Siyah Kelebek |TAMAMLANDI

By _betul06_

42.6K 4.7K 1.2K

"içimdeki maviden zorla siyaha boyanan kelebeğe itafen yazıyorum" Hayatın vurduğu tekmeler içinde yaşama tut... More

1. BÖLÜM
2.BÖLÜM
3.Bölüm
4.BÖLÜM
5.BÖLÜM
6.BÖLÜM
7.BÖLÜM
8.BÖLÜM
9.BÖLÜM
10.BÖLÜM
11.BÖLÜM
12.BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18. BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.Bölüm
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.Bölüm
25.BÖLÜM
Röportaj
26.BÖLÜM
27.Bölüm
28.Bölüm
29.BÖLÜM
30.Bölüm
31.BÖLÜM
Final-1
Final-2
Final-3
Veda

13.BÖLÜM

1K 140 11
By _betul06_

  Sevmek ve sevilmek. İnsanların asla vazgeçemedikleri o eylemler.

Peki sevmek mi önemli, aşık olmak mı?

Bana sorulursa tabii ki aşık olmak.

Çünkü herkesi seversin, aileni, arkadaşlarını, elini, gözünü ama herkese aşık olamazsın.

Aşk bir keredir.

Ömrü hayatında bir kere gelir başınıza.

Beni saran güçlü kollardan kurtulmaya çalıştıkça daha fazla sıkıyordu kolları bedenimi. Ama ben hareket etmeden duramam ki!

"Yalın, Yalın bak sevgilim, bırak beni ha? Ben hareket etmeden duramam. Korkuyorum, nefesim kesiliyor biliyorsun."

Yok, kıpırdamıyor bile! Ne ağır uykusu varmış be!

"Aaaa yeter! Bıraksana Yalın! Bayılacağım simdi"

Debelendikçe daha çok sıkıyordu.

"Sihirli kelimeyi söyle peri kızı."

Yalın'ın uykulu sesiyle dediklerine odaklandım

Sihirli kelime? Peri kızı? Yalın bana ilk defa peri kızı diyordu. Ama sihirli kelime ne?

"Sihirli kelime derken?"

"Onu da mı ben söyleyeyim. Peri olan sensin. Sihirli kelimeyi söylemeden bırakmam."

"Bir, ben külkedisiyim. İki, sihirli kelime yok. Üc, az daha böyle kalırsam bayılacağım."

"Bir, sen peri kızısın. İki, sihirli kelime var. Üç, bir şey olmaz."

Bir şey olmaz mı! Ne demek bir şey olmaz? Sihirli kelimeye odaklanmaya başladım.

"Aşkım, canım beni bıraksan?"

"Dıdınt! Yanlış."

"Sevgilim, gözlerine aşık olduğum adam. Bırak beni!"

"Dıdınt! Yanlış."

"Yalın, ölüyorum! Beni bırak hemen!"

"Bak bu hiç olmadı."

"Sihirli kelime ne?"

"Rica etmeyi denesen?"

Rica etmek mi? Öküzcükten böyle bir sey beklemezdim.
Hoş dünde beklemediğim süprizler yapmıştı ama.

"Beni bırakır mısın?" sımsıkı saran elleri gevşedi ve bende ayağa kalktım.

Onun kolları arasında uyumak gerçekten çok güzeldi. Dün beraber uyumak istediğini söyleyince kıramamıştım. İyki de kırmamışım.

Hâlâ uyuyan Yalın'a baktım.

"Uyuyacak mısın daha?"

"Evet."

"Peki, kahvaltıyı hazırlayınca uyandırırım seni."

Bir cevap alamayınca odadan dışarı çıktım. Merdivenleri indiğimde Çağrı girdi görüş alanıma.

"Günaydııın" diye bağırdım.

"Nihayet uyandın. Dün gece siz eve geldiniz mi? Ben göremedim de."

Baya geç gelmiştik. Bu yüzden görmemesi normaldı.

"Geç geldik."

