Alın size yebeeğ sslsjksjs
342Rumis media için tşk sksjsksj
Sınır 10672304647276784
Beni özelden tehdit edenlere selamlar olsun sksjsksj
⚠UYARI⚠
BÖLÜM BOYUNCA KALBİNİZİN DURMASINA NEDEN OLABİLECEK GİFLER BULUNMAKTADIR. GİFLERE DİKKAT EDİN. GİFLERE DİKKAT EDİN. GİFLERE DİKKAT EDİN!
sksjsksj
İyi okumalar...
EREN
Jimin
-ee... Neden toplandığımızı hala anlayamadım ben?
Jimin'in konuşmasıyla bakışlarımız ona döndü. Titrek bir nefes verdim dudaklarımın arasından. Biraz sonra Namjoon benim ile ilgili tüm gerçeği açıklayacak ve üyelerin tepkilerine benimle beraber bakacaktı. Ben ise diğerleri ile birlikte masanın etrafına dizilmiş onun söyleyeceklerini bekliyordum.
Artık her şeyin sonuna gelmiştim...
Namjoon ellerini birbirine sürterek masanın en başına oturdu ve yüzündeki telaşlı ifade ile üyelere döndü.
-sanırım sizi neden buraya topladığım konusunda hepiz meraklısınız.
Dediğinde herkes ağzından onaylar mırıltılar çıkarırken Namjoon sarı saçlarını eliyle geriye taradı.
-arkadaşlar biliyorsunuz ki yaklaşık iki ay önce grubumuza Eren katıldı ve dağılmak üzere olan grubumuzu hit listelerinde bir hayli yükseltti. Eskisi kadar ARMY'miz olmasa da yabancı fanların artış oranında %78 artış oldu. Yakında eski başarılarımıza tekrar ulaşacağız ve bunu hepimiz Eren'e borçluyuz.
Masanın üzerinde duran bardağa uzandım ve titreyen ellerimle bardağı kavrayarak bir yudum su içtim.
Korkuyordum. Beni kabul etmemelerinden ve onlardan ayrılmaktan korkuyordum. Bu iki ay içerisinde onlara o kadar çok alışmıştım ki artık onlardan ayrılmak istemiyordum. Onlar benim iyisiyle kötüsüyle ailem olmuşlardı.
-dün Eren hakkında önemli bir gerçek öğrendim ve bunu sizinle de paylaşmam gerektiğini düşünüyorum. Söyleyeceğim bu şey hepimizin geleceğini etkiliyor. Buna Eren'in de geleceği dahil.
Dediğinde herkesin gözleri benim üzerimde toplandı. O an bakışlarım Taehyung'a kaydı. Kaşlarını çatmış bir şekilde masanın üzerine bakıyordu. Birinin elimi sıkmasıyla başımı o tarafa çevirdim. Jungkook elimi sıkıyor ve hafifçe gülümsüyordu.
Bu iyi gelmişti. Birinin yanımda olmasını bilmek gerçekten iyi hissettirmişti.
Namjoon derin bir nefes alarak üyelerin gözlerine tek tek bakmaya başladı.
-arkadaşlar, Eren aslında erkek değil. O bir kız.
Herkez sessizlik içinde birbirine bakarken ben başımı aşağı eğmiş ilk tepkinin kimden geleceğini bekliyordum. Artık söylediğim yalanı onlar da öğrenmişti ve geleceğimi onlar belirleyecekti. Duyduğum sesle başımı biraz daha aşağı eğdim.
Bu seszlikte duyulan tek şey Lan'ın bardaktan su içerken çıkardığı o 'cuk cuk' sesiydi ve bu ses her geçen saniye beni daha da geriyordu.
Jimin bana döndü ve dehşet içinde parmağını bana doğrulttu.
-s.sen... Sen şimdi bir kız mısın?
Dudağımı ısırarak başımı aşağı yukarı salladığımda eliyle ağzını kapadı.
-o zaman Aybüke ve sen lezbiyensiniz.
Dedi gözleri kocaman olmuş bir şekilde. Ne yani, takıldığı nokta bu muydu?
Jungkook gözlerini devirerek Jimin'in omzuna vurdu.
