Deli Bordo Bereli (DELİ SERİS...

By TozMaviGezegen

1.4M 63.7K 10K

Bekir altında olan Erem'in tekrar kıpırdanmasıyla küçük bir küfür savurarak inledi. Erem masum bir endişeyle... More

DBB1
DBB2
DBB3
DBB4
DBB5
DBB6
DBB7
DBB8
DBB9
DBB10
DBB11
DBB12
DBB13
DBB14
DBB15
DBB16
DBB17
DBB18
DBB19
DBB19 (II BÖLÜM)
DBB20
DBB21
DBB22
DBB23
DBB24
DBB26
DBB27
DBB27 (KISIM II)
DBB28

DBB25

21.7K 1.3K 310
By TozMaviGezegen

Herkese Selam 🙋‍♀️🙋‍♀ Uzun Zamandır Buralarda Yoktum. Açık Söylemek Gerekirse Bölüm Gecikmesi Çok Uzun Sürdüğü İçin Uygulamaya Girecek Ne cesaretim, Ne de Yüzüm Vardı. Bu Sıkıcı Karantina Günlerinde, Geçmişte Olan Sorunları Anlatıp Başınızı Ağrıtmak İstemediğim İçin Bölümü Sizlere Bırakıyorum. İyi Okumalar😘😘

NOT: Neler yaşandığını unutanlar kısaca bölümlere göz atarsa çok sevinirim❤❤ Yazım yanlışları, eksikler ve gecikme için Özür Diliyorum

ÖNEMLİ NOT: Yeni Bölüm Salı Günü Geliyor❤❤❤💕

Yaklaşık yarım saattir sonuçların çıkmasını ve takılan serumun bitmesini bekliyorlardı. Erem, telaşla odayı arşınlayan Bekir'e göz devirerek

"Bekir, lütfen bir sakin olur musun? Görende doğuruyorum sanır!"

Bekir cümlenin güzelliği ile anında Erem'e dönüp "O günlerde gelecek güzelim ama sadece biraz zaman gerekli, tabi sen ille de bebeğimiz olsun dersen hemen çalışmalara başlayalım! Bu durum benim beden ve ruh sağlığım için daha iyi olur" deyince Erem konun geldiği yerle tedirgince

"Bekir ben sana bir şey soracağım ama dalga geçmek yok anlaştık mı?"

Bekir, Erem'in ne soracağını anında anlarken, Allahtan sabır isteyerek nefesini sesli bir şekilde dışarıya verdi "İleride, aklına gelen bu soruyu başkasına sorup hem kendini hem karşısında olan kişiyi utandıracağına bana sor güzelim, sonuçta Bekir sabır taşı, Bekir'in canı istemez..."

Erem hala söylenen adamın lafını merakla keserek "Bekir sen bebek istiyorsun ama ben nasıl yapılacağını bilmiyorum ki? Cidden bir bebek nasıl yapılıyor? Bu konuyu düşünmeye ne zamanım, ne de merakım hiç olmadı ama seninle evleneceksek bir kadın nasıl hamile kalır bilmeliyim, sonuçta senden habersiz hamile kalırsam ne olur?"

Bekir gelen soruyla kafasını havaya kaldırıp homurtular eşliğinde "Yüce Rabbim, içten içe masum bir kızı seveyim istedim ama kadar masumlukta fazla değil mi? Soruları bile vücudumu kontrolümden çıkarırken soruların cevabı... Tövbe estağfurullah tövbe" derken Erem, kendi kendine konuşan Bekir'e tuhafça bakarak

"Bekir kendi kendine ne diyorsun anlamıyorum ki! Biraz sesli konuşta anlayayım ne dediğini"

Bekir, gözlerini kapatıp sakinleşmeye çalışırken Erem'in seslenmesiyle anında koyulaşmış gözlerini onun gözlerine çevirip arzuyla bakmaya başladı. Erem ağırlaşan hava ile yutkunup "Böyle garip davranarak beni korkutuyorsun, lütfen artık sorumun cevabını verir misin?" deyince Bekir kızın yattığı sedyenin yanına gelip anlından öperek boğukça

"Güzelim, sana bunu anlatmam hep seni hem beni fena eder ama evlendiğimiz zaman söz veriyorum sana uygulamalı olarak göstereceğim, şimdi senden bu merak duygunu biz evlenene kadar saklamanı istiyorum anlaştık mı?"

