AHÜZAR #TAMAMLANDI#

Por UgurluAY

765K 49.5K 1.4K

SÖZDE DEĞİL ÖZDE AŞK 'IN ADI DEĞİŞTİRİLEREK AHÜZAR OLDU... ALPER VE ÖZÜM'Ün hikayesi AHÜZAR Ah eden yürekleri... Mais

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM(***Part-1-***)
3.BÖLÜM(***Part-2-***)
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM(***Part-1-***)
44.BÖLÜM(***Part-2-***)
45.BÖLÜM
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
MEKTUP
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM(***Part-1-***)
76.BÖLÜM(***Part-2-***)
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80. BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
83. BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
89.BÖLÜM
FİNAL (***Part-1-)
FİNAL(***Part-2-***)
Hikâye Vedası
Hande ve Hakan'ın Hikaye Duyurusu
LÜTFEN Sesimi DUY
DUYURU

54.BÖLÜM

5.8K 457 9
Por UgurluAY

NOT: Herkese hayırlı geceler,

Öncelikle  okuyan her bir okuyucum umarımçok iyidir. Hikayemiz hakkında yorumlarınızı çok merak ediyorum. Elimden geldiğince her gün bölüm yayınlamaya çalışacağım. Çünkü sizlere günlerce bölüm bekletmek istemiyorum. Eğer bölüm gelmiyorsa inanın ki o gün içinde bilgisayar başına oturmamışım demektir. Ama sizlerin gerek buradan gerek hikaye kesitlerini paylaştığım instagram sayfamda yapmış olduğunuz yorumlar sayesinde isteğim giderek artıyor ve uykumdan fedakarlık yapıp sizlere yeni bölüm yazmak istiyorum. Sizden küçük bir ricam var okunmaya değer görüyorsanız eğer hikayelerimi sevdiklerinize önerirseniz eğer çok mutlu olurum. Wattpad'de ki  ailemizi genişletirsek hikayelerimi ve karakterlerimizi daha fazla insana ulaştırabiliriz. Şimdiden destekleriniz için çok teşekkür ederim. Herkese hayırlı geceler yeni bölümlerde görüşmek üzere...

"Affet." Dedi sevdiği kadın için gözünden iki damla yaş acı bir halde akıp giderken. "Yalvarırım affet." Dedi ellerini sımsıkı tutup avuç içlerini koklayarak öperken. "Gözüm dönüyor canımın özü, söz konusu sen olunca inan ki kendimi tanıyamaz oluyorum. Sana bunları yaşattığım için yalvarırım affet beni." Dedi avucunun içine derin bir öpücük daha kondurmuştu. Özüm, bilinci kapalı bir halde hareketsiz bir şekilde yatarken başındaki adamın perişan halinden bi haberdi.

"Lütfen! Çıkmanız gerekiyor artık, yakalanacağız yoksa." Dedi kapının dibinde etrafı kolaçan eden hemşire endişe içindeydi.

Alper, restorandan Özüm'ün kendinden geçmiş bir halde ambulansa bindirilişini gördü. Hiçbir şey yapamadı, sesi soluğu ansızın çekildi. İlk defa böylesine öldürücü bir darbe indirmişti yüreğim dediği kadına kendi elleriyle. Sevdiğim dediği kadının yaşadığı stresten baygınlık geçirecek duruma getirmeyi de başarmıştı. Kaybetme korkusunu iliklerine kadar o an yaşamıştı. Ambulansı takip ederek hastaneye geldiğinde sırf Özüm'ü daha fazla zor duruma düşürmemek adına yanaşmamıştı yamacına, çıkmamıştı Cem'in karşısına. Uzaktan uzağa takip etmişti onu, ta ki Cem'in doktor ile görüşmeye gitmesine kadar. Alper bu fırsatı değerlendirmek için çok büyük bir çaba sarf etti. Hemşirelerden birine gözleri yaşlı adeta yalvardı yakardı. Yeni nişanlanmış olan hemşire bu duruma ve adamın perişan haline daha fazla kayıtsız kalamadı. Onu gizlice içeri aldığında yaptığında ne kadar haklı olduğunu adamın kıza olan bakışını gördüğünde bir kez daha anladı. Ama baygınlık geçiren ve halen bilinci yerine gelmeyen kızın başından ayrılmak istemeyen adamı görünce bir an önce onu buradan çıkarması gerektiğini fark etti.

"Lütfen!" dedi yalvarırcasına "Birkaç dakika daha izin verin." Dedi ölürken dilinden dökülen son istekte ki son yudum nefesi gibiydi. Hemşire başının olumlu anlamda salladı.