"Nereye gittiniz?"

"Çağrı, inanmayacaksın ama dün çok güzeldi. Önce ormanda kahvaltı yaptık. Daha sonra benim için tekne hazırlamış.  Su bisikleti de olabilir. Öyle bir şeydi. Güllerle kaplıydı. Ona bindik. Gezdik. Hayal kurduk. Ondan sonra bebek kıyafetleri satılan mağzaya girdik. Ordakı kıyafetleri sevdik. Sonra Yalın benim için atış yaparak pofuduğu kazandı. Beyaz, kocaman, upuzun kulakları olan oyuncak tavşan. Çok güzeldi dün."

"Bunları Yalın mı yaptı?"

"Eveeet."

Bir şeyi söylemekle söylememek arasında gidip gelidği çok bariz belliydi.

"Tekne, ya da su bisikleti hangi renkti?"

"Beyazdı ama maviyle bir şeyler yazılıydı üstünde. İspanyolcaymış. O yüzden okuyamadım."

Diye cevapladım.

"Deniz, az bir otursana. Ben sana her şeyi anlatacağım."

Korkmamı sağlıyordu bu tepkileri.
Sandalyeye oturdum.

"Anlat, dinliyorum."

Derin bir nefes aldı

"Bak Deniz, Gamze öldüğünde Yalın 18 yaşındaydı. Gamze'yi çok seviyordu. Herkese bağran kızan yalın konu o olunca ona asla kızmıyordu. Gamze öldüğünden beri hiçbir kızla çıkmadı. Çünkü onun yüzünden öldüğünü sanıyor.

Kız arkadaşları vardı, hiçbiriyle yakın değildi. Yalın şu an 22 yaşında 4 yıl geçmiş. Ama ben Gamze'yi unutabildiğini sanmıyorum.

Evet, 4 yıl sonra tıpkı ona benzeyen bir kız çıkıp geldi. Bak Deniz, belki yanlış düşünüyorum ama Yalın seni Gamzenin yenire koyuyor olabilir. Sen Gamzeymişsin gibi düşünüyor olabilir. Sen Gamze'ye çok benziyorsun."

Kelimeler tek tek canımı yakarken ne ara aktığını bilmediğim göz yaşımı elimin tersiyle sildim.

"Ağlama, bak ağlayacaksan anlatmıyorum."

"Hayır, hayır devam et lütfen. Bak ağlamıyorum." dedim ve hızlıca sildim göz yaşlarımı

"O tekne. Bak o tekne Yalın ve Gamzenin teknesi. İspanyolca olarak ne yazıyor biliyor musun? 'Te amo mar de oios.' yani ' seni seviyorum deniz gözlüm. '  daha önce tıpkı senle gezdiği gibi Gamze'yle de o teknede çok gezdiler. Hatta ilk Gamze'yi bindirecekken her tarafını güllerle kaplamıştı."

"Yani diyorsun ki, Yalın senle Gamze'ye benziyorsun diye çıkıyor."

"Emin değilim. Benimki sadece tahmin. Yalın'a bağlanma Deniz."

Kafamı aşağı yukarı hızlıca salladım. Canım gerçekten çok acımıştı. Biliyordum beni sevmediğini. Ama bir şeyler hissetmesi güzeldi. Belki de dediği gibi sırf ona benziyorum diye benleydi.

İstemsizce akan göz yaşlarımı Çağrı görmesin diye saklamaya çalışıyordum. Çağrı kahvaltıyı hazırlıyordu. Arkası bana dönük olduğu için farketmiyordu göz yaslarımı.

Ah Deniz ah, dedim değil mi? Ölümle mutluluk olmaz diye. Sen ölümle mutlu olmak için yanan ateşe yürüyorsun. Uçurumun kenarında bekliyorsun. Yapma bak. Hâlâ şansın varken geri dön. Sakın ölüme bağlanma. Ben ölmek istemiyorum. Sen yaşarsan yaşayacağım. Ve senin ölmene izin vermemekle görevlendirildim. Dediklerimi dikkate al, lütfen.

