herm ona bir omuz atıp kendi odasına girdi ve asasını sallayıp "Accio çanta." dedi. Çantası gelince de bize dönüp "Ben Sirius'a mektup göndereceğim. Birazda günlükle uğraşacağım. Akşam yemeğinde görüşürüz." dedi ve odasına çekildi. Draco "Bende duş alacağım." dediğinde koridorun sonundaki kapıyı gösterip "Keyfine bak." dedim. O da çantasını odasına çağırıp banyoya girdi. 

Şimdi sadece Ginny ve ben kalmıştık. Ona dönüp "Sende biraz dinlen. Ben evin tılsımlarını yenileyeyim." dediğimde başını iki yana salladı. "Bende seninle geleyim." dediğinde gülümsedim ve elini tutup aşağıya indim. Birlikte evin her yerine yeni tılsımlar yaptık ve sonunda koltuğa yığıldık. Ginny kafasını göğsüme yaslayıp uyuya kaldığında gülümsedim ve kızıl saçlarını okşadım. Savaş çok yakındı ve bunlar son huzurlu günlerimiz olabilirdi. Ve ben kucağımdaki bu cadıyı kaybedemem.   

Hermione'nin Ağızından

Odama girer girmez kendimi yatağa bıraktım. Çantamı yanıma çağırıp içini biraz karıştırdım ve bir parşömen ile bir kalem çıkarttım. Aklımdakileri şöyle bir topladıktan sonraysa yazmaya başladım. 

Sevgili Patiayak;                                                                                                                                                                      Hepimiz seni çok özledik. Ve mektubun elime ulaştı. 200 kişi. Buna çok sevindim. Ve dediğin gibi biraz endişelendim ama sana güveniyorum. Bu arada mektubun bana ulaştığında hastane kanadındaydım. Şu anda bende senin yüzündeki endişeyi görebiliyorum. Korkulacak bir şey yok. Doğum günümde Fenrir Greyback tarafından saldırıya uğradım. Az daha beni kaçırıyordu. Ayrıntıları şimdi anlatmak istemiyorum ama sonunda gücümü kullandım ve ondan kurtuldum. Yüzünde derin bir pençe izi bıraktığımı duymak seni sevindirecektir.                                                                                                                                                                                                                                                             Ası önemli konuya gelirsek Dumbledore bize çok önemli bir görev verdi. Karanık Lord'un hortkuluklarını bulup yok edeceğiz. Bu göreve ben, Draco, Harry ve Ginny çıktık ve şu anda senin evindeyiz. Sana bu mektubu yazmamın asıl sebebi ise kardeşin Regulus. O bir ölüm yiyendi. Sana hiç hortkuluklardan bahsetti mi? Yada onların ne olduğundan? Biliyorum sen yoldaşlık için o da Karanlık Lord için çalışıyordu ama başka sorabileceğimiz bir yakını yok. Eğer sorularıma bir cevabın varsa lütfen beni bilgilendir. En kısa zamanda cevabını bekliyorum.                                                                                                                                                                                                   Sevgilerimle Hermione

Mektubu bitirdikten sonra bir zarfa yerleştirip komodinin üzerine koydum. Şimdi sırada Regulus'un günlüğü vardı. Günlüğü elime alıp incelemeye başladım. Sadece on sayfa yazmıştı. Ya da yazabilmişti. Sayfalarda sadece bir kaç kısa cümle vardı. Ama mors alfabesi de kolay bir dil değildi. Çantama uzanıp içini biraz karıştırdım ve sonunda aradığım şeyi buldum. Gizli Şifreler ve Çözümleri. Kitabı hızla karıştırdım ve M bölümüne geldim. Ve sonunda aradığım buldum. Mors Kodu. Noktalar ve çizgiler çok kafa karıştırıcıydı. Alfabeyi biraz inceledikten sonra günlüğün ilk sayfasını açtım ve yanıma aldığım temiz parşömene çözdüklerimi yazmaya başladım. 

