Beyaz Güç

By eka182

66K 5.6K 2.3K

Anna kaderine yazılmış büyük görevin farkında olmadan yaşayan ve Beyaz Güç'ün sahibi olan, kendini sıradan bi... More

1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
10.Bölüm
-KARAKTER TANITIMI-
12.Bölüm
13.Bölüm
14. Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22. BÖLÜM
23.Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
Artık Tüm Gizemleri Öğrenme Vakti!..
"Her şey yalandı!.."
- FİNAL-

9.Bölüm

1.8K 233 61
By eka182

Yavaş ve kendinden emin bir tavırla arkama döndüğümde Bay Tom ile karşılaştım. Bana üzülerek bakarken bir yandan da sanki mimikleriyle 'niye böyle bir şey yaptın?' diyordu. Onun aksine ifadesiz idim ve hiç istifimi bozmaya niyetim yoktu.

" Üzgünüm!" dedi ve ne olduğunu anlayamadan bir kaç deniz insanı kollarımdan sertçe tuttular ve sürüklemeye başladılar. Onlara hiç tepki vermiyordum ama bu sert tavırları canımı yaktığı için huzursuz sesler çıkarıyordum. Oldukça hızlıydılar ve benim adımlarım bu hıza yetişemediği için çırpınmayı bırakıp ayaklarımın yerleri süpürmesine izin verdim.

Büyükçe bir odaya girdik ve tam karşıma koca koca demirler çıktı. Önceki yaşamımda olan hapishane gibiydi burası. Sertçe beni ittiklerinde yüzüstü pozisyon alarak demir parmaklıkların içine düştüm. Hızla kapıyı üzerime kapatıp kilidi vurdular.

Hafifçe başımı yerden kaldırdım ve ellerimle yerden destek alarak ayağa zorla kalktım. Başım dönüyordu ve gözlerim bulanıklaşıyordu. Az buçuk görebildiğim kadarıyla duvarın hemen dibine demirden ve oturmak için yapılmış bank gibi bir şey vardı.

Sarsak adımlarla kendimi o demirin üstüne attım. Başımı duvara yaslayıp gözlerimi kapattım. Aniden iğrenç bir demir sesi ile yüzüme bir gölge düşünce gözlerimi araladım. Karşımda Bay Tom, Bayan Elizabeth ve tanımadığım üç kişi duruyordu. Onları pek de önemsemeyerek başımı tekrardan duvara yasladım ve gözlerimi kapattım.

" Kalk ayağa!" dedi Bayan Elizabeth. Hiç ama hiç istifimi bozmadan sağ ayağımı sol ayağımın üzerine attım ve ellerimi ensemde birleştirdim.

" Sana kalk ayağa dedim!" deyince pozisyonumu bozmayarak aklıma gelen ilk şeyi söyledim.

" Az önce ki hareketimle sana cevabımı vermiştim. Bunu anlamayacak kadar salak olduğunu düşünememişim!" derken ses tonum oldukça mayışık ve alaycı çıkmıştı. Saygımı yitirmek istemezdim ama  içimdeki öfke ve intikam arzusu beni bu hale getiriyordu. Sonuçta bir katildi onlar benim gözümde! Annemi ,babamı öldüren bir katil!

Aniden iki kişinin yanıma geldiğini hissettim. Hızla kollarımdan sertçe tutup kaldırdıklarında gözlerimi umursamazca açmıştım. Beni bir iki adım öne doğru sürükleyip hızla Bayan Elizabeth'in ayağına doğru ittiklerinde dizlerim beni taşımamıştı ve ayağının dibine düşmüştüm. İşte şimdi canım yanmıştı! Hızla ayağa kalkıp karşısında dimdik durdum. Umursamazca gözlerine bakarken yüzüne yayılan öfkeyi görmemek için kör olmak gerekirdi. 

Bir hışım elini kaldırıp suratıma indireceği sırada bileğinden sertçe tuttum. Eli hala havadayken dişlerimi sıka sıka yüzüne yaklaştım.

