MÜMKÜNSE SONRA "Yasak Aşk"

By recineden

7.7K 168 113

Mümkünse çok daha sonra karşılaşalım ve bu sefer aşık olalım. Başka bir zamanda,bir mekanda olabilir. Hatta b... More

Bölüm 1- İlk Görüş
Bölüm 2- Garip bir Hediye
Bölüm 3
Bölüm 4- Akşam Randevusu
Bölüm 5 - Karakterler ile ilgili minikte bir Dipnot
Bölüm 6-Aralıksız bir gün
Bölüm 7- Tekrar görüşmek dileğiyle
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11- Benimle Kalır mısın?
Bölüm 12- Sayın Sevgili(m)/Küçüğüm
Bölüm 13- Yanımdan ayrılma!
Bölüm 14
Bölüm 15-Artık bir köpeğim var.
Bölüm 16- Seni görmeden yapamadım.
Bölüm 17- Biraz +18
Bölüm 18 - Benimle Yaşa!
Bölüm 19
Bölüm 20- Evli bir erkeğe ait olamam.
Bölüm 21
Bölüm 22-Ondan Ayrıl!
Bölüm 22
Levent'in Rüyası
Bölüm 24 - Seher'den Boşandım diyorum.
Bölüm 25-Hasta değil,Gebesiniz
Bölüm 26-Levent Defne'yi buluyor.
Bölüm 27 - Çocuğumu Doguracağım.
Bölüm 28- Erken Doğuma Merhaba
Bölüm 29- Mete Levent'i bulmaya gidiyor.
Bölüm 30- Levent'in Defne'yle karşılaşması
Bölüm 32- Çat kapı Levent
Bölüm 33
Bölüm 34 -
Bölüm 35- Eski bir tanıdık!
Bölüm 36- Levent kıskançlık krizine giriyor.
Bölüm 37- Aşkta gurur olmuyormuş.
Bölüm 39

Bölüm 31- Bu bir rüya olmalı!

119 1 0
By recineden

İçeri giren hemşire önünde itmekte olduğu minik bir kuezi odanın ortasına kadar getirip çevirince Defne ilk defa merak ederek başını hafifçe yukarı kaldırdı.

"Eh artık anne ile kızını tanıştıralım dedik." Dedi hemşire gayet sevecen bir tavırla.

Aslında bu Defne'nin onu ilk kez görüşü olmasa da,ilk kez görüyormuş gibi bir tepkiyi ister istemez verdi çünkü kızı erken doğmasına rağmen çok sağlıklı ve büyük bir bebekti.

"Teşekkür ederim hemşire hanım,bu ince düşünceniz için."

Hemşire bebeğin içinde olduğu kuezi biraz daha yanaştırarak ellerini önünde bağlayıp biraz bekledi sanki bir şeyleri inceliyor gibiydi.

"Serumunuz bitmiş,neden çağırmadınız çıkartılması için?"

Defne o ara yeni farkettiği seruma göz atarak hemşireye döndü;

"Yeni uyandım, farketmemişim."

Kadın arkasını dönüp kapının yakınındaki pansuman dolabından birkaç parça pamuk ve alkol ile bant alarak geri döndü.

"Günlerdir seruma bağlısınız biraz dinlendikten sonra yine takarım,şu pamuğu sıkıca bastırın siz bakalım."

O ara elindeki hazır yara bandını açıp Defne'nin bastırdığı pamuğun üzerine doğru yapıştıran kadın şimdi olduu der gibi baktı.

"Sizce sağlıklı bir bebek mi?" Diye sordu elindeki eşyaları almış olduğu yere götürmeye yeltenen hemşireye Defne.

Kadın geri dönüp ilk bebeğe sonra Defne'ye bakıp;

"Nur topu gibi derler ya maşallah işte aynen öyle."

Sevinmişti Defne buna hiç yoktan içi daha rahattı şimdi.

****
"Ben sizi birazcık yalnız bırakacağım,minik bir işim var çünkü,bir sorun olursa..."
Yatağın baş kısmında ucunda kırmızı mandal bulunan bir ipi göstererek,
"Bunu çekmen yeterli olacaktır."

