PSİKOPAT MAFYA AŞIK OLURSA

By ozlmslkm

846K 39.2K 14K

Bir mafyanın zengin bir ailenin tek kızlarına aşık olması. O günden sonra hiç kimsenin hayatı eskisi gibi olm... More

Tanıtım
İlk Karşılaşma
Ceza
Hasret Kalacaksın!
Hasret
Hatanın Bedeli
Akşam Yemeği
Duyuru
Sen Benim Karımsın!
Sen Bana Aitsin Benimsin!
Aşık Mafya
ZAAFIMSIN
Kamera
Oğlum Olacak
Osmanlı Tokatı
İmdat
Öfke
İbreti Alem
Beni Sensiz Bırakma
Sen Artık Benim İçimsin
Herşey Senin İçin
LİDER
DUYURU
Sadece Sen Ve Ben
Divan-e Aşık
Aptal Aşık
Düğün Gününden Sonra Yaşananlar
Neyime Aşık Oldun?
Delirdin Mi?
Koca Bebeğimsin
Krormantik!
Gerçekten Mi?
Sürüneceksiniz İplikçiler!
Olucak! Olmayacak!
SAKIN
Asıl Hikaye
Gerçekten Yaptın Mı?
Şüphe
Gidemezsin!
Gerçekler
Dove Sie Daphne
Beni Bırakma
Sürpriz
Kolay Olmayacak
Biz
Kadının Fendi Erkeği Yendi
İddaa
Elma Yiyelim Mi?
Yanımda Kal
Çocuklar Gibi
Defne'nin Umudu
Fısılda
Dayak İstiyorsun Artık Sen
Yol Ayrımı
Çekirdek Aile
Davet
Afet-i Devran
Gerekirse
Özgürlük
Mucize
Baba Olacağım
Aşk Rengi
Çaresizlik
Yakacağım!
Yanımda Sen Olmayınca
Cinsiyet
Kız Babası
Olmaz!
Gönlümün Efendisi
Defne İplikçi'nin Askerleriyiz!
Onlar Hep Sevgili
Tövbe Bir Daha Asla!
Ürkek Ceylan
Aşık İnsan
Ölüm Korkusu
Oyun İçinde Oyun
Ön Duyuru
İhanetin Bedeli
Keçilere Geldik!
Korkma Ben Varım
Sorumluluk Sende!
Tapun Bende!
Deli Ediyorsun Beni
Defne'nin Yaprağı
Eski Sevgili
Sır
Sözleşme
Bir Kadın..
Kaçırayım Mı Seni?
Ben Varım
Korku
Hiçsiniz!
Zaaf
Huzurum
Ana Olmak
Can İçim
Çok Seviyorsan❤
Mutluluk Mısrası
Sevgi Çemberi
Yaprak Geliyoooooor!
Turuncu Kafa
Baba-Kız Aşkı
Görümce Olmak
Baba Olmak
Cennetim
Ömür Törpüsü
Ben Ömer İplikçi!
Akıl Oyunu
İlacım
Sensiz Bir Hiçim
Saklanan Sır
Kıyamet
Yarım Kalmak
Yeni Bir Sayfa
Eskisi Gibi
İlacım Sensin
En Mutlu Olduğun An
Çaresizlik
23
Annem..
Yolumuzu Bulduk
Üçüncü Çocuk
Zor Seçim
Tutsak
Ters Köşelerde Bugün
Tıpış Tıpış
Mutluluk Zamanı
Baba Koltuğu
Defne Anamız
Sürpriz Paket
Ömer Ben Hamileyim!
Soğuk Savaş
Kim Öldü ?
Annem Annem
Sevda Kuşu
69. Gün
Tercih
Kürkçü Dükkanı
Aile Olmak💜
Yeni Hayat
Kırmızı Yaseminler
Bölüm 1.
Bilgilendirme

Yansın Geceler

3K 171 115
By ozlmslkm


2 Yıl Sonra..


''Baba yaprak ile uçurtma uçurmak istiyoruz hadi baba götür bizi hem annem de çok güzel pazı sarması yaptı mustafa da amcamı ikna etmiş bir sen inat ediyorsun'' ömer'in başına dikilmiş ikna etmeye çalışırken yaprak emekleyerek abisinin yanına gidiyordu. 


Babasının paçasından tutup ayağa kalktığında yaprak önden çıkmış iki tane süt dişi ile babasına sırıtarak ''baba, addaa'' elini dizine vurup sırıttığında ömer kızını kucağına alıp yanağına bir öpücük bırakarak ''tamam yahu tamam sizi mi kıracağım'' kaana dönüp ''söyle annene hazırlasın sepeti de çıkalım yolda amcanları alırız'' göz kırptığında kaan havaya zıplayıp ''anneğ babamı ikna ettim hadi gidiyoruz'' deyip babasına dönerek ''baba biz çoktan hazırladık da senden onay bekliyorduk'' gülümseyerek kardeşini kucağına alıp ömer kızarmış gibi tek kaşını havaya kaldırarak ''vay sıpa ya! Bir de baba ile oyun ha?!'' deyip kaan kardeşi ile birlikte kaçmaya çalışırken ömer yerinden kalkıp hızlıca peşlerinden gidiyordu. 