Erem mızmızca itiraz edecekken bulundukları bölmenin perdesi açıldı. Doktor elinde olan sonuçlarla gelerek

"Merhaba ben Doktor Can, Tomografi sonuçlarınızda sırtınızda bazı çatlakların meydana geldiği görünüyor, bunun için size bir kaç ağrı kesici ve krem yazdım bunun yanında korse alırsanız daha yararlı olur. Mümkünse yaralarınıza tekrardan bakabilir miyim küçük hanım? Eğer abinizden rahatsız oluyorsanız abinizi çıkarabilirim."

Erem duyduğu cümle ile endişeyle gözlerini büyütürken. Bekir sinirle yumruklarını sıkarak "Ben onun abisi değil nişanlısıyım ve mümkünse kadın doktor istiyoruz."

Can kırdığı pot ile yüzünü buruşturarak "Lütfen yanlış anlamayın, yani sizin yakışmadığınızdan değil daha genç olduğunuz için öyle düşündüm ve üzgünüm ama hastanemizde bu gün ki nöbetçi doktor benim."

Erem Bekir'in daha fazla sinirlenmemesi için araya girerek

"Yaralarımı cidden görmenize gerek yok. Biz gidelim zaten korse ve ilaçları beni rahatlatır sonuçta daha kötülerini de yaşadım, bu benim için hiç sorun olamaz" deyince

Bekir bu seferde Erem'in geçmişi yüzünden sinirle dişlerini gıcırdatarak "Her ne kadar o adamı senin vücudundan bir yere bakmasını istemesem de sağlığın benim kıskançlığımdan daha önemli. Sırf benim kıskançlığım yüzümden acı çekmeni istemiyorum" diyerek Can'a dönüp hadi dercesine baktı. Can teslim olurcasına ellerini kaldırarak

"Eğer yararı olacaksa beni gay olarak düşünebilirsiniz çünkü kıskançlık kurbanı olup dayak yiyen doktorlardan olmak istemiyorum"

Bekir anında kaşlarını çatarak "Merak etme bizim elimiz devletin çalışanına ve masum bir vatandaşa asla kalkmaz ve gay olarak düşünmem bile bir işe yaramaz çünkü onu annemden bile kıskanıyorum"

Can anlayışlı bir gülümseme ile

"Askersin demek"

Erem iç çekerek aşık aşık Bekir'e bakıp "Hem de en kahramanından" deyince Bekir, Erem'in bakışları ile yutkunup kulağına eğilerek

"Bana öyle bakma, yemin ederim nerede olduğumuzu umursamadan seni öpesim geliyor"

Erem utangaç bir gülümsemeyle Bekir'in omzuna vurdu. Can onların bu aptal aşık hallerinden yararlanıp kızın sırtını kontrol edip biten serumu çıkardı ve bakışları ile cilveleşmeye devam eden çifte işinin bittiği anlatmak istercesine boğazını temizledi.

Bekir duyduğu öksürük sesiyle hemen kendine gelirken, Can reçeteyi Bekir'e uzatıp

"Bu ilaçları sabaha öğle ve akşam sürün, 1 ay sonra polikliniğe kontrole gelmeyi unutmayın"

Bekir adamın elinde reçeteyi alıp dediklerini kafası ile onaylayarak

"Yani çıkabilir miyiz?"

Can gülümseyerek "Başka bir sorununuz yoksa evde dinlenmesi daha iyi olur ama iyi bakılması gerekiyor"

Bekir duyduğu cümle ile rahatlayarak dikkatli ve hızlı bir şekilde Erem'i bir anda kucağına aldı. Erem beklemediği bu hareketle ağzından küçük bir çığlık kaçırırken kollarını Bekir'e sarmayı ihmal etmedi. Can ise bu çifte nasıl abi kardeş yakıştırması yaptığına şaşırarak bakıyordu.

