Hogwarts Aşıkları (Dramione R...

De Aylak17

267K 12.3K 19.1K

Wattpad'de ki bütün Dramione'leri okudun ama başka bulamadın mı? Maalesef bende bulamadım. Bende kendi hikay... Mais

1.Bölüm -6.Sınıf-
2.Bölüm -Tren-
3.Bölüm -Kompartımanlar-
4.Bölüm-Hogwarts-
5.Bölüm-Kıskanç-
6.Bölüm-''Benden Uzak Dur!''
7.Bölüm-Amortentia-
8.Bölüm-Banyo-
9.Bölüm-Beklenmedik Öpücük-
10.Bölüm-Arkadaşlık Anlaşması-
11.Bölüm-Cadılar Bayramı Balosu-
12.Bölüm-''Seni Senelerdir Seviyor.''
13.Bölüm-''Ben Başka Birinden Hoşlanıyorum.''
15.Bölüm-İtiraf-
16.Bölüm-Sohbet,Muhabbet,Kız Dedikodusu
17.Bölüm-İksir-
18.Bölüm-''Kısacası O Çok Güzeldi.''
19.Bölüm- Zindanlar
20.Bölüm-Ağır Yaralı-
21.Bölüm-''Her Şeyi Yanlış Anlamıştı.''
22.Bölüm-Doğruluk Mu? Cesaret Mi?-
23.Bölüm-Dostluk Balosu-
24.Bölüm-Noel Hediyeleri-
25.Bölüm-Parşömendeki Not-
Yazar Hakkında Bilgiler
26.Bölüm-"Ağladım, Sarıldık, Uyuduk, Kitap Okuduk."-
27.Bölüm-"Aradığımız Maskeli Kızı Bulduk."
28.Bölüm-Yaz Tatili-
29.Bölüm-Weasley Büyücü Şakaları-
30.Bölüm- Kıskanç Doğum Günü Çocuğu-
31.Bölüm-7.Sınıf-
32.Bölüm-Sirius'un Planı-
Bölüm Değil, Üzgünüm.
33.Bölüm-İhtiyaç Odası-
34.Bölüm-Hogwarts Ordusu-
35.Bölüm-Yasak Öpücük-
36.Bölüm- "Acil Durum Kaba Çocuk."
37.Bölüm-Dişi Aslan-
Bölüm Değil, Üzgünüm 2.
38.Bölüm-Grimmauld Meydanı-
39.Bölüm-Regulus'un Ölümü-
40.Bölüm-Sihir Bakanlığı-
41.Bölüm-Gryffindor Kılıcı-
42.Bölüm-Kovuk'taki Toplantı-
43. Bölüm-Gringotts Büyücü Bankası-
DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN RAFİNE TUZ!
44.Bölüm-Helena Ravenclaw-
45.Bölüm-Savaş Arefesi-
46.Bölüm-Son Savaş-
47.Bölüm-...bulmuş olabilirim-
48.Bölüm-Crabbe'i Bulduk-
49.Bölüm-"O zaten burada."-
50.Bölüm-En Güzel Gün-
51.Bölüm-Yemin-
52.Bölüm-Granger'lar-
53.Bölüm-Godric's Hollow-
54.Bölüm-20 Yıl Sonra-
55.Bölüm-Yeni Nesil-
56.Bölüm-Quidditch Seçmeleri-
57.Bölüm-Kitapçı-
58.Bölüm-Kalplerdeki Filizler-
59.Bölüm-Malfoy Malikanesi-
60.Bölüm-Soğuk Gece-
61.Bölüm-Gerçek Aşk-
62.Bölüm-Binalar Arası Düello-
63.Bölüm-Olaylı Quidditch Maçı-
64.Bölüm-Sahildeki Kulübe-
65.Bölüm-En Güzel Yaz-
66.Bölüm-Mutlu Bir Son (Final)-
-Epilog-

14.Bölüm-''Beni Bırakma.''

5.7K 262 218
De Aylak17

Hermione'nin Ağızından

Sonunda dersler başlamıştı ve ilk dersimiz iksirdi. Kahvaltımı bitirip ayağa kalktım ve bizimkileride kaldırıp büyük salondan çıkardım. ''Dersleri senin kadar önemsiyenini görmedim Herm.'' diyen Ron'a gülümseyip cevabı yapıştırdım. ''Sende önemsesen iyi olur Ronald. Bu sene FYBS sınavlarımız başlıyor. Ödevlerini yapabilirim ama senin yerine sınavlarına giremem.'' dediğimde Harry gülerek Ron'a bakıyordu.Sonunda zindanlardaki sınıfa geldiğimizde ilk ben içeriye girdim. Herkesin yanı doluydu. Sonra Pansy'nin yanının boş olduğunu fark ettim ve sıraya ilerleyip yanına oturdum.