Kaan ile yaprak kahkaha atarak koşarlarken ömer yavaş adımlar ile peşlerinden giderken çocuklar babalarına bakıp hem kaçıp hem de gülüyorlardı. Yaprak ayağı takılıp yere düştüğünde kaan hemen kardeşinin yanına gidip onu kurtarmaya çalışırken ömer üstlerine atlayıp ''ahaha yakaladı sizi yiyeceğim!'' diye sımsıkı sarılmıştı ömer. 


Bu ana gelene kadar çok şey yaşadık. Çok şey atlattık ama artık ömer bu işlerden uzak duruyor bıraktı. Beni merak ediyorsunuz değil mi? Ben o günden sonra kızıma kavuşmanın mutluluğunu yaşarken ömer'in bana verdiği sözü tutacağı hiç aklıma gelmezdi. 


O olayın üstünden 2 yıl geçti. Gerçekten şunu çok iyi ifade edebilirim ki hayatımda geçirdiğim en güzel iki yıldı. Ömer dolu dolu iki yılı benim ve çocuklarımız ile geçirdi. O geceden itibaren bütün işlerini ayaza, serdar ve sinan abime bıraktı. 


Ali abim hiç değişmedi. Hala o kötü işler ile ilgileniyor. Kaç kere bu işleri bırakmasını istedim ama uzun uzun anlattı. Bu işleri herkes aynı anda bırakırsa düzensizlik olacağını birimizin başında durmamız gerektiğini ve benim artık bu konu hakkında daha fazla üzülmememi istedi. 


Ali abim babamın mirasını yerine getirmeye çalışıyordu. Kendini benim için bir nevi feda ediyordu. Evlenmiyordu da üstelik. Ama ben onu evlendirecektim. Evlenmek demişken serdar abim askerden geldikten sonra ömer'in kuzeni seda ile aralarında bir şeyler geçti oldu ama daha resmiyete bir şey dökülmedi onu da bir ara bakacağıım. 


En çok sinan abim değişti. Eskiden sert bir mizaca sahipti ama şimdi dokunsan öldürecekmişsin gibi bir hali var. Hayatı çok serin. Bir kadın girse bile dinecek ama lafı bile geçirtmiyor. Onlarla ilgileneceğim fakat ilk önce çocuklarım ile ilgilenme vakti. 


Elimde sepet çocukların yanına giderken seslenmiştim. ''Ömer rahat bırak çocukları bak geçen sefer gibi gülmekten gene öksürük krizine girecekler sonra ben uğraşıyorum'' fırça kaymıştım ama ömer tabi ki de beni gene dinlememişti. 


Yeşilliklerin üstünde debelenirken yaprak aradan kaçıp emekleyip gülerek yanıma gelmişti. ''Annee'' ağzından çıkan en güzel cümle. İnsanın gözleri doluyor. Bir annenin en güzel duyduğu sözdü.


Sepeti yere bırakıp kızımı kucağıma aldığımda sımsıkı sarılmıştı bana. Normalde yaprak babacıydı ama bu durumlarda hemen anneci oluyordu. Ömerden kaçmanın en iyi yolu bana sığınanın olduğunu biliyordu cadı. 


Kaan ile ömer yerde yatıp bize bakarak ''defne gel bak sende yanımıza uzan insan enerjisini çok güzel atıyor'' gülümsediğinde yaparak benim yerime cevap vermişti. ''Baba addaaa'' olmuştu. Ömer yeri geliyor bana kıyıyordu ama prensesim dediği kızına bir türlü hayır diyemiyordu. Ayağa kalkıp elini kaana uzatıp oğlumuza da kaldırdığında koşarak yanımıza gelmişlerdi. 


Ömer hemen kucağımda duran nazlı kızımızı kucağına aldığında konuşmaya başlamıştı. ''Bakıyorum da her şey hazırmış ben en son duyuyorum'' göz kırptığında oğlumu yanıma çekip sakallarına dokunup yanağından bir kesme işareti alıp ''unutma aşkım en son babalar duyar'' saçlarını savurup bir elime sepeti diğer elim ile de kaanın elini tutarak havalı çıkışım ile arabalara doğru gitmeye başlamıştık.


Ömer'in halini şuna gözlerimin önüne getirdiğimde ne halde olduğunu az çok tahmin edebiliyordum. Tabi hemen arkamdan seslenmişti. ''Yalnız sen bu işi hep yapar oldun ayıp ayıp insan kocasını böyle mi bırakır'' konuştuğunda hemen dibimde bitivermişti. 