Defne yattığı yataktan önceki günlere göre daha kolay bir biçimde kalkıp banyoya rutin sabah işleri için geri döndü.
İlk kez Ağzındaki florurun tadını garipseyerek yüzünü buruşturdu.

Yavaş adımlarla uyuyan bebeğin yanına ilerlediğinde kapının açıldığını farkedince durup bekledi.

"Erken geldiniz hemşire hanım?" Diye seslendiği kapıya doğru kafasını uzatınca olanlar oldu. 

"Geç bile kaldım!"
Diyerek içeri giren Levent'i görür görmez tutunacak bir yer aramaya çalıştı,en yakınında bulunan yatağa uzanarak destek aldı.

Ne işin var burda demeyi planlarken git buradan demenin mantıklı yanını,kim haber verdi diyecekken seni çok özlemişim demeyi içine bastırmayı...
Çünkü bu ancak bir rüya olabilirdi.

Defne karşısında dikilen bu adamı bar masasında tanıdığı ilk an ile anımsayıp belli belirsiz bir gülüşle selamlayacakken Savaş'ı kaybettiği an ile özdeştirip buz gibi karşılayıp tek kelime etmeden destek aldığı yatağa kendini sığıştırdı.

"Ne işin var burada?"

Diyebildiği için kendini tebrik etse de içindeki özlem herbir yanı tekmeleyerek canını acıtıyor,sesinin çatallaşmasını sağlıyordu.
Yine de bunun bir rüya olup olmadığını da kestirmeye çalışıyordu.
Çünkü altı ay olmuştu onu görmeyeli.

"Her şeyi düzeltmeye geldim,biliyorum buna müsade bile etmeyeceksin,biliyorum birçok şeyi yanlış anladın ve sandın..."

Defne öfke ile lafını kesip,

"Yanlış anladığım bir şey yok, aldatılmış her kadının yapacağı şeyi yaptım, hayatımdan tamamı ile çıkarttım seni. "

Evet bir rüya değildi.

Levent'in bunu konduramadığı biricik sevgilisi nasıl olurda bir çırpıda kendisini aldatılmış sayardı inanamıyordu.

"Aldatıldığına inanan hiçbir kadın,hayatından çıkarttığı adamın çocuğunu doğurma zahmetine girişmek istemez."

Doğruydu bu,Defne her ne kadar nefret etmeye zorlasa da bunu başaramadığını her defasında kendine itiraf etmişti.
Karnında Levent'in bebeğini,sanki o yanındaymış hissi ile taşımış, Levent'i çok andırdığı için kızına bakmaya kıyamamıştı bile.

"Kimden öğrendin?"

"Ne önemi var?"

Kimden öğrendiyse öğrendi işte belliki çocuğunu görüp, vicdanını rahatlatmak istemişti ve gelmişti.
Onu,bilmediğini sandığı şey ile vurmaya çalıştı.
"Sanırım yaşıt olduk seninkiyle?"

Anlamadı Levent.

"Benimki mi?"

"Evet, karın şimdiye doğurmuş olmalı."

Ne diyor bu kız diye aklından gecirdi Levent ama belli bir dolap vardı ortada.

"İlk olarak Seher benim artık karım değil,o gün yanına geldiğimde boşanmış olduğumu söylediğimi hatırlıyorum ikincisi benim ondan çocuğum olamaz bunun imkanı yok."

"Ah Levent hiç değişmemişsin,tamam belki boşanmış olabilirsin fakat bu Seher'in hamile olmasını değiştirmiş olamaz kadın ayaklarıma kadar bunu söylemek için geldi."

Belliydi bir dolabın döndüğü, ortadaydı işte.
Mete'ye söz vermişti ama bunu açıklamak zorundaydı.

"Bende seni akıllı bilirdim,kadın senin arkandan on tane çorap örüp okul işine kadar karışmış,sen tutup onun hamile olduğuna mı inanıyorsun hala?"

"Sen bunları nereden biliyorsun?"

Levent daha fazla dayanamayarak,
"Mete'yi buldum her şeyi anlattırdım, zorladım."

Defne'nin yüzü bir anda düştü ama uzun sürmedi.

