AHÜZAR #TAMAMLANDI#

By UgurluAY

764K 49.5K 1.4K

SÖZDE DEĞİL ÖZDE AŞK 'IN ADI DEĞİŞTİRİLEREK AHÜZAR OLDU... ALPER VE ÖZÜM'Ün hikayesi AHÜZAR Ah eden yürekleri... More

TANITIM
1.BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.BÖLÜM(***Part-1-***)
3.BÖLÜM(***Part-2-***)
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
13.BÖLÜM
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
25.BÖLÜM
26.BÖLÜM
27.BÖLÜM
28.BÖLÜM
29.BÖLÜM
30.BÖLÜM
31.BÖLÜM
32.BÖLÜM
33.BÖLÜM
34.BÖLÜM
35.BÖLÜM
36.BÖLÜM
37.BÖLÜM
38.BÖLÜM
39.BÖLÜM
40.BÖLÜM
41.BÖLÜM
42.BÖLÜM
43.BÖLÜM
44.BÖLÜM(***Part-1-***)
44.BÖLÜM(***Part-2-***)
46.BÖLÜM
47.BÖLÜM
48.BÖLÜM
49.BÖLÜM
50.BÖLÜM
51.BÖLÜM
52.BÖLÜM
53.BÖLÜM
54.BÖLÜM
55.BÖLÜM
56.BÖLÜM
57.BÖLÜM
58.BÖLÜM
59.BÖLÜM
60.BÖLÜM
61.BÖLÜM
62.BÖLÜM
63.BÖLÜM
64.BÖLÜM
65.BÖLÜM
MEKTUP
66.BÖLÜM
67.BÖLÜM
68.BÖLÜM
69.BÖLÜM
70.BÖLÜM
71.BÖLÜM
72.BÖLÜM
73.BÖLÜM
74.BÖLÜM
75.BÖLÜM
76.BÖLÜM(***Part-1-***)
76.BÖLÜM(***Part-2-***)
77.BÖLÜM
78.BÖLÜM
79.BÖLÜM
80. BÖLÜM
81.BÖLÜM
82.BÖLÜM
83. BÖLÜM
84.BÖLÜM
85.BÖLÜM
86.BÖLÜM
87.BÖLÜM
88.BÖLÜM
89.BÖLÜM
FİNAL (***Part-1-)
FİNAL(***Part-2-***)
Hikâye Vedası
Hande ve Hakan'ın Hikaye Duyurusu
LÜTFEN Sesimi DUY
DUYURU

45.BÖLÜM

7K 455 6
By UgurluAY

Hande "Hazır mısın?" derken, yanı başında emniyet kemerini takmaya çalışan arkadaşının gözlerinin içine güven bana diyen bakışlarla bakıyordu. Özüm bir an ona döndü, yüreği heyecan ve panikle karışık bir şekilde dolup taşsa da başını hızlıca olumlu anlamda aşağıya yukarıya salladı. Sorduğu soru ile yarattığı etkinin sonrasında aldığı olumlu tepki, onun sinsice gülümsemesini sağladı. Gözlerini kıstı "Güzel, o zaman gitme vakti geldi artık." Gitmek için tüm hazırlıklarını tamamladı ve arabanın anahtarını çevirdi. Hande gazı köklediğinde ise yanı başında sırtının bir anda koltuğa yapıştığını hisseden Özüm şimdiden hata mı yaptım acaba bakışları ile etrafa endişe ile bakarken koruma içgüdüsü ile kendisini korumak adına tutunmak için ellerini koltuğun kenarlarına resmen yapıştırdı. Tırnakları acıyana kadar elleri arasında sıktığı koltuğun canına okumasının ardından "Biraz yavaş Hande!" Derken acı acı hızla inip çıkarak hareket eden göğüs kafesine inat sesini sakin tutmaya çalışıyordu.

İstediğini elde etmiş olmanın hazzı ile frene yavaşça dokunmaya başlayan genç kız, arkadaşına yandan bir bakış atıp "Sonunda kendine gelmiş olmana sevindim." Dedi, bunu bilinçli yaptığını belli edercesine.

"Kafayı mı yedin kızım, insanı kendine getirmek için böyle bir şey yapılır mı hiç?"

"Ya ne yapsaydım Özüm Hanım? Bak sana söylediğim gibi seni bu cendereden kurtarıyorum. Hem de sorunsuz bir şekilde."

"Ya ya ne demezsin? Sorunsuz ama bol yalanlı, kendimden nefret eder hale geldim. Yalan üstüne yalan söylemekten yoruldum artık. Bir gün söylediğimiz yalanlar ayağımıza dolanacak ve kütleyerek yere yuvarlanıp gideceğiz. Kimse de bizi kurtaramayacak. Ne senin planların ne benim açıklamalarım." Ellerini yüzüne kapatıp ağlamak için hazırlanıyordu ki Hande birden frene sertçe dokundu ve arabayı sağa çekerek durdurmayı başardı. Onun bu hareketi Özüm'ü ön cama doğru savurdu. Acı dolu bir inleme ile başını hafifçe cama vurduğunda "Ne yapıyorsun sen ya? Bugün beni öldürmeye kesin olarak karar verdin galiba." Korku dolu hiddetli sesi yankılandı arabanın içinde. Hande bir hışımla yanı başındaki kıza döndü.