Yan bir bakış atıp ''biliyorsun ki ben hesabı en son öderim'' göz kırpıp arabaya bindiğimde ömer'in kucağından yaprağı alarak ''ama sen her konuşmam da böyle kalacaksan yani bu hesap uzar benden demesi'' hemen kendini toparlamıştı. Korumalar bize bakıp sırıttığında maalesef ömer bunu duymuştu. 


Öyle bir bakış atmıştı ki hepsi saniyesinden yok olmuşlardı resmen. Ömer her şeyi bırakmıştı ama adamlarını bırakmamıştı. Bu işleri bırakması bizim güvenliğimizi sağlamamıza göre değilmiş gibi bir sürü şey sıraladı hiç uzatmadım. Bazen bir işe yarıyorlar. 


Ayazlara doğru yol almaya başladığımızda kaan ''anne babaannem de orada olacak demi? Özledim de'' diye sorunca ömer başını sallıyarak ''hiç babaannensiz olur mu paşa? Annem her şeyin başındadır. Amcanı çeviren de o valla'' sırıttığında dürtmüştüm. 


Kaan neyse de yaprak yeni konuşmaya başlamıştı. Yaprak şuan her şeyi kapma aşamasında. Kulak arkası yapabiliyor bazen. Olmadık yerde söyler al başına belayı rezillik. Kaş göz işareti yaptığımda ömer elini bacağımda gezdirerek ''ayazlar üçüncüyü düşünüyormuş biliyor musun? Belki kız olur diye'' gözlerimi devirmiştim. 


Dizimin üstünde ki elini kendi dizine koyarak ''ben almıyım alana da mani olmayayım canım. Yeter'' hemencik yüzünü asmıştı. ''Ömer yani çocuk gibisin. Bak zaten biri 8 diğeri 2,5 yaşında iki tane çocuğumuz var? He birde seni sayarsam 3 çocuğum var ben başka istemiyorum şahsen'' kesin konuşmuştum.


''Hem bak artık sen çocukların için uğraş, onlar ile ilgilen büyüyünce evlecekler torun seversin işte'' dediğime beni pişman etti. Kaşlarını çatıp ''BEN KIZIMI KİMSEYE VERMEM. SEN O İŞİ UNUT. GELİN GELİR AMA GELİN VERMEM!'' ağzım açık kaldım. 


Ne yani kızımızın turşusunu mu kuracaktı? ''Ömer lütfen kız babası psikolojisine gireyim deme gözünü seveyim hiç çekilmezsin yani. Kızımız büyüyor o da bir gün birini sevecek ve evlenecek ne var bunda? Ben kızımı vermemler filan'' dediğimde yaprağa sımsıkı sarılıp saçlarını kokladıktan sonra bana dönüp ''beni hiç bir erkek kızımın kokusundan ayıramaz! Kimse kızıma bakamaz! Bakarsa da sonuçlarına katlanır!'' ay demin centilmen romantik adam gitti yerine kaba saba biri geldi resmen. 


Ayak ayak üstüne atıp ellerimi göğsümün altında bağlayarak ''aynı tepkileri zamanında babam ve abimlerde veriyordu. Sonuç? Seninle evliyim. İki de çocuğumuz var. Yani öyle büyük büyük koca koca laflar etmeyecekmişsin. Kızın isterse vermek zorundasın Ömer İplikçi!'' zevkle sırıtmıştım. 


O da biliyordu ki. Bunlar gerçekti. Bir gün kızı yuvadan uçup gidecekti. Neyse fazla üstüne gitmemek adına ''ama hiç bir erkek senin korkundan yaklaşamaz ki kızımıza yani için rahat olsun'' elimi dizine götürüp ovuşturduğumda ömer sırıtmaya başlamıştı. 


Ayazların evine geldiğimizde araba durmuştu. Korumalar kapıyı açıp başta ben sonra sırayla arabadan indiğimizde kaan koşturmaya başladı. Tabi abisini gören yaprak durur mu ağlamaya başladı abimin arkasından gideceğim diye. 


Ömer de yere indirip bir elini ben diğer elini ömer tutuyordu öyle yürüyerek kaanın arkasından gidiyorduk. Böyle yaptık diye nasıl mutlu olmuştu yaprak anlatamam. Önde ki iki dişini göstererek sırıtıyordu. Emine annem bizi karşılamaya geldiğinde halimizi görünce bir kahkaha patlatmıştı ki. 


Ayaz elinde etler ile yanımıza gelerek ''koskoca Ömer İplikçi ne hallere düşmüş be! Abi yakışmış ama'' diye sırıttığında ömer homurdanmaya başlamıştı. ''Kes ulan sesini! Dua et kızım yanımda yoksa ben sana yapacağımı bilirdim'' tehtitler havada uçuşuyordu.


