29.BÖLÜM

778 109 53
                                    

  Sevmek yakarmış insanın içini. Sevmek değiştirirmiş insanı en derinden.

Sevmek, sevmek çok bencilceymiş.

Birisinin çok severken  hiç sevilmemesiymiş. Ve senin onu sevdiğin gibi onun bir başkasını sevişini izlemekmiş.

Sana dağlarını sunan, bu dağlardan geç seveceğim diyen insanın bir başkasına kendi eliyle dağlarını yıkmasıymış sevmek. İşte bu kadar acımasızmış sevda denilen şu lanet şey.

"Ne oluyor Deniz. İyi misin?"

Koşarak yanıma geldi Çağrı.

"Kızım düşmeyi nasıl becerdin ya?"

"Ne düşmesi ya ben düşmedim."

"he ondan yerdesin kalk."

Uzattığı elini tuttum ve kalktım.

"Uzan güzelim şöyle. Kendini topla."

Çağrının da yardımıyla kanepeye uzandım.

Göz ucuyla Yalın a baktım. Pür dikkat beni izliyordu. Gözlerini kaçırmadan ve ya kırpmadan.

Ah be adam, madem sevmiyorsun ne diye bu kadar güzel bakıyorsun?

Güçlükle önüme döndüm. Bakma. Bakma işte.

Hala bakıyordu, hissediyorum o gözlerini üzerimde. Adım sesleri. Hayır, gelme. Lütfen gelme.

"İyi misin?"

Geldi, konuştu. Canım, yine yandı.
Konuşsam ağlardım. Kafamı salladım.

Dikkatlice baktım yüzüne. Olumsuz anlamda kafamı sallayıp yine önüme döndüm. Bir sıralar onun hayalini görürdüm, şimdi onu tam karşımda kanlı canlı görüyorum.

"Senin yerinde olmak isterdim."

Dik dik yüzüne baktım. Ukala, salak! Benim yerimde olmak istermiş!

"Gamzeye söyle, en ihtiyacın olduğun sırada seni bırakıp gitsin."

"Beni mi suçluyorsun?"

Sadece baktım yüzüne. Bir şey demek saçma olurdu. Zaten oydu suçlu olan, bir de bunu ona söylemek aptallıktı.

"Yalın" Çağrı'nın seslenmesiyle Yalın yanımdan kalktı.

Şu sıralar alışmıştım ağlamaya. Her şeye ağlıyordum. Şimdi olduğu gibi.

Çalan telefonuma baktım. Kaan arıyordu.


Açmayacaktım. Aklıma hep o gün geliyordu.

Deli değil misin dediği gün.

Bana deli dediği gün. İlk kez aramıyordu. Defalarca aramıştı ve hepsinde meşgule atmıştım. Yine öyle yaptım.

Gelen mesaj sesiyle telefona baktım

"Özür dilerim Deniz. Sen benim için çok değerlisin. Sana ne dediysem sinirlendiğim için dedim. Mina benim çocukluk arkadaşım ve değer verdiğim biri. O yüzden öyle oldu. Kusura bakma. Affet beni."

Tekrar çaldı telefonum. Derin bir nefes alıp açtım.

"Efendim."

"Şükürler olsun iyisin. Çok korktum sana bir şey oldu diye."

"Ne diyeceksen de."

"Mesajı okudun mu?"

"Okudum."

"O zaman affet beni?"

"O kadar basit değil Kaan."

"Elimden geleni yapacağım. Şu an Çağrı larda kalıyorsun biliyorum."

"Bay bay kaan"

"Bay bay siyah kelebek."

Siyah kelebek? Sanki içimdeki mavi kelebeğin siyaha döndüğünü biliyordu. Sanki, tüm umutlarımın yok olduğunu biliyordu. Sanki, sanki bu adam benim içimi biliyordu.

"Peri kızı benim yemeklerimi özlemiş mi bakayım?"

Mutfağa doğru baktım. Çağrı'nın neşeli sesi gülümsememe Sebep oldu. Mutfak kapısına yaslanmış tek eli belindeydi.

"Çok özledim."

"Gel öyleyse."

Yerimden kalkarak yavaş adımlarla ilerlemeye başladım. Çağrı çoktan girmişti mutfağa.

Bildirim sesi gelen telefonuma bakmak için kafamı çevirdiğimle çığlık atmam bir oldu. Benim yattığım yerde yatan tuhaf şey bana gülümsüyordu. Yeni bembeyazdı göz bebekleri yoktu. Ayağa kalktı bir kez daha çığlık attım.

Belimden sımsıkı tutan el daha çok çığlık atmama sebep oldu. Hemen refleks olarak arkamı döndüm. Gördüğüm mavi gözler kalbimin atışını değiştirmeye yetmişti. Hissettiğim korku yerini heyecana bırakmıştı.
Gözlerini sevdiğim adam.

"Ne bağırıyorsun Deniz? Bir şey mi oldu?"

"Hayır. Hayır bir şey olmadı." dedim ve kolları arasından çıktım. Koltuğa bakmamaya özen gösterip mutfağa doğru ilerledim.

🙈🙈🙈🙈🙈🙈🙈🙈🙈

"Senin burda ne işin var?"

"Seni özledim."

"Çık git Kaan."

Hızlıca bileğimden tuttu.

"Seni almadan asla."

"Gelmiyorum. Ben burda mutluyum."

Bileğimi daha fazla sıktı.

"Geliyorsun!"

Şu sıktığı yer kesin moraracaktı.

"Acıyor!"

Gözleri kahverenginin en koyu haline bürünmüştü.

"Geleceksin dedim anladın mı?"

"Sen nasıl bir zorbasın be? Gelmiyorum!"

"Deniz" duyduğum ses kurtarıcımın geldiğini gösteriyordu.

"Vayy Yalın bey de mi buradaymış."

Önce kaan'a sonra tuttuğu bileğime baktı.

"Ne istiyor bu senden?"

"Seni ilgilendirmez!" Kaan'ın sözü laflarımı ağzıma tıkmaya yetmişti.

Kaan'ı geriye doğru ittirdi ve bileğimdeki eli yere düştü.

"Hayırdır sen?" dedi Kaan. Gözleri sanki mümkünmüş gibi daha koyu olmuştu.

"Siktir git burdan belanı arama!" dedi Yalın. Onun da gözleri koyulaşmıştı.

"Sen mi vercen lan belamı?"

"Beğenemedin mi?"

"Sabrımı zorluyorsun!"

"Komik misin lan sen?"

"Kaan git." dedim ufacık çıkan sesimle. Birazdan kavga çıkabilirdi ve bu en son isteyeceğim bir şeydi.

"Ölümü arıyorsan direk söyle lan sınama beni."

"Azrail olsan canımı almaya gücün yetmez piç kurusu!

" Ya yeter Kaan git yeter! " biraz daha çok çıkmıştı sesim.

" Yalın. " duyduğum ve iğrendiğim tanıdık ses oraya bakmamı sağladı.

Kocaman bavuluyla tam karşımda duruyordu. GAMZE.

merhaba canlarım. Bölüm geç geldi farkındayım ama okul açıldığı için sadece cumartesi günleri yayımlayabileceğim. Elimden geldiğince uzun bölümler yazmaya çalışacağım. Umarım beğenirsiniz bu bölümü❤️

Siyah Kelebek |TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin