Beyaz Güç

By eka182

66K 5.6K 2.3K

Anna kaderine yazılmış büyük görevin farkında olmadan yaşayan ve Beyaz Güç'ün sahibi olan, kendini sıradan bi... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
-KARAKTER TANITIMI-
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22. BÖLÜM
23.Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
Artık Tüm Gizemleri Öğrenme Vakti!..
"Her şey yalandı!.."

- FİNAL-

2.1K 169 204
By eka182

Anna'nın sözlerini tamamlamasıyla birlikte Tom aniden konuşmaya başladı.

" Bu savaş mutlaka olacak! Üzgünüm ama sen bile buna engel olamazsın! " Dediği anda çok büyük bir gürültü koptu ve ortalık toz dumana karıştı.

" Neler oluyor!" Diye Anna çığlık attığında daha güçlü bir gürültü koptu.

" Savaş çoktan başladı!.." diye adeta haykırdığında deli gibi koşmaya başlamıştılar ki tam o esnada cam fanusun patlamasıyla saniyeler içinde binaların arasını sular doldurdu ve ayakları yerden kesildi. Suyun basıncıyla binaların önce camları patladı ardından binalar yıkıldı. Bu kargaşanın içinde çırpınmaya başladılar.

" Şimdi ne yapacağız?" dediğinde suyun konuşmasına hiçbir etkisi olmamasına şaşıp kalmıştı. Karada nasıl konuşup duyabiliyorsa suda da aynen öyle oluyordu. Bu kadar olağanüstülüğün arasında bunun hafif kaldığını anlayıp bu durumu garipsemekten vazgeçti.

" Savaş başladı. Seni çoktan buldular. Şimdi senin için gelecekler, sol tarafını koru!" dedi Tom. Anna bu cümleyi duyduğunda duraksadı ve bu esnada duyduğu son üç kelimeyi düşündü ancak bir anlam yükleyemedi. 

" Sol tarafımı neden koruyacağım ki?" diyerek bu anlamsızlığa son vermek istedi. Büyük bir telaş halindeydiler ancak Anna şuan bu durumu göz ardı etmişti. 

" Sol tarafta kalp vardır. Kehanetlere göre sen ancak gümüş işlemeli bir hançerin kalbine saplanmasıyla..." devamını getiremedi. Onu çok seviyordu. Onunla ölüm kelimesini aynı cümlede kullanmaya cesareti yoktu. Anlamıştı Anna cümlenin devamını. 

Birbirlerine kilitlenmişti o an gözleri. Tom onun canının acıyacağına bile katlanamayacak iken ölüm ihtimalinin olması onu mahvediyordu. Onların sayısı oldukça fazlaydı deniz insanlarına göre. Korkuyordu hem de çok. Onu kaybedemezdi. Bunu göze alamazdı. 

Hızla Anna'ya yaklaşıp aniden boynuna sarıldı. Zaman dursun istiyorlardı şu anda... Bu kargaşanın içinde birbirlerinin yüreğine o kadar güzel bir huzuru işlemişlerdi ki ne gelse onları ayıramazdı. Belki ölüm bile...

Bir gürültünün kopmasıyla ayakta duran iki bina da yerle bir oldu. Aniden ayrıldılar ve hızla yüzmeye başladılar. Arkada yarı balık yarı insan görünümünde yüzlerce, binlerce deniz vampiri hızla yüzerek Anna'ya dolayısıyla Tom'a yaklaşıyordu. 

Bu esnada Anna Tom'un büyükçe bir kuyruğunun oluştuğunu yeni fark edebilmişti. Bu duruma oldukça şaşırarak önüne döndü. Çok hızlı yüzüyorlardı ve deniz vampirleri sular arasında kaybolmuştu.  Önlerine dönmeleriyle tüm deniz insanlarının burada olduğunu fark etmeleri bir oldu. 

Ally, Emily, Bayan Kate, Bayan Elizabeth... Hepsi buradaydı. Hepsinin yüzünde korkuyla karışık bir telaş ve üzerlerinde bir panik hali... Anna'yı görmeleriyle bu karışık ifadelerine bir şaşkınlık belirtisi de sinmişti. Hızla Bayan Elizabeth ve Bayan Kate Anna'nın yanına doğru yüzüp kollarından tutarak çekmeye başladılar. Bu esnada da Tom onların yanından etrafı kolaçan ederek geliyordu. Diğer deniz insanlarından uzaklaştıklarından emin olduktan sonra durup üçü de Anna'nın karşısına dizildi.

