MÜMKÜNSE SONRA "Yasak Aşk"

By recineden

7.7K 168 113

Mümkünse çok daha sonra karşılaşalım ve bu sefer aşık olalım. Başka bir zamanda,bir mekanda olabilir. Hatta b... More

Bölüm 1- İlk Görüş
Bölüm 2- Garip bir Hediye
Bölüm 3
Bölüm 4- Akşam Randevusu
Bölüm 5 - Karakterler ile ilgili minikte bir Dipnot
Bölüm 6-Aralıksız bir gün
Bölüm 7- Tekrar görüşmek dileğiyle
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11- Benimle Kalır mısın?
Bölüm 12- Sayın Sevgili(m)/Küçüğüm
Bölüm 13- Yanımdan ayrılma!
Bölüm 14
Bölüm 15-Artık bir köpeğim var.
Bölüm 16- Seni görmeden yapamadım.
Bölüm 17- Biraz +18
Bölüm 18 - Benimle Yaşa!
Bölüm 19
Bölüm 20- Evli bir erkeğe ait olamam.
Bölüm 21
Bölüm 22-Ondan Ayrıl!
Bölüm 22
Levent'in Rüyası
Bölüm 24 - Seher'den Boşandım diyorum.
Bölüm 26-Levent Defne'yi buluyor.
Bölüm 27 - Çocuğumu Doguracağım.
Bölüm 28- Erken Doğuma Merhaba
Bölüm 29- Mete Levent'i bulmaya gidiyor.
Bölüm 30- Levent'in Defne'yle karşılaşması
Bölüm 31- Bu bir rüya olmalı!
Bölüm 32- Çat kapı Levent
Bölüm 33
Bölüm 34 -
Bölüm 35- Eski bir tanıdık!
Bölüm 36- Levent kıskançlık krizine giriyor.
Bölüm 37- Aşkta gurur olmuyormuş.
Bölüm 39

Bölüm 25-Hasta değil,Gebesiniz

136 3 0
By recineden

Uyandığımda Mete'nin geceden benim için bıraktığı içi dolu su bardağını gördüm halbuki gece hepsini içtiğimi hatırlıyordum.
Kuruyan boğazımı ıslatmak için uzandığım bardağı yakalayamayınca oflayarak yataktan çıktım şimdi hedefime daha yakındım.Her zaman bu olaydan nefret ediyor olduğumu anımsadım halbuki bu nefret edilecekler listesinin minimum maddesinde yer alıyordu.
Salona dogru ilerlediğimde uyuyan Mete'nin kıvrılmış haline baktım, üzerine ince bir örtü atmış,sanki deliksiz bir rüyadaymış gibi duruyordu.
Her şey nasılda tuhaf ve hızlıydı.
O gece Mete ile çıkmamış olsaydım Levent'i tanımayacak,Beş numaralı daireyi umursamamış olsaydım, Savaş'ı sahiplenemeyecektim.
Savaş demişken gözümün durmadan takılıp kaldığı şu mama kapları gerçekten beni hüzünlendiriyordu.

"Uyanmışsın!"

Defne, Mete'nin sesini duyunca ilk irkildi sonra toparlandı ve ona döndü çünkü o ara Savaş'ın mama kaplarına uzun uzun bakmaktaydı.

"Evet,bugün okulu ekmek istemiyorum biliyorsun epey boşladım."
Aslında bu tanım hiç Defne'ye uymuyordu öğrencilik hayatında dahi olsa bir kez olsun okulu boş yere ekmemiş olduğunu anımsadı.
Yaşananlar öyle hızlı öyle acımasız ilerlediki o bile okul ile arasına nasıl mesafe koyduğunu anlayamadı.
İlk Levent ile tanışması... neredeyse iki ay olmuştu ve geçiyordu ona kapılması,hakkında onca  şey duyması,Savaş'ı kaybetmesi...

Mete,yattığı yerde hala kıpırdamadan sadece başını çevirmekle yetindiği yerden Defne'ye bakmaya devam ediyordu.
Yine düşünmeye başlayan arkadaşını sessiz bir tonda yokladı.
"Kendini iyi hissediyor musun yani?"
İnanmadığı öyle çok belliydiki Defne bu konuda yalan söylemeyecekti.

