Blue Moon🌙!//Sehun

Por Hopeiness

13.5K 1K 1.6K

🌹Lina'nın B612'eki Kitap Fabrikası Gururla Sunar!!🌹 ~Blue Moon - 藍月亮~🌙 ~Chan:"Sehun ondan daha fazla sakla... Más

~Tanıtım - 青い夜~
Bölüm 1 🌕
Bölüm 2 🌖
Bölüm 3 🌗
Bölüm 4 🌘
Bölüm 6 🌒
Bölüm 7 🌓
Bölüm 8 🌔
Bölüm 9 🌕
Bölüm 10 🌖
Bölüm 11 🌗
Bölüm 12 🌘
Bölüm 13 🌑
Bölüm 14 🌒
Bölüm 15 🌓
Bölüm 16 🌔
Bölüm 17 🌕
Bölüm 18 🌖
Bölüm 19 🌗
Bölüm 20 🌘
Bölüm 21 🌑
Bölüm 22 🌒
Bölüm 23 🌓
Bölüm 24 🌘

Bölüm 5 🌑

445 45 134
Por Hopeiness

"As your best friend I will always pick you up wen you fall, after I finis laughing.~~En iyi arkadaşın olarak, düştüğünde seni daima yerden kaldırırım... ama düştüğünü seyredip, sana gülmem bittikten sonra."


~~Blue Moon- 藍月亮~~

Bölüm:4

Islak saçımı banyo havlusuna sarmış aşağı mahzene inerken önümü Chanyeol kesti.Kalpten gidiyordum az kalsın.Karanlıktan fırladı çünkü.

Akşamdan beri yemek dahil başıma tünedi ve bir abi olarak hem o zübbeye hem de bana savaşla yarışın çok farklı şeyler olduğunu söyleyip birimizin incineceği gibi laflar sokmaya çalıştı ama ne o civciv okçu ne de ben dinlemedik.Şu anda önümden çekilirse Kendo formamı mahzenden çıkarmaya gideceğim.

B:"Abi önümden çekilirsen yarışmada giyeceğim üniformamı alacağım."

Chan:"Lina bak beni dinle ne gerek var Sehun ile inatlaşmaya!O kim sen kim ha?O hani ulusal birinci!Bak boş ver sadece ilk yarışmada elen gitsin zaten yurt dışında okula gideceğini söyledim ya!"

B:"Ne demek yenil?Park Chanyeol!Asilliğimize leke mi sürdüreceksin sen ha?"

Chan:"Lina bak Sehun gerçekten iyi dedim işinde.Çocuk ulusal birinci yaa!Onu nasıl yeneceksin ha?Hadi bu iddiadan vazgeçtiğini söyle yarın kahvaltıda ve kaybettim de de bu savaş başlamadan bitsin!"

B:"Abi beni sen beni hiç mi tanımıyorsun ha?Yazıklar olsun sana!Ben savaşta kaybedeceğimi bilsem bile başlamamış savaş için savaş meydanından korkakça kaçmam!Tamam bir Fatih değiliz elbette ama Sehun da bir Kostantine değil!"

Chan:"Ne saçmalıyorsun yine bilmiyorum ama bak sonunda birinizden biri incinecek biliyorum!"

B:"Öyle olsa bile asla bu iddiadan vazgeçmem anladın mı?"

Chan:"İyi ne bok yiyorsanız yiyin!İkinizden biri incinir ya da yaralanırsa ikinizi de asla affetmicem anladın mı?

B:"Çekil önümden!"