Hastaneden çıktıklarında Erem kafasını daha çok Bekir'in boynuna gömüp kokusu ile huzur bulurken, Bekir arabanın kapısını açarak onu arabanın ön koltuğuna oturttu ardından kemerini bağladı. Araba sonunda hareket ettiğinde Erem Bekir'e doğru dönerek onu izlemeye başladı bir yandan ise bu adamın neden bu kadar çok yakışıklı olduğunu düşünüyordu. Bekir üzerinde hissettiği bakışlarla gülümseyerek

"Ne o çok mu yakışıklıyım?"

Erem iç çekerek "Hem de çok yakışıklısın ve ben seni nasıl diğer kadınlardan koruyacağımı bilmiyorum Bekir, bana bir fikir söyler misin?

Bekir kırmızı ışıkta olmalarının etkisi ile Ereme dönüp dudağından küçük bir öpücük alarak "Asıl senin gibi güzel bir afeti ben nasıl erkeklerden koruyacağım sen bana onu söyle"

Erem cilveyle gülümserken yeşil ışığın yanması ile Bekir gaza bastı. Erem bu duruma aldırmadan araba süren Bekir'in yanağından öperek cilveli bir sesle "SEVGİLİM " deyince Bekir aniden frene bastı. Erem arabanın fren yapması ile öne doğru giderken sırtında meydana gelen ağırı ile inledi. Bekir anında Erem'e dönüp endişeyle

"Hasiktir çok acıdı mı güzelim? Özür dilerim ama sende ben bir iş yaparken beni şaşırtacak olan güzel kelimeler söyleme! Yoksa elimde olmadan dikkatim feci bir şekilde sana kayıyor"

Erem anında acısını boş verip koltuğa yaslanarak "Ama ne yapayım Bekir? Sen benim sevgilim değil misin?"

Bekir iç geçirerek Erem'in dudaklarına bakıp "Sevgilim diyen ağzını yerim kızım senin, tabi sevgilinim" diyerek Erem'in geri çekilmesine izin vermeden dudağına yapıştı ta ki arkadan başka bir araba korna çalana kadar. Duyulan korna sesi ile Bekir zorda olsa Erem'den ayrılarak tekrar arabayı çalıştırdı.

Nöbetçi Eczaneden korse ve ilaçlar aldıktan sonra Bekir'in ısrarıyla Erem korseyi anında giymişti sonunda geldiklerinde Bekir, Erem'i kucağına alıp eve doğru yürümeye başladı Erem, Bekir'in saçları okşayıp çekiştirerek

"Bakıyorum sende beni kucağına almaya iyi alıştın Bekir bey"

Bekir anında Erem'in dudağından bir öpücük çalarak "O kadar hafifsin ki güzelim dağda taşıdığımız ekipmanlar bile senden ağır, biraz daha kilo almalısın"

Duyduklarıyla sinirlenen Erem, Bekir'in omzuna vurarak

"Öküz müsün Bekir ya? Övüyor musun sövüyor musun belli değil?"

Bekir yandan bir gülümseme ile Ereme bakıp "Küçük kedi erkekler her zaman dolgun kadınları severler zayıf kadınları değil" deyince Erem, elinde olmadan nefesini tutu. Ne yani şimdi Bekir dolgun ve kilolu kadınları mı seviyordu? Aklına gelen kötü düşünceleri kovmaya çalışırken bir yandan da Bekir'in yakın çevresinde dolgun bir kadın var mı diye düşünmeye başladı. Aklına Bekir'in teyzesinin kızı Ayşe gelince kaşlarını çattı çünkü Bekir onlarda kalıyordu. Bekir Erem'in hala nefes almadığını fark ederek

"Güzelim nefes al"

Erem bu komutla anında derin bir nefes alarak kendi kendine "Hayır ya bu olamaz! Bekir asla ama asla benden başka kıza bakmaz ama sol tarafımda olan şeytan beni kandırmaya çalışıyor sen yardım et Allahım" derken önüne vardıkları kapı hızla açıldı.

Fadime kapıyı açtığında oğlunun kucağında korseli olan Eremi görmesiyle küçük bir çığlık atarak

"Kuzum ne oldu sana? Sen benden bu halini nasıl saklarsın? Ay Bekir neyi varmış benim kızımın cevap versene? Bu üstünde olan ne? Çok mu ciddi durumu?"

