Side School /Min Yoongi (Tam...

By MinHuysuzYoongi1

206K 17.3K 10K

Sonunu düşünmeden söylenilen bir yalan insanın hayatını nasıl etkiler? "Iyi mi ? kötü mü ?" More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7.Bölüm
8. Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
Final Bölümü
Duyuru!

14. Bölüm

4.6K 447 174
By MinHuysuzYoongi1

İYİ OKUMALAR.....💜

Tae kolumdan tutup beni yolun ortasında durdurdu. Yüz ifadesinden şaşkın olduğunu anlayabiliyordum. Elini ağzını tam kapatmayacak şekilde yüzüne götürdü.

''Kime? Jimin'e dimi?''

''Kim olduğu önemli değil. Derdini söyle dedin bende söyledim konu kapansın.''

Yoongi olduğunu söyleyemezdim, arkadaşının sevgilisi o farkında mısın? diye çıkışırdı. Tae'yi beklemeden kendi kendime yürümeye devam ettim. Arkamdan geldiğini fark etmem uzun sürmedi. Eve gelene kadar ikimizin de ağzını bıçak açmamıştı. Çantamdan anahtarlarımı çıkarıp kapıyı açtım. Tae'nin beni konuşmak için yanına çağırma ihtimaline karşı elimi esniyormuş gibi ağzıma götürdüm.

''Ben yatıyorum çok uykum var.''

Her ne kadar numara yaptığımı anlasa da başıyla beni onaylayıp yukarı çıkmamı izledi. Odama geldiğim de elimde ki her şeyi bir kenara bırakıp kendimi yatağıma attım. Fark ediyorum da her geçen gün benim için daha kötü bir gün oluyor. Her ne kadar olmayacağını bilsem de yarının güzel geçmesi dileğiyle....

........................................

Sabah güneşinin yüzüme vurmasıyla tatlı uykumdan uyanıp okula gitmek için hazırlanmaya başladım. Her zamanki gibi rahat bir şeyler giyip evden çıktım. Yu Jin'lerin evinin önüne gelene kadar bu gün ne yapacağım hakkında düşünüp durdum. Acaba öğlen üniversitenin kantinine gitmesem mi? Yoongi'yi görmek bana acıdan başka bir şey kazandırmayacak çünkü. Birkaç adım daha atarken Yu Jin'in sesiyle ona dönüp baktım. O kadar dalgınım ki onu almadan az kalsın okula gidiyordum.

Aslında Yu Jin'e son derece kızgındım. Yanımda bir var bir yok. Şu son zamanlar da başka şeylerle fazlasıyla meşgul. Yüzüme zoraki bir gülümseme yerleştirip beraber okula yürümeye başladık. Yol boyunca Yu Jin benimle konuşmaya çalışmıştı ama cümlelerimi hep kısa kesip susmayı tercih ettim. Okula geldiğimiz de bu sefer yatmak yerine ders dinleyecektim çünkü yatarsam Yoongi'yi düşünüp duracaktım.

................................

Öğle arası olduğun da yerimden milim hareket etmemiştim, etmeyi de düşünmüyordum ama Yu Jin'in ısrarı sonucunda yine kantine geldik. İçeri girdiğim de Jimin ve Yoongi her zaman ki yerlerinde oturuyordu. Dün Jimin'i yanımdan göndererek kalbını kırdığımı düşünüyordum aslında bunun için bir özür dilesem iyi olurdu. Yu Jin'le yavaş adımlarla yürüyüp masaya oturduk. Yoongi'ye hiç bakmadan direk Jimin'e bakıp hafif tebessüm ettim. 

Aslında bana her zaman ki gibi bakıyordu, alınmış gibi de değildi. Elini önüme gelen saçlarıma götürüp kulağımın arkasına götürdü.

''Daha iyi görünüyorsun.''

Sesi çok yumuşak çıkmıştı. Jimin'in insanın halinden anlaması gerçekten çok hoş. Başkası olsa beni kovdun yanından deyip saatlerce tirip atardı. Bu tatlılığına daha fazla dayanamadım ve kollarımı kocaman açıp Jimin'in beline sarıldım. Biraz duygusaldım ve birinin yanımda olması iyi hissettirmişti. Sonuçta yakın arkadaşımdan göremediğim ilgi ve alakayı Jimin'den görüyordum. 