Sinirle saçını karıştırıp önümden çekilip yukarı söylenirken çıkınca bende mahzene inen merdivenlerdeki ışığı yaktım ve yavaşça merdivenleri inip kapıyı açınca bir küfsü koku geldi önce burnuma sonra uçuşan toz tanecikleri.Kapının yanındaki kontrol dolabından karanlık mahzenin ışığını yakıp büyük dolaba ilerledim ve açınca ilk Chanyeol beyin eski ok takımlarından biri düştü ayağımın üstüne.Biraz acı çektim ama sonra onları alıp yana koydum.Sonra aşağıda her şeyin altındaki koliye kaydı gözüm.Onu çıkarmak için üstünden aldığım her şeyi koliyi aldıktan sonra yerleştirdim tek tek dolaba.Dolabın kapağını kapatıp yere eğildim.Kağıt kapağının üstündeki tozu elimle süpürdükten sonra kapağını açtım kutunun.Elimi üniformanın üstündeki sakura çiçek işlemelerinde gezdirdiğimde birkaç damla göz yaşı döküldü üstüne toz tanelerinin.

Chan:"Bunun böyle olacağını biliyordum!"

B:"Bunun böyle olması o lanet serseri yüzünden!Ona inanmıştım.Canımı yakacağını bilmiyordum."

Chan:"Kolunu kırıp ayak bileğini çatlattı!Seni seviyorum diye çevrende dolanan pis serseri.Sana yine demiştim ve beni dinlememiştin hani hatırlatayım dedim."

B:"Çikinken fazla şansın olmaz etrafında seni sevdiğini söyleyen!İnanırsın işte o lanet serserinin dediklerine!Ben de inandım işte!"

Chan:"Bu sefer diyorum sen veya Sehun ikinizden biri yaralansın bir daha olmaz anladın mı?Sevdiğim iki insanın bir birine inatları yüzünden yaralanıp acı çekmelerini istemiyorum!"

B:"Abi beni küçümsüyor hep!Buna dayanamıyorum artık!"

Chan:"Size....Bırak ben taşırım makinanın yanına kadar da artık olacak mı sana?Küçük gelmeyecek mi?"

B:"Büyük geliyordu zaten.Yenisini istemiyorum bununla katılacağım yarışmalara."

Chan:"Bu sefer yarışma sonrası yemeğe gideceğiz söz tamam mı?"

B:"Yine mi?Geçenki olay tekrarlanırsa bu sefer ben seni affetmem anladın mı?"

Chan:"Sen oradan gözleri dolmuş ayrılınca zaten onları orada bırakıp dostlarımla kutladım derecemi."

B:"Diyosun!"

Chan:"Diyorum.Bak yine diyorum.Zorlanırsan ya da korkarsan bana hemen söyle yarışmadan çekileceğiz beraber!"

B:"Tamam."

Chan:"İnatlaşıp başına iş çıkarırsan ne olacağını tekrardan hatırlatmama gerek yok sanırım.Yarına kurur mu bu?"

B:"Neden?Yarışmalara 1 ay var daha."

Chan:"Yarın gurupça fotoğraf çekimi varmış okulun sitesine koymak için."

B:"Fotoğraf mı?"

Chan:"Hemen suratını asma!"

B:"En son aile fotoğrafımıza bakarsan maskeli çektirmiştim.Fotoğrafçı yüzümü beğenmediğini bağıra bağıra söyleyince babam da orayı sonradan kapattı unutmadıysan."

Chan:"Eğer maske takarsan ben de takarım."

B:"Bak işte böyle yapma!Sana bağırıp inatlaşamıyorum sonra.Bu kadar ponçik olunca kızamıyorum.Sonra yatarken kendimi eksik hissedip uyuyamıyorum.Soluğu ipten saptan meselelerde sana kızmak için yanın da alıyorum.Sonra neden böylesin deme bana!Sen bu kadar ponçik oldukça sana kızarım anladın mı?Yaa gülme bana!Yaa!!Yaaa Park Chanyeol!"

Üniformayı makinaya atıp tahta kılıcımı iki havaya salladım.İyi görünüyor iş görür tam derken arkama bir dönünce yanlışlıkla elinde kirli sepetini tutan sırığın omzuna vurdum.Ağzım açık olanları izlerken titreyen ellerimle omzuna dokundum bir şey var mı diye.

B:"Ö..ö..özür dilerim be...ben ge...ge...geldiğini görmedim.İ...iy..iyi....."

