Beyaz Güç

By eka182

66K 5.6K 2.3K

Anna kaderine yazılmış büyük görevin farkında olmadan yaşayan ve Beyaz Güç'ün sahibi olan, kendini sıradan bi... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
-KARAKTER TANITIMI-
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
23.Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
Artık Tüm Gizemleri Öğrenme Vakti!..
"Her şey yalandı!.."
- FİNAL-

22. BÖLÜM

1.6K 145 79
By eka182

- ANNA-👆👆

Duyduklarım bana oldukça saçma gelirken kendimi daha fazla tutamadım ve kahkahalarıma izin verdim.

Kendimi aştığımın farkında idim ama buna rağmen kendimi tutamıyordum. 

Aniden sağ koluma giren sancı ile kahkahalarım son buldu ve iki büklüm oldum. İnlerken Bay Tom hızla yanıma yaklaşıp iyi olup olmadığımı peş peşe sormaya başlamıştı. Cevap veremedim ve kısa bir süre sonra ağrı etkisini azaltmaya başlayınca inlemelerim de yavaş yavaş dinmeye başlamıştı.

Derin bir nefes alarak yavaş yavaş doğruldum. Bay Tom irileşen gözlerini üzerimden çekip yumduğun da derin bir nefes alarak belini doğrultmuştu.

" Annem ve sis? Çok... Çok saçma!" Diye söylendiğim de gözlerim izlerin tamamen kaybolduğu sağ koluma ilişmişti.

" Anneni zamanla tanıyacaksın, merak etme. İyisin değil mi?" Diye sorunca gözlerimi ona çevirdim. Cevap arayan gözlerini gözlerime diker iken iyiyim anlamında başımı salladım.

" Ben artık gitmeliyim." Deyip başımı yere eğdim ve adımlarımı kapıya yöneltip bir kaç adım ilerledim.

" İstersen bugün eğitime gelmeyebilirsin." Deyince sadece başımı sallayıp önce odadan sonra da bu evden çıktım. Arkamda kalan kapıyı elimin tersi ile çekip kapattığımda önüme sarı renkli sarmaşıkların süslediği bir tabela çıkıverdi. Kendimi halsiz hissettiğim için Bay Tom'un önerisine kulak verip bugün evde kalmayı planlıyordum.

Sarı renkli tabelaların yol gösterimi ile kırık beyaz renkli zemin üzerinde odama doğru yol aldım. Kapının önünde belirdiğimde gözlerim hemen kapının kenarına monte edilmiş tablete kaydı ve işaret parmağımı uzattım. Kapı beni tanımış ve aralanmıştı. Kapıyı hızla itip içeri bir kaç adım atarken arkama hiç bakmadan ayak topuğumla kapıyı kapatıp kendi odama doğru ilerledim. Yine tablete dokunarak kapının beni tanımasını sağlayıp içeri girdim.

Kendimi yatağın üzerine atıp son yaşadıklarımı düşünerek gözlerimi kapadım.

...

Usulca gözlerimi araladığım da gördüğüm şey beyaz tavan idi.  Aniden 'eğitim zamanı' alarmı çalınca deli gibi yattığım beyaz rahat yatağımdan doğrulup ayağa kalktım. Kalktığımı fark eden alarm kapanınca derin bir nefes alıp banyoya ilerledim. Üzerimdeki kıyafetleri çıkarıp kısaca bir duş aldıktan sonra dişlerimi fırçalayıp havluya sarılarak dolabın önüne geldim.

Ne giysem diye ümitsizce kıyafetlere bakarken dudaklarım üste doğru kıvrılmıştı. Sıradan siyah bir pantolon ve onun üzerine de beyaz bir bluz giyindiğim de aynanın karşısına geçmiştim.

Baştan aşağıya kendimi süzerken ellerim de saçlarımı taramaya koyulmuştu. Tarama işlemi bittikten sonra saç kurutma makinesi ile saçlarımı kurutarak dağınık bir şekilde ensemde birleştirdim. Arkamda kalan saçımı sol omzuma düşürüp son kez aynaya baktığımda görüntüm beni gülümsetmişti.