Sinan abim omuzunda havlu elinde maşa ile yanımıza geldiğinde ''ooo enişte hoşgeldiniz?! Sinan abim sadece yaprağın olduğu vakitler gülerdi. Yaprak abimi görünce daha da çok sırıtmaya başlamıştı. Tam bir dayıcıydı benim küçük cadı. Ellerimizi tutmayı bırakıp kendi başına yavaş adımlar ile abime yöneldiğinde önde ki iki dişi ile sırıtarak ''Dayııığ'' demesi abimin gönlünü fetih etmişti. 


''Aşkıııııım'' diye koşarak yerden alıp havalara kaldırdığında bizim ki havalarda uçuyordu mutluluktan. Sevdiği herkes buradaydı. Seda söylene söylene yanımıza geldiğinde ''ooo seda hanım bune böyle gene kime söyleniyorsun?'' diye sormadan edemedim. 


Seda abime bakıp ''kime olacak deli abine söyleniyorum. Serdar beni bir gün öldürecek!'' ömer tek kaşını kaldırıp ''hey ne oluyor? Ne yaptı serseri!'' çıkışmıştı hemen. Serdar telefon konuşması bitmiş koşarak yaprağın yanına gidecekken ömer engeline takılmıştı. Ömer ensesinden tutup ''Ne yaptın lan serseri?!'' hesap sorduğunda ellerini havaya kaldırıp ben masumum dercesine ''seda gene delirmiş ben sana demedim mi delirtme şu kızı diye?!'' araya girmiştim. 


''Ömer bir rahat bıraksana abimi? Bırak sen karışma aralarında ki konuya'' abim beni yanına çekip sarıldığında ''işte kimin kardeşi be!'' sedaya dönerek ''ne oldu gene?'' sorusu üzerine seda elinde ki gazeteyi serdar abimin yüzüne fırlattığında şöyle bir baktım. 


Bakmam ile kendimi geri çekmem bir olmuştu. Elimi belime koyup ''yani abi insanlar çapkınlıktan magazine düşer sen adam dövmekten? Vala tebrik ediyorum seni'' ömer sertçe elimdeki gazeteyi aldı. 


Baktı. Baktı. Baktı. Abime dönüp ''helal olsun lan sana! Yanında ki kızı koruyacaksın yeri geldi mi bir tane de çakacaksın ki haddini bilsin'' ömer bildiğin serdar abimi koruyordu. Şaka gibi. Ömer'e dönüp ''ömer sen şuan gerçek olmazsın? Ne demek canım haddini bilsin diye kafa çaksın?'' tek kaşımı kaldırıp yüzüne baktığımda beni iyice şaşırtmıştı. ''Kafa atsın dedim da kafasına sıksın demedim'' emine annenin yanına gidip oturmuştu bir güzel. 


Seda ile şok bir şekilde kalmıştık. Nihan azad ile uzun bir elbise giymiş sallana sallana gelirken seda ile kendimize gelmeye çalışmıştık. Nihan ''ne oluyor size? Yüzünüz bembeyaz olmuş?'' sorusu üzerine ömere bakıp ''senin kocan ve abilerim ile ömer yan yana gelince sanki bir an eski ömer geri gelecek diye korkuyorum nihan'' demek ile yetinmiştim sadece. 


Seda ellerini havaya kaldırıp ''sen kocanı kurtardın bu işlerden ama serdar her geçen gün daha da çok giriyor çıkacağına.. Beni dinleyen takan yok zaten ben ne yapacağım onu söyle sen bana asıl'' derin bir iç çekmişti seda. 


Nihan kucağında ki azadı gösterip ''ikinci çocuk belki ayazı bu işlerden uzaklaştırır dedim ama fayda bile etmedi. Abisinin peşinden gidiyor. Sen kurtardın dikkat et defne'' diye beni uyardıklarında nihan dönüp ''e sen bu adama üçüncü çocuk verecekmişsin birde'' nihan öylece kalakaldı tabi. 


''Allah korusun kızım ne üçüncü çocuğu?! Kim dediyse yalan!'' gözlerimi kapatığ derin bir nefes alarak ömer'e baktığımda muzipçe sırıtıyordu.  Sinan abim yaprak ile yanımıza gelip ''ee millet hadi herkes sofraya biz sultanım ile çok acıktık!'' diye konuştuğunda herkes masaya geçmişti. 


Yaprak dayısının kucağında oturmuş yemeklere asılırken sinan ömer'e dönüp ''yahu bu kime çekti böyle? Yemeklere nasıl bakıyor obur olacak diyeceğim de maşallah çok da zayıf'' ellerini ısırıp öpüyordu aynı zamanda. 


''Biliyorsunuz ki yarın bayram. Ben kurbanlık koç ayarladım. Yarın erken kalkacağız unutmayın'' abim bayram kelimeisni söyleyince içim hep bir buruk olur. Son iki senedir bayramları babamsız geçiriyoruz. Bu bayramda bir yanım hep buruk olacak. 