Sehun:"AİSSSHHHH!"

Sinirden gözlerini kapatmış kişi bir anda bağırınca korkuyla odama kaçtım.Kılıca baktığımda ikiye ayrılmıştı.Lanet olsun bu uğurlu değneğimdi benim!Neyse yenisini alırım diyip etrafı kontrol ettikten sonra gittiğine emin oldum ve odadan çıktım.Makinelerinin olduğu yere baktığımda hala elinde toz deterjan kutusu ve elindeki ölçekle ölçek ölçek makineye koyuyordu.Bir koşu gittim ve bu vahşete son verdim.

B:"Ne yapıyorsun sen yaa?Makineyi bozacaksın!Bir sepetçik çamaşır için tüm mahalleye yetecek deterjanı neden ve nasıl makineye doldurabilirsin?Cık cık cık şu kadarcık kolay bir şeyi yapamayan biri ile yarışa girdim gerçeği....."

Sehun:"Bir kere kutunun üstünde her çamaşır için bir ölçek yazıyordu tamam mı?"

B:"Her sefer için bir ölçek o tamam mı?Ayrıca renkli ve beyazları ayırdın umarım?"

Sehun:"Öhöm....."

B:"İnanamıyorum sana eski evinizde kim yıkıyordu da bu vahşete katlanmıyordu dünya halkı?"

Sehun:"Annem."

Söyleyeceğim söze de söylediğime de pişman olup bakışlarımı gözlerinden aşağıya kaydırıp eğildim ve tıka basa doldurulmuş makineden tüm çamaşırları çıkarıp beyaz ve renklilerden en çok olan beyazları doldurdum.

Sehun:"Neden acıdın mı bana?"

B:"Bunu böyle kolayca söylemene şaşırdım sadece.Hem acınacak biri değilsin yanında baban var kardeşlerin var.Nereden geldiğini ya da ailesinin kim olduğunu bilmeyen insanlar bebekler var dünya da otur haline şükret!Bir daha ben yokken makineyi bozmadan yıkaman için sana buraya yazı yazıp bırakacağım."

Sehun:"Gerek yok bir kere gördüm mü unutmam.Söyle yeter."

B:"Bu gibi şeylerin Se Na'nın öğrenmesi gerekmiyor mu?"

Sehun:"Şuan sayende hepimiz geceleri antrenman yapmaya zorlandık ben de hani konuşmayı uzatmazsan antrenmana gideceğim Chanyeol abi ile.Se Na da uykusunu bölüp yarışma için hocasıyla konuşmaya gitti."

B:"Anladık.Laf sokmana ne gerek var?"

Sehun:"Seni bilmem ama ben gayet de söylediğim sözde ciddiyim.Eğer kazanırsam ve okçulukta birinci gelirsem gözümün önünden sonsuza kadar kaybolacaksın!Başımı belaya sokma daha fazla diye!"

Gayet ciddiydi sözlerinde.Sanki beni yiyecek bir örümcek bir kedi gibi.Kara gözleri ve kazağında yazan yazıyla benden nefret ettiğini söylüyordu.

B:"Eğer bende kazanırsam evimizden ve okulumuzdan defolacaksın!Eğer....."

Lafımı bölen şey hemen yan evden gelen cam kırılma sesiydi.İkimizde saniyelik bakıştan sonra kendimi onun arkasından koşarak buldum.Onların evine doğru hızlıca salonu geçip karanlık yukarıya çıkarken etrafa göz attık simetrik bir evden fazlasıydı burası.

Sehun:"Hyeon Min!"

Ses çıkmayınca odaların kapısını tek tek açıp baktığımda dolabın dibine sinmiş küçük çocuğun yanına koştum hemen.Pencereye yansıyan karaltı ile çocuğa iki adım kala durdum.Tam arkamı dönmüşken kapıyı kapatıp kilitleyen maskeli adamı görünce korkmadım değil.

Sehun:"Hyeon Min! Kimsen!Aç kapıyı hey!"

-"Tek ses çıkarırsan çocuk ölür!"