Pansy dahil bütün sınıf büyümüş gözlerle bana bakıyordu. ''Ne yapıyorsun Gra-Hermione?'' dediğinde ona dönüp gülümsedim. ''Arkadaşımın yanına oturuyorum. Bir sorun mu var?'' dediğimde gülümsüyordu. Bende ona gülümserken içeriye profesör girdi ve derse başladı. Herkes dersden çok bizi izliyordu ama hiç birini umursamadım. Pansy'de umursamıyordu. Profesör dersin bittiğini ilan edince Pansy'e ''Sonra görüşürüz.'' dedim ve  bizimkilerin yanına ilerledim. 

Sıradaki ders için astronomi kulesine ilerlerken üçümüzde konuşmuyorduk. Sonunda sessizliği bozan Harry oldu. ''Herm, Parkinson'la ne ara bu kadar yakın oldunuz?'' dediğinde gülümseyerek sorusuna cevap verdim. ''Pansy ile senenin ikinci haftasından beri yakınız.'' ''Pansy'mi? Ona adıyla mı hitap ediyorsun?'' dediğinde ona döndüm. ''O benim arkadaşım, tabii ki adıyla hitap edicem.'' dediğimde susmuştu. Ron ise hiç konuşmuyordu. Sanırım ikisinin arasındakileri bildiğimi anlamıştı. Astronomi kulesine vardığımızda sıralarımıza geçip sessizcce dersi dinledik. Bu ders de bittiğinde ikisinin ortasına geçip kollarına girdim ve öğle yemeği için büyük salona yönlendirdim.

Tam kapıdan içeriye gireceğimiz sırada bana seslenen Pansy'nin sesiyle durdum. Harry ve Ron'a dönüp ''Siz geçin ben geliyorum.'' dedikten sonra Pansy'nin yanına gittim. ''Evet?'' dediğimde bana bakıyordu. ''Bir daha benim yanıma oturma Hermione.'' ''Neden?'' ''Çünkü sen bir muggle doğumlusun, bende bir safkanım. Seni kırmak için söylemiyorum bunları, sana zarar gelmesin diye söylüyorum. Diğer Slytherin'ler sana zarar verir.'' dediğinde gülümsüyordum. O ise bana anlamaz gözlerle bakıyordu.

''Beni korumak istediğin için teşekkürler Pansy ama ben kimseden korkmuyorum. Sende benim için endişelenme. Hatta korkmadığımı sana kanıtlayabilirim.'' dedim ve cevabını beklemeden büyük salondan içeriye sürüklemeye başladım. Gryffindor masasına ilerleyip bizimkilerin olduğu kısıma ilerledim ve Ron'un karşısına oturttum. Bende yanına oturduğumda Harry ve Ron'da dahil bütün büyük salon bize bakıyordu. Gerginliği bozmak için ilk ben konuştum. ''Bizi izlemeyi bırakıp tabağınıza dönsenize.''dediğimde herkes önceki pozisyonuna geri dönmüştü.

Pansy'e döndüğümde kafasını eğmiş masaya baktığını fark ettim. ''Merhaba Pansy.'' diyen Harry'e dönüp gülümsedim. Pansy'de kafasını kaldırmış gülümsüyordu. ''Merhaba Pot-Harry.'' ''Merhaba Pansy.'' ''Merhaba Ron.'' Bu sefer ortam gergindi. ''Hadi artık yiyelim. Derse geç kalmak istemiyorum.'' dediğimde üçüde tabaklarına doldurmaya başlamıştı. Yemek boyunca sohbet ettik. Harry ve Pansy iyi anlaşmışlardı. Yemek bittiğinde masadan ilk Pansy kalktı. ''Masanızda oturmama izin verdiğiniz için teşekkürler. Şimdi derse gitmem lazım, sonra görüşürüz.'' Harry ve ben bir ağızdan ''Görüşürüz.'' dediğimizde gülümsedi ve salonu terk etti.