" Bu ancak bir kere olur!.." diye yüzüne adeta tısladım ve hala avucumun içinde olan bileğini fırlatırcasına sertçe bıraktım. Yavaş adımlarım gerileyip bedenimi götürürken yüzüme ifadesizliğimi yerleştirdim ve o demir banka oturdum. Yüzü morun en koyu tonunu yaşayan Bayan Elizabeth bağırarak konuşmaya başladı.

" Onu mahzene götürün görsün gününü!.." hafifçe eğildi ve gözlerini kısarak sözlerini sürdürdü. " Öleceksin!.." haince sırıtıp arkasını döndü.

" Ben çoktan öldüm, fark etmez! Benim ruhum ölmüş, bitmiş. Varsın şu aciz bedenimde son bulsun ne fark eder ki?" diye haykırdım acı içinde. Göz ucuyla arkasındaki bana baktı ve önüne dönüp yürümeye başladı.

Onlar burayı boşaltırken az önceki iki deniz insanı kollarımdan sertçe tuttular. Bu esnada gözlerim Bay Tom'a kaydı. Hızlı ve hararetli bir şekilde konuşurken ellerini delirmiş gibi sağa sola savuruyordu. Bayan Elizabeth ise hiçbir şey söylemiyor ve adımlarını ısrarlı bir şekilde sertçe yere vuruyordu. Bu arada Bayan Elizabeth'in kuyruğunun kaybolup ayaklarının oluştuğunu yeni fark edebilmiştim. Sonunda onlar odadan çıkınca sürüklemeler başladı. Karşımdaki duvara doğru sürüklenir iken ne yapacaklarını oldukça merak ediyordum. Bir anda sağ kolumdan tutan kişi sertçe bıraktı ve iki elini oldukça kirlenmiş beyaz duvara yerleştirdi. Tam bu esnada duvar ortadan ikiye ayrılıp raylı bir kapı gibi geri çekildi.

Ne olduğunu anlayamadan sırtımdaki eller beni oraya itti ve sertçe düştüm. Sol kolum bedenimin altında kalmıştı ve çok fazla acıyordu.Çıkardığım acılı sesler ile gözlerimi açtım. Ancak açtığımdan pek de emin olamıyordum. Serbestte olan sağ elimi gözlerime doğru attığımda gözümün içine girip yakmasıyla beraber açık olduğunu anladım. Etrafım zifiri karanlıktı. Bu durum beni oldukça tedirgin ederken tüylerimin hepsi diken diken olmuştu.

Sağ elimi yere dayadım ve bedenimi hafifçe kaldırıp sol kolumu zorla çektim. Sol ayağımı çekip dizimden de destek aldığımda yerden kalkabilmiş idim. Ancak bacaklarım beni taşıyabilecek durumda değillerdi. Boşa attığım iki adım sonunda kendimi yere atarak oturdum.

Yaralarımı elimle yoklarken canımın oldukça fazla acıması ile ufak çığlıklar atıp yüzümü buruşturuyor idim. Düşme etkisi ile dizimde yaralar ve çizikler oluşurken kollarım ve vücudumun çeşitli yerleri de aynı durumdaydı. Zaten oldukça halsizdim bir de bu yaralar eklenince tam oldum.

Aniden arkamdan bir şeyin geçtiğini hissettim. Hızla arkamı döndüm. Ancak iğne ucu kadar ışık olmadığı için boşa bir hareketti. Soğuk bir nefes yüzüme değince çığlık atıp geri çekildim. Sırtıma değen sert şeyle duvarın dibinde olduğumu anlayabilmiştim.  Duvara iyice yaklaşmış iken derin derin nefes alıp gözlerimi bir şey görme umuduyla iyice ayırmıştım. Ne yazık ki bir şey göremiyordum. Ta ki etrafta bir kaç meşalenin alevlenmesine kadar.

Alevin ışığı etrafa çarpar iken rahatsız ettiği için gözlerimi ani bir hareketle kapadım. Yavaşça gözlerimi açtığımda bir çığlık kopardım.  Bu da neydi böyle? Derin derin nefes alırken gözlerim iyice ayrılmıştı ve onu istemsizce seyretmeye başladım.