Başımı tamam anladım der gibi hızlıca sallayıp durdum aşağı yukarı.Arka arkaya gidip duvarın dibine sinmiş çocuğa sarıldım.Nasıl bir insan küçücük çocuğu korkutmak isterki?Kapıyı çalıp duran ve açmaya çalışan kişinin fanı olduğunu sandığım kişinin konuşmasından kız olduğunu anladım ve şöyle bir baktım da karanlık olsa bile ay ışığında uzun saçı şapkanın altından belli oluyordu.

B:"Derdin nedir de bu çocuğu korkuttun ha?"

-"Kes sesini sürtük!"

B:"Buradan çıkamayacağını biliyorsun değil mi?"

-"Sana seni kes....."

Belindeki silahı çıkartınca Hyeon Min korkup koluma başını gömdü.Hayır şu minik kalbi korkutmanın öcünü alacağım senden sen merak etme sürtük!Burada gerçek yüzümü çıkaramasam da yarın çetemi toplayıp hesabını keseceğim.Şimdi cici kız maskemi taktım buna dau et sen.Kapı seslice açıldığında bir an Chanyeol'ü gördüm ama duvarın arkasına saklanıp Sehun girdi odaya.

Sehun:"Hey bırak o elindekini!"

-"Oh Sehun!.....Seni seviyorum...Sen benimsin!"

Sehun:"Bak konuşabiliriz ve ne istiyorsan bana söyle.Bırak onlar gitsin!"

Vay beee Sehun beyin fanları evi basıp beni rehin de almadı demem artık.Ve şu bir günde hatta 2 hafta da onlar sayesinde sessiz hayatım ne kadar çok ekşın gördü ve can buldu.

-"Yok canım oldu?Geç sende onların yanına!"

Sehun:"Tamam sakin ol ilk önce!"

-"Tanıdın mı beni?Ha kimim ben?"

Sehun:"Tabi ki....."

-"Yalancı!Seni ilk önce ben sevdim anladın mı?"

Yanımıza gelmemesini dilemiştim çünkü ona doğrulttuğu silahı şimdi üçümüze doğrultuyordu.Önümüzü kapatınca biraz olsun minik bedenin titremesi geçti.

-"Diz çök!ÖNÜMDE DİZ ÇÖK VE BENİ SEVDİĞİNİ SÖYLE!"

Sehun:"Ta..tamam yapacağım.Sadece onların gitmesine izin ver!"

Diz çökünce arkasında kaldık ve koluyla bizi tam olarak arkasına aldı.Kocaman omzundan zaten görülmemiz imkansızdı.Yakından teni daha bir yumuşak ve elleri kocamandı.Saçları de çok narin görünüyordu.Kokusuysa....

-"Sen ordaki sürtük ne yaptığını sanıyorsun ha?Çek o pis ellerini omzundan!O sadece benim dokunma kıyme.....""

Bir şangırtı kopunca üstümüze siper olmuş kişi ile biraz öylece durduk.Bu sırada saçımdaki nefesi portakal kokan kişi ile kafamı kaldırınca yüz yüze geldim.Santimlik mesafeyi yerdeki kaçık kızın bağrışı ile korkan minik bedene tekrardan sarılmam bozdu.

Gecenin sonunda kaçık kızı polise teslim ettik falan filan.Gecenin kahramanı olarak kendini ilan eden abimse kızın kafasında vazoyu kırarken kestiği parmağı ile evde inleyerek gezdi.Koltuğa oturmuş ve yarasına merhem sürüp yara bandı yapıştırırken babam yine bana söylenmeye başladı.Her şeyin içinde olman şart mı diyerek başladı konuşmasına odana gir ve okul dışında oradan çıkma diyerek konuşmasını sonlandırdı.Sanki ben gel kıza bize sinsice planlarınla saldır dedim.