" Anna, bizi bu durumdan ancak sen kurtarabilirsin. Bu savaşı yenmek senin ellerinde. Senin gücün biz de yok hatta kimsede yok. Ancak onların sayısı bize göre çok fazla ve ellerinde farklı silahlar var." dedi Bayan Kate bir çırpıda.

" Ama... Ama ben, bende olan bu gücü nasıl kullanacağımı bilmiyorum." dedi Anna. Üzerinde hissettiği sorumluluğun ağır baskısıyla ümitsizce bir sağa bir sola bakınıp duruyordu. Aklını kurcalayan sorularla baş edemezken binlerce canlıyla nasıl baş edebilirdi? Sahiden o kadar güçlü müydü? Ona kendini güçsüz hissettiren şey neydi peki? Ya bu görevi başaramazsa? Ya deniz vampirleri kazanırsa? Korkuyordu... Hem de çok!.. 

" Biliyorsun!" pat diye söylenen bu cümleyle üçü de Bayan Elizabeth'e döndü. 

" Bunu başarabileceğine hepimiz gönülden inanıyoruz." dedi ve aynı anda şu kelimeyi tekrarladılar.

" Başaracaksın!.." Bu cümleler onu bir nebze de olsa iyi hissettirmişti ama içindeki korku ve kaygıya hep yenik düşüyordu. Bu sorumluluğu kaldırabilecek düzeyde olduğunu sanmıyordu. Sonuçta milyarlarca canlının hayatı ona bağlıydı. İnsanlar, deniz insanları ve deniz canlıları... Derin bir of çekti bu durumdan kurtulmak istercesine. İşin kötü tarafı ne yapacağını da bilmiyordu. Gücünü kullanmayı bilmiyordu ama ona bu gücü kullanmayı bildiği söyleniyordu. Bu karmaşadan nasıl kurtulabilirdi? Neler yapması gerekiyordu? Saniyeler içinde cevapsız sorulara yenileri de eklenmişti. Bir kez daha derin bir of çekti.

Bayan Kate ve Bayan Elizabeth'in yanlarından ayrılmasıyla Tom ve Anna yalnız kalmışlardı. Anna'nın bu karmaşık halini fark eden Tom usulca yanına yaklaştı. Narince kavradı sevdiğinin elini... Daha sonra diğer elini tuttu ve ondan sadece gözlerine bakmasını istedi. 

" Seni hiç tahmin edemeyeceğin kadar çok seviyorum. " dedi ve gözlerine daha bir güzel bakmaya başladı.

" Bende..." diye fısıldadı ona. 

" Aşk en büyük güçtür!.. Bunu sakın unutma..." dediği anda bir gürültü koptu ve deli gibi bağırış sesleri yükseldi aniden... 

Bir sürü deniz vampiri hızla onlara yaklaşıyordu. Büyük bir panik içinde hızla arkalarını döndüler ve o an bir şok daha yaşadılar. Etrafları sarılmıştı! Kaçacak hiçbir yer kalmamıştı. Etraflarını saran deniz vampirlerinin ötesinde- diğer deniz insanlarının yanında- binlerce deniz vampiri acımasızca önüne gelen her şeyi yok ediyordu. 

O an sıkıca Tom'un kolunu tuttu. Gözleri irileşmişti. Onlar o kadar acımasızdı ki... Suçlu suçsuz her şeyi herkesi öldürüyorlardı. Koyu kırmızı bir renk almıştı okyanusun mavi suları... Bağırışlar... Çığlıklar... Korkunç silah sesleri... Dayanılmaz bir görüntüydü. Hatta bir vahşet! Sıkıca gözlerini yumdu. Bu korkunç manzarayı daha fazla görmeye dayanır mıydı bilemiyordu. Göz yaşları okyanusun kanlı sularına karışıyordu ve tam o anda tanıdık bir ses duyuldu.

" Açılın!.." yavaşça gözlerini araladı. Deniz vampirleri geri çekiliyordu. 

Kendini o kadar kötü hissediyordu ki... Başı çatlayacak kadar kötü ağrıyordu ve adeta gözlerinde şimşekler çakıyordu. Çığlıklar kulaklarını tırmalıyordu. 

Karşıdan kim olduğu anlaşılmayan biri geliyordu. Arkasından vuran kuvvetli ışık yüzüne gölge düşürmüştü. Kendini zorladı ancak kim olduğunu çözemedi. 