"Hayır,aslında hiç iyi hissetmiyorum. bu yüzden kendimi eskiden olduğu gibi,mutlu eden yere kapatmak istiyorum."
Bundan emindi okul ona iyi gelecekti. Kampüsün başka bir havası vardı. Öğrenciler, sınavlar baharın gelmesi ile renklenen bahçe... Öyle güzeldiki.
Ayrıca bitirmesi gereken büyük bir tezi ve hazırlanması iki hafta sürecek bir sempozyumu vardı kimsenin ona engel olmasını istemiyordu öyle ya da böyle dünya yansa o sempozyuma zaten hazırlanmak zorundaydı.

"Yaniiiii sabah kimse gelmeden, odaya yerleşen Defne'den bahsediyoruz? Şu can sıkıntısından benim işleri de halleden he?"

Aynen öyle der gibi başını salladı Defne. Mete'nin bu halleri ona iyi geliyordu.

"Senin kıçını kurtaran Defne yani." Diye espiri yaptı günler sonra ilk kez. İkisi birden buna öyle çok güldülerki, bu mutluluk Defne'nin dengesini kaybederek yere düşmesi ile son bulmasaydı karınları yarılabilirdi.

Mete ne olduğunu anlayamadan yere düşen arkadaşının yanına ok gibi fırlamış olsada, onu yakalayamadığı için kendini suçlu hissediyordu.
Yerde dirseğinden güç alarak doğrulan Defne'yi sarsılmaması için biraz bekletip başını hafifçe kaldırıp göğsüne doğru getirdi.
Gözlerinin açık olmasına dua ediyordu Mete çünkü kızcağız çok kötü düşmüştü ve bir yerini çarpmamış olması büyük bir mucizeydi.
Yine de hemen kaldırmamak en iyisi diyerek biraz öyle durdu Mete. Bir yandan kanayan bir yeri var mı diye kontrol ediyor,diğer yandan kendisine bastırdığı kızın alev almış vücudunu hissetmeye çalışıyordu.
"Ateşin var senin."
Defne bunu duymamış gibi,

"Mete,iyiyim ben sadece bunaldım ve sıcakladım düşünce."
Bu geçersiz bir bahaneydi Mete için sacmaydi bir kere.

"Defne,iyi değilsin sen hem ateşin var hemde halsizsin. Yahu başını bir yere carpabilirdin!"
Sesi şiddetli çıkmıştı karşısında hasta olduğunu kabul etmeyen bu kıza. 

"Halsizim dogru. Yaşananlar iyi şeyler değildi,biraz bunaldım ve açım bu yüzden dengemi kaybettim..  Bir duş alıp gelince göreceksin,bir şey kalmayacak."

Huzursuzca kıpırdayarak kalkmaya çalışan kızı daha fazla ikna edemeyeceğini anlayınca sakince ona kalkması için yardım ederek koltuğa getirip otutturdu Mete.
Banyo için biraz tedirgindi keşke biri ona yardım edebilseydi içerde diye düşünürken aklına bir fikir geldi.

"İyi öyleyse peştamal gibi bir şey sarıp öyle gir duşa ve kapıyı kitleme."

Garip bir şekilde baktı Defne. Arkadaşının kafası da kendisi gibi gitmişti belli.

"O niyeki ?"
Mete sabırla fikrini açıklamaya başladı ki Defne gülerek onu susturdu. Tamam mantıklı bir fikir olabilirdi belki ama buna gerek yoktu demek istiyordu herhalde kendince diye düşündü Mete.

"Merak etme 10 dakikaya çıkacağım bir şey olmaz iyiyim hem ben."

"İyiyim ben,iyiyim ben! Nereye kadar rol yapacaksın acaba?"

Aldırmadı Defne bu lafa. Yalanı sürdürmenin kimseye bir yararı yoktu sonuçta anlayışla tebessüm etti ve banyosuna doğru kalkıp yol aldı.

****

"Ne demek bunları sen ye!"
Mete,önüne ittirilen su böreklerini tekrar Defne'nin önüne ittirip itiraz ediyorduki sahiden midesinin kötü olabileceğini görüp bundan vazgeçti.
Defne bir elini karnına bastırıp diğerini ise ağzını kapatmayı sağlayıp daha öncede birçok kez geldiği kafenin bilindik lavabosuna doğru koşturdu.
Mete Defne'yi hazırlandıktan sonra okula yakın bir kafeye getirmişti kahvaltı için.
Hem biraz değişiklik olur hemde buradan rahatça okula giderler diye düşünürken,Defne'nin lavabo dönüşü sarı ile beyaz karışımı bir yüzle karşısına gelip oturduğunu görünce şaşkınlıktan onunda beti benzi attı.

"Sana iyi değilsin demiştim ne diye inat ediyorsun iyiyim ben diye!" Dedi Mete sinirlendiğini belli etmek için yüksek bir ses tonu ile.