Yukarı çıkınca öylece bıraktığım çamaşırları atıp yıkanması biten Kendo formamı alıp sermek için damdaki terasa çıktım.Evde çalışan teyzelerden hoşlanmadığım için ki hoşlanmamamın nedeni küçükken çok dayak yemem onlardan babam haftada bir gelip temizleyen birini buldu.Bu yüzden bulaşık ve çamaşır bana kaldı.Artık iki evinde çamaşırcısı olduğumu hissedip renklileri de diğer makineye attıktan sonra elimdeki sepet ile kapıdan tam çıkmışken dışarıdaki Chanyeol ve Sehun'un konuşmaları ile başımı bahçeye çevirdim.İkisi de çalışmak için ekipmanları kuruyorlardı.Se Na ise evin bir odasını çalışma odası yapmışlar ki kocaman aynaların önünde ısınma hareketleri yapıyordu.Çok narin görünüyordu demeden geçemeyeceğim.

Elimdeki zırha baktım ve olduğumuz durumu yeni yeni anladım.Gerçekten insanları zora sokmuştu yaptıklarım.Pişmanlık ile ıslak zırhı mandallar ile ipe tutturdum.Odaya dönüp yatağa uzanınca dışarıdan gelen sesler ile pişmanlık ve kalbime oturan kocaman ağırlığın sesi güm güm çıldırmama neden oldu.

Bari ben de çalışmaya başlayayım yavaştan dedim.Çıkıp site içinde koşmak için üstüme bir tayt ve bol bir tişört giyip montumuda giyerek telefonumu kulaklığımı da kontrol edip aşağıya indim.Bahçedekilere hayretlik ile imrenerek kıskançlığım tavan yapmadan çıksam iyi olur diye düşündüm.Isınma ve tempolu koşuştan sonra aldığım dondurmayı yiyerek kapıdan girdiğimde gelirken arandığım biricik abicime yakalandım ve kendisi kapıda bekliyordu.

Chan:"Gece gece neredeydin?"

B:"Koşuya çıktım.Sitenin içindeydim ayrıca koruma var adım başı!Ünlülerin dolu olduğu bir site değil mi burası?Odamızda da koruma olacak yakında!Neden kızıyorsun?"

Chan:"Ne güzel ohh terli terli ye sen o dondurmayı!"

B:"Küçük bir parça hem terli değilim."

Chan:"Yalan da söylemeye başladık ohh ne güzel!"

B:"Tamam anladım yemiyorum ve duş alıp yatacağım okey mi?"

Beraber merdivenlerden yukarı çıkarken bombayı patlattı.

Chan:"Yarın saçını düzleştir bari çillerinden sonra onunla da dalga geçmesin gazeteciler."

B:"Gazeteci mi?Hyung!!!Hayır!Chanyeol OPPAAAA!Gazeteciler nerden çıktı ya hani sadece grup fotoğrafı çekilecekti?"

Chan:"Onu müdire hanıma söyle.İşte herkesin kaçtığı şeyde buydu küçük hanım sayende yapmak zorundayız şimdi.Mutlu oldun mu?"

B:"Sanki kavgayı sadece ben başlatmışım gibi konuşuyorsun ya?Tamam hatalıyım özür dilerim ama kusura bakma ama o Se Na da saçıma yapışmasaydı olay büyümezdi.Tamam mı artık olan oldu üstüme gelme!Tek suçlu ben değilim o kadar!Yeter be!"

Merdivenlerin geri kalanını hızlıca çıkıp banyoya girdim.Çıktığımda ise bir iç çekip söylenmeye başladım.Odasının kapısı han gibi açık abiciğimin odasına daldım ve yatağında zıbarmaya hazırlanan kişiye ellerimi göğsümde birleştirip atarımı yaparak konuştum.

B:"Söyle o civciv okçuya gelip kıyafetlerini alsınlar."

Chan:"Sen söyle."

B:"Zaten bunun böyle olacağını biliyordum!"

