Deli Bordo Bereli (DELİ SERİS...

Od TozMaviGezegen

1.4M 63.7K 10K

Bekir altında olan Erem'in tekrar kıpırdanmasıyla küçük bir küfür savurarak inledi. Erem masum bir endişeyle... Více

DBB1
DBB3
DBB4
DBB5
DBB6
DBB7
DBB8
DBB9
DBB10
DBB11
DBB12
DBB13
DBB14
DBB15
DBB16
DBB17
DBB18
DBB19
DBB19 (II BÖLÜM)
DBB20
DBB21
DBB22
DBB23
DBB24
DBB25
DBB26
DBB27
DBB27 (KISIM II)
DBB28

DBB2

69.8K 2.8K 755
Od TozMaviGezegen




YENİ BÖLÜM GELDİ😁😁 İYİ OKUMALAR 😘😘😘❤❤

***

Bir haftadır yaptıkları planın üstünden tekrar geçtikten sonra Barış karşısında olan Bekir'e dönerek

"Bunu başarabileceğine inanıyor musun? Bu çok önemli bir görev bir yanlışında hepimiz biteriz!"

Bekir kendinden emin bir şekilde "Sence ben çaylak özel kuvvet askerine mi benziyorum? Senin bu operasyon için olan tavrın nedense beni çok şüphelendiriyor Barış! Sanki bir şeyleri biliyor da bizden saklıyormuşsun gibi geliyor"

Barış duyduklarıyla homurdanarak "Lanet olası Bordo Bereli içgüdüleri" derken Bekir pis bir sırıtışla "Seni böyle kıvranırken görmek cidden hoşuma gidiyor"

Barış yenilgiyle "Tamam sen kazandın ama sana şu ana kadar söylediklerimden farklı bir şey söyleyemem. Sadece emin ol ben yanlış tarafta değilim" deyince Bekir büyük bir kahkaha atarak

"Senin yanlış tarafta olduğunu asla düşünmedim sadece bizden fazla şeyler bildiğinin farkındayım o kadar" diyerek oturduğu yerden kalkıp masada olan çakıyı eline alarak hiçbir şey demeden odadan çıktı.

**

Bekir hastaneye yakın bir yerde olay çıkarınca zorla giydiği deli önlüğü ile ambulans da giderken gerçekten delirmemek için içinden dua ediyordu. Ambulans görevlilerini kandırmak için deli önlüğünden kurtulmaya çalışarak

"Bırakın beni! Hepinizi öldüreceğim birilerini öldürmeden rahatlayacağım" diye resmen kükrüyordu ambulansta bulunan erkek görevli Bekir'in ona kafa atar gibi yapmasıyla korku ile geri çekildi. Bekir görevlinin korku dolu halleriyle doğru yolda olduğunu anlayarak daha fazla bağırıp kükremeye başladı. Şans eseri ambulansta olan Bilge Bekir'e göz kırparak sakinleştirici yerine vitamin iğnesi vurarak yanında ki adama dönüp

"Sakinleştirici vurdum Salih merak etme şimdi yığılır kalır ne yaptığının farkında bile olmaz"

Bekir duyduğu cümleyle sakinleşmiş gibi rol yaparak yavaş yavaş kıpırdanmayı kesti ve gözlerini kapattı. Salih rahatlamış bir şekilde nefes alıp Bilgeye dönüp

"Sen çok cesaretli bir kadınsın Bilge hemşire bunun gibi yapılı bir adamı zapt etmek çok zor! İlk kez böyle bir hastayla karşılaşıyorum deli gücünün vücut bulmuş hali resmen"

Bilge sevimli bir gülümsemeyle Salih'e bakarak "Deli işte diğerlerinden tek farklı biraz daha yapılı olması"