-saçmalama Jimin hyung. Sadece daha inandırıcı olması için bizi kandırıyorlarmış.
Derken sesi biraz sinirli gibi çıkmıştı. Jhope oturduğu sandalyeden sertçe kalktığında sandalye gürültüyle yere düşmüştü. Bununla birlikte sıçrayarak ona döndüm.
Onu hayal kırıklığına uğratmıştım.
-sen...
Dedi parmağıyla beni işaret ederek. Ardından bir şey söylemeden hızla merdivenlere yöneldi. Gözlerim dolmaya başladığında üzerimdeki gömleğin eteklerini avcuma alıp sıkmaya başladım. Grupta en çok onu seviyordum ve ben ona yalan söylemiştim.
Ben böyle olsun istememiştim.
-keşke yalan söylemeseydin.
Dedi Jin ve o da masadan kalkarak merdivenlere yöneldi. Onun ardından Jimin de ayağa kalktı.
-zaten sapıklığından kız olduğunu anlamalıydım.
Diyerek arkasını döndüğünde masada bu olanları yeni öğrenen bir tek Suga kalmıştı. Oysa sanki hiçbir şey duymamış gibi geriye yaslanmış, elindeki yeşil elmasını yiyordu.
-sen neden bir şey demiyorsun hyung?
Jungkook'un konuşmasıyla Suga omuz silkti.
-en başından beri kız olduğunu biliyordum.
Hepimiz şaşkınca ona bakmaya başladık. Ne demek en başından beri biliyordu. Hem nasıl öğrendi ki? Ve neden bize söylemedi?
-nasıl öğrendin?
Elmadan bir ısırık daha alarak bana baktı.
-eğer aptal gibi geceleri maymununla sohbet etmeseydin ben de öğrenemezdim.
Her gece o uyuduktan sonra Lan'a başımdan geçenleri anlatır rahatlardım. Bazen de ailem hakkında konuşurdum onunla fakat burada bir sorun vardı. Ben Lan ile türkçe konuşuyordum.
-peki neden gelip bize söylemedin?
Namjoon'un konuşmasıyla Suga ona döndü.
-yedi erkeğin arasında hayatta kalma çabası gayet eğlenceliydi de ondan. Ben de bu eğlenceyi kaçırmak istemedim.
İstemsizce gözlerimi devirdim. Resmen benimle dalga geçmiş.
-diğer üyelere kendimi nasıl affettireceğim?
Dedim başımı onlara çevirerek. Namjoon gülümsedi.
-bence şimdi git ve konuş. Çünkü bu akşam senin gruptan ayrılıp ayrılmamanla ilgili bir oylama yapmayı planlıyorum. Gruptan ayrılmadan önce kendini affettirmelisin.
Başımı sallayarak masadan ayağa kalktım. Haklıydı. Onlardan hemen özür dileyip yaptığım eşekliği affetmelerini sağlamalıydım.
-gel.
Jin'in sesini duyduğumda içeri girdim. Yatağına oturmuş telefonuyla uğraşıyordu. Odaya girmemle kafasını telefondan kaldırıp kısa bir süreliğine bana baktıktan donra tekrar telefona döndü. Derin bir nefes alarak ona doğru ilerledim ve hemen yanına oturdum.
-Jin hyung.
Dedim sesimin tatlı çıkmasını sağlayarak. Sanırım ona şirinlik yaparak kendimi affettirebilirdim.
-hyung demene gerek yok. Ne de olsa bir kızsın.
Dedi dalga geçer bir ses tonuyla. Başımı aşağı eğerek ellerimle oynamaya başladım.
-özür dilerim.
Dedim sessizce. Derin bir nefes alarak telefonunu yanına bıraktı.
-umarım bizi kandırmak için geçerli bir sebebin vardır?
Başımı salladığımda tamamen bana döndü.
-o zaman bu nedenini duymak istiyorum.
Başımı sallayarak her şeyi en başından anlatmaya başladığımda söylediğim her cümlede biraz daha şaşırıyordu. Sanırım bu kadar karmaşık ve ekşınlı bir hikaye beklemiyordu. En son sahneye çıktığım yeri anlattığımda gözleri kocaman olmuş bana bakıyordu.