Bugün kendimi daha iyi hissediyordum ve bu durum beni ister istemez neşelendiriyordu. Evden çıkmış eğitim meydanına doğru ilerliyordum. Sonun da eğitim meydanına ulaştığımda omzumu kavrayan bir el beni ürkütmüştü. Arkama dönüp baktığımda karşımda yabancı yani Brad duruyordu. Oldukça neşeli gibi dururken hala izleri bulunan yaraları bu neşeyi gölgelendirir gibiydi.

İçim burkulurken büyük bir mahcupluk bedenimi ele geçirmişti. 

" Şey... Ben çok çok özür dilerim..." deyip kaşımın altından dudağımı bükerek ona bakmaya başladım. Yüzünü toparladı ve kaşlarını çattı.

" Neden özür diliyorsun ki? Dur... Anladım. O kavga senin yüzünden değildi ve kendini suçlu hissetmeni istemiyorum. Hem ben iyiyim." deyince sadece suratına bakmakla yetindim.

Aniden iki elini dudaklarımın iki köşesine getirip çekiştirir iken gözlerim irileşti ve dudaklarını araladı.

" Böyle daha iyi, biraz gülümse..." Deyip ellerini çekti ve gülümseyerek yanımdan ayrıldı. Allak bullak olduğunu tahmin ettiğim yüzüm ile ortalıkta kalakaldım.

Afallayıp kendime gelerek sırama geçtim. Sıranın ortalarında bir yerde idim ve iki yanımda da tanımadığım kişiler vardı.

Aniden gözlerimizin önünde Bayan Kate ve Bay Tom belirdi.

" Merhaba arkadaşlar..." Diyen Bayan Kate yine yüzünde ki gülümsemeyi eksik etmemişti. Onun bu sevecen tavrına bende gülümsedim. Ne kadar güzel bir bayandı... Bir de o ince sesi adeta kendine hayran bırakıyor idi. Bay Tom'un sözü devralması ile bu kısa hayranlık dolu düşüncelerimden sıyrılıp dudaklarından dökülen kelimelere kulak verdim.

" Arkadaşlar, bugün eğitim yok. Ancak yarın ki eğitimimiz düşünme ağırlıklı olacaktır. Yani sohbet edeceğiz ve arada sırada sizlere soru yönelteceğim. Sorular hakkında düşüncelerinizi açıkça söylemenizi ve birbirinizin düşüncelerine saygılı olmanızı istiyorum. Ancak dediğim gibi bugün değil, yarın sizleri toplantı salonuna alacağız. Şimdilik serbestsiniz. İyi günler..." Dediği anda ikisi de kayboldu. Gözlerimi hafif kırpıştırıp elimle gözlerimi ovuşturmaya başladığımda yanımdan geçip gidenleri az buçuk aralık olan gözlerimle görüyordum. Ellerimi gözlerimden çektiğim anda " Anna!" diyen tanıdık, ince bir ses ile sağ tarafıma döndüm.

Karşımda pür neşe hali ve dudaklarındaki  geniş tebessümü ile Ally duruyordu. Bende gülümseyerek karşılık verdiğimde yanıma yaklaştı.

" Nasılsın Anna? Dün seni eğitimde göremedim." derken dudaklarındaki tebessüm kaybolmuş tavrındaki neşe yerini şaşkınlığa bırakmıştı. İnce dudakları üste doğru kıvrılmış komik sayılabilecek türden anlamsız bir biçim oluşturmuştu.

" Şey, dün pek iyi değildim. O yüzden gelemedim." dedim sesimdeki özensizlik sanki durumu geçiştirmeye çalışıyordu. 

" Peki, şimdi iyisin değil mi?" deyince hızla cevap verdim.

" Evet, evet... Çok iyiyim şimdi."

" Şurada oturalım mı?" derken işaret parmağı beyaz merdivenleri gösteriyordu. Başımı hafifçe hareket ettirerek onay verdiğim de birlikte merdivenlere doğru yürümeye başladık.

Üçüncü basamağa yan yana oturduğumuzda havadan sudan konuşmaya başlamıştık. Konu bir anda yarın ki sohbete gelince Ally dudaklarını dişlemeye başladı.