Bekir duyduğu cümleyle tek gözünü açarak gerçekten mi? der gibi Bilgeye bakınca Bilge omuz silkerek karşısında olan Salih ile konuşmaya devam etti. Ambulansın durmasıyla Bekir uzun bir süre hapis kalacağı yere geldiğini anlayarak yavaşça gözünü açtı. Salih Bekir'e sakinleştirici vurulduğu için kolundan tutarak "Hadi koca adam yeni evine hoş geldin de! Senin gibi delinin kaldığı diğer hastaneden nasıl kaçtığını anlamasam da buradan kaçamayacağını garanti ederim" diyerek hastaneye doğru götürmeye başladı. Bekir planını son kez gözden geçirerek bir anda Salih'e çelme taktı Salih aldığı darbe ile yere düşerken Bekir hızla doktorun olduğu kata doğru koşmaya başladı elleri giydiği önlük yüzünden bağlıyken ayağının aksaması ona dezavantaj sağlıyordu aradığı kadını görünce yavaşlayarak Salih'in ve birçok güvenlik görevsinin etrafını sarmasına neden oldu. Bora sıranın kendine geldiğini anlayarak Bekir'e doğru gitti ikili kısa bir bakışma yaşadıktan sonra Bekir hızla kafasını Boraya geçirdi. Bora homurtuları arasında

"Lanet olası herif elleri bağlı olmasına rağmen yüzümü dağıttı" derken Bekir arkasından yediği copla yere düştü sonunda Doktor Zeynep yanlarına gelerek

"Hop yavaş olun beyler ne oluyor burada? Bilge sen yaralanan güvenlik görevlisi ile ilgilen Salih ve Mert sizde hastaya zarar vermeden odama getirin" diyerek kısa bir an Bekir'i beğeniyle süzüp kendinden emin adımlarla odasına yürüdü. Bekir onu tutan adamların ellerinden kurtulmaya çalışarak

"Bırakın beni çözün ellerimi"

Mert Bekir'i sinirle çekiştirerek "Kes sesini! Doktor hanım sana zarar vermememizi söylediği için çok şanslısın"

Geniş odaya girdiklerinde Zeynep yeni hastasını tutan adamlara ithafen "Onu koltuğa oturtabilirsiniz ve hastamla yalnız kalmak istiyorum"

Salih hemen ileri atılarak "Doktor hanım bu adam çok tehlikeli size zarar verebilir!"

Zeynep tek kaşını kaldırarak Salih'e bakıp "Burada doktor olan benim Salih şimdi kapının önünde bekleyin bir sorun olursa seslenirim ve Bilge hemşireye haber verin hastanın bilgilerini bana e mail olarak atsın" deyince iki adam Zeynep'i onaylayarak odadan çıktı. Bekir karşısında olan kadının yüzüne tükürmemek için kendini zor tutarken Zeynep ise adamın yüzünü pür dikkat izliyordu odada yankılanan mesaj sesiyle Zeynep Bilge'nin attığı maile göz gezdirdi. Ardından Bekir'e dönerek

"Demek üç yıldır tedavi görüyorsun ve iki yıldır yatılı kaldığın hastaneden kaçtın. Kaçışının nedenini sorabilir miyim?"

Bekir planına sadık kalıp sinirle yerinde kıpırdanarak "Beni bir odaya kapatıp ne yapacağıma siz karar veremezsiniz! Bu beni daha çok öfkelendirir ve ellerimi kullanamamak beni daha çok geriyor çözün ellerimi!"

Zeynep duyduklarıyla önündeki deftere bir şeyler karalayarak

"Derin nefes alarak sakinleşmeye çalış lütfen, bana bu öfkenin sebebinden bahsetmek ister misin?" deyince Bekir karşısında olan kadına duyduğu nefreti gizlemeyerek

"Çünkü insanlardan nefret ediyorum sırf bu yüzden her gün birinin bana karışmasını ve benim onu öldürene kadar dayak atmak istiyorum şimdi çıkar beni bu iğrenç gömlekten "

Zeynep duyduklarından hoşlandığını gizlemeyerek "Sorularıma cevap almadan seni çözemem Bekir ama söz veriyorum sorduğum sorulara doğru cevap verirsen o gömlekten kısa bir zaman içinde kurtulacaksın anlaştık mı?"