"Bak Defne,hayatıma ne seninle birlikte ne de senden sonra kimseyi sokmadım.
Evet haklısın senden bazı şeyleri gizlemiş olmam büyük aptallık ve evet yine haklısın bana en çok ihtiyaç duyduğun an ulaşamadın."

Niye diye sormak içinden gelmedi Defne'nin. Sonuç olarak ne Savaş geri dönecekti ne de işler ikisi için iyi bir yere gidecekti.
Üstelik kandırıldığını hala hazmedemiyordu.

"Ben sadece,şansım varken seni özlediğimi söylemek istiyorum."

Bende bende! Diye bağırmak istedi Defne.
Bağırıp boynuna sarılmak, sonra daha sıkı sarılmak istedi ama gururu buna engel oldu.

"Söyleyeceklerin bittiyse benim biraz uyumam gerekli."

"Hayır bitmedi ama sana fazla yüklemek istemediğim için bugünlük susacağım."

İyi olur dedi belli belirsiz Defne sanki sahiden uyuyacakmış gibi kendini iyice yerleştirip ona uzun uzun bakan adamın bakışları karşısında üzerine örtüsünü atarak çıkmasını bekledi.
Levent,minik adımlarla kararsizca odanın içinde tur atarken gözü bebeğe ilişti ve durdu.
Cam bir kuez içinde uyuyan bebeği görünce duygulanarak elini ona uzatıyor gibi yapıp bakmaya devam etti.
Defne bu karşılaşmayi hep hayal etmişti ama Levent'in bu şekilde duygusal bir tepki vereceğini hiç düşünmemişti.

Levent erkekler ağlamaz sözüne inat,tek yanağınından süzülen yaşla bebeğe bakıp,

"Kızımız çok güzelmiş." Dedi ve aynı duygusallık ile Defne'nin ona dikilmiş gözlerini bulup kendikilerine eşitledi.

"Öyle..." Diye bir ses çıktı belli belirsiz Defne'den.

"Defne?"

"Efendim Levent,ne oldu?"

Levent derin bir nefes alarak yavaş adımlarla yatağın kenarına gelip ucuna oturdu.
Şimdi diyeceği şeyleri nasıl söyleyeceğini bilemeyen biri gibi durmuş beklerken kendini hazır hissedip,

"Beni affedeceğini,bebegimizi birlikte büyüteceğimizi biliyorum."

Kendinden emin bir ifade ile dediğini söyledikten sonra kalkıp çıkış kapısına doğru ilerlerken arkasından gelen,

"O sadece benim bebeğim." Cümlesini duymazdan gelerek tebessüm edip çıktı. 

*****. *****. *****. *****. *****. *****. *****

Hep böyle başlardı mutlu mutsuz hikâyeler,kimleri gururu ön plana atarak hayatını kötürüm etme çabasında,kimileri hatalarından soyunup ders çıkartarak gurur kapılarını kırma meraklısı...

Yaşamın ertesi bize kocaman saatler sunarken gidenlerin ardından güçlü gözükmek için ruhlarımızı zırh ertesi yapmayalım.
Çünkü ruhlarımızın bize sunacağı kocaman saatleri,zamanları,vakitleri yok.
Her şey yaşanıyor ve ertesi güne tek gün eksik olarak devam ediyor.

Sevelim,sevilelim.Hayatın bize sunduğu tüm nimetleri değerlendirelim.
En önemlisi yarım bir şekilde geldiğimiz dünyadan tamı bulmadan gitmeyelim, yarın çok geç olabilir.

Continue Reading

You'll Also Like

173K 11.8K 20
17 Yıl sonra gerçekleri öğrenen Bade, yıllardır onu arayan abilerine giderse. Azıcık dram. Bolca eğlence. Bolca aksiyon. Bir tutam da kaos. Daha...
405K 31.3K 10
Boş kalan son sayfa dolmadan, kibritler yere saçılmadan, yanan son mum sönmeden, bu yabancı duman her yanımızı sarmadan ve onlar beni bulmadan bul be...
1.8M 163K 82
Gök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefka...
768K 52.9K 34
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...