Aniden ışığın kapanmasıyla o kişinin yüzü ortaya çıktı. O... O Luke idi! Kimse daha önce onu bu kadar korkutucu görmemişti. Bir anda biri nasıl bu kadar değişebilirdi? Yüzünün her noktasına yayılan şeytanilik onu çok farklılaştırmıştı. 

" Sizi aptallar!.." deyip kötü bir gülümseme oluşturdu. Aniden Anna bir kaç adım öne çıktı gözlerini ona sabitleyerek.

" Bunu neden yapıyorsun? Sen... Sen nasıl bu kadar değişebildin?" 

" Ben değişmedim hep böyleydim. Ama sen ve onlar o kadar aptaldınız ki göremediniz. Aptalsın sen, aptal! O kadar zavallısın ki söylediğim her şeye inandın. Gerçekten seni sevebileceğimi düşünmedin umarım.  En büyük düşmanımı sevmek! Saçma hem de çok!" deyip o iğrenç gülümsemesini sürdürdü.

" Niye seni seviyorum dedin o zaman!" diye bağırdı aniden.

" Seni sevdiğimi söyledim hepsi seni elde edebilmek içindi. O sizin gibi aptalların yaşadığı aşk duygusu... Seni elde ettikten sonra bu saçma duygu seni iyice kör edecekti ve bende bu halinden yararlanıp görevimi yerine getirecektim ve şimdi bu görevi yerine getireceğim!" diye bağırdığında aniden arkasından gümüş işlemeli hançeri çıkardı. 

Hızla ona doğru yüzmeye başladı ve Anna o an kıpırdayamadı...

Durdu her şey... Karardı etraf... Sustu tüm çığlıklar... 

Yavaşça üzerine siper ettiği kollarını kendinden uzaklaştırdı ve gözlerini araladı. Keşke aralamaz olsaydı! Keşke kör olsaydı da bu manzarayı görmeseydi! Keşke... Keşke... 

Bir parçası koptu sanki... Öldü o an... Bir yumru oturdu boğazına ve yutkunamadı. Şimşekler çaktı beyninde ve ne dizlerinde derman kaldı ne de gövdesinde...

...

Anlık şoku atlattıktan sonra gözyaşları eşliğinde fısıldadı:

" Tom..." 

Hançer ona saplanmıştı hem de tam kalbine...  Hızla yaklaştı sevdiğinin yanına ve avuçları arasına aldı başını. Gülümsüyordu Tom. Gülümsüyordu... O ise hıçkırıklara boğulmuş adeta yutkunamıyordu. Ölmesin diye yalvarıyordu, ona bir şey olmasın diye... O ise hala gülümsüyordu...

" Ben hemen yardım bulacağım!" deyip onu bırakacağı sırada Tom hızla koluna yapıştı. 

" Hayır... Gitme. Çok vaktim kalmadı... O son kalan vaktimi de senle geçirmek istiyorum, yardım bekleyerek değil..." çok zorlanıyordu konuşurken... Canı yanıyordu ama buna rağmen mutluydu, gülümsüyordu. 

" Kurtulacaksın..." diye fısıldadı ona. Dayanamıyordu bu nasıl bir acıydı böyle? Onsuz ne yapardı? 

" Bunun bir önemi yok... Şuan çok mutluyum çünkü sana bir şey olmadı. Senin iyi olduğunu bildiğim için mutluyum... Şuan elimi tuttuğun için gözlerime baktığın için mutluyum... Son dakikalarımı belki de saniyelerimi seninle geçirdiğim için mutluyum... Seni çok ama çok seviyorum... Senden son... Son bir isteğim var."

" Şşşt sus son olmayacak. Biz hep birlikte olacağız..." deyip başını boynuna gömdü ve sıkıca ona sarıldı. 

" Son bir isteğim var. Beni sevdiğini son kez dile getirir misin?" diye fısıldadı...

" Seni seviyorum... Seni seviyorum..." dedi ve o anda Tom'un gözleri kapandı bir daha açılmamak üzere...

Ondan hiç ses gelmediğini fark ettiğinde aniden tuttuğu eli düştü... Başını kaldırdı ve hızla gözlerini ona çevirdi. Hiç bir yaşam belirtisi göremiyordu sevdiğinin üzerinde... 