Bekir kafasını iki yana sallayarak "Neden sana güveneyim ki? Beni kullanmayacağın ne malum?"

Zeynep oturduğu koltuğa daha çok yaslanıp "Demek güven problemlerin var? Bu bilgilerinin arasında yazmıyor"

Bekir dişlerini gıcırdatarak bu kadının dikkatine küçük bir küfür edip "Çünkü o siktiğimin hastanesinde beni uyuşturmaktan başka hiçbir şey yapmadılar onlarla konuşmam veya anlaşma yapmam için hiç bir sebep yoktu!" deyince Zeynep oturduğu yerden kalkıp Bekir'in yanında oturarak elini bacağının üstüne katıp "Bana güvenebilirsin Bekir eğer bu anlaşmamıza uyarsan bir daha ki görüşmelerimizde daha iyi anlaşmalar yaparak başka yollardan bile seni sakinleştirebilirim" diyerek adamın bacağını okşadı. Bekir kadının dokunuşuyla midesinin bulandığını hissederek, işlerin kadının imasını gerçekleştirecek kadar ileri gitmemesi için dua edip sakinleşmiş görünmeye çalışarak

"Tamam, anlaştık bana ne istiyorsan sorabilirsin" dedi Zeynep kocaman bir gülümsemeyle Bekir'in yüzünü okşayarak "Aferin akıllı adam sizin gibi erkekleri her zaman sakinleştirmenin bir yolu vardır"

Bekir kadının o iğrenç sesini kesip ona dokunan elini kırmak istese de onu okşayan kadına sanki bu durumdan memnunmuş gibi baktı. Zeynep sonunda ayağa kalkarak "Evet şimdi sorulara geçelim. İlk ne zaman insanlardan nefret etmeye başladın?" diyerek yaklaşık bir saatlik SÖZDE! Terapinin başlangıcı yapıldı. Zeynep'in soruları bittiğinde Bekir daha fazla bu ortamda durmak istemiyordu Zeynep Bekir'i şehvetle süzüp

"Bu günlük bu kadar yakışıklı ilaçlarını değiştirdim bir hafta yan etkileri olabilir ama sonra beynini uyuşturmayacaklarına emin olabilirsin"

Bekir rahatlamış bir şekilde "Peki bu gömlekten ne zaman kurtulacağım?" deyince Zeynep dışarıda olan görevlilere seslendi Mert ile Salih anında içeri girerken Zeynep Bekir den gözlerini ayırmadan

"Mert ve Salih yeni hastamızı odasına götürün unutmadan o gömlekten kurtulmasını sağlayın ve ilk ve son uyarım olarak ona zarar vermeye kalkmayın" deyince iki adam onaylayarak koltuktan oturan Bekir'i kaldırıp başka bir binaya geçip o binanın en üst katına çıkardılar.

Bekir adım adım o deli kıza yaklaştığını hissederken En üst kata geldiklerinde hemşireler Semih ve iki adam danışma gibi olan yerde sohbet ediyorlardı. Bilge kimsenin görmediği an Bekir'e göz kırptı Bekir kızın bu davranışına göz devirirken Mert kalın cam bölmeli alana parmağını okutup kapının açılmasını sağladı karşılıklı dört oda vardı ve onların arasında da cam bölme vardı karşılıklı iki oda olarak ayrılmıştı. Karşılıklı olan iki odanın önünden geçerken çığlık sesleri ve kapıya vurma seslerin gelirken Salih gülerek

"Ne oldu sert çocuk korktun mu?"