Ömer ile göz göze geldikten sonra ''tamam o zaman biz bu akşam burada kalalım yarın hep birlikte kesimhaneye gideriz oradan da mezarlığa gideriz işte her bayram yaptığımız gibi'' sinan  abim göz kırpıp bana bakarak ''tamam artık her bayram üzülüyorsun defne ama artık senin üzülmemen gerek'' yaprağa dönüp ''benim prensesimizi üzmeyin  vala döverim hepinizi'' yaprağı gıdıklayarak öpmeye başlamıştı abim. 


Geçen bayram ben biraz kötü oldum diye yaprak da benimle birlikte ağlayıp bütün bayram da huzursuzdu. Bir türlü neşeli olmamıştı. O yüzden abim baştan beni uyarıyordu. Mustafa ile kaan elleri arkalarında yanımıza geldiğinde ayaz ile ömer kaşlarını kaldırmış bakıyorlardı. 


Ayaz çocuklara bakıp ömer'e dönüp ''abi bunlar kesin bir halt yedi bakışlara bak'' fısıldadığında hepimiz merak ile bekliyorduk ne yaptıklarını öğrenmek için. Kaan ile mustafa kıvranıyorlardı ama bir türlü konuşmuyorlardı. Ayaz ayağa kalkıp ''çabuk anlatın bakayım ne oldu?'' ayaz böyle sert çıkışınca nihan kucağında azad ile bağırmıştı. 


''Ayaz! Ne konuştuk biz seninle?!'' gözleriyle yerine oturması için komut verdiğinde  ömer hiç konuşmuyordu. Gözlerinin içine bakıyordu sadece kaanın. Bu sefer  ben araya girmiştim. ''İkinizde bir susun! Biri 8 diğeri 6 yaşında ki çocuğa bağırınca hemen konuşacaklar demi sanki?!'' çıkıştığımda ayaz tam konuşacakken ''sus ayaz! Bir erkek çocuğu babasını örnek alır bakıyorum da sen iyice fena olmuşsun! İki tane oğlun var biraz daha sakin ol! Bak abine?'' azarladığımda ömer destek olmuştu hemen bana. 


Nihanın anlattığı emine annenin azarladığı kadarından daha da fazlasıydı ayaz. Resmen değişmişti. O kibar, centilmen, romantik adam gitmiş yerine kaba saba öküz biri gelmişti resmen. İşlerden böyle mi oldu diyeceğim ama ne olursa olsun bu kadar olmamalı. 


Ömer elini kardeşinin omzuna koyup ''sen hayırdır?Ne oluyor sana böyle? Sen al karını çocuklarını bir kafa tatili yap. Duydun mu beni? Git kafa tatili yap!'' gözleriyle kardeşine dik dik bakıp oradaki kimsenin anlamayıp da sadece ayaz ile ömer'in anladığı bir şey gelişmişti. 


Kaana dönüp ''bir kez soracağım bir daha sormayacağım. Ne oluyor?'' gözlerini dikmiş babasına bakarken avucunun içinde ki metal şeyi çıkarıp göstermişti. Orada ki herkes merak ile bakarken ben gördüğüm şey ile sanırım duygulanmıştım. 


Kaanın elinde ki babamın köstekli saati idi. Nereden bulmuştu ki onu? Ömer elinde ki saati alıp bakındığında kaana bakıyordu. ''Bunu ilerde saksıların altından bulduk baba bizde mustafa ile önemli bir şey diye sana getirdik'' açıklamasında bulunmuştu. Ali abim endamıyla içeri girdiğinde ''babamın babasının yadigarı köstekli saati sen nereden buldun sıpa?'' sorusu üzerine kaan koşarak abime sarılmıştı. 


Ali abim dayııım diyerek havaya kaldırdığında abimin göğsüne yatmıştı hemen. Abimin kucağında yanımıza gelerek ''sinan hatırlıyor musun babamdan gizli alıp saklamıştık babam da ne aramıştı sonra biz onu unutmuştuk orada'' gülümsemişlerdi. Kaanın karnını sıvazlayarak ''ama bizim paşa bizim gizli hazineyi bulmuş birde üstüne ortaya çıkarmış'' tek kaşını kaldırıp konuştuğunda kaan mırıldanarak abimin boynuna sarılmıştı. 


Yaprak sinan ile aşk yaşarlarken kaan ise ali abimin peşinden ayrılmaz. O ne yaparsa onu yapar. Hatta geçen bayram aynı takımları giyinmişlerdi. Abimi kendine idol olarak alıyordu. Tabi bu duruma ömer biraz bozuk atıyordu o ayrı. 


Emine anne herkesin ayrı bir yöne savrulduğunu görünce daha fazla dayanamamıştı. ''Yeter! Buraya piknik yapıp çocukların eğlenmesi için toplandık! Hadi herkes sofraya otursun yemeğini yesin sonra ne yapıyorsanız yapın!'' hepimize fırça kaymıştı. 