Kıçım üstü geri dönüp bitmiş makinenin düğmesine basıp dişlerimi fırçalamak için fırçamı ağzıma atıp han gibi açık odaya tekrar girdim.Biri kafasını yastığa koyunca gitmiş ve horulduyarak uyuyordu.Hiç tereddütsüz telefonunu alıp dün kırdığım şifresini girdim.Açılan ekranda ilgili kişiyi bulup mesaj attım.

Chanyeol Hyung:"Acaba kıymetli kıçınızı kaldırıp deterjan manyağı yaptığınız kıyafetlerinizi almaya gelir misiniz Oh Sehun Bey?"

Telefonu yerine koyup dişimi fırçalarken aşağıya su almaya indim.Karşı evden gelen ve uyku gözünden akan kişiye göz devirip merdivenlerden hızlıca çıkıp odama girdim.Elimdeki bardağı masaya bırakıp ağzımın köpüğünü yıkamak için banyoya geçtim.

Sehun:"Bunları şimdi ne yapacağım?"

B:"İster yukarı terasa as kuruması için ister kurutma makinesine at."

Baktım ve üşengeçlikte master yapacağını düşündüm anında.Kurutma makinesine elindekileri hızlıca ben atarken odama girip uyumak için yatağıma tırmanma fikri ile dolup taşırıyordum.Durdum ve dilimi ısırdım ama işe yaramadı arkası dönük kişiye her ne kadar beni takmayacağını bilsem de konuştum.

B:"Hyeon Min çok korkmuştur arada sırada kontrol etmelisin bence.Gece yani karanlık ya...."

Takmamıştı beni umurumda da değildi.Odanın kapısını kapatıp merdivenden indiği ayak seslerini duyunca attım kendimi yatağa.Bu gün yorulmuş ve hayatımın en ekşınlı günü olma ünvanını kazanmış olma olasılığını düşünürken uyuyakalmışım üstü açık bir şekilde.Babam bir ara geldi ve üstümü örttü iyi hatırlıyorum ama odamda durmazdı çıkardı geri.Odamdaki çıtırtı ve ağlama sesini anlamlandırmaya çalışırken gözlerimi fal taşı gibi açıp yavaşça yatakta doğruldum ve sesin geldiği dolaba kaydı gözüm.Korkarak yataktan kalktım ve yavaşça dolabın önüne gelip durdum.Salağım ben kabul.Filmlerde hep kızlara küfür yağdırır ve bu sahnede isyan ederdim ama merak işte...Usulca elimi kaldırıp kapağı biraz açmışken içeriden kalın ve boğuk bir ağlama sesi daha geldi içli içli.Korku ile gözlerimi kapadım!

Hayalet ve benzeri şeylerden korkuyordum bundan sonra son nokta!Odamda bir tane vardı ve bunu inkar ediyorum ama bu gerçekti.Ölecektim şuan bu da bir gerçek!

İç ses:""Tanrım nayır nolamaz!Biliyorsun değil mi beni?Yapmak istediğim ve uzun parşömenlere bile sığmayan yaz yaz tükenmeyen hayallerim var.Ve ben daha yüzünü görmek istediğim insan listesini bile sana sayıp dua etmedim olması için.Tanım ben çok konuşkanım değil mi tamam elbette seninle de tanışmak isterim ama gürültücü olabilirim şu aralar.Yani ben daha ölmesem ha?Bence birbirimizle şuan tanışmamalıyız.Ama neyse sen bilirsin."

🐑"Okuduğunuz için Teşekkür ederim Koyun Shaun'larım!" 🐑

❄☕"TEKRARDAN MUTLU YILLAR!!"☕❄

Seguir leyendo

También te gustarán

95.3K 10.3K 42
"O manşet atarken kafama isabet ettirdiğin topunu sikeyim Hwang Hyunjin!" {Texting & Düz yazı} 🏅#1 - straykids 🏅#1 - bxb 🏅#1 - felix 🏅#1 - leefel...
2.4M 211K 33
Ama New York'a geldiğimden beri bir kokusu var. for vanilla baby
31.3K 1.8K 39
Komşunuz Barış Alper Yılmaz olursa ne mi olur?
228K 21.9K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...