''Teşekkürler Harry.'' dediğimde bu sefer o gülümsüyordu. ''Senin arkadaşın benim arkadaşım Herm. Hem Pansy çok hoş bir kız.'' dediğinde Ron birden ayağa fırladı. ''Şey-ben-ıı- kitabımı almayı unutmuşum. Dersde görüşürüz.'' dedi ve gözden kayboldu. Harry bana dönüp ''Ne oldu buna?'' dediğinde ben sırıtıyordum. 'Pansy'i senden kıskandı.' diyemeyeceğim için ''Bilmiyorum.'' dedim ve ''Hadi derse gidelim.'' deyip Harry'i kaldırdım. Sınıfa girip sıramıza oturduğumuz an Profesör Binns' de tahtadan içeriye girdi. Dersleri ne kadar severek dinlesemde bu dersde herkes gibi benim de uykum geliyordu. Sanırım bunun nedeni profesörün bir hayalet olması ve bu nedenlede çok ağır bir şekilde konuşması. Uykumun açılması için kafamı kaldırıp sınıfa baktığımda Ron'un olmadığını fark ettim. Sanırım Pansy'i Harry'den çok fazla kıskanmıştı.

Harry ve Ginny gibi Ron ve Pansy'de aptaldı. Birbirlerine dürüstçe açılsalar ortada hiçbir sorun kalmayacaktı. Gerçi Ron ve Pansy birbirlerine açılmışlardı ama yine de ayrılardı. Düşüncelerimi bölen zil sesi oldu. Bu sefer Harry benim koluma girdi ve beni KSKS sınıfına sürüklemeye başladı. O Ron'un yanına geçince bende yine Pansy'nin yanına oturdum. Profesör Snape içeriye girip derse başladığında herkes susmuştu. Sonunda bu ders de bitince herkes sevinçle sınıfı terk etmeye başladı. Ben Harry ve Ron'un yanına gidip ''Siz gidin, ben aç değilim. Kütüphaneye gideceğim. Sonra görüşürüz.'' dedim ve kalabalığın arasından sıyrılıp kütüphaneye ilerlemeye başladım.

Nihayet kütüphaneye vardığımda görevliye başkan rozetimi göstip yasak bölüme girdim. İstediğim bölüme gelince gerekli kitapları alıp bir masaya geçtim. Gerekli son malzemeyi bulmam gerekiyordu, yoksa iksir hiç bir işe yaramaz. Ne yazık ki yanıma aldığım kitaplarda son malzeme hakkında hiç bir bilgi yoktu. Umutsuz bir şekilde son sayfaya baktığımda küçük bir sevinç çığlığı attım. Sonunda bulmuştum. Köknar ağacı kökü. Bu ağaç yasak ormanda vardı ama çok derinlerinde. Oraya tek başıma gidemezdim. Sonra aklıma bir fikir geldi. Devriye sırasında Draco ile birlikteyken alabilirdim. Tek yapmam gereken onu ikna etmek. Saatime baktığımda devriyeye çıkmamıza yarım satin kaldığını gördüm ve hemen kitapları yerlerine koyup kütüphaneden çıktım. Başkanlar salonunun önüne gelip ''Kahve.'' dedikten sonra içeriye girdim. Draco yeşil koltukta oturmuş elindeki kitabı okuyordu. 

Draco'nun Ağızından

Kahvaltımı yaptıktan sonra seri adımlarla iksir sınıfına ilerledim Sınıfa girdiğimde herkes tek bir noktaya bakıyordu, yanyana oturan Hermione ve Pansy'e.  Çok şaşırmıştım. Onlar senelerdir kavga ediyorlardı, şimdi de yanyana oturup sohbet ediyorlardı. Bense hep Pansy'nin yanına oturduğum için ayakta kalmıştım. Sonra Nott'un yanının boş olduğunu görüp onun sırasına ilerledim. Herkes arkamdaki iki kıza bakıyordu. Hatta profesör ders işlerken bile onlara bakıyorlardı. Sonunda ders bittiğinde, sınıftan çıkan Pansy'e yetişmek için koşmaya başladım. Nihayet ona yetişip önüne geçtiğimde nefesimi düzene sokmak için biraz bekledim. Ona baktığımda ne olduğuna anlam vermeye çalışarak bana baktığını gördüm. 