Erem Fadime'nin bu haline elinde olmadan kıkırdarken Bekir, Erem'in burnunu sıkıp "Sakin ol anacım sadece küçük bir çatlak varmış sırtında, doktor korse ve ilaç verdi onları kullanacak 1 ay sonra kontrol gideceğiz"

Fadime endişeyle kapının önünden çekilirken Bekir sakin adımlarla içeri geçip Erem'i salonda olan koltuğa oturttu.

Hüseyin oturduğu yerden kalkıp Erem'in kafasından öperek

"Geçmiş olsun kızım Allah beterinden saklasın."

Erem gülümseyerek "Amin Hüseyin amcacım" derken Gülce hızla içeri dalarak "Babacım sende böyle gelin ve böyle çocuklar varken beteri kaçınılmaz ve gelin hanım dua et yaralısın ama iyileştiğin an beni ağlattığın için seni pişman edeceğim"

Erem Gülce'ye dil çıkararak "Fadiş verken bana elini bile süremezsin naber!" deyince Gülce suratını buruşturarak "Siz gelin kaynanasınız kendinize gelin bu ne samimiyet!"

Fadime ayağında olan terliği çıkarıp Gülce'ye atarken Gülce hızla Erem'den bir öpücük alıp odasına kaçtı. Fadime iç çekerek kocasına ve oğluna bakıp "Hadi herkes yatağına, kızımla be ile ilgilenirim"

Hüseyin olumlu anlamda kafasını sallayıp odasına çıkarken Bekir ona bakan annesine dönüp "Umarım sözlüm bu haldeyken beni evden kovmazsın annecim?"

Fadime bir Erem'in haline birde Bekir'in haline bakıp yenilgiyle "Yok oğluşum sen bu gün evde kal zaten Erem'in seninle oynaşacak hali yok, hadi şimdi naş üstünü değiştirmeye" deyince Bekir "La havle" çekerek üstünü değiştirmeye çıktı.

Fadime oğlunun gitmesiyle hemen Erem'in yanına oturup "Annecim sırtın çok ağrıyor mu? Ağrı kesici getireyim mi? Bak benden saklama anneler hisseder çocuklarının canın yandığını ağrın var değil mi? Ama sana soranda hata ben başta sana uyup sessiz kalmayacaktım"

Bu ilgiden dolayı Erem'in gözleri anında dolarken Fadime bu duruma daha çok telaşlanıp Erem'in saçlarını severek "Kuzum ne oldu gözlerin doldu? Yoksa şimdi belin boşta diye daha fazla mı ağrı yaptı?"

Erem'in ağlamamak için burnunu çekip Fadime'ye sıkıca sarılarak "Fadiş cidden çok teşekkür ederim, bu güne kadar kimse bana hasta olduğumda anne şefkati göstermemişti. Bu çok iyi hissettiriyormuş"

Fadime'nin gözleri duyduğu itiraf ile dolarken kızın canını yakmadan sarılmasına karşılık vererek

"Böyle şeyler söyleme artık zaten sana geç annelik yapmaya başladığım için beni heder ediyorsun" deyince Erem anında geri çekilip gözyaşları silerek

"Sanırım bu kadar duygusallık yeter Fadişçim ve sakın bana annelik yapmakta geç kalmadın sadece benim aptallığım yüzünden ben hayata geç başladım ve oğlun biraz beni geç buldu"

Bu cümleyle iki kadın dolu gözlerle gülmeye başladı. Bekir odaya girdiğinde ne olduğunu anlamaya çalışsa da kadınları asla anlayamayacağı aklına gelince vazgeçti.

Fadime oğlunun geldiğini fark ettiği an "Bekir, Erem'i hemen odasına çıkarıp kendi odana geçiyorsun, bu gün ben kızımın başında duracağım hiç itiraz istemiyorum!"

Bekir tam itiraz edecekken annesinin bakışlarını görüp sessizleşerek Eremi kucağına alıp şansına söylene söylene Erem'i odasına çıkardı. Sevdiği kadının rahat bir pozisyonda olduğuna emin olduktan sonra annesi gelmeden küçük bir öpücük alıp, öpücüğün etkisinden çıkmaya çalışarak odadan çıktı...