***

Üç saatlik uzun bir  uğraştan sonra ilk sayfayı çevirebilmiştim. Bunu çocuklara göstermem gerek. Komodinin üzerindeki zarfı ve çevirdiğim parşömeni elime alıp yataktan kalktım ve üzerimi şöyle bir düzeltip kapımı açtım. Ve açmamla küçük bir çığlık atmam bir oldu. Draco tam önümde duruyordu. "Yüce Godric. Ödümü kopardın Draco." dediğimde gülümsüyordu. Daha da sinirlenip omuzuna vurdum. "Ah, acıdı." "Neden kapımın önünde olduğunu öğrenebilir miyim?" "Senin yemeğe çağırmaya gelmiştim. Ama omzuma bir yumruk yedim." dediğinde biraz sakinleştim ve sarı saçlarını karıştırdım. "Özür dilerim. Sadece korktum." dediğimde gülümseyip elimi tuttu. "Önemli değil. Hadi mutfağa inelim. Acıktım." dedi ve beni merdivenlerden aşağıya indirmeye başladı. 

Mutfağa indiğimizde burnuma gelen kokularla gülümsedim. Çalışırken acıktığımı fark etmemiştim. Şimdiyse leziz yemek kokuları karnımın guruldamasını sağlamıştı. Uzun masada Harry ve Ginny yan yana oturmuş  Kreacher'ın yeni servis ettiği yemeklerini yiyorlardı. Bende Harry'nin karşısına geçip oturdum. İkisi de bana bakıp gülümsedi. Bende Harry'ye döndüm. "Harry, Hedwig nerede? Sirius'un mektubunu  götürmesi lazım." dediğimde pencereyi gösterdi. "Pencere pervazında krakerlerini yiyor." dediğinde masadan kalkıp pencereye ilerledim. Hedwig beni görünce isteksizce öttü. Onu yine rahatsız edeceğimi anlamıştı sanırım. "Üzgünüm dostum. Ama bu önemli. Bu mektubu Sirius'a götürmen gerekiyor." dediğimde kafasını eğip isteksizce ayağını uzattı. Mektubu ayağına bağlayıp kar beyazı tüylerini okşadım. "Teşekkürler." Son bir kez ötüp lacivert gökyüzünde gözden kayboldu. 

Bende masaya dönüp yerime oturdum ve yemeğimi yemeye başladım. Sonra aklıma çevirdiğim sayfa gelince kaşığımı kabak çorbamdan çıkartıp diğerlerine döndüm. "Regulus'un günlüğünün ilk sayfasını çevirdim." dediğimde hepsi birden kafalarını çorbalarından kaldırıp bana döndü. "Sen ciddi misin Herm? Çok uzun sürer demiştin." "Biliyorum Harry. Zaten sadece ilk sayfasını çevirebildim. Düşündüğüm kadar zor değilmiş. Zaten sayfalar bir kaç cümleden oluşuyor." dediğimde hepsi mutlulukla gülümsedi. Ginny merakla "Ne bekliyorsun? Okusana!" dediğinde onun bu meraklı haline gülümseyip sayfayı cebimden çıkarttım ve okumaya başladım. 

                                                                                                                                                                               'Mart 1980;  Evden ayrılalı iki sene oluyor. Genellikle ormanlarda kurduğumuz derme çatma çadırlarda kalıyoruz. Lord bugün bana ve tanımadığım başka bir ölüm yiyene bir köyü basmamızı ve muggleları öldürmemizi, öldürdüklerimizi de bir mağaraya getirmemizi istedi. Bizde dediğini yaptık. Çok dehşet vericiydi. Bir çocuk karşıma çıktığında ne yapacağımı bilemedim. Onu öldüremezdim ve öldüremedim de. Ama yanımdaki ölüm yiyen benim kadar merhametli değildi. Öldürdüklerimizi Lord'un dediği mağaraya götürdük. Mağarada sadece su vardı. Lord bizi yanından kovduğu sırada ölüleri suya attığını gördüm. Lanet olsun! Ben burada ne yapıyorum? Gözümün önünde hala köydeki  muggle çocuk var. Kendimi berbat hissediyorum. Keşke abim kadar cesur olsaydım. Belki o zaman kendimi bu kadar berbat hissetmezdim. '