-ben... İnanamıyorum.
Başımı biraz ona yaklaştırarak ona baktım.
-affettin mi?
Oturduğu yerde geriye yaslanarak gülümsedi.
-bana o yemekleri nasıl yaptığının tarifini verirsen affederim.
Yüzüme yerleşen kocaman gülümsemeyle ona sıkıca sarıldım.
-çok teşekkür ederim.
Dedim gülerek. Beni belimden tutarak kendinden uzaklaştırdığında gülümsemem soldu.
-her ne kadar erkek gibi olsan da sen bir kızsın Eren. Üyelere bu şekilde sarılırsan yanlış anlayabilirler.
Dediğinde kıpkırmızı oldum.
NE DEMEK YANLIŞ ANLAYABİLİRLER?!
-ş.şey. O zaman ben diğerlerinin yanına gideyim.
Dedim ve ayağa kalktım. Ardından gülümseyerek önünde eğildim.
-teşekkür ederim.
O da bana içten bir şekilde gülümsediğinde sevinçle odadan dışarı çıktım. Sırada Jimin ve Jhope vardı. Jimin'i bilmiyorum ama Jhope'un beni kolay kolay affedeceğini sanmıyorum.
Odalarının önüne geldiğimde kapıyı tıklayarak içeri girdim. Jimin yatağında bağdaş kurmuş Bay Bobs ile ilgileniyordu. Jhope ise sırtını yatak başlığına dayamış elindeki deftere bir şeyler karalıyordu. Derin bir nefes aldım ve Jhope'un yanına ilerledim. Bunu yapmamla defteri kapayarak çekmeceye koyup ayağa kalktı ve odadan dışarı çıktı. Ağlamaklı bir şekilde Jimin'e döndüm. O ise olanları takmamış hala Bay Bobs ile ilgileniyordu.
-Jimin hyung.
Dedim ve dudağımı sarkıtarak yanına ilerledim. Bana bakmadan konuşmaya başladı.
-artk senin hyungun olmak istemiyorum Eren. Jimin oppa dersen sevinirim çünkü aramızda dört yaş var. Üstelik dışarı çıkarsan da sevinirim. Aslında evden tamamen gidersen ve gruptan ayrılırsan daha çok sevinrim.
Dedi ve sahte bir gülümsemeyle göz kırptı.
Başımı aşağı eğerek artık alışkanlık haline getirdiğim şeyi yapmaya, yani parmaklarımla oynamaya başladım.
-özür dilerim. Ben bu yalanı söylemek zorundaydım.
Omuz silkti.
-aslında bakarsan gruba tam olarak ne için girdiğin beni ilgilendirmiyor. Beni şu anlık ilgilendiren şey Bay Bobs'un kürkü.
Derin bir nefes alarak önünde eğildim.
-tekrar özür dilerim.
Diyerek odadan dışarı çıktığımda hızla aşağı kata inmeye başladım. Jhope'u bulmalıyım çünkü kendimi en çok ona affettirmek istiyorum.
Aşağı kata indiğimde hızla masayı toparlayan Namjoon'un yanına gittim.
-Jhope nerede?
-biraz önce dışarı çıktı. Şirkete gitmiş olmalı.
Bir küfür savurdum ve kapıya doğru koşmaya başladım. Koşarak bahçeden dışarı çıktım ve adımlarımı yavaşlatmadan koşmaya devam ettim. Yaklaşık beş dakika koştuktan sonra siteden çıkabilmiş ve en nihayetinde bir taksiye denk gelebilmiştim. Hızla taksiye bindim ve adama döndüm.
-BihHit Entertainment Şirketine lütfen.
Adam başıyla onaylayıp gaza bastığında ceplerimi yoklamaya başladım.
Harika! Yanıma cüzdanımı almayı unutmuşum. Ellerimi saçlarımın arasından geçirerek gözlerimi kapadım. Neden her şey bu kadar üst üste geliyor hala anlayabilmiş değilim.