Kelebek, keşke dediğin gibi olsaa her şey. Keşke bağlanmasam. Keşke onun ölüm olduğunu bile bile ona sevdalanmasam. Ama malesef eğer o ölümse, ben ölüme ölümüne aşığım.

Kahvaltı masası hazır olunca Yalın'ı uyandırmak için odasına gittim.

"Yalın, kahvaltı hazır."

........

"Yalınn kalk hadi"
Demin ağladığımda olsa gerek sesim çok tuhaf çıkıyordu.

Yine ses yok,

"Yalııın"

Çağrı'nın dediklerinden sonra Yalın'a dokunmak içimden gelmiyordu. O yüzden sadece bağrıyordum.

"Sihirli kelimeler, peri kızı"

Gözlerimi devirdim.

"Yalın kalkar mısın? Yemek hazır da."

Gözlerini aralayıp yüzüme baktı.

Ellerim göğüsümün altında birleşmiş vaziyetteydi. Gözlerimse, sanırım ıslaktı.

"Sen.... Ağladın mı?"

"Hayır." bileğimden tutup yanına oturttu.

"Ağlamışsın Deniz. Ne oldu?"

Bileğimi elinden kurtarıp

"Ağlamadım Yalın. Kahvaltı hazır, aşağı gel."

Dedim. Yataktan kalkıp aşağı indim. Beni Gamze diye yanında tutuyordu. Deniz olduğum için değil, Gamze'ye benzediğim için benleydi. Ve eğer bu gerçekten böyleyse  elimden çekeceği vardı.

Masaya Çağrı'nın yanına oturdum. Baya büyük olan mutfak masasında oturulacak bir çok yer varken ben Çağrı'nın yanına oturmayı tercih etmiştim. Merdivenlerden Yalın indi. O da tam benim karşıma oturdu. Neden bilmiyorum, bakışları beni korkutuyordu.

"Çağrı, şu sizin oyuna son veridn mi?"
Dedi yalın.

"Yok. Anneme daha demedim."

"Bir an önce de o zaman. Ya ayrıldık de ya da olayı en başından anlat."

"Bence oyunun son bulmasına gerek yok. Böyle iyi gibi. Değil mi Çağrı?"

İkisi de gerçekten mi der gibi bana bakmaya basladı. Oyunun son bulmasını istiyordum ama Yalın'a inat bu isteğimi değiştirdim

"Deniz, beni sinir etme güzelim. Sinirli halimi hiç görmedin. İnan çok kötü olur. Oyun bitecek dediysem bi-te-cek" Çağrı'nın dedikleri geldi aklıma.

'Herkese kızan bağran Yalın, konu o olunca ona asla kızamıyordu.'
Ona kızamıyor ama beni tehditliyor.

"Ben böyle mutluysam Yalın?"

"Nasıl mutluysan pardon? Sevgilin varken biriyle numara yaparak mı?" diye kükredi Yalın. Gerçekten kükredi.

Dolan gözlerim etrafı buğulu buğulu görmeme sebep oluyordu.

"Merak etme Yalın. Anneme anlatırım bu gün her şeyi."

Yalın masadan kalktı ve bahçeye çıktı. O gider gitmez hazırda olan göz yaslarım akmaya başladı. Haklı olabilirdi, ama kızamazdı bana! Ben ona güvenirken o bana kızamazdı ya.

Çağrı kollarını bana doladı. Bende kafamı göğsüne yaslayıp ağlamaya devam ettim. Oysaki ne güzeldi dün.

Gerçekler gerçekten acıtırmış. Hangi gerçek olursa olsun acıtıyor.

"Deniz."
Dedi Çağrı. Bir şey demek istemedim. Çünkü konuşsam daha çok ağlardım, biliyorum.

"Bak peri kızı, kimse için ağlama değmez."