Herkes sessizce yerine geçip yemeklerini yemeğe başladığında yaprak sinan abimin, kaan ise ali abimin kucağında azad ise benim kucağımda oturup yemek yiyorduk. Seda ''defnecim ne zamandır oturup bir araya gelip konuşamamıştık nasıl gidiyor çocuklar ile?'' sorusu üzerine azadın ellerini öpüp cevap vermiştim. 


''Nasıl olsun sedacım işte yaprak hanımın yaramazlıkları mı dersin yoksa kaan beyimizin okulda ki icraatlarımı hadi olayı biraz daha büyütüp ömer beyimizin çocukların yaramazlıklarını benden saklaması ile uğraşıyorum işte hayat böyle geçiyor sen?'' cevap verince nihan kahkaha atmaya başlamıştı. 


Çünkü bu dediklerimi oda yapıyordu. Seda abim ile evli olmadığı için daha hiç bir şeyin farkında değildi tabii. Nihan elini ağzına kapatıp ''sedacım sen şimdi bekarsın anlamazsın serdar ile evlen çocuğun olsun o zaman beni anlıyacaksın'' elini bana uzatıp tokuştuduğumuzda ayaz ile ömer birbirine bakıp serdar abime döndüler. 


''Bak ben sırf karım mutlu olsun diye bütün işleri ayaza yıktım ama gene hatuna yaranamıyoruz daha ben ne yapayım?'' ayaz hemen elini şıklatarak ''işte abim bana işleri yıkıp kaçınca sorumluluğum arşa değdi o yüzden gerginim'' bana bakıp gözlerini devirip ''ondan kaba saba biri oldum kocan yüzünden'' deyip bana laf çarptığında cevabını hemen vermiştim. 


''Canım hiç kusura bakma ama abin bu işler ile ilgilenirken de benimle çok güzel ilgileniyordu ki kaba biri de değildi. Gayet romantik idi. Sen istisnasın!'' kocama da laf ettirmem yani! Ömer muzipçe sırıtıp elini omzuma koyup ''adam ol len!''göz kırpıp rakı bardağını fondip yapmıştı.


Ayaz yüzünü eskitip homurdanırken nihan da hemen ayaza sırnaşıp ''aa karı koca bir olmuş benim aslan kocamı eziyorsunuz! Her şeyi benim kocam yapıyor oturun bakayım oturduğunuz yerde'' nihan ayazı böyle savunduğunda ayaz gülmeye başlamıştı. 


Emine anne oğullarına bakıp ''benim oğullarım bir tanedir! Ama daha içmeye devam ederlerse kovacağım evden! Alın götürün şunları odaya torunlarım ile ben ilgilenirim'' deyip azadı kucağımdan almıştı. Bana düşen koca bebek ömer idi. 


Odaya götürene kadar canım çıktığı söylenebilirdi. Nihan ile kendimize söz vermiştik. Bir daha güzel yemekler yapıp göbek yapmalarına izin vermeyecektik. Hepimiz ayrı odalara girdiğimiz de ömer çok içmemesine rağmen nasıl sarhoş olmuştu anlamamıştım. Tabi bu çok uzun sürmedi. Odaya girdiğimiz an beni kendine çekip yatağa düştüğümüz an anlamıştım emine anne ile anlaşıp bizi odaya gönderdiğini. Ben bu numarayı yemediysem nihan da kesin yememiştir inşallah umudu ile ömer'in altından kurtulmaya çalışıyordum.



||


''Çok güzel olucak emine anne bu fıstık'' uyuyan yaprağı kucağına yatırıp baktığında emine hanım ''maşallah çok güzel olucak gerçekten hem de akıllı ileride güzel yerlere gelecek inşallah'' sinan yiğeninin saçlarını severek ''bizden bağımsız büyümeli, bizim gibi olmamalı. İkiside.''  diye eklemişti. 


Ali kardeşine destek vererek ''kesinlikle haklısın. Kaan sekiz yaşına geldi ve beni örnek alıyor. Bizde hiç ona örnek olabilecek kişiler değiliz aslında. Ben ona ne yapması konusunda uyarıyorum'' ali yiğeni ile göz göze gelip ''evet dayım ile bu konu hakkında konuşuyoruz'' diye konuştuğunda serdar '' ama dayıyı dinlemek yok tabi demi koç?'' gülerek saçlarını okşamıştı. 


''Ne yapayım dayı babamın oğluyum sonuçta?'' der demez herkes gülmeye başlamıştı. Herkes gülünce yaprak da seslere duyup uyanmıştı. Sinan yiğenini öpüp ''uyandın mı sen benim prensesim bakayım?'' konuşunca yaprak ''dayı hadi uyuyalım çok ses var'' cevabını almıştı sadece. 