Taksi şirketin önünde durduğunda hızla kapıyı açtım ve içinden indim. Taksici de peşimden indiğinde ona bir dakika işareti vererek şirket önündeki güvenliğin yanına ilerledim.
-taksi parasını öder misin?
Güvenlik başını sallayarak taksinin yanına ilerlediğinde koşarak büyük binadan içeri girdim. Adımlarımı hızla danışman kızın yanına yönlendirdim ve masasının önüne geldiğimde dirseklerimi masasına dayayarak ona doğru eğildim.
-hoşgeldiniz Eren bey. Nasıl-
-Jhope burada mı?
Dedim nefes nefese. Başıyla onayladı.
-evet pratik odasına-
Cümlesini tamamlamasına izin vermeden yanından ayrıldım ve merdivenlerden koşarak çıkmaya başladım. Her adımımda daha çok terliyor ve bacaklarım daha çok ağrıyordu.
Ona kendimi affettirecektim.
Pratik odasının önüne geldiğimde aralık olan kapıyı açmak için elimi uzatmıştım ki duyduğum sesler elimin havada kalmasına neden oldu.
-beni neden buraya çağırdın?
Diyen ses Jhope'a aitti. Kulağımı hafifçe kapıya dayadım.
-belki... Belki yeniden başlayabiliriz. Yani sen ve be-
-sen ve ben diye bir şey kalmadı! Oyun oynamaya bir son ver artık!
O an dondum kaldım. O bir kızla konuşuyordu. Garip olan taraf ise benim bu kızın sesini bir yerden tanımamdı.
-beni hala sevdiğini biliyorum Hobie. Neden böyle yapıyorsun?
Jhope birini mi seviyordu?
-evet, seni hala seviyorum ve bunu inkar etmiyorum.
-o zaman neden sana olan aşkımı kabul etmiyorsun?
Kendimi geri çekerek kapı aralığından bakmaya çalıştım fakat gördüğüm tek şey Jhope'un sırtıydı.
-sen beni sevmiyorsun ki. Sevsen bile ben sana olan sevgimin üzerine bir set çektim.
-o seti aşabilirim, bunu biliyorsun.
-o seti aşmana izin vermeyeceğim.
Birkaç adım sesinden sonra tekrar kız konuştu.
-o seti aşacağım Jhope ve sen tekrar bana deli divane aşık olacaksın. Üstelik ne var biliyor musun. Ben seni zerre sevmiyorum.
Adım sesleri kapıya yaklaşmaya başladığında hızla köşeyi döndüm ve duvar dibine çökerek kızın çıkmasını bekledim. Kız topuklu ayakkabılarının sesi eşliğinde çıktıktan sonra arkası dönük bir şekilde uzun koridorda yürümeye başladı. Kız köşeyi döndüğünde çömeldiğim yerden hızla kalktım ve pratik odasından içeri girdim. O an sırtını aynaya yaslayarak yere oturmuş, bacaklarını ileri uzatmış Jhope'u gördüğümde adım atmayı kestim.
Yıkılmış görünüyordu.
Yüzünde o her zaman eksik olmayan gülümsemesi yoktu. Yüz hatları düz ve hiçbir duyguyu ifade etmiyordu.
Derin bir nefes alarak ona doğru yürümeye başladım. Adım seslerimden dolayı başını bana çevirmişti ve beni görür görmez kaşları anında çatılmıştı.
Bana kızgındı.
Bana kırgındı.
-senin burada ne işin var?
Dedi kendinden emin sert bir ses tonuyla. Ellerimi önümde birleştirdim.
-ben...
-duydun mu?
Bunu sormasıyla tırnaklarımı avuç içime sertçe batırdım. Doğruyu döylemelisin Eren... Doğruyu söyle...
-evet.
Hafif bir tebessümle güldüğünde kaşlarımı çattım. Neden gülüşü artık canımı yakıyordu?
-ne kadar aciz ve korkak olduğuma yakından şahit olan ilk kişisin.
Dedi ve bir şey hatırlamış gibi durdu.
-aah... Doğru ya. Senden önce bana tekmeyi vuran kız görmüştü.
Dişlerimi sıkarak ona yaklaştığımda tam yanında ayakta dikiliyordum. Oysa bana bakmayı reddediyor ve dimdirekt karşıya bakıyordu.