''Evet?'' dediğinde boğazımı temizleyip konuşmaya başladım. ''Neden Granger ile oturuyordun?'' ''Arkadaşımla oturamaz mıyım? Hem o gelip benim yanıma oturdu. Ne var bunda?'' dediğinde şaşırmıştım. ''Ne zamandır arkadaşsınız? Ve 'ne var bunda?' ne demek? O bir bula-muggle doğumlu. Yani diğer Slytherin'ler bu işden hoşlanmayıp ona zarar verebilir.'' dediğimde yeşil gözlerindeki endişeyi gördüm. ''O benim tek kız arkadaşım Draco. Onu kaybetmek istemiyorum.'' '' O zaman onu kırmadan kendinden uzaklaştır Pansy. Ben sizi düşünüyorum.'' dediğimde bu sefer yeşil gözleri yaşarmıştı. ''Ta-tamam uzaklaştırırım.'' dedi ve  yanımdan ayrıldı. Bende bitkibilim dersi için şatodan çıkıp seralara ilerledim. 

Profesör derse girmişti ama Pansy hala gelmemişti. Ders boyunca da gelmedi. Sanırım gerçekten Hermione'ye bağlanmıştı. Onu kırmak için söylememiştim ama söylediklerim doğruydu. İkisinin de zarar görmesini istemiyordum ve bunun tek yoluda konuşmamalarıydı. Nihayet ders bittiğinde seradan çıkıp öğle yemeği için büyük salona ilerledim. Büyük salona girip Slytherin masasına ilerlerken Pansy'nin burda da olmadığını fark ettim. Masada bizimkilerin yanına oturdum ve kapıyı izlemeye başladım. Kahvaltıda yapmamıştı yani eninde sonunda gelecekti. Sonra kapıdan içeriye girdiğini gördüm, daha doğrusu sürüklendiğini. Hermione onu Gryffindor masasına sürükleyip Weasley'nin karşısına oturttu. Ne yapıyor bu kız böyle? Ona Granger ile konuşma diyorum o ise gidip masalarına oturuyor. Benim gibi bütün salon onları izliyordu. Granger diğer masalara dönüp ''Bizi izlemeyi bırakıp tabağınıza dönsenize!'' dediğinde herkes önüne döndü. Ben ise istemsizce sırıtıyordum.

Sanırım yanıldım, kimse onlara zarar veremezdi. Bende önüme döndüm ve yemeğimle ilgilenmeye başladım. Tabii ki arkadaşıma kaçamak bakışlar atıyordum. Potter, Granger ve Pansy konuşup gülüyorlardı. O gülünce bende mutlu oluyordum. Çünkü arkadaşlık böyle bir şey ve arkadaşım mutluysa bende mutluydum.

Pansy'nin kalkıp kapıya ilerlediğini görünce bende kalktım ve yanına gittim.Beni görünce burukça gülümsedi. ''Denedim Draco. Ona 'konuşmayalım, sana zarar verirler' dedim ama o korkmadığını söyledi ve beni masalarına oturttu.'' dediğinde gülümsüyordum. Bana baktığında o da gülümsedi. ''Ben sadece sizi korumak için söyledim Pansy. Sanırım yanıldım, kimse size bir şey yapamaz.'' dediğimde koşup boynuma atladı. İkimizde gülüyorduk. Sonra benden ayrılıp koluma girdi ve kehanet sınıfına ilerlemeye başladı. Sınıfa girdiğimizde bütün Slytherin'ler Pansy'e bakıyordu. Pansy hiç umursuyormuş gibi görünmüyordu ama ben sinirlenmiştim.

''Ne bakıyorsunuz! Önünüze dönün!'' diye bağırdığımda herkes bakmayı kesmişti. Pansy beni bir mindere oturtup karşıma geçti. ''Sorun değil Draco, onlar benim umurumda değil. Benim için endişelenme, ben başımın çaresine bakarım. Hem senin daha önce dediğin gibi 'yanımda başkan bir Malfoy var'. '' dediğinde gülmeye başladım. Susmamı sağlayan şeyse profesörün sınıfa girmesi oldu. Ders çok sıkıcıydı. Bende muzipçe sırıtıp Pansy'e döndüm. ''Weasley ile aynı masada oturmak nasıl bir duygu?'' dediğimde öfkeli gözleriyle bana döndü. ''Benimle konuşup, yüzüme bile bakmadığı için kötü.'' dediğinde üzülmüştüm. Keşke konuşmasaydım. ''Üzgünüm Pansy, sadece takılıyordum.'' ''Sorun değil, senin bir suçun yok. Onu kendimden uzak tutan benim.'' dediğinde şaşırmıştım. ''Nasıl yani uzak tutmak? Ben ona açılamadığını sanıyordum.'' ''Açıldım tabii ki, ama sonra uzaklaştım.'' ''Neden?'' Merak etmeye başlamıştım. ''Çünkü biri onunla çıktığımı öğrenirse ona zarar verirdi ve ben onu koruyamazsam yıkılırım.'' dedi ve önüne geri döndü.