Okumayı bitirdiğimde büyük bir sessizlik mutfağı kapladı. Tabii ki bu sessizliği de Ginny bozdu. "Acaba Lord o ölüleri neden mağaraya götürmelerini istedi?" "O ölüleri neden suya attı?" Bizimkiler bu sorularla boğuşurken oflayıp elimi sallayarak onları susturdum. "Çocuklar ne olduğunu yada bunların neden olduğunu bilmiyoruz. Tek cevabımız da Regulus'un günlüğü. Şimdi biraz sessiz olur musunuz? Mors kodu yeterince kafamı şişirdi." dediğimde hepsi susmuştu. Bende derin bir nefes alıp çorbama geri döndüm. Diğerleri de benim gibi önlerine döndüklerinde hepimiz sessizce yemeklerimizin tadını çıkarttık. 

Yemek bitip salona geçtiğimizde Kreacher bize çay servisi yapmıştı. Hepimiz sessizce çaylarımızı yudumlarken diğerlerine döndüm. "Hortkuluklarla ilgili araştırmaya başladınız mı?" dediğimde Draco beni kafasıyla onayladı. "Başladık ama ne yazık ki bir şey bulamadık." dediğinde oflayıp çayımdan bir yudum daha aldım. Bu işin kolay olmayacağını biliyordum ama yine de kendimi üzülmekten geri alamıyordum. Draco uzanıp elini elimin üzerine koyduğunda ona dönüp gülümsedim. Sonra aklıma Dumbledore'un sabah söyledikleri geldi. Umut. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım ve içimdeki o umudu düşünüp gülümsedim. Ardından çay fincanımı yanımdaki sehpaya bırakıp ayağa kalktım ve diğerlerine döndüm. "Ben odama çıkıp günlüğü  biraz daha çevirmeye çalışacağım. Siz iyi geceler." dediğimde Harry ve Ginny bana gülümseyip "İyi geceler." dediler. Draco "Bende seninle geleyim." dedi ve birlikte yukarıya çıktık.

Odamın önüne gelince ona döndüm. "İyi geceler." deyip kapıyı kapatmaya çalıştığımda ayağını kapının önüne koydu. Tek kaşımı kaldırmış ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. "Hermione, biliyorum bir şeyler yapmak istiyorsun. Ve yapıyorsun da. Ama kendini yormanı istemiyorum." dediğinde gülümseyip ona sarıldım. O da bana sarılıp saçlarımı okşadı. Birbirimizden ayrıldığımızda elimi yüzüne koyup yanağını okşadım. "Benim için endişelenme sevgilim. Söz kendimi yormayacağım."  dediğimde gülümsedi. Uzanıp dudağına kısa bir  öpücük kondurdum ve odama girip kapımı kapattım. Benim umudum işte oydu, Draco. Sevdiğim adamla huzurlu bir gelecek.  

*Uzun bir aradan sonra hepinize merhaba. Bu uzun ara için hepinizden özür dilerim.

Üniversite tercihleri, kardeşimin sünneti, evin toparlanması derken imanım gevredi.Bütün bu işlerin yorgunluğunu üzerimden yeni yeni atıyorum. 

Hepiniz anlayışla karşıladığınız için çok teşekkürler.

Ve her zamanki sorum. Bölümü beğendiniz mi?

Kahramanlar yola çıktılar ve az da olsa bir ilerleme kaydettiler.

Umarım hepiniz bu bölümü beğenirsiniz.

Yorum atıp yorgun yazarınızı sevindirmeyi unutmayın.

Keyifli okumalar.*

Continue Reading

You'll Also Like

1.3K 59 12
Peter Parker herkesin onu unuttuğunu sanırken bir kız gelir: SOPHİE.. 🕷️🕸️ Peki Peter Sophie'nin sırlarını öğrenebilecek mi?
22.2K 1.6K 51
Lain Serisi Ⅱ #ladynoir Yazarın hayalini düşlediği yollardan ayak izlerim geçti. Galaksiden intihara hazırlanan yıldızlar bu yola düştü. Dolunayın sü...
11.4K 1K 15
'22 genç ve eğlenceli konuşmaları.'
113K 6.1K 33
civciv: sarma mı yaptin gercekten __ #galatasaray 'da 1. 01.08.24 #barışalper 1. #yunusakgün 1. #millitakımlar 1. __ başlama tarihi 19.08.23 bitirm...