***


Erem uyku ile uyanıklık arasındayken Fadime'nin "Kuzular kahvaltı hazır artık kalkın" diyen sesiyle oflayarak gözlerini açtı. Aklı hala dün kapıda Bekir ile konuştukları konuda kalmıştı, olayın siniriyle yataktan kalkıp stresle saçlarını karıştırarak

"Kahretsin ya! Bekir cidden dolgun kadınları seviyorsa? Sevmese neden öyle bir imada bulunsun ki! O zaman benim acil kilo almam lazım ama teyzesinin kızı Ayşe ile aynı evde kalmalarına artık hayatta izin veremem! Allahım, sen konuyu biliyorsun lütfen yardım et! Gecede beri düşünmekten sinir krizi geçirmeme az kaldı!"

Gülce kapıya yaslanmış Erem'in homurdanmalarını anlamaya çalışırken boğazını temizleyerek "Erem hanım hadi yine iyisiniz içimde olan insan sevgisi yüzünden seni aşağıya indirmeye gönüllü oldum"

Erem duyduğu sesle irkilerek "Allah canını almasın Gülce! Ödümü kopardın!"

Gülce, bir şey olmamış gibi Erem'in koluna girip odanın çıkışına yönlendirerek merakla "Sen az önce ne söyleniyordun kendi kendine, yoksa benim bilmediğim bir şeyler mi oluyor yine?"

Erem'in aklında anında Bekir'in dolgunlukla ilgili söylediği şeyler yankılanmaya başladı. Gülce cevap vermesi için Erem'i dürtünce Erem suratını buruşturarak

"Sen onu öküz olan abine sor o daha iyi bilir!" diyerek olabildiğince hızı şekilde mutfağa geçti.

Erem yerine oturduğunda üzerinde olan bakışları hissedip moralsiz bir şekilde "Herkese günaydın"

Hüseyin neşesiz yanıtla Erem'e bakıp

"Kızım neyin var? Yoksa hala sırtın ağırı mı yapıyor?"

Erem dalgınca "Yok Hüseyin amca ben iyiyim kremler iyi geldi"

Gülce kıkırdayarak "Babiş onun derdi başka" derken Bekir'in mutfağa girmesiyle Gülce kahramanı tanıtır gibi abisini gösterip "İşte derdi de mutfağımıza teşrif edebildi."

Bekir olayları anlamaya çalışırcasına yerine yerleşip Erem'e baktı, Erem karşısında olan adama anında surat asıp önündekileri yemeye başladı. Fadime ile Hüseyin oğullarına yine ne yaptın der gibi bakınca Bekir teslim olmuş bir şekilde

"Yeminle bu sefer ben bir şey yapmadım en son dün gece iyiydik, uyurken ne yapmış olabilirim ki"

Erem duyduğu cümle ile hırsla çatalını domatese batırıp mırıltı şeklinde "He he iyiydik" deyince Bekir dün ne gibi bir öküzlük yaptığını düşünmeye başladı. Dün olanları hafızasında tararken kilo ile ilgili konuştukları aklına gelince elinde olmadan sesli bir şekilde

"Hay böyle işi içine sokayım sen hala dün gece ki o saçma konuşmada mı kaldın minik kedi?"

Erem sinirle göz devirerek "Yok canım ben neden dün gece olan saçma konuşmada kalayım ki? Hem sen dolgun kadınlara gitsene Bekir Bey! Biz seni oyalamayalım zaten teyzenin evinde ve o evin çevresinde baya dolgun kızlar vardır!" demesiyle Fadime ağzında olan çayı püskürtürken Hüseyin boğazına kaçan ekmekle öksürmeye başladı. Gülce büyük bir kahkaha patlatarak öksüren babasının sırtına vururken Fadime ise bu cümle ile kendine gelmeye çalışıyordu.

Bekir gözlerini büyüterek "Tövbe estağfurullah tövbe! Kızım ben senden başka bir kadına neden bakayım? Hem teyzemin evinde olan senin deyiminle dolgun kadınlar benim kardeşim olan kişiler"

Erem Bekire bakarak "Sana göre kardeşinler ama hadi onlar seni kardeşi olarak görmüyorsa Bekir efendi! Tamam, ben sakinim onlar senin kardeşin diye teyzenlerin evini boş verdim diyelim o evin çevresinde de eminim senin istediğin gibi dolgunları vardır!"