"Ne mi yapıyorum? Arkadaşımı saçma sapan bir ağlama nöbetinden daha kurtarıyorum. Bırak artık Özüm, düşünme geride bıraktıklarını, biraz olsun kendini düşün be kızım."

"Ama onlar..." dedi geride bıraktıklarının şu anki hallerini düşündükçe özellikle de Cem ile yaptığı konuşmalar aklına geldikçe pişmanlıkla yanıyor, suçluluk ile alev alıyordu.

"Onlar şu an hiçbir şeyin farkında değil Özüm."

"Yalan söyledik." Dedi yaptıklarının hatalı olduğunu fısıltı halinde itiraf eder gibiydi.

"Bunun böyle olmasını onlar istedi. Hem yalan da sayılmaz. Yarı yalan diyelim biz ona. Benim Hakan'dan kaçmak istediğim doğru mesela, tabi yüksek lisans için seminere gitmek, yurt dışı işi falan yalan olsa da o kadarı da sıkıntı değil. Sonuçta Cem'i üzmemek için böyle bir şey yaptın."

Özüm geceden bu yana tüm olanları düşünüyordu. Cem'e söylediği yalanları, Hande'nin kaçışları için Hakan'a ve Alper'e içirdiği uyku ilacı katılmış olan içecekleri ve sabaha doğru Cem'in arabası ile yola çıkışlarını... İşler öyle bir hale gelmişti ki neresinden tutarlarsa tutsunlar, ne yanından düşünürlerse düşünsünler her şey bir bir kırılıp dökülerek ellerinde kalıyordu.

"Cem'in anlayışlı halinin bu kadar işimize yaracağını inan ki tahmin etmezdim. Adam yok bile demedi ya düşünsene çıkıyorsun adamın karşısına, bizim acil dönmemiz lazım geleceğimiz için diyorsun, güya Hakan ile kavga edip gecenizi berbat etmemize sebep olarak da onun kıskançlığı ve yurt dışı seminerine göndermemesi olduğunu söylüyoruz ve adam hiçbir şey demeden kabul ediyor. Bu kadar kolay olacağını hiç mi hiç düşünmemiştim."

"Ya ne demezsin Hande? Cem bir şeylerden şüpheleniyor lakin bunu dillendirmiyor. Gideceğimi söyledikten sonra arabasının anahtarını verirken bana ne dedi biliyor musun?"

"Ne söyledi?" Kaşları çatık bilmediği bir şeyden yeni haberdar olur gibi bakıyordu.

"Bana söylemek istediğin bir şey var mı? Bilmem gereken," dedi.

"Şaka yapıyorsun, bir şey söylemedin değil mi?"

"Deli misin kızım, ne söyleyebilirim ki? Zor da olsa gözlerimi kaçırarak olmadığını söyledim."

"O ne dedi peki?"

"Ne diyecek geri döndüğümde ciddi bir konuşma yapacağımızı, aklımı toparlayarak ona geri dönmemi, ondan başka yolumun da çıkışımın da olmadığını üstü kapalı bir tehdit ile önüme servis etti."

"Özüm bu adam ne ayak Allah aşkına, anlayışlı mı, psikopat mı, olgun mu? Anlayamıyorum ama sana bakışları ve davranışları beni cidden tedirgin ediyor."

"İnan artık ben de anlayamıyorum. Ne onu ne de Alper'i?" Hande'nin gözünün önüne Alper'in ve Hakan'ın uyku ilacı sayesinde sızdıkları hali gelince birden kahkaha atmaya başladı. Özüm ona ne oluyor, diyen bakışlar ile baktığında,

"Ya sabah bizi göremeyince ne hale geleceklerini merak ediyorum." Dedi.

"Hakan'ı anladım da Alper'e o ilaçlı içeceği nasıl içirmeyi başardın sen?"

"Tabi benim de kendime göre üstün yeteneklerim var tatlım. Çok düşünceli bir baldız gibi davrandım diyelim. Hakan'a kapının ardında onu o şekilde bırakamayacağımı söyledim. Sizin Cem ile konuşmanızı fırsat bildim. Hakan'a Alper'e kötü davrandığım için sandviç ve meyve suyu hazırladığımı Cem yokken götürmesini istedim. Gerçi Hakan Bey tek kaşını kaldırıp bu hareketime inanmasa da küçük yavru bir kedi bakışı attığımda tabi ki buna dayanamadı ve bana inandı. Paşa paşa verdiklerimi götürdü, sonra da ben çay müptelası hatun olduğum için bana eşlik etmesini ona teklif ettim. Hakan bu, kaçırır mı fırsatı? Yılışık şey tabi ki kaçırmadı, kendi isteği ile tatlı tuzağıma bir anda düşüverdi. Zaten o sırada bir yandan Cem ile aynı konuda sen ilgileniyordun."