Mert tekrar parmak izini okutup kapının açılmasını sağlayarak Bekir'i solda olan odaya iterek "Burası senin odan gelirken fark ettiğin gibi buradan çıkman imkansız! Hadi bir ihtimal ilk cam bölmeyi geçtin sadist Kerim senin canını yakmadan asla bırakmaz o yüzden uslu bir çocuk ol" diyerek gömleğin arkasını çözdü ve Salih ile konuşa konuşa yanlarından ayrıldı.

Bekir sonunda yalnız olmanın verdiği rahatlamayla gömleği çıkarıp bir kenara atıp kendini tek kişilik yatağa atarak düşünmeye başladı. Deli kızla aynı bölmede olması iyi bir şeydi hatta diğer iki odayla aralarında bölme olması da iyi bir şeydi ama o deli kızla nasıl iletişime geçeceğini bilmiyordu. Çoklu kişilik bozukluğu ve şizofreni olan bir kızla nasıl iletişim kurulurdu ki? Düşüncelerinin içinde boğulurken odasının kapısının sessizce açıldığını hissetti. Atik bir şekilde uzandığı yerden kalkarak kapıya döndüğünde karşısında aradığı deli kızı bulunca şaşırmadığını hissetti. Şaşırdığı asıl olay kızın sanki hiç bir şey olmamış gibi neşe ile odayı baştan aşağıya gezip

"Bu odayı kime vereceklerini çok merak ediyordum! Bu arada ben Erem sende yeni gelen hasta olmalısın" dedi sonra ne dediğinin farkına varıp kıkırdayarak "Pardon dalga geçer gibi oldu buraya zaten kafadan hasta olmayan hiç kimse gelmez" diyerek elini uzattı. Bekir kızın uzattığı ele ters ters bakarken Erem yenilgiyle elini geri çekip

"Çok kaba bir adamsın ama merak etme seninle arkadaş olacağım çünkü yan bölmede olan odada kalan Kerim tam bir sadist onunla arkadaş olmama izin vermeyip bana zarar veriyor deli adam!" deyip kahkaha atarak "Pardon bizde deliydik değil mi? Ama bence deli olmak arkadaş olmaya engel olmaz sence olur mu?"

Bekir kızı cevap vermeden incelemeye devam edince Erem yüzünü buruşturarak "Cidden bu kadar asık suratlı olmalı mısın? İçimi karartıyorsun! Neyse şimdilik bunu boş verelim Zeynep doktor sana ne teşhisi koydu? Beni soracak olursan ağır şizofreni arada bir kaç kabusta görüp uyuyamıyorum birde kişilik bölünmesi de yaşıyormuşum farkında olmadan ama korkma zararsızımdır çünkü genellikle gördüğüm şeyler bana zarar verir başkalarına değil! Bir insan kendine neden zarar verir hiç anlamıyorum?"

Bekir ifadesiz bir şekilde "Yoksa kendi kendini cezalandırıyor musun aynı benim gibi?"

Erem sarsılmış bir şekilde duvara doğru kaçıp

"Sadece bu cezaların bana özgü olduğunu sanıyordum sen kendine nasıl cezalar veriyorsun?"

Bekir bu soru ile doğru yolda olduğunu anlayarak "Ne yaptığımı bilmeden vücuduma zarar veriyorum. Sende nasıl oluyor? Kendine zarar verirken başka kişilerde görüyor musun?" dedi Erem korkmuş gibi duyduklarıyla yerinde daha çok küçülerek "Ben bilmiyorum çok gerçekçi oluyor o an ben benim ama yanımda hayal dahi edemeyeceğim başkaları da var ve onların istediklerini yapmadığımda vücuduma zarar verip canımı çok acıtıyorlar. Peki senin yaraların çok derin olup vücudunda izi kalıyor mu? Eğer varsa bana o yaralarını gösterir misin? Çünkü benim gibi kendine zarar veren birini ilk defa görüyorum bu hiç inandırıcı gelmiyor" deyince Bekir kızın kendine inanması için yaralı olan bacağını açtı. Erem gördüğü yara ile gözlerini büyüterek Bekir'in yanına yaklaştı merakına engel olamayarak eğilerek yaraya bakıp yüzünü buruşturdu. Bekir kızın tepkisini kaçırmamak için gözlerini onun üstünden ayırmazken Erem masum bir şekilde yarayı okşayıp iğrenmeden yarayı öptü. Bekir'in gözleri anında kocaman açılırken kalbine ılık bir şeylerin aktığını hissetti. Sonuçta Zeynep doktor onu baştan çıkarmak için elinden geleni yapsa da bu kızın küçük bir dokunuşu bile bedenini harekete geçirmişti bu duruma elinde olmadan lanet ederken Erem ise adamda yaratığı karmaşayı fark etmeyerek eğildiği yerden kalkıp