Sinan bayıla bayıla yiğenini sevip koklarken ayağa kalkıp ''emredersin sultanım hadi uyuyalım'' deyip bahçeden ayrılmışlardı. Emine hanım torununun ve sinanın arkasından ''ah bu çocuk ile ne yapacağız? Cümleyi tek sinan dayısına kuruyor'' biraz da sitem de bulunmuştu. 


Seda ''kız çocukları emine teyze erkekleri çok seviyorlar bizim kız da dayıcı'' gülümsediğinde ali yiğenine bakıp ''ee koç hadi bizde yatalım yarın erken kalkacağız bayram namazına gideceğiz hadi'' deyip göz kırptığında onlarda yanlarından ayrılmışlardı. 


Azad ile mustafa babaannelerinin yanında uyukluyorlardı. Babaanneleri artık daha fazla burada iki büklüm uyumamaları için mustafayı uyandırıp elinden tutarak odalarına doğru çıkmışlardı. Seda ile serdar yalnız kalmışlardı koskoca evde. Serdar yan gözle sedaya bakıp ''seninle ne zamandır doğru düzgün oturup konuşamadık seda ben bu gitgellerden yoruldum'' böyle konuşunca seda ellerini göğsünün altında birleştirip ''ne istiyorsun peki? Bir buçuk sene seni asker de bekledim burnumdan getirdin saçımda aklar çıktı sayende.  2 sene oldu ilişkimiz ve hala bir gelişme yok. Ben elimden ne geliyorsa yaptım artık iş sende!'' deyip ağzına geleni söyleyerek odasına gitmişti. 


Serdar kaşlarını çatıp öylece kalakalmıştı. Daha ne söyleyeceğini dinlemeden lafı ağzına tıkamıştı. Oysa ki ''artık sevgililik aşamasını geçip resmi işe dökelim'' diyecektim diyerek elini dizine vurup odasına doğru yol almıştı. 


||


Ömer çok rica ediyorum artık üstümden iner misin? Yani olmuyor böyle?'' diye gözlerini devirerek konuştuğunda ömer'in hali tavrı çok başkaydı. Ömer muzipçe defne ile birlikte başını sallıyarak ''özledim yahu özledim işte'' deyip boynunu öpmeye başlamıştı. 



Ömer, defne boynundan öptüğü için defne kıvranıyordu çünkü gıdıklanıyordu defne. Gıdıklandığını bildiği içinde bilerek öpüyordu. Defne ''ömer vallaha çok yorgunum yapma'' diye diretse de ömer çok kararlıydı. ''Ben senin yorgunluğunu alacağım ama sen bir dursan'' dediğinde defne ömer'e vurmaya başlamıştı. 


''Sen beni sözde tatile götürecektin ne oldu? '' diye araya başka bir konu soktuğunda ömer'in kafasını karıştırmaya yetmişti. ''Tamam gideceğiz? Sözüm söz. Ama işte bir türlü ayarlıyamadım ki? Şirkette ki işler çok yoğun ama söz bu bayramdan sonra seni kaçıracağım'' göz kırpıp tekrar boynunu öpecekken defne o boşluğu görüp kaçmıştı. 


''Biz tatile çıkarız benim keyfim yerimde olur o zaman olur! '' dediğinde ömer tek kaşını kaldırarak ''tatile götürürsem itiraz etmeyecek misin yani?'' gülerek ''üçüncü çocuğa?'' eklediğinde defne parmağını kaldırarak ''üçüncü çocuk filan istemiyorum ömer! Gerçekten bak? Ömer!'' diye direttiğinde ömer sonunda pes edip kendini yatağa atmıştı. 


''İyi tamam! Üçüncü çocuk planını azcık daha erteleyebiliriz. Ama bu tatili bayramdan sonra yapacağız.'' ayağa kalkıp defneye sarılarak ''sen ve ben! Sadece ikimiz. 3 günlüğüne sen ve ben. Yansın geceler!'' göz kırpıp tekrar defne ile kendini yatağa atmıştı ömer. 


Defne muzipçe sırıtıp ''işte böyle yola gel İplikçi!'' diye konuştuğunda ''sen beni mahvediyorsun ben!'' deyip gıdıklamaya başlamıştı bu sefer ömer. Her gıdıklayışında defne kahkaha atmaya başlamıştı. En sonda artık ''ömer yeter ciddne çatlıyacağım?'' deyip durduduğunda ömer sarısına sarılıp ''ben sana ne dedim? Bundan sonra senin yüzünü hep güldüreceğim dedim? Hayatımız hep böyle geçecek?!'' diyerek başını saçlarına gömüp odasında ki ışığı kapatıp karısının kokusu ile uykuya geçmişti. 



||


Bayram sabahı herkes erkenden kalkmış erkekler kurban kesimi için giderken evin kadınları ise kahvaltı hazırlığı yapıyorlardı. Kaan ile mustafa dayılarıyla birlikte ilk camiye sonra da hep beraber kesimhaneye gitmişlerdi. Defne ve nihanın binlerce kez ''çocukları kesimhaneye götürmeyin korkmasınlar zaten et yemiyorlar'' uyarılarına rağmen götürmüşlerdi. 