"Peki Hande Hanım, o ilaçları uzun süredir kullanmıyorsun diye biliyorum. Yanılıyor muyum yoksa?" derken kaşları merak dolu havalandığı sırada arkadaşının bu ilaçları kullanmak zorunda kaldığı zamanları hatırladı. Yüzünde acı dolu bir ifade belirirken o zamanlar uykuya ilaçların desteği ile geçebildiğini anımsadı.

"Kes şöyle bakmayı, bana acınmasından nefret ediyorum biliyorsun. Hem ayrıca yanılmıyorsun. Ben o ilaçları bırakalı çok oldu. O zamanın altından çok sular akıp geçti. O günler beni üzmüyor artık, emin ol hayatıma da etki falan etmiyor."

"Diyorsun!"

"Evet diyorum. Sadece bu Hakan ve Alper ikilisi ile yola çıkmadan belki lazım olur diye yanıma almıştım, iyi ki de almışım bak nasıl de işe yaradılar. Hala bana yardım etmeye devam ediyorlar baksana." Kahkahasını tutamıyordu içinde. Oh olsun, diyordu içten içe. "Çoktan hak ettiler bunu, sabaha kadar mışıl mışıl uyusunlar şimdi. Gerçi "Hakan gittiğimizi görünce sinirden köpürecek. Allah Alper'in hışmından korusun onu." Dedi ve ardından,

"Neyse çok gevezelik yaptık, hadi gün ağarmadan biraz daha yol alalım. Malum herkesten ve her şeyden uzakta kafa toparlamaya gidiyoruz." Diyerek zafer nidaları attı. Arabayı tekrar çalıştırdığında kendisini de tüm dikkatini de yola verdi.

Özüm ise başını cama yaslayarak ellerini göğsünün altında birleştirdi. Düşünüyordu Özüm. Kulağında radyoda çalan İrem Derici'nin söylediği "Gittiğinde Anladım" şarkısı, yüreğinde adını anmaktan korktuğu adamın ismi, gözlerinde onun bakışlarının silueti. Ne de güzel söylüyordu İrem Derici, içini yakarcasına akıyordu şarkının sözleri Özüm'ün yüreğine.

"Hayatta hiçbir şeye, böylesine yanmadım.

Sensiz yaşamak çok zor, gittiğinde anladım.

Seni çok sevdiğimi, kalbimdeki yerini, ben senin değerini of, gittiğinde anladım."

Hande'ye fark ettirmediği bir damla yaş gözlerinden yanaklarına doğru süzülürken şarkının her bir cümlesi zehirli bir mızrak gibi yüreğini kanatırcasına acımadan saplanıyordu. Bir yanında ondan vazgeçmeyeceğini söyleyen geçmişinden gelen unutamadığı hala delicesine sevdiği adam, diğer yanında ise sevmeye çalıştığı kendisini zorladığı ama o gözle bir türlü bakamadığı, olgun, anlayışlı geleceğinim diyen ve bunu her fırsatta dile getirmekten çekinmeyen adam. Ortada kalan ise yüreği yaralı Özüm. Aklının ve yüreğinin ezici mücadelesi...

Yanıyordu Özüm, karar vermek zor iken geçmişten gelen korkuları nefesini kesmeye yetiyordu. Gidiyordu Özüm, herkesten uzağa, kimsenin bilmediği ve yüzleşip hayatı için doğru bir kararı vermek üzere gidiyordu. Geri dönüşü ise kime hayırlı, kime şer olacak bilinmezken Özüm kulağında geçmişine atıflar yapan şarkının sözlerinde kayboluyordu. Bir damla gözyaşı yanağından akıp gittiği sırada yanı başında can dostu ile belirsizliğe doğru yol alıyordu...

Continue Reading

You'll Also Like

206K 3.7K 20
༺༻ Bütün hakları saklıdır "Ben geldim" Gülümseyerek ve son harfi uzatarak kurduğum cümle ile o da gülümsedi. Sandalyesini biraz masadan geri çekti...
121K 5.4K 29
22.01.2019 başlangıç Zakkumlar içerisinde açan bir Gonca güzeli ve kötülükten sıyrılıp gelmiş bir Şeytanın hikayesi... "Seni nasıl sevdim biliyor mu...
698K 37.9K 46
"Aşk..." diyerek onu ardında bırakıp giden kadının, içinde açtığı yarayı kapatamamış. Bu yüzden kadınlara tüm güvenini yitirmiş Mert Karaaslan... Nam...
163K 4.5K 22
Umudun tükenişi yüze çarpar ya rüzgar misali Kalp kırığı cam kesiği gibi acıtır canı Deniz dalgalanır, fırtına kopar Savrulursun o lodosun içinde Yen...