"Yetimhanede olan Hanife Annem her zaman yaraların öpünce acısı geçer derdi. Senin acın da geçti mi?"

Bekir yaşadığı şoku atlatamadığı için kekeler bir şekilde "E-ve- evet geçti" deyince Erem kocaman gülümseyerek "Sevindim insanların acı çekmeleri hoşuma gitmiyor. Peki senin adın ne?"

Bekir kendine gelip boğazını temizleyerek "Adım Bekir ve ben sana yaramı gösterdim hadi sende bana yaranı göster"

Erem duyduğu şeyle kocaman gülümseyerek "Peki sana yaramı gösteririm ama sende acısı geçsin diye öpecek misin?"

Bekir bir anda öksürmeye başladı zaten kızın dudaklarının değdiği yer alev almış gibi yanarken birde onu öpmek erkekliğine zarardı. Bu kız cidden sınır ne bilmiyordu ateşle oynadığının farkında bile değildi! Erem bir çocuk gibi "Yaaa Bekir eğer öpmezsen bende sana göstermem, bana ne! Hem niye oyunbozanlık yapıyorsun?" diyerek omuzlarını kaldırırken Bekir bu kıza yenildiğini hissederek kısık bir sesle

"Tamam, öpeceğim baş belası yeter ki göster şu yarayı" demesiyle Erem'in gözleri parladı. Bekir hadi dercesine kıza bakınca Erem bir anda bluzunun uçlarından tutup üzerinden çıkardı. Bekir anında gözlerini sıkıca kapattı ve yutkunarak kısa bir an gördüğü dolgun vücut hatlarını kafasından silmeye çalıştı ama beyni eror vermiş gibi o sahneyi baştan alıyordu. Vücudu bu kıza olmaması gereken tepkiler verirken sınandığının farkına vararak

"Kızım sen deli misin? Giyin hemen o bluzunu!"

Erem Bekir'in bu haline kıkırdayıp elleriyle Bekir'in kapalı gözlerini açarak "Hadi ama bakabilirsin o kadarda kötü değil! Hem korkma yaram seni yemez" deyince Bekir Allahtan sabır isteyerek, istemeye istemeye kızın vücudunda göz gezdirdi. Bu kız resmen ateşle oynuyordu bu ateş hem Bekir'i hem de onu yakardı. Bekir boğazının kuruduğunu hissedip yutkunarak kızın göğüslerine bakmamaya çalışıp göbeğinden kasıklarına doğru olan derin ve uzun yaraya bakıp dişlerini sıktı.

Erem heyecandan yerinde duramayarak "Hadi Bekir öp de geçsin yoksa bir daha seninle konuşmam hem öpeceğini söylemiştin yoksa yaramdan mı tiksindin?" deyince Bekir görevini tehlikeye atmamak adına kızın önünde eğildi derin bir nefes alarak kasıklarının yakınında olan yaraya yaklaşarak kızı incitmekten korkar bir şekilde öptü. Erem vücuduna değen dudakla titrerken Bekir ise kızın vücudunun yumuşaklığı ile kasılmıştı ta ki bir anda kapı hızla açılıp ortamı bozana kadar.