Sesindeki çaresizlik benide üzüyordu. Elimden hiç bir şey gelmiyordu. Gidip Weasley ile konuşabilirim ama bu sefer Pansy'nin düşüncesine saygısızlık etmiş olurum. Hiç bir çıkış yolu yoktu. Sonunda dersin sona erdiğini bildiren zil çaldığında Pansy koluma girip beni KSKS sınıfına sürüklemeye başladı. Sınıfa girip sırasına oturduğunda bende yanına oturmak için hamle yaptığımda bana kafasıyla içeriye giren Granger'ı gösterdi. Ona dönüp''Öyle olsun.'' dediğimde sırıtıyordu. Bende yine Nott ile oturmak zorunda kalmıştım. Herkes yerine geçince Profesör Snape sınıfa girdi ve ders başladı. 

KSKS dersini çok seviyordum ve tek sebebi dersi Snape'in işlemesi değildi. Sadece bu derslerdeki büyüler ilgimi çekiyordu. Her güzel şey gibi ders de kısa sürede bitti ve sınıftan çıkmak zorunda kaldım. Bizimkileri buldum ve birlikte büyük salona geçtik. Masadaki yemeklerden tabağıma doldurmaya başladığım sırada Pansy yanıma oturdu. Ona dönüp ''Granger seni yanına çağırmadı mı?'' diye sorduğumda omzuma yumruk atıp güldü. ''Kütüphaneye gidecekmiş.'' dedi ve o da tabağını doldurmaya başladı.

Yemek boyunca Gryffindor masasını izlemişti. Sonunda dayanamadım.''Öyle bakacağına yanlarına gitsene.'' dediğimde bana döndü. ''Harry davet etti ama seni tek bırakmak istemedim.'' ''Potter'a adıylamı hitap ediyorsun?'' ''Evet, artık arkadaş sayılırız. Hem bana hiç kaba davranmadı ya da dışlamadı. Çok nazik biri.''dediğinde şaşırmıştım. ''Sen yinede dikkatli ol Pansy. Üzülmeni istemiyorum.'' dediğimde bana gülümsüyordu. ''Sorun yok Draco.'' dedi ve tabağına geri döndü. Bense ayağa kalktım ''Peki, ben odama gidiyorum. Yarın görüşürüz.'' dedim ve büyük salondan çıktım. Güney kanadında ki başkanlar salonuna vardığımda şövalye ye ''Kahve.'' deyip içeriye girdim. Görünüşe göre Granger daha gelmemişti. Saate baktığımda devriye vaktinin daha gelmediğini anladım ve yeşil koltuğa geçip ateşi izlemeye başladım. Sonra masada ki gazeteyi fark ettim ve uzanıp aldım. Gazete de ilgimi çeken bir şey bulamayınca masaya geri fırlattım. Sıkıntıdan patlayacaktım.

Ardından karşı koltukta ki kitap gözüme çarptı. Ayağa kalktım ve kitabı alıp geri yerime oturdum. Kitabın kapağı beyazdı. Sarah Jio Agapi. Arka kapağı okuduğumda bir aşk romanı olduğunu anlamıştım. Bu yazarı tanımıyordum. Büyük ihtimalle muggle bir yazardı. Şu anda canım çok sıkıldığı  ve okuyacak bir şeyim kalmadığı için kitabı açıp okumaya başladım. Yarısına gelmiştim ve baya ilgiçekici bulmuştum. Kitap gözleriyle aşkı görebilen çiçekçi bir kadını ve çevresinde gelişen olayları anlatıyordu. Tam bir sayfa daha çevirdiğim sırada Granger'ın sesiyle yerimden sıçradım. ''Çok güzel bir romandır.'' ''Şey-evet-üzgünüm izinsiz aldım.'' dediğimde gülümsüyordu.