" Ne yapıyorsun?" diye sorduğumda sanırım beni duymamıştı ancak bir şeyler mırıldanıyordu. İyice ona yaklaşıp dinlemeye başladığımda duyduğum şeyler küçük mırıltılar idi. Bir şey anlaşılmıyordu. 

" Ya o Kate de sohbete gelirse!.." diye bağırdığında irkilerek geri çekildim. Kaşlarımı çattım.

" Niye böyle bir şey dedin?" diye sorduğumda bana döndü. 

"Sen en yakın arkadaşımsın, sana anlatacağım ama lütfen aramızda kalsın." diye tembihlemeye başlayınca az sonra söyleyecekleri bende şimdiden merak uyandırmıştı. 

" Tabii... Sen istersen aramızda kalır, merak etme." deyince gözleri dalmaya başladı ve yüzüne aptal bir sırıtış yerleşti. Uzaklara dalıp dalıp giderken bu hali beni şaşırtmıştı. Derin derin iç çekmeye başlayınca gülmeye başladım. Bu hali bana oldukça komik gelmişti.

" Aslında ben de emin değildim yani bir kaç hafta öncesine kadar... Çok... Çok mutlu hissediyorum kendimi. Sanki, sanki böyle dünyanın en mutlu benmişim gibi... Böyle kendimi çok özel hissediyorum... Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. " Duraksayınca ben söze girdim.

" Bunun zaten bir adı var: Aşk..." diye söylendiğim de parlayan gözlerini bana çevirdi.

" Evet, bunu biliyorum ama yerde miyim gökte miyim, onu bilmiyorum." deyince küçük bir espri yapmak için söze girdim.

" Bence biz bir okyanusun metrelerce derinliklerinde bir fanusun içindeyiz." gülmeye başladığımda ellerini önünde birleştirerek dudaklarını büktü ve yüzünü astı. 

" Tamam, tamam hadi devam et kimmiş bu şanslı isim?"deyince aynı heyecanla anlatmaya devam etti.

" Geçen hafta... Eğitim sonrasında odama ilerlerken Bay Tom'un seslenmesi ile ona döndüm. Bir kafeye gitmemizi önerince kabul ettim ve biz bir kafeye gittik. Sonra başladı anlatmaya... O kadar güzel konuştu ki... Beni sevdiğini anlattı, güzel sözler mırıldandı..." dalmaya başlayınca şaşkınlığımı gizleyemedim.

" B-Bay Tom mu?" diye bağırınca hızla bana döndü.

" Evet, niye bu kadar şaşırdın ki?"

" Yok... Yok canım ne şaşıracağım. Yani biraz ani oldu." diye kıvırmaya başlayınca tekrardan söze girdi.

" İşte o günden itibaren biz Tom ile sevgiliyiz..."

- BÖLÜM SONU-

Arkadaşlar kusuruma bakmayın hem geç hem de her zamanki uzunlukta bir bölüm yayınladım. Ancak bu sene çok fazla aksilik oldu.

Kusuruma bakmayın ❤️❤️💖

Continue Reading

You'll Also Like

858 74 10
"Yaşam gezinen bir gölgeden ibaret zavallı bir komedyen, bağıra çağıra saatini doldurur sahnede ve bir daha duyulmaz olur sesi; bir ahmağın anlattığı...
75.4K 6.9K 43
Merhaba karşı komşum. Beni tanıyıp tanımaman açıkçası pek umrumda değil. Sadece sana git gide düştüğümü hissediyorum. Senin de bana en kısa zamanda d...
1.4M 14.5K 32
"Zavallı insanlar ölmeyi, güçlü olanlarsa yaşamayı seçerek intihar ederler Davis. Küçük intikam oyunumun sonunda senin hangisini tercih edeceğini mer...
469K 14.2K 51
işten eve dönerken ıssız bir ormanda duyduğu sesin peşine gitti ve bu bulunduğu yer onun hayatının değişim noktasıydı. * * * * * İLK KİTABIM OLDUĞU İ...