Jimin'de bana sarılıp çenesini başıma koydu. Bakışlarım bir anda bize kitlenmiş olan Yu Jin ve Yoongi'ye kaydı. İkisi de şaşırmış gözüküyordu. Ne var yani insan arkadaşına sarılamaz mı? Bir süre sonra Yoongi hiçbir şey söylemeden masadan kalkıp gitti, tabi peşinden Yu Jin'de. Jimin'e dönüp baktığım da oda ne olduğunu anlamamış gibi bakıyordu.

''Bu çocuk beni deli edecek. İnsan bir şey söyleyip kalkar masadan.''

''Yoongi işte Jimin fazla takma.''

Yoongi'nin yaptığı hareketleri kafaya takanın hali ortada. Mesela ben, en sonunda bana kafayı yedirtti. Kantinin kapısına doğru başımı çevirdiğim de jet hızıyla dışarı çıkan Namjoon'u fark ettim. Kollarımı Jimin'den ayırıp yüzüne baktım.

''Ben bir Namjoon'un yanına gideyim. Biraz sinirli görünüyor.''

''Tamam. Görüşürüz tekrar.''

Gülümseyip başımı olumlu anlamda salladım. Bahçeye çıktığımda Namjoon'u bulmam uzun sürmemişti. Karşısın da Yu Jin vardı. Adımlarımı hızlandırıp hemen yanlarına yaklaştım. Beni gördüklerin de ikisi de bir anda susmuştu. Benden dolayı susmaları sinirimi bozmuştu bu yüzden kaşlarımı çatıp Namjoon'a baktım.

''Ne oluyor? Beni görünce sustunuz.''

''Onu bana değil arkadaşına sor. Tabi arkadaş denirse buna.''

Namjoon'un sinirli çıkan ses tonu beni çok şaşırtmıştı. Anlamadığımı belirtircesine bakışlar attım ikisine de.

''Sorun ne Namjoon?''

''Sorun seni her defasında yalnız bırakıp Yoongi'nin götünün dibinden ayrılmayan Yu Jin'de.''

Ben şaşkınlığımı korurken Yu Jin cevap vermeye başladı.

''İkisinin de yanında olmaya çalışıyorum Namjoon. Hem niye bu kadar taktın sen Yoongi ile çıkmama.''

Namjoon'un cevap vermesini beklemeden elinden tutup basketbol sahasının yanına götürdüm. Belki bu duydukları hoşuna gitmeyecekti ama artık sormanın vakti geldi.

''Namjoon lafı dolandırmadan seninle açık açık konuşacağım. En son bizim evdeyken Jungkook'un sana attığı mesajı istemeden de olsa okudum. Kızın kim olduğunu az çok tahmin ediyordum ama gün geçtikçe daha da emin oldum.''

''Telefonuma gelen mesajımı okudun Eun Mi?''

Evet bu çok yanlış bir davranıştı ama iş işten geçti artık. Elimi saçlarımdan geçirip önümde ki saçları arkaya aldım.

''Yu Jin'i sevdiğini ne zaman söyleyecektin?''

''Bu konuyu burada bitirelim ve hiç konuşmamış sayalım.''

Sesinde ki ciddi tını daha fazla bu konuyu uzatmamam gerektiğini ima ediyordu bana. Sesim çıkmadan sadece başımı ''Tamam'' anlamında salladım. Namjoon yanımdam uzaklaşırken bende olduğum yere kendimi atıp oturdum. 

Arkamda basketbol topunun sesini duymamla o tarafa döndüm. Yoongi tepemde dikilmiş bana bakıyordu. Onu dövmemek için kendimi zor tutuyordum zaten birde tepemde dikilmiş duruyor. Derin bir iç çekip ayağa kalktım ve Yoongi'ye bakmadan yanından geçip gitmeye çalıştım ama olmadı Yoongi'nin sesi beni durdurmuştu.

''Ne o benden mi kaçıyorsun? Masaya geldiğinde de sürekli gözlerini benden kaçırdın.''