Erem ile Bekir kapının açılmasıyla bir birinden ayrılmaya fırsat bulamazken Semih karşılaştığı manzarayla gözlerini kocaman açarak

"Hasiktir siz ne yapıyorsunuz lan ilk günden?"

Bekir hızla yerinden kalkıp Erem'in açık vücudunu arkasına alarak nedenini bilmediği bir şekilde tehditkarca

"Hemen arkanı dön piç herif ve bir daha ki sefere kapıyı çalmadan girme!"

Semih küçük bir küfür savurarak arkasını dönüp "Adama bak ya oğlum bura deli hastanesi özel mülk değil! Resmen hastane odasında oynaşıyorlar"

Bekir onu takmadan alev almış gözlerini kızarmış olan Erem'e çevirerek itiraz kabul etmez bir şekilde

"Hemen üstüne bluzunu giy ve benden başka kimsenin yanında böyle dolaşma! Hele bu herifin olduğu yerde asla!" deyince Erem hızlı bir şekilde yerde olan bluzunu alıp üzerine geçirdi. Bekir kızın açık bir yeri kalmadığını görünce rahat bir nefes alıp arkası dönük olan Semihe

"Bu tarafa döne bilirsin müsaitiz" dedi.

Semih aldığı direktifle büyük bir imayla Bekir'e bakınca Bekir umursamaz bakışlarla Semihe karşılık verdi. Erem ilk kez yaşadığı bu gergin ortamda biraz daha kalamayacağını anlayınca Bekir'e dönerek

"Sanırım gitsem iyi olacak ilaç saatim yaklaşıyor sonra görüşürüz Bekir" diyerek ona bakan iki adamın bakışları eşliğinde odadan çıktı. Semih anında kapıyı örtüp Bekir'in üzerine yürüyerek kısık bir sesle

"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen? Kızdan böyle mi bilgi alıyorsun? Böyle olacağını tahmin etmeliydik kızı kullanıyorsan kullan ama aşık falan olayım deme bu tüm planı batırır belki suçlu o bile olabilir! Bu kadar gözün kör olamaz" demesiyle Bekir'in sabahtan beri tutuğu siniri patlak vererek kendini kontrol etmeyi bırakıp Semihi en yakın duvara sert bir şekilde yasladı

"Eğer saçma bir kelime daha ağzından dökülürse konuşacak bir dilin kalmaz ve ben hiç bir kadını kullanmam çünkü kadınlar kullanılacak varlıklar değillerdir son olarak eğer ona yan gözle bakarsan ecdadını tanımam!" deyince Semih'in gözleri büyüyerek

"O sana resmen büyü yapmış! Normalde seni tanımıyorum ama tanımadığın bir kadını hele de terörist olabilecek kadını sahiplenecek bir kişiliğin yok! Cidden sen ilk günden bu kızı sahiplendin mi?"

Bekir Semihi serbest bırakarak "Kendi ağzınla söyledin Semih beni tanımıyorsun şimdi yakalanmadan git" deyince Semih memnuniyetsiz bir şekilde odadan çıktı. Bekir ise yaşadıklarının ağırlığı ile kendini tekrardan yatağına attıp düşünmeye başladı...

***

Geçen yarım saat boyunca Bekir Erem'i ve o masumluğunu düşündü sonra ne düşündüğünü fark ederek kafasını iki yana sallayıp "Oğlum sen asker adamsın bir kadın seni bu hale getirmemeli. Kendine gel!" diyerek tekrar kendine cevap verircesine "Ama vücudu ve bakışları offf birde dalga geçer gibi öp diyor! Bu kızından bu kadar etkilenmem neden? Sakin ol Deli Bekir bu sadece cinsel çekim bu operasyon bittiğinde kendine bir kız bulursun olur biter! Şimdi derin bir nefes alıp sakinleş" derin bir nefes aldı ve içeri Bilge girdi. Bilge'nin küçük kıkırtıyla