Değmez mi? Hadi ama Çağrı daha iyi şeyler diyebilirsin. Klişe bunlar.

"Ağlamaya devam edersen seni bahçedeki havuza atarım. Bunu istemeyiz değil mi?"

"Umrumda değil. Nereye atarsan at."

"Öyle mi peri kızı?"

Kafamı aşağı yukarı sallayıp ağlamaya devam ettim. Çağrı ani bir hareketle beni kucağına aldı. Düşmemek için ellerimi boynuna doladım.

"Çağrı, indir beni!"

Sanki yürü demişim gibi bahçeye yürümeye başladı.

"Çağrııı"

Bahçeye geldiğimizde kocaman havuzun önünde durduk. Gözlerim Yalın'ı aradı. Tam karşı da o da aynı şekilde bize bakıyordu. Ne güzel gözleri vardı be.

Kendimi suyun derinliklerinde buldum. Severdim suyu. Islanmayı da severdim, yüzmeyi de. Yüzerek yukarı çıktım. Bedenim hâla suda fakat yüzüm dışardaydı. Yalın Çağrı'nın yanındaydı ve gülüyordu.

"Atarım demiştim peri kızı. Ağlama da demiştim."

Gözlerimi devirmekle yetindim.

"Bak Deniz, benim yüzümden sakın sakın ağlama. Ben dengesizim. Sen de biliyorsun. Bir kızarım, bir severim. Şeşim beşim belli olmaz. Her kızdığımda bağırdığımda ağlarsan, göz yaşlarınla kocaman bir deniz yaparsın Ankara'ya."

"Ama o kıza bir kere bile bağırmadın."

"Hangi kıza?"

Dediğim şeyin farkına varıp sımsıkıca kapattım elimle ağzımı. Ve yüzmeye başladım. Suyun altında olduğum icin bir şey derse de duymuyordum. Belimden tutulup su yüzüne çıkarıldım. Yalın?

"Hangi kıza bağırmamışım? Çağrı yine ne dedi?"

Ellerini belimde daha doğrusu ıslak t-shortumde hissetmek, garipti.

"Hiçbir şey demedi Yalın."

"Deniz, bu gün yeteri kadar sinirlendim güzelim. Anlat hemde hemen."

"Yalın, bir şey demedi diyorum değil mi? Bir şey demediyse ne anlatayım ben?"

"Of Deniz ya. Ne inatcısın sen öyle."

"Bırakırsan yüzeceğim."

Bir şey demek yerine ellerini belimden çekti. Ve sudan çıktı. Hödük!
Hissettiğim seyler ilk başka aşk olmasa da şimdi emindim ben Yalın'a aşıktım.

Onun tam aksine. Geçmişine bağlı yaşayan biri sevdiği kıza benziyorsun diye yanında tutuyor seni.

Haklı olabilirsin kelebek. Ama ben buna inanmak istemiyorum. Yalın da bana aşık olacak. Eğer, gecmişine bağlıysa geleceğe dönmesi için elimden gelen her şeyi yapacağım.

Havuzdan dısarı çıktım. Sırılsıklam olmuştum. Hemen üzerimi değiştirmek için eve doğru yürümeye başladım. Bileğimden tutulana kadar. Hemen arkama baktım

O adamlar!
"Bizi hatırladın mı Deniz? Biz sana kücük yalancı diyeceğiz. Bir sakınca yok değil mi? Yalın'ın sevgilisi! Devrim arabaya."

Continue Reading

You'll Also Like

748K 46.7K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
726K 32.3K 20
Yasmîn, annesiyle birlikte Zemheroğlu konağında çalışmaktadır. Zemheroğlu Mardin'in en köklü aşiretidir. Yasmîn'in babası bir gece ansızın annesini...
377K 25K 27
Açelya hiç hatırlamasa da henüz 5 yaşındayken ailesinin düşmanları tarafından kaçırılmış ve gözlerini bir yetimhanenin revirinde açmıştı. Ailesi sen...
861K 39.5K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...