Bekir şiddetli bir kıskançlık krizinde oldukların farkındaydı, hatta baş başayken bu hoşuna bile gidiyordu ama şu an ortamları uygun olmadığı için boğazını temizleyerek nerede olduklarını hatırlattı. Erem anında kızararak Fadime ile Hüseyin'e baktı ve utançla

"Kusura bakmayın ya ben Bekir'e sinirden ne dediğimi bilmiyorum ki? Fadiş sen bana kızmadın değil mi? Yani istemeden onlara da laf ettim vallahi isteyerek olmadı" diyerek masum masum Fadime'ye bakınca Fadime gülmemek için kendini sıkarak

"Ne yalan söyleyeyim biraz alındım"

Erem yalvarırcasına Fadime'ye bakarak "Ama Fadiş sen benin yerimde olsan ne yapardı? Düşünsene Hüseyin amcayı ondan önceden hoşlanmış bekar ve güzel kuzenleriyle aynı evde kalmasına izin verir misin?"

Fadime kaşlarını çatarak Hüseyin'e dönüp "Hele bir öyle bir şey denesin doğduğuna pişman ederim onu!"

Erem rahatlayarak "Yani bende bir yerde haklıyım değil mi Fadişcim..." derken Bekir'e kısa bir bakış atıp "Oğlun yine bana dua etsin ben onu doğduğuna pişman etmiyorum"

Bekir aldığı mesaj üzerine isteksizce ayağa kalkarak "Mesaj alınmıştır minik kedi. Şimdi ortalığı daha fazla karıştırmadan kalkalım, hazırlan gidiyoruz!" deyince Erem tek kaşını kaldırarak

"Pardon ama sen bana emrivaki mi yaptın Bekir bey? Ben anlamadım da!"

Bekir Allahtan sabır isteyerek "Ben ve sana emrivaki yapmak? Emrivaki yapmak ne haddime güzellim ama biraz daha oyalanırsak ben geç kalacağım ve sende bu gün evde kalmak zorunda kalacaksın!"

Erem gelen tehditle hızla yerinden kalkarak üst kata odasına çıktı.

Gülce kıkırdayarak "Abicim bu gün iyi günümde olduğum için sana bir kıyak geçeyim. Bir kızla konuşurken değinmemen gereken kırmızı kodlu konular vardır. Birinci kod asla kadınlara yaşlarını sorma, ikinci kod asla ama asla kilolarını yüzüne vurma, üçüncü kod boylarının kısa olduğunu asla ima etme ya da kesinlikle söyleme, dördüncü kod başka biriyle yani bir kadınla kıyaslama ve beşinci ve en önemli kod ise bunların hepsinin ya da bir kaçının aynı cümle içinde kullanma yoksa bitersin!"

Bekir yüzünü buruşturarak "Siz kadınlar şu dünyada bulunan çözülmesi en zor varlıklarsınız"

Gülce keyifle abisinin yanağından bir makas alıp "Yeni mi anladın? Kıyamam sana..."

Bekir Gülce'nin iki yanağını sıkıp saçlarını karıştırarak "Ama ben sana kıyarım" derken Erem aşağıya indi. Bekir anında Gülce'yi bırakıp ıslık çalmaya başlarken Gülce abisine dil çıkarıp dağılan saçlarını düzelti. Erem onlara aldırmadan Hüseyin ve Fadime'nin elini öpüp Gülceye de uzaktan bir öpücük atıp Bekir'e pas vermeden evden çıktı.

Continue Reading

You'll Also Like

203K 998 6
!!! KİTAPTA BOLCA SMUT BULUNUR !!!
88.9K 5.4K 35
Bir suçlu ile mektup arkadaşlığı...
1.2M 111K 46
~Bu kitap tüm zorluklara inat aşkından vazgeçmeyip aşkı için savaşanlara ithaf edilmiştir.~ -------------------------- "Aşk mıdır beni,sana bu kadar...
36.6K 1.7K 20
Askeri ve Doktor kurgusudur. Umay neşeli deli dolu bir kızdı. Umayın hayatı tam olarak on yedi yaşındayken uğradığı iftirayla başladı. Umayın uğradı...