''Kaçmıyorum. Sadece seninle aynı yerde bulunmamaya çalışıyorum.''

''Sebep?''

''Malum hep temas gerektirecek hareketlerde bulunuyorum ve senin tiksinmene neden oluyorum.''

Sesim normalden biraz daha yüksek çıkmıştı. Yoongi'de elinde ki topu bir kenara fırlatıp eliyle saçlarını dağıttı. Ellerini göğüs hizasında birleştirip tek kaşını kaldırmış şekilde bakıyordu.

''Bana senden tiksindiğimi düşündüğünü söyleme. Temastan tiksiniyorum Eun Mi senden değil.''

Böyle söylüyordu ama benim yüzümden sürekli temas etmek zorunda kalıyordu. Tiksindiği bir şeye sebep olduğum için benden de tiksiniyordur. Elimden geldiğince gözlerine bakmadan konuşmaya çalışıyordum.

''Yu Jin'le öpüşürken tiksinmiyorsun benim yanlışlıkla sana dokunmam da bağırıp çağırıyorsun.''

''Ne öpüşmesi ya?''

Yüzüme boş boş bakıyordu ve bu beni daha da çok sinirlendiriyordu. Sesimi biraz daha yükseltip konuşmaya devam ettim.

''İnkar etme boşuna Yu Jin anlattı her şeyi ama doğru sen sadece sevdiklerine dokunurdun değil mi?''

Yoongi hızla yanıma yaklaştı. Yüzünde resmen öfke vardı.

''Eun Mi sinirlenmeye başlıyorum. Sana öyle bir şey olmadı diyorum boş boş konuşma.''

Yu Jin bana niye yalan söylesin ki? Bu zamana kadar bana yalan söylediğini hiç görmemiştim. Yoongi'nin benimle dalga geçme ihtimalini de düşünmüyor değildim.

''Her neyse olmuşsa da öyle bir şey beni ilgilendirmez. Gidip daha önemli şeyler düşüneceğim.''

''Mesela? Hoşlandığın çocuk gibi mi?''

Sahadan çıkmak için yürürken Yoongi'nin söylediğiyle tekrar ona döndüm.

''Aynen hoşlandığım çocuk gibi.''

''Hala kim olduğunu söylemedin?''

''Bu seni ilgilendirmez.''

Aslında en çok seni ilgilendiriyordu ama seni ilgilendirmez işte. Kurduğum cümleler bile kafayı yediğimin kanıtı bence. Ne diyeceğini ya da nasıl bakacağını önemsemeden hızla sahanın kapısına yöneldim. O sırada içeri Jimin'in girmesiyle yine dışarı çıkamayıp olduğum yerde kaldım. 

''Bende sizi arıyordum. Tek başıma canım sıkıldı, Hoseok'un da dersi yok bu gün biliyorsunuz.''

Jimin'e cevap vermek için ağzımı açtığım sırada arkadan Yoongi'nin söylediğiyle donup kaldım.

''Tabi ya. O çocuk Jimin.''

Oy vermeyi unutmayınn.....💜🙆

Düzenlemeden attım yazım yanlışlarım olduysa kusura bakmayın Öpüldünüzz...💜🙆

Continue Reading

You'll Also Like

8.6K 810 9
▪︎Yağmuru severdim ben, yüzüme düşen küçük masum damlaları severdim. Ta ki seni benden alana kadar Sevgilim. ▪︎ Kim Taehyung
95.1K 10K 32
"Ben bu ülke için her şeyden vazgeçtim! Ben, bu ülkeye sahip olduğum herkesi verdim. Şimdi de kendi canımı koyuyorum ortaya. Benden ne istiyorsunuz d...
584K 42.2K 51
kütüphanede jungkook ile yolu kesişen lalisa, bunun yalnızca bir seferliğe mahsus bir denk geliş olmasını umsa da öyle olmaz. Mart 2019 | lorna ©
955K 97.3K 49
"Hatırlamazsın diye diyorum ben Jimin, kalçalarımı ve beni unutma olur mu?" Göz kırparak bana el sallamasının üzerine koşmaya başladığını görmüştüm...