-bu şekilde konuşma! Sen aciz veya korkak değilsin!
Bağırmamla kızaran kahverengi gözlerini hızla bana çevirdi.
-neyim o zaman!
-sen Jhope'sun!
Diye bağırdığımda gülerek başını iki yana salladı.
-artık mutlu olmak o kadar da yakın görünmüyor ufaklık. Mutluluğa dair bir umudum kalmadı.
Başımı iki yana salladım.
-senin adın umut. Her zaman umutlu olmal-
-sana umut yok dedim!
Bir anda bağırdığında korkarak yerimde sıçradım. O ise hızla ayağa kalktı ve tam karşıma geçti.
-artık umut yok...
Dedi fısıltıdan ibaret olan sesiyle ve hızlı adımlarla pratik odasından dışarı çıktı. Derin bir nefes alarak arkamı döndüm.
Umut her zaman için vardı...
♊♊♊
-evet şimdi herkes kararını söylesin.
Hepimiz başımızı Namjoon'a çevirdiğimizde heyecandan ellerim titriyordu. Saat akşam ondu ve benim gruptan ayrılmam için bir oylama yapılıyordu. Biraz sonra kalıp kalmayacağım kesin olarak kararlaştırılacaktı.
-kalsın.
Jin bana gülümseyince bende hafifçe tebessüm ettim.
-gitsin.
Diyen Namjoon üzgün gözlerle bana baktı.
-kusura bakma Eren. Grubun geleceğini tehlikeye atamam.
Hafifçe gülümsedim. O da kendine göre haklıydı.
Jungkook
-kalsın.
Gözlerim onunla buluşunca gülümsemem büyüdü.
Jimin
-gitsin.
Başımı Jungkook'dan Jimin'e çevirdiğimde gözlerini kısarak bana baktığını gördüm. Zoraki bir şekilde ona da gülümsedim.
Jhope
-gitsin.
Jhope'un bana bakmadan konuşmasıyla dudağımı ısırmaya başladım. Sadece Taehyung ve Suga kalmıştı.
Suga
-kalsın. O geldiğinden beri eğlencem arttı.
Onun beni kabul ettiğine sevinirken tüm gözler Taehyung'a döndü. Üçe üç kalmıştı ve bu durumu bozacak tek kişi Taehyung'du. Taehyung tam ağzını açmıştı ki o an kapının çalmasıyla ağzını geri kapadı. Jimin kapıyı açmak için ayağa kalktığı sırada ben de onunla birlikte ayağa kalktım. Onun gitsin diyeceğine adım gibi emindim. Beni en başında beri sevmiyordu zaten.
-bana şimdiye kadar iyi davrandığınız için teşekkür ederim çocuklar. Umarım iyi yerlere gelirsiniz.
Dedim ve önlerinde eğildikten sonra arkamı döndüm. Merdivenlere doğru bir adım atmıştım ki duyduğum sesle olduğum yerde kaldım.
-kalsın.
O an dondum kaldım. O... O kalmamı söylemişti.
Yanlış duymadım öyle değil mi?
Hızla arkamı dönerek şaşkınlıkla ona baktım.
-n.ne dedin sen?
Boğazını temizleyerek gözlerini kaçırdı.
-duydun işte. Kalmanı söyedim.
Sevinçle bir çığlık attım ve koşarak onun üzerine atladım. Ardından kollarımı ona sarıp sımsıkı sarıldım.
-İNANAMIYORUUM. RESMEN KAL DEDİİ! BURADA KALIYORUM! GRUPTAN AYRILMIYORUUM!! TEŞEKKÜR EDE-
-neler oluyor burada?
Duyduğum sesle kollarım boynunda asılı kaldı. Şaşkınlıkla başımı kapıya çevirdim.
Black Pink...
İlk Suga kız olduğunu öğrenecek diyenler kazanmıştır sksnskj
Sizce Jhope'un yanındaki kız kim ve Jhope'a ne yapmış olabilir?
Taehyung'un gitmesin dediğine şaşıranlar?
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Hepinize BTS'li günler🐵