Bir deniz insanıydı ancak daha önce hiç böylesini görmemiştim. Çok ama çok büyük bir kuyruğu vardı ve siyah, kırmızı tonlarında renkler hüküm sürer gibiydi. Mor ve yeşillerin kısım kısım bulunduğu bir tene sahipti. Çoğu yerde bu iki renk birbirine karışıp oldukça ürkütücü bir hale sokuyordu. Çekik gözleriyle Japon göz yapısını andırırken onlardan farkı çok büyük olmasıydı. Hani bir deyim vardı  'ağzı kulaklarına varmak'. İşte bunun gerçek anlamdaki karşılığıydı. Hiç birbirine değmeyen ve kulaklarına kadar uzanan siyah renkte dudaklara sahipti. Bu aralanan geniş dudakların arasından görünen keskin dişleri neredeyse bakan gözleri kesecekmiş gibi duruyordu.

Hızla bana doğru yaklaşınca çığlıklarımla kaçacak delik aramaya başladım. Kaçacak yerde yoktu! Oldukça ürkütücü bir sese sahipti ve ses gittikçe yaklaşıyordu.

Tam dibime gelmiş iken büyük ve ürkütücü bir ses çıkardığında çığlık çığlığa kapattım gözlerimi... Ellerimle de siper almıştım ancak beni ne kadar koruyabilirdi ki?Aniden ses kesildi ama hala dibimde olduğunu hissedebiliyordum. 

Yavaşça gölgesinin üzerimden uzaklaştığını hissettiğimde elimi hafif indirip gözlerimi araladım. Aramızda on beş yirmi adım kadar var iken şaşkın bir şekilde sağ koluma bakıyordu. Ona bakarken istemsizce sağ koluma baktığımda gözlerim ayrılmıştı.

Ne olmuştu koluma? Parmak uçlarımdan başlayıp dirseğime kadar bembeyaz olurken damar gibi kendini belli eden siyah şekiller kolumu sarmıştı. Anlamsızdı bu şekiller ve her çizgi bir su dalgasını andırıyordu. Deli gibi koluma bakarken sesini duydum ve aniden ona döndüm. Dizlerinin üzerine çökmüştü ve başı yerdeydi. İki elini önünde birleştirerek konuşmaya başladı.

" Bağışlayın Efendim! Gerçekten siz olduğunuzu fark etseydim-" duraksadı ve sözlerini sürdürdü oldukça mahcup bir ses tonuyla.

" Çok... çok özür dilerim. Ne olur bağışlayın beni!"

-BÖLÜM SONU-

** Okunma sayısı 1000'i geçmiş bunun için hepinize çok teşekkür ederim:):)**

  ** Oyları ve yorumları ile bana destek olanlara ayrıca teşekkür ederim. ( Onlar kendilerini biliyorlar. :) )**  

** Şey... Yine o küçük yıldıza tıklayıp düşüncelerinizi yazmayı unutmazsınız değil mi? :) :)**

Continue Reading

You'll Also Like

YANSIMA By Gizme

Science Fiction

8.6K 572 31
İKİ AYRI YAŞAM AMA TEK BİR NOKTA : RUH Amelia kendini hiç bilmediği bir dünyada bulmuştu. Bir anda 19. yüzyıl İngiltere'sine gitmişti. Bu bir rüya m...
15.9K 480 18
Tarihin tozlu sayfaları arasında can bulan ünlü yazar, şair, sanatçı ve siyasetçilerin yıllar sonra bile duygusu eksilmemiş satırlarını sizin kalpler...
729 135 19
Toprakla bağım kesildi ve düşmeye başladım. Düşerken elbisemin etekleri ve saçlarım uçuşuyordu. Demek, dedim yanarak değil de boğularak öleceğim. Ols...
1.4M 14.5K 32
"Zavallı insanlar ölmeyi, güçlü olanlarsa yaşamayı seçerek intihar ederler Davis. Küçük intikam oyunumun sonunda senin hangisini tercih edeceğini mer...