" Hayır... Hayır! Uyan! Aç gözlerini! Bırakamazsın beni! Bitemez bizim öykümüz! Bu hikaye burada bitemez! Aç gözlerini... Ne olur aç gözlerini..." diye haykırdı ve gözyaşları eşliğinde başını omzuna dayadı. Hıçkırıklara boğulmuştu ve o da ölmüştü sanki...

Artık o olmayacaktı... Yanında olamayacaktı... Eline dokunamayacak, gözlerine bakamayacaktı... Onun sesini duyamayacaktı. Kokusunu alamayacaktı. Onun gülüşünü seyredemeyecekti. Yanında kendini güvende hissedeceği biri artık olamayacaktı. Kollarında huzuru bulduğu, nefesiyle ısındığı o kişi artık yanında olmayacaktı!..

Hıçkırıklara boğulmuş bir şekilde 'uyan' diye fısıldarken aniden kuvvetli bir ışık ikisinin de üzerini aydınlattı. Ellerini daha da sıktı.

"Kızım..." bir bayan sesi... İncecik, narin bir ses tonu... Usulca başını kaldırdı. Karşısında babası ve babasının elini omuzuna attığı bayan vardı. 

" Kızım, bu kişi annen." dedi babası. 

" Anne..." diye fısıldadı aniden ve gözyaşlarına yenileri eklendi.

" Sen... Sen öl-"

" Anneler her zaman çocuklarının yanındadır. Anneler her zaman çocuklarını korurlar, onlar için her şeyi yaparlar. Şimdi sen de aşkın için, bu masum canlılar için yapabileceğin son şeyi yap kızım. Gücünü kullan."

" Seni çok seviyoruz..." dedikleri anda ikisi birlikte kayboldular. Anna ne yapacağını bilmeden çaresiz önüne döndü. Sevdiği hala yatıyordu gözleri kapalı... Etrafta hala deniz vampirleri acımasızca önüne geleni katlediyordu. O an dayanamadı ve içinden geleni yaptı...

Bağırdı... Acısını belli edercesine. Bağırdı... Bu vahşete son vermek istercesine... Bağırdı... Her şeyin son bulmasını istercesine ve haykırdı... Sevdiği adama tekrar kavuşabilsin diye...

O bağırdıkça sular köpürdü dev dalgalar oluştu. O bağırdıkça tüm deniz vampirleri etkisiz hale geldi ve dalgalar arasında etrafa savrulmaya başladılar. O bağırdıkça büyük depremler oldu ve dev dalgalar daha da büyüdü.

Ağlamak yetmiyordu ona haykırmakla da olur muydu peki? Geri gelir miydi o? Geri gelir miydi?Bilinmez... Aniden sustu tüm çığlıkları ve kendini kaybetti o anda... Sevdiği gibi o da gözlerini kapadı sonsuzluğa...

Anlamıştı herkes o anda o cümleyi: " Aşk en büyük güçtür..."

***

Deniz vampirleri dalgaların arasında feci bir şekilde can verdi ve bu savaşı deniz insanları kazandı. Bu savaşın sonucunda sular altında koca bir krallık kuruldu, içinde adaletin, iyiliğin bulunduğu...

- SON-

Evet arkadaşlar sizlerle bu kitabın sonuna geldik.

- Sizden ricam bu kitap hakkında ki düşüncelerinizi benimle paylaşmanız ve oy kullanmanız.-🖤🖤🖤

Herkese sonsuz teşekkürler...🖤🖤🖤 Yanımda olduğunuz için...🖤🖤🖤

Continue Reading

You'll Also Like

462K 24.3K 74
Evrenin rüzgarına kapılmış dönüyordu Dünya. Ülkelerden bir ülkede, şehirlerden bir şehirde, bu döngüye kapılmış yaşayıp giden mutlu bir ailecik vardı...
9.9K 854 32
Buz gibi bir sevdanın kollarına düştüğünde insan ne hisseder ki? Kalp kırıklığı ve benzeri birçok duygu peş peşe sıralanıverir yüreğinin sırat köprü...
21.9K 1.1K 4
Bir dağ düşünün ki, Façalıya diz çöken! Bir sevda düşünün ki, Façalıya diz çöktüren!
19.5K 1.5K 44
•Tamamlandı• "Paraya sıkışan Alisia Parlak, hiç tanımadığı bir polise asistanlık yapma teklifini kabul etmek zorunda kalır. Gizemli polis Cevat Ufuk...