"Buradayım güzelim, sana söz bir daha seni üzmeyeceğim, bir daha asla sana zarar verecek bir harekette bulunmayacağım. Bekleyeceğim güzelim, seni uzaktan seveceğim beni kabulleneceğin güne kadar senin gözünün görmediği ama nefesin kadar yakınında olacağım. Sen bilmesen de ben hep yüreğimle senin yanında olacağım. "dedi yavaşça ayağa kalkarken alnına minik bir buse kondurdu. Gözlerinden bir damla yaş yanaklarından sevdiği kızın yüzüne akıp gitti. Sevdasına dair çektiği acıyı da pişmanlığı da bir damla yaş ile gözünden onun yüzüne tüm masumluğuyla akıttı. Ağır aksak adımlar ile hastane odasından çıkmaya yeltenen ayaklarına inat gitmek istemeyen yüreğine saygıyı öğretmekte büyük hevesliydi aklı. Artık her şeyin önüne bir ilki daha koymuştu Alper, Özüm'ün sağlığı... Onun için aldığı kararı uygulamada artık kararlıydı.

***

Günler günleri kovalamış ve Özüm hastaneden sonunda çıkmıştı. Strese bağlı yaşadığı bir ani ruhsal çöküntüydü yaşadığı. Cem, yaptığı evlilik baskısından dolayı bunun yaşandığını düşünüp kendisini suçlarken, aslında işin boyutunun gerçek yüzünü genç kız çok iyi biliyordu. O günden sonra bir daha Alper'i görmemişti. Hastaneye bile gelmediğini bilmesi itiraf etmese de moralini bozuyordu ama bir yandan da aldığı kararı uygulayacak olması için önündeki engellerin bir bir kalktığını hissediyordu. Yatakta bir sağa bir sola dönerken odasına izin almaksızın giren bir adet Hande ile reflekssel olarak yataktan doğrulmasını sağladı.

"Kızım bir kapı çal, girerken bir izin al bu nedir böyle?"

"Of Özüm çok konuşuyorsun kalk hadi kahvaltı hazırladım. Hem gidip artık şu diploma işlerini falan halledelim. İleride boş zamanımız kalmayacak."

"Aslında okula gitmem gerekiyor çünkü yakında lazım olacak." Hande onun dalgın bakışı ve durgun sesinden bu işin altında bir iş olduğunu hissetti.

"O ne demek öyle?" dedi kuşku dolu bakışlarla "Dur bir dakika sen benden bir şeyler gizliyorsun." Dedi bir anda kendisini onun yatağına attı. Genç kız yatağındaki sert sallantı ile neye uğradığını şaşırsa da büyük bir pot kırdığını fark etti. Durumu kıvırmak adına hemen elleri ile yüzünü ovuşturdu ve kendisini yataktan kaldırdı.

"Amma paranoya yaptın, senin gibi hatundan ne gizleyebilirim ki ben, hem gizlesem de demek ki öğrenmen için zaman var demektir." Diyerek giysi dolabına yöneldi. Hande kaşlarını olabildiğince havaya kaldırdı ve ellerini beline yerleştirdi ve onun dibine kadar geldi. Özüm onun geldiğini fark etmedi tam eline aldığı kıyafetler ile banyoya gidecekti ki ardında sinsi bir yılan gibi sinmiş kendisine pis pis bakan arkadaşına sertçe çarparak korku ile inledi. "Kızım haber versene geliş gidişlerini, bu da can yani, yakında birinizin elinde kalacak ruhum." Dedi. Hande'nin bakışlarından hiç iyi şeyler hissetmiyordu ama ona şu an gelecek planlarını anlatacak değildi. "Ne? Neden öyle bakıyorsun bana? Korkutmasana kızım beni." dedi korktuğunu belli eden bir tınıda çıkmıştı sesi.

"Neden korkuyorsun? Korkacak bir haltlar mı karıştırdın sen?"

"Ne karıştıracağım be abartıyorsun? Her şeyden nem kapmaya başladın." Dedi umursamaz görünmeye çalışarak.

"Neyse Özüm uzatmıyorum şimdilik ama bilesin yemedim anlattıklarını. Hem sen nereye gidiyorsun bakalım böyle?" diyerek hazırlanmak için banyoya giden arkadaşının yakasını bırakmayacağını belli ediyordu. "Daha yeni yeni ayaklanıyorsun ve ben senin nereye gideceğin hakkında hiçbir şey bilmiyorum." Dedi iğneli imalarına şüphe dolu bakışlarını eklerken ellerini göğsünün altında birleştirdi.

"Of!" diyerek derin bir nefes bıraktı büyük bir inlemeyle. "Cem'e gideceğim ve onunla artık net bir şekilde konuşacağım."

"Konuşacağım derken."

"Ayrılacağım, oldu mu Hande? Nişanlımdan ayrılacağım ve günlerdir bunun vicdan azabı ile kıvranıyorum. Hak etmeyen bir adama hak etmediği şeyler yaşattım. Şimdi izin verirsen üzerimi değiştirip çıkacağım." Dedi elbiselerini havaya kaldırarak ona gösteriyor ve çıkması için göz ucuyla kapıyı işaret ediyordu.