Evde kuş sütüne kadar her şey hazırdı. Evin erkeklerini beklerlerken defne ''kız nihan azad git gide ayaza benzemeye başladı. Gözlere bak mas mavi'' konuştuğunda nihan ''aman defne huyu benzemesin! Babasıdır sonuçta tipi filan benzesin sonuçta ayaz maşaallah da huyu pis'' huyunu söylerken yüzü ekşimişti. 


Yağmur babaannesinin kucağında debelenirken defne ''annecim sen acıktın mı? Bu ne haller böyle?'' konuştuğunda seda ''acıktığında mı bu hareketleri yapıyor?'' sorusu üzerine defne gülmüştü. ''Aynen öyle. Bir sinan abimi gördüğünde bir de acıktığında kızımız normal de çok ruhsuzdur kimse ile konuşmaz emekler kendi halleder'' dediğinde emine hanım ''torunum dayısına aşık annesi yapma öyle'' saçlarını öpüp kokladığında defne ellerini açıp yaprağı kucağına almıştı. 


Defne kızını kucağına alıp sımsıkı sarılıp ''Annem! Beni çok yoruyor ama benim biriciğim babasının kıymetlisi'' yanaklarını öpmüştü. Yaprak da annesine hemen karşılık vererek yanaklarını emmeye başlamıştı. Yaprağın bu hareketi herkesi güldürmeye yetmişti. 


Evin kapısı çalındığında herkes ayağa kalkıp karşılamaya başlamışlardı. Korumalar etleri mutfağa götürürken diğer bir kısmı da dağıtılmaya yollanmıştı. Kaan dayısı ile mustafa ile amcası ile içeri girdiğinde ellerinden bayramlık hediyeleri vardı. Gene istediklerini aldırmışlardı belli. 


Erkekler ellerini yıkayıp sofraya oturmuşlardı hemen. Kahvaltı edildikten sonra yardımcılar tarafından sofra toplanmaya başlandığında herkes salona geçmiş evin büyüğü olduğu için herkes tek tek emine annenin elini öpmeye başlamıştı. 


Defne ile ömer de bayramlaştıktan sonra ömer cebinden bir kağıt çıkartıp defnenin eline vermişti ''bayram hediyesi'' diyerek. Defne merakla açıp baktığında Tyland'a iki kişilik dört gün üç geceliğine bilet görmüştü. Defne şaşkınlık ile ilk başta bir şey söyleyemese de sevincini ömere sarılarak göstermişti. 


''Ömer sen gerçekten mükemmel bir adamsın seni çok seviyorum!'' diyerek tekrar sarıldığında tek kaşını kaldırıp ''ama bu biletler bu geceyi gösteriyor?'' soru soran gözler ile bakındığında ''bayram dört gün tatil. Şöyle bir ajandaya baktım. Bayramdan sonra bir sürü toplantı var kaçamam ee bende bayramda kaçalım dedim hem annem çocuklara bakar ne olacak sinan yaprak ile ilgilenir diye düşündüm'' göz kırpıp konuştuğunda sinan destek çıkmıştı. 


''Ne güzel düşünmüş işte defne. Ömer gerçekten bayramdan sonra çok yoğun hatta beraber yoğunuz hem ben prensesim ile doya doya vakit geçirip tatil yaparım hem sizde biraz baş başa geçirip tatil yaparsınız işte'' konuştuğunda defnenin evet demekten başka bir cevabı kalmamıştı. 


Emine hanım ''yeni çıkıt bu adetiniz ama neyse torunlarım benimle hadi nereye gidecekseniz gidin'' konuştuğunda ömer annesine sarılıp ''anam benim torunlarını sana bıraktık işte sen ilgilen hem bu geceye kadar işte buradayız sonra gideceğiz akşam orada olacağız'' açıklamada bulunduğunda defne nihan ve sedayı yanına alıp bavul hazırlamaya doğru çıkmışlardı. 



||


Dört gün üç gecelik bir deföm tatili geliyor öbür bölüm sırf onlar olacak :)


Eskiden çok daha ilgi gelirdi eskisi gibi sevmiyor musunuz?

Yorum ve voteleri bekliyorum. :)

















Continue Reading

You'll Also Like

3M 158K 40
Heja güzelliği ve cesaretiyle Amed'e nam salmış kadın. Ağir yakışıklılığı ve bastığı yeri titreyișiyle Amed'in saygı duyulan ağası... Kadın çok sevd...
SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

640K 49.4K 5
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
774K 43.7K 36
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmı...
118K 5.9K 21
İnsanların çoğunluğunu gıcık eden şey ebeveynlerin çocuklarının hayatlarına burunlarını soklarıydı. Avbanu'da bu durumdan gıcık alan insanlardan biri...