"Çünkü iyiyim de onun için diyorum. Börek biraz yağlıydı,mideme dokundu sanırım."

Mete az önce ittiği tabağa bakarak kaşını kaldırdı.

"İyide bir dilim dahi yemedinki." Diye lafı hemen otutturdu.

Pot kıran Defne,
"Görüntüsü yani o anlamda dedim." Diyerek toparlamaya çalışsada pek işe yaramadı Mete hemen hesabı istemişti bile.
"Kalk gidiyoruz." Dedi Defne'yi kolundan tuttuğu gibi kaldırken.

"Ya abarttığını düşünmüyor musun artık Mete?"
Kafeden çıkıp kampüsün aksi yöne doğru ilerlediklerini görünce Defne anlamıştı Hastaneye götürülüyordu.

"Ne vardı sanki,ne gerek vardı ki? al işte, kan tahlilini de verdik bir şeyim yok göreceksin."

Sinirden köpürmüş bir halde Mete'ye sessizce kızıyordu Defne çünkü burası hastaların olduğu bir merkezdi yüksek sesle konuşması imkansızdı ve içine bastırdığı kızgınlığı dışa vuramamak onu deliye çevirmişti.

"Evet memnunum duydun mu? İçim rahat olacak. Hem biliyor musun bu işleri azda olsa ben senin başına açtım."

Ne demişti Mete? Ben mi açtım demişti? Neyden bahsediyordu bu çocuk?

"Hangi işi?"

Omuz silkerek cevap verdi:
"Şu Levent meselesi işte.O gece ben seni yalnız bırakmamış olsaydım ne sen o adamı tanıyacaktın,ne de bu halde olacaktın."

Saçmalama der gibi baktı Defne. 
Sahiden saçmalamış olduğunu düşünerek. Evet bu ihtimali kendisi de düşünmüştü fakat şans işte ya da kader her neyse olmuştu bir kere ne değişecekti?

"Mete,insanlar herhangi bir tesadüf sonucu tanışır çoğunlukla zatenki. neden taktın bu konuyu?"

"Takmadım Defne,sadece iyi olmanı istiyorum. Kötü şeyler yaşadın ve bunda benim de suçum var."

Tam cevap verecektiki Defne, Danışmadaki kız ismi ile çağırdı Defne'yi elinde bir kağıt göstererek.
Telaşla o yöne baktı ama aksi şekilde de yavaşça ilerledi danışmaya.
Tahlil sonuçları çıkmış olmalıydı besbelli çünkü buraya gelip kan aldıralı bir saat kadar olmuştu bile.

"Buyrun Defne benim sonuçlar mı çıktı hemşire hanım?"

Gayet sakin bir şekilde konuşuyordu ki kızla,Mete apar topar araya girdi.

"Bir şey yoktur İnşallah sadece değerleri falan düşük değil mi?"

Kız soru kalabalığından bocalayan bir halde telaşa gerek yok der gibi baktı ve muhatabı olan kişiye, Defne'ye dönerek;

"Halsizlik ve mide bulantınız gebeliğinizden kaynaklanıyormuş.Henüz birkaç haftalık olduğu için belirtileri yeni yeni görüyorsunuz endişe edecek bir durum yok."

Kız öyle hızlı söylemişti ve kağıdı tutuşturup öyle hızlı çekip gitmiştiki Defne şaşkınlıkla Mete'ye dönüp onun hangi halde olduğunu tartmaya çalıştı.
Sanki hamile olan Meteymiş gibi.

Mete,yüzünde garip bir ifade ile Defne'ye bakarken yavaşça uzanıp onu kolundan tuttu ve kendine çekip sıkıca sarıldı. Başına açtıkları için kendini  suçlayan bir şekilde, yardımsever bir biçimde büyük bir dikkatle onu dışarı çıkarttı.



Continue Reading

You'll Also Like

353K 28.8K 45
"Uyan, kavga et, sigara iç, dolandır, uyu. Hayır, ben bundan ibaret değilmişim.." K.T. Bir dolandırıcı çetesinin üyesi olan Karmen, çeteyle birlikte...
1.8M 163K 82
Gök Dalaman. Yüksek anksiyete ve epilepsinin mahvettiği hayatında, yeni umutlar ve yeni deneyimlerle hiç tatmadığı bir şefkati tadacaktı. Baba şefka...
768K 52.9K 34
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
672K 20.7K 54
alev:OĞUZ BEN ASIK OLDUM!!! oğuz:YİNE KİME AMK????!! alev:acar'a oğuz: siktir!