"Yoksa sen Alper ile..." Hayret ile ona haykırmıştı.

"Sakın Hande, sakın onun adını anma benim yanımda. Ben Cem'e haksızlık yapmamak için ayrılacağım ondan. Onun daha çok seven bir kadına ihtiyacı var, bana değil. Bu haksızlığı daha fazla ona yapamam."

"Peki ya kendine neden bu haksızlığı yapıyorsun Özüm?"

"Hande, yapma bunu bana lütfen." Dedi konuyu kapatması gerektiğini belirtti.

"Tamam sustum." Diyerek eliyle fermuar yapıp ağzını kapattı ama anında tekrar geriye açtı. "Yalnızca bu konuda susuyorum. Bu demek olmuyor ki gitmene izin vereceğim. Hayatta izin vermem." Ansızın haykırdı Hande. "Ne demek Cem ile görüşmeye gideceğim ya, gördük en son görüştüğünde neler olduğunu."

"Abartma istersen küçük bir baygınlığı ne kadar büyüttünüz. Cem'i aradım evdeymiş zaten bugün konuşup bu işi halledeceğim sırtımda taşınmaz bir yük oldu. İnan ki kimsenin vicdan yükünü taşıyacak gücüm kalmadı."

"Hem de evine gideceksin öyle mi? Hayatta göndermem duydun mu beni? Benim ölümü çiğneyip gitmen lazım. Ben o adama güvenmiyorum. Gözleri çok farklı bakıyor Özüm, tek başına gidemezsin. İlla da gideceksen eğer ben de seninle geleceğim." Dedi itiraz etmeyen bir tutumla.

"Oldu istersen tüm mahalleyi çağır birlikte gidelim olur mu?"

"Bana uyar istersen maaile gidelim fark etmez. Ama sen onun yanına tek başına gidemezsin. İzin vermem." Dedi küçük bir çocuk gibi.

"Pardon." Diyerek bir kahkaha attı günler sonra "Senden izin istediğimi hatırlamıyorum." Dedi bir yandan da gitmek için üzerini değiştiriyordu.

Hande durmaksızın konuşurken Özüm ne yapacağını çoktan kafasında kurgulamıştı. Üzerini değiştirip çantasını eline aldığında Hande hala olabilecek komple teorilerini ardı ardına soluksuz sıralıyordu ki kulağında yankılanan bir anahtar sesi tüm devrelerinin anında yandığını hissettirdi. Başını çevirip de odanın kapanmış ve hatta kilitlenme olasılığının yüksek olduğunu bildiği kapıya hışımla kalkarak koştu. Ve bingo! Özüm onu odaya kilitlemiş ve çıkıp gitmişti. Kendisine lanetler okurken içindeki sıkıntı giderek büyüyordu. Cem ona ne kadar yakın ve ilgili davransa da Hande onu bir türlü Alper'i benimsediği gibi kabullenememişti. Bir şeyler vardı onda, çözemiyordu ama yaydığı enerji iyi hissettirmiyordu. Bir eli belinde bir eli saçlarına geçirmiş şimdi neler yapabileceğini düşünüyordu ki aklına gelen bir isim şu an onun cankurtaranı olacaktı. Bunu yapmaktan hiç hoşlanmasa da şu an için buna mecburdu. Çünkü Özüm bugüne kadar hiç Cem'in kendi başına kaldığı evin içine adım atmamışken arkadaşının şu an o eve adım adım gitmesini içi kabul etmiyor yüreği sıkıştırılarak ruhunu huzursuz ediyordu. Hissediyordu kötü şeyler olacaktı ve Hande'nin buna bir şekilde engel olması gerekiyordu. Cebinden bir dakika bile ayırmadığı telefonunun varlığına binlerce şükürler ederken aklındaki ismi rehberinde aramaya koyuldu.

"Ne olur aç şu telefonu." Diye yakarırken karşıdan duyduğu ses kendisi kadar korku ve endişe doluydu.

"Alo..." dedi ve karşıdan gelecek cevabı beklerken elleri çoktan titremeye başlamıştı.

Continuar a ler

Também vai Gostar

11.6K 851 32
Usulca bana yaklaştı ve başımı avuçlarının içine aldı. Avucunun içi sıcacıktı. Belki de havaların sıcaklığındandı bilemiyorum. Gözlerimden damlayan y...
871 105 5
Kalbim Sende Kaldı Aşk; hiç olmadık bir yerde, fırtınalı bir gecede ansızın kapılarını çaldığında yapacakları tek şey vardı. Kaçmak!? Gel gelelim bu...
163K 4.5K 22
Umudun tükenişi yüze çarpar ya rüzgar misali Kalp kırığı cam kesiği gibi acıtır canı Deniz dalgalanır, fırtına kopar Savrulursun o lodosun içinde Yen...
3.3M 119K 66
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...