''Önemli değil, sadece şaşırdım. Safkan Draco Malfoy'un bir muggle yazarının romanını okuyacağı aklıma gelmezdi.'' ''Ben ayrımcı değilim, ailem ayrımcı.'' dediğimde şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. ''Her neyse, devriye vakti geldi.'' deyip konuyu değiştirdi. Portre deliğine ilerleyince onu takip edip bende çıktım. Hiç konuşmadan bütün şatoyu kontrol ettik. Ardından şatodan çıkıp bahçeyi gezmeye başladık. Tam geri döneceğim sırada bana seslendi. ''Draco.'' Ona dönüp ''Evet?'' dediğimde yanıma gelmişti bile. ''Şey-ben-ben bir iksir üzerinde çalışıyorum ve bir malzemesi eksik. Onu da sadece yasak ormanda bulabilirim. Benimle ormana gelir misin?'' Hiç düşünmeden ''Gelirim.'' dediğimde büyümüş çikolata gözleriyle bana bakıyordu. ''Ne yani, itiraz etmeyecek  misin?'' dediğinde gülmeye başladım.

''Gece vakti tek başına ormana girmene izin veremem tabii ki. Daha banyodan bile sağlam çıkamıyorsun, çok sakarsın.'' dediğimde o da gülmeye başladı ve bana sarıldı. Bana sarıldı. Ardından bir anda geri çekildi. ''Şey-affedersin. Hadi gidelim.'' dedi ve ormana girdi. Bense şaşkınlığımdan hızla kurtulup onu takip ettim. On dakikadır kesintisiz yürüyorduk. Tam geri dönelim diyecekken durdu ve yere eğildi. ''Buldum, buldum, buldum.'' dedi ve bir ağacın kökünü sökmeye başladı. Kökü çıkarıp cebine koydu ve ayağa kalkıp gülümsedi. ''Artık dönebiliriz.'' Onu başımla onayladım ve birlikte şatoya giden yolda ilerlemeye başladık. Sonra bana dönüp konuşmaya başladı. ''Teşekkür ederim.'' ''Ne için?'' dediğimde gülümsedi. ''Beni yalnız bırakmayıp, benimle geldiğin için.'' ''Önemli değil.'' dedim ve bende ona gülümsedim.

''Burada olmamanız lazım!'' İkimizde bir anda durduk. Etrafımızı at adamlar sarmıştı. ''Bi-biz gidiyorduk zaten.'' ''Ormandan ne aldıysanız geri verin!'' Bu sefer ben konuşmaya başladım. '' Biz bir şey almadık.'' dediğimde hepsi yaylarını çekip bize doğrulttu. ''Ormandan ne aldıysanız geri verin!'' Sinirlenmeye başlıyordum. ''Biz bir şey alma....''derken yaydan çıkan ok sesiyle cümlemi tamamlayamadım. Hermione'ye baktığımda ağzı açık bana bakıyordu. Sol omzumdaki sancıyla başımı aşağı çevirince omzuma saplanan oku fark ettim ve yere düştüm. Ardından Hermione'nin asasını kaldırıp bir şeyler söylediğini duydum. At adamlar uzaklaşmaya başlamıştı. Onlar uzaklaşınca yanıma çöküp kafamı dizlerine koydu. ''Ö-özür di-dilerim D-Draco.'' Bana bakıp hıçkırarak ağlıyordu. Son gücümle elimi kaldırıp yanağındaki göz yaşını sildiğimde yaşlı gözleriyle bana bakıyordu. ''A-ağlama.'' dediğimde tekrardan hıçkırdı. Elleriyle saçlarımı okşamaya başlayınca gülümsedim. Gözlerimin kapanmaya başladığını hissediyordum. Son duyduğum şeyse Hermione'nin ''Beni bırakma.'' diyen sesi oldu.

*Bu yazdığım en uzun bölüm oldu. 2059 kelime.

Umarım okurken beğenirsiniz.

Yorum atıp beğenmeyi unutmayın.

Keyifli okumlar.*

Continue lendo

Você também vai gostar

158K 4.6K 32
Yazılan bütün hikayeler ingilizce. Daha önce ejderhalar hakkında türkçe hikaye yazan olmadi. Bu yüzden ben ilk olucam :) Bu repligi bir yerden hati...
17.7K 1.6K 18
5 yıl önce kendime bir söz verdim. Artık hayatıma kalbimle değil beynimle yön verecektim. Ta ki onu yeniden görene kadar, onu görünce beynim yine işl...
12.6K 50 4
Bu seride kitap özetlerini derledim.istek kitap özetinde bulunabilirsiniz
39.3K 5.3K 55
"sana söylüyorum," dedi ve kafenin önüne gelmeleri ile duraksadı lacivert saçlı genç kız. "noir benden daha zeki." adrien ise kafasını yana yatırarak...