"Sakın bana Semihin anlattıklarının doğru olduğunu söyleme? Ama kabul etmeliyim ki kızımızda ne yere bakan yürek yakanmış"

Bekir omuz silkerek "Tamam o zaman söylemem" deyince Bilge göz devirerek ilaçları Bekir'e uzattı

"Fizik tedavi için gittiğin doktor önerdi kaslarını güçlendiren bir vitaminmiş"

Bekir ciddi bir şekilde Bilgeye bakıp "Neden sana güveneyim? Doğrusunu söylemek gerekirse hiçbiriniz benden hoşlanmadı" deyince Bilge alınmış bir şekilde yüzünü asarak "Biliyorum beni ve bizim ekibi tanımıyorsun ama artık sende ekibimizin bir parçasısın asla sana kötü bir şey yapmam çünkü bir ekipten biri düşerse teker teker diğerleri de düşer!"

Bekir bu cevapla Bilgeye küçük bir gülümseme bahşederek "Tamam sinirlenme zeka küpü sadece tepkini merak ettim" diyerek Bilgenin getirdiği ilacı içerek "O gerzek herifin hepinize yetiştirmesi beni hiç şaşırtmadı" derken bir anda kapı açıldı. Erem hızla daldığı odada direk Bekir ve Bilgeye bakarak sorgular bir şekilde

"Hemşire Bilge neden 4 dakika 35 saniyedir hala bu odadasın? Senin başka hastalarında yok mu?" deyince Bilge şaşkınca Ereme baktı. Bekir ise şaşkınlığını saklayarak Bilgeye dönüp

"İlaç için teşekkürler Bilge hemşire diğer hastalarınıza gidebilirsiniz"

Bilge Bekir'in onu kibarca kovduğunu anlayarak Erem'in yanına gidip saçlarını karıştırarak

"Görüşürüz ufaklık"

Erem yumruklarını sıkarken Bilgenin odadan çıkmasıyla Bilge'nin dokunduğu yeri sinirle elleriyle düzeltip

"Pis şırfıntı sensin ufaklık! En kısa zamanda seni düşüreyim de gör gününü!"

Bekir duyduğu cümleyle yüzünde oluşan yamuk bir gülümsemeyi bastırarak kaşları çatık bir şekilde

"Buraya neden geldin deli kız bir şey mi oldu?"

Erem nerede olduğunu fark edip utangaç bir şekilde bluzunun eteklerini çekiştirerek

"Şey ben sana iyi geceler deme için gelmiştim sonuçta karşılıklı odalarda kalıyoruz komşuluk ölmedi"

Bekir yattığı yerden doğrularak "Yani sadece komşuluk için öyle mi?" deyince Erem onaylarcasına kafasını sallayarak gözlerini kaçırdı. Bekir yatak başlığına yaslanarak

"Sana da iyi geceler Deli kız"

Erem tereddütle etrafta gözlerini gezdirip "Ben gidiyorum o zaman? Ama Bilge hemşire seni rahatsız ederse beni çağırabilirsin" deyince Bekir gülüşünü saklamak için sakalını kaşıyarak

"Yarın görüşürüz o zaman"

Erem Bekir'in cümlesini bitirmesiyle bir anda Bekir'e doğru koşup yanağından öperek hiç bir şey demeden odadan kaçarcasına çıktı.

Bekir Erem'in arkasından onun öptüğü yeri okşayarak "Vay be! Deli olan bir kız her yerini açan kadınlardan daha çok beni etkiliyor ya helal olsun! Ama biraz daha beni böyle masum masum öperse Allah sonumu hayır etsin" diyerek sıkıntı ile yatağına yatarak gözlerini kapattı...

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

106K 6.8K 36
Bakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşları...
271K 14.4K 48
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
203K 999 6
!!! KİTAPTA BOLCA SMUT BULUNUR !!!